"Resmi Jubile Maçı" Milan 3 - Juventus 0

Kimi Dünya Kupası kadrosuna alınmış, "ne doğru bir karar!" dedirtmek için, kimi kadro dışında kalmış "aslında bende çok iş vardı!" serzenişi için, kimi giydiği formaya, kimi de futbola veda etmek için sahadaydı bugün San Siro'da... Takım oyunundan uzak, bireysel çabaların bol olduğu, fakat temposuz bir "resmi jubile maçı" izledik... Yüzyıllar önce Gladyatör'ler, bugün yerlerini futbol stadyumlarına bırakmış arenalarda ölmeyi kabullenir, başka bir ölümü onursuz sayarlardı... İtalyan futbol kültüründe yetişmiş bir oyuncu da, ter idmanı havasındaki gösteri maçların yerine, resmi bir maçta formasına ve tribünlere veda etmeyi yeğlemiştir hep. Bugün de bazı oyuncular için öyle oldu. En özeli de Favalli'nin vedasıydı... Bugün, Dünya Kupası kadrosuna alınmış vatandaşı Cannavaro'dan daha formda olduğunu göstererek "hoşçakalın" dedi... Tam 12 yıl önce, UEFA Kupası Finali'inde İnter'e kaybeden Lazio'nun sol beki olan Favalli, o gün sahadaki "tecrübeli" oyunculardan biriydi... Bugün, o zamanlar "genç" oyuncu sıfatıyla pek çok kişinin futbolu çoktan bırakmış ya da sönmüş olduğu bir ortamda, O Milan formasıyla, takımının en iyisi olarak oyundan ayrıldı ve kendisinden iki yaş büyük hocasına gururla sarıldı... Leonardo da, teknik adam olarak Milan'a veda ediyordu. O'na sarılanlar arasında, ilk resmi golünü atan ve Leo sayesinde çıkış yakalayan Antonini de vardı...
Seedorf ve Ronaldinho "seneye bensiz plan yapmayın" derken, Pato Ronaldinho'nun aksine Dunga'yı haklı çıkarttı... Hadi Pato'ya eyvallah, daha dünkü yetme... Ama Ronaldinho'ya saygısızlık yapıldığını düşünüyorum. Yetenekleriyle ülkesinin sembol oyunculardan biri olmuş insanların "milli takımı bıraktım" açıklaması gelmedikçe, 11'de düşünülmese bile kadroda olmaları gerekir. Dünya Kupası'nın esprisi budur. Burada önyargı, antipatik kaçar. Dunga'nın yaptığı iş güzarlık... Maksat, 98 öncesi Fransa'nın yaptığı gibi "sorunlu oyuncu temizleme" ise, Robinho'nun ne işi var?

Bu sezonun hayal kırıklığı yaratan iki büyüğün maçıydı, işin öbür boyutuna girersek... Ama Milan'ın bu duruma "daha az karamsar" bakma lüksü vardır. Geçen sezon transfer alım-satımlarında net 50 milyon Euro kar etmiş ve bugün sıralama olarak pozisyonu değişmemiştir Milan'ın. Geçen sezon da 3. bitirdiler, bu sezon da 3.ler ve direkt olarak Şampiyonlar Ligi'ne kalacaklar. Önümüzdeki sezon Milan için "pamuk eller cebe" sezonu olacaktır artık. Milan taraftar forumlarında adı geçen oyunculara bir anket düzenlenmiş. Orada istenilen oyuncu olarak uzak ara lider Dzeco. İkinci ise Krasic... Hafta içinde Krasic'le anlaşıldığı yazılmıştı. Dzeco ve Krasic transferi, Milan'ı ofansif mezhiyetler konusunda geliştirecektir. Ortasahada ve beklerinde çok sorun yok, ama en az bir de stoper şart. Favalli, takımın en iyisi olarak futbola veda ediyorsa, Favalli'ye saygı duymanın yanında, Milan'ın da dönüp bir arkasına bakması gerekiyor...

Juventus'ta ise Milan'a göre durumu farklı. Daha bir içler acısı... Geçen sezon 2. bitiren takımın üzerine büyük transferler yaptılar. Diego ve Melo... İkisi de, sezonun en kötü transferleri listesinde ilk ikiyi oluştururken, Juventus ise 7. olarak sezonu kapatıyor... Chiellini ve Marchisio dışında bu sezon ayakta kalan, önümüzdeki sezon planlamasında gözü kapalı güvenilecek başka bir oyuncu yok. Beşiktaş'ın 100. yılında herşeyini Lucescu'ya emanet ettiği gibi, Juventus'un da planı önümüzdeki sezon Benitez'i getirip; "biz bu işten anlamıyoruz, gel transferleri de sen yap!" dercesine ipleri teslim etmek olacaktır...

Hiç yorum yok: