"2002 Dejavusu" Brezilya 2 - K. Kore 1

Bugün hem Brezilya sahne alıyor, hem de merakla beklenen, yeni bir takım karşımıza çıkıyordu... Asla hücum yapmayı unutmayan, fakat 5'li savunma ile kalesini savunan, kırmızı formalı bir takım izledik... Forma renginin, taktiklerinin yanı sıra, Brezilya'ya "gider yapan" atak girişimleriyle, dirençleriyle, tıpkı 2002 senesinin Türkiye'si gibilerdi... O turnuvaya da Brezilya, yine "yeni ve merak edilen takımlardan" Türkiye ile maçlarına başlıyor, Ümit Özat'ın sarkık libero oynadığı 5'li savunma karşısında çok zorlanıyordu... Yun-Nam Ji'nin "Hasan Şaş" vari golü ile de, dejavu tamamlanmış oldu... Farklı olay şeyler; gollerin kronolojik sıralaması ve Kore'yi yakan, "karşı Kore'li" bir hakemin olmayışıydı...
Bugün Brezilya'dan "gol şov" bekleyenler hayal kırıklığına uğramıştır elbet... Ancak "futbol" açısından daha güzel şeyler oldu: Direnmeyi beceren "zayıfın" mücadesi, onları geçmeye çalışan "güçlünün" hamleleri ve direnen takımın ara-ara yaptığı ataklar... Kuzey Kore, beklediğimden çok daha fazla heyecanlandırdı beni açıkcası. Yetenekli forvetleri Tae-Se, bugün Lucio'ya kalçayı dayayıp, sırtı dönük oyun oynadığı bile oldu... Hem Tae-Se'nin "gol attığını görmek", hem de Kore'nin Portekiz ve Fildişi karşısında "enterasan taktikleriyle sonuç alıp-alamayacaklarını öğrenmek" için, kalan maçlarını sabırsızlıkla bekliyorum şimdiden...
Brezilya "terlediği" maçta, Maicon ve Robinho'nun "büyük futboluyla" galip gelebildi... Belki böyle bir maçı "rahat" kazanamadı, ama hücum-savunma dengesini -şuana kadar izlediğimiz takımlar içersinde- en iyi oturtmuş takım olarak göze çarptı. Almanya için de aynı şeyi söyleyebilir, hatta ofansif olarak çok daha "farklı bir takım" diyebiliriz... Ancak Brezilya'nın, ortasaha ve savunma dengesi Almanya'ya nazaran daha önde. Almanya gibi bir "mentalin" grup maçlarından 9 puanla ayrılması yüksek ihtimal... Ancak, Dünya Kupası'nı almak konusunda Brezilya stilindeki takımlar daha şanslı... Bir de İspanya'yı görelim bakalım...