Mayası tutmayan İbrahimoviç'in yerine Bojan'la çıkılmıştı. Barcelona böylelikle bilindik oyununu daha rahat oynuyordu. Bojan, İbra'ya nazaran çok daha hareketli bir forvetti çünkü. Barcelona oyuncuları pozisyon neyi getirirse o bölgenin oyununu oynayabiliyor. Bojan da kenarda kalırsa bir kanat oyuncusu modelini sergiliyor, çabukça çizgiye iniyor. Cepheden bir derin top aldıysa seri şekilde pozisyona girip, çoğunlukla iyi sonuçluyor. İbrahimoviç'in ise ne olduğu belli; çok iyi bir nokta santraforu... Torres, Premier League'nin ağır geldiğini açıklayarak ayrılık sinyali verdi... Gidebileceği iki yer var; Real Madrid ve Barcelona. Real Madrid'e hem sistem hem de geçmişi açısından sıcak bakmaz. Sistem ve arkasında oynayacak milli takımdan arkadaşlarını düşünürsek Barcelona O'nun için bir rüya olur... Torres Barcelona'ya yakışır, İbrahimoviç'de Liverpool'a... Zaten her haliyle bomba gibi Premier League oyuncusu. Hayalgücümün takasıydı bu....Messi yine rakibini bayılttı. Attığı son golü basit gol gibi göstermesi de O'nun büyüklüğü... 10 santim önündeki kaleci üstünden aşırtmak gibi... En iyi erkek oyuncu ödülünü İnter karşısında kapan Busquets'in bu seferki çakallıkları Barcelona'ya zarar verdi. Önce, Villareal'li oyuncu yerdeyken topu dışarı vurmayıp, ileride kimsenin olmamasına rağmen top sürmeye çalıştı, kaptırdı ve kendi kalesinde gol oldu... Daha sonra sarısı varken ısrarla oyundan çıkmadı. Murat Kosava'nın anlatımına göre, oyuncu değişikliği henüz gerçekleşmemişken ikinci sarı kartı gördü. Bu durumda Yaya'nın, tekrar kulübüyeye dönmesi gerekirdi... Fakat Yaya oyuna girdi... Orada başka olaylar mı gelişti, yoksa aynen böyle mi oldu emin değilim. Gelecek günler gösterir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder