Quaresma Etkisi

Olayın sadece söylentiden ibaret olduğu bir transfer hakkında kalem oynatıp, adetim olmayan bir şeyi yapmak üzereyim... İtalya seyahetlerini, her haber ajansının ısrarla bu haberi geçtiğini ve de geçen yıllara nazaran bu transferin "daha bir oluru var" denebilecek düzeyini düşünürsek üzerinde durmakta fayda var diyebilirim. İşin bir de, gözü karartıp "yıldız alacağız!" bodoslamasıyla yapılan transfer harekatında adı geçenler arasındaki, futbol açısından da en mantıklısı olma boyutu da var....

Türk takımlarının, "Avrupa'da adı sanı duyulmuş oyuncu transferi" yapabilmeleri için iki seçenekleri var. Birincisi; bahsi geçen oyuncuların futbolunda son döneme girdikten sonra, hem tekrardan O'nu yıldız gibi görecek bir ülkeye geçiş yapma, hem tekrardan forma şansı bulma, hem de iyi kazanma gibi nedenlerle Türkiye tercihini yapmasıyla oluyor. (bkz: Roberto Carlos, Van Hoijdonk, De Boer, Ailton, Zago). İkincisi ise; yaş olarak hala genç olmalarına rağmen, oynadığı takımlardaki kadro genişliği sebebiyle forma bulamama, "yaramaz çocuk etiketi" veya sakatlıktan yeni çıkma sebepleriyle "uyku moduna geçmiş" yıldız oyunculara, Türk takımlarından gelecek uyandırma teklifleriyle oluyor... (bkz: Carew, Anelka, Kleberson, Keita, Baros)

Quaresma burada "fena halde" 2. maddede yer alıyor ve transferinin bir hayal olmaktan çıkma olasılığı gün geçtikçe artıyor. Inter'in seneye bu oyuncuyu elden çıkaracağı bir gerçek. Ancak, Benfica ile Ramirez karşılığında takas söylentisi var. İşleri ancak bu bozabilir. Di Maria'nın önümüzdeki sezon büyük bir transfer yapacağını da düşünürsek, Benfica için de değerli bir takas anlaşması olabilir bu...

Biz yine de "ya olursa?" olasılığını düşünüp, Quaresma - Beşiktaş odaklı bir şeyler yazalım...
Quaresma neleri değiştirir?

Mustafa Denizli'nin 1 yıllık daha sözleşme imzalamasıyla, Beşiktaş'ın yine 4-3-3 ve benzerleri yani daha çok kenar oyuncularının ayağına bakan sistemle devam edeceği bir gerçek. Savunma, ortasaha hatta Bobo'nun sayesinde forvette çok sıkıntı çekmedi Beşiktaş. Beşiktaş, çoğu maçta dengeyi "kenar oyuncularıyla" bozmak zorunda kaldı, fakat orada da ya mimli bir çocuk ya yaşını başını almış teknik bir ağabey, ya da bekten bozma bir kanat oyuncusunu gördü çoğunlukla... Sağda ise tarak kemiği kırıldığından bu yana Casper modunda, sahada arkadaş arayan bir hayalet vardı. Bu da Beşiktaş'a düzenli bir puan kaybı ve giden bir şampiyonluk bıraktı. Günümüz futbolda artık forvet özellikli kanat oyuncuları bir takıma gömlek giydirmektedir. Bu sezonki Bursaspor'un diğer Anadolu takımlarından en büyük farkı da, Ozan İpek ve Volkan Şen'dir...
O nedenle, Beşiktaş seneye "para harcayacaksa" kenar forvetlerine kalite kazandırmak, farkı orada yaratmak zorunda. Yüklü bir transfer maliyetinin altından, ancak Quaresma gibi bir oyuncuyla kalkabilir... Quaresma'nın sol forvette olduğu bir çok maç, gidiyor derken geri gelir. Özellikle Türkiye Ligi'nde... Şut desen var, fizik desen var, yetenek desen, içe çalım-dışa çalım desen zaten Dünya'nın ilk 5'i arasında... Zaten bu özellikleri sebebiyledir ki, ne zaman, nerede, ne yapıyorsa yapsın hep "para edecek" bir umut beklenip transfer edilesi bir oyuncu olacaktır. 2003'de, Türkiye Okan Koç'lu, Hamit'li, Tuncay'lı, Toraman'lı, Selçuk'lu Ümit Milli takımıyla dize getirdiği Portekiz'de iki büyük yıldız adayı vardı. Cristiano Ronado ve Quaresma... Quaresma o sezon Barca'ya transfer yapmıştı ve daha öndeydi Ronaldo'dan. Lakin Ronaldo, Ferguson'un elinde daha büyük sıçramalar yaptı ve bugün bu noktalara geldi...

İşin bir de "futbol asla futbol değildir" boyutu var. Beşiktaş bu sezon İnönü'de 16 puan kaybetmiş... Aslında büyük bir takım için, "büyük" bir ayıptır bu. Bu kaybedilen puanların en büyük sebebi; Anadolu takımlarının psikolojik olarak Beşiktaş'tan "korkmaması"dır. Beşiktaş'ı hep puan alınabilir, yenilebilir bir takım olarak görmelerindendir. Beşiktaş'ın, 3 farklı skorları bile nadiren almaya başladığını, ileri uçta daha çok futbol fakiri ama "güreşçi" görünümlü oyunculardan tercih edilmeye başlandığını düşünürsek, pek de haksız sayılmazlar aslında... Beşiktaş, o giden 16 puandan, en azından 10'unu geri alması için, rakibe "tehdit" oluşturacak oyuncular almak zorundadır. Ve arada bir de olsa, "gider!" etkisi oluşturacak farklı galibiyetler almak zorundadır... Quaresma bu konuda da çok yardımcı olabilir Beşiktaş'a... Rakip savunma, maçtan 5 gün öncesine kadar her gece "acaba madara olurmuyuz?" diye düşünüp dalacaktır uykusuna... Skor 2-0 Beşiktaş'ın eline geçerse, 2-1'i kovalamaktan çok, 3-0 olmamasına çaba göstereceklerdir... Anadolu takımlarının Alex'li Fener'e ve de Alex'iz Fener'e karşı nasıl oynadığına da bakarsak, önemli bir örnek teşkil etmiş olur... Hatta bırakın Anadolu'yu, Beşiktaş gibi bir takım bile Alex için, adam adama savunmayla bir oyuncusunu feda etmekten kaçınmıyor...

Kombine satışlarına, forma satışlarına, taraftarın moral olarak stada daha pozitif gelmelerine hiç girmeye bile gerek yok... İnsanların youtube'da adını arattığı bir oyuncuyu, canlı canlı izlemek zaten paha biçilemez olacaktır...


3 yorum:

Unknown dedi ki...

bence oLayın birde ahLak ve profesyoneLLik boyutu var mustafa. bunLara hiç değinmemişsin. şayet biLgin varsa bu arkadaşın ne kadar profesyoneL ve ahLakLı yada ahLaksız oLduğunu da payLaşırsan bizimLe, değme scoutLardan iyi iş çıkarmış oLacaksın ! :)

Cartalete dedi ki...

Ben şuana kadar futbol dışı skandalını, anti profesyonelliğini duymadım açıkcası...

Büyük takımlardaki uyuşmazlık nedeni, stilinin takım oyunu ve modern futbol oynanan düzeye ters düşmesiydi. Daha çok bireysel ayağa bakan takımlarda iş yapar. Yani Beşiktaş :)

Ama yine de Avrupa'nın vazgeçilmez yeteneklerinden. Tıpkı Anelka gibi.

Barca'da olmadı ama İnter aldı orda olmadı Chelsea kiraladı... Beşiktaş'a gelirse, yine "ulan bu adam tutar bu sefe" diyip alacak bir Avrupa kulübü daha çıkacaktır. Yaşı da genç. Quaresma'ya verdiği parayı geri alır Beşiktaş. Oynadığı süre içersindeki futbol etkisi de ekstrası olur.

Zeynep dedi ki...

Geldi, oynadı, kendine aşık etti.
Geçmişe dönüp bu yazıyı okumak güzel nostalji oldu.

"Allez Allez Quaresma Allez!!"