"Değişimin Habercisi" Slovakya 3 - İtalya 2

Öncelikle şunu söyleyelim; Lippi, bu turnuvada çıkabileceği en ideal kadroya yakın bir 11'le başladı. Belki, Iaquinta inadına itiraz edilebilirdi, fakat O'nunda "ideal bir 4-3-3'ün" orta forvetinde çok sırıtmayacağını düşünüyordum. Yani, bu maçı Lippi'nin üstüne yıkmak olmaz sanki... Aslında İtalya, en büyük hatayı "en baştan" yaptı. Bu takımın ortasahasına ve defasına güvendiler. Cannavaro-Chielli'nin tandeminin, Zambrotta'nın Serie A'da "ne halde" olduklarına bakmadan, bir değişime gitmediler... Açıkcası ben de, bu oyuncuların sırf formalarıyla ve arkasında yazan isimleriyle bile gruptan çıkabileceğini düşünüyordum, her ne kadar turnuva öncesi İtalya değerlendirmem de "bu kez gök mavilikleri kadar uzak..." desem de, gruptan çıkmak İtalya için çok büyük bir zorluk olmasa gerekti...

İtalya'nın 2006'da yine "skoru değiştirme adına" çok efektif olduğunu söyleyemeyiz... Ancak, en ileri uçtan başlamak üzere, takım olarak topun arkasına geçen bir anlayış vardı. Ve bunu 90 hatta 120 dakikaya kadar yayacak dirence de sahiptiler. Bugün "beraberliğin yetme olasılığı" olan bir maçta bile, Slovakya'dan ilk golü yemekten kurtulamadılar... Hem de, Wiess'ı kenarda unutmuş, hücum varyasyonları rastlantılara bırakmış bir Slovakya'ya... Vittek, her eve lazım santraforlardandır esasında, Ankaragücü çok büyük iş yapmıştır bu oyuncunun bonservisini alarak. Sadece attığı goller için değil, hava hakimiyeti, sırtı dönük oynayabiliyor olması ve düzgün pas yapabilen ayağıyla önemli bir "komple forvettir" kendisi. Stoch'a deyinecek olursak; bir kenar forvet için "ekstra" yaratıcı bir oyuncu değil gibi, teknik olarak üst düzeyde olmadığını düşünüyorum. Ama tam bir takım oyuncusu olabilir... Geri dönüşleriyle, hızıyla, içeri katetmesiyle, topu tehlikeli bölgelere pas olarak aktarabilmesiyle bir "taktik oyuncusu" görünümünü sundu... Birşeyleri değiştirmek adına O'nun ayağına bakan bir takım değil de, takım olarak efektif oynayan bir düzenin içinde, önemli bir çark görevi yapacaktır Stoch...
Lippi'nin bu maçtaki en büyük hatası "erken telaşa" kapılmasıydı aslında. İkinci yarıda "zaten eski direncinde olmayan takımın" ortasahasını 2'ye düşürmek biraz fazla oldu... Slovakya, Vittek'in indirdiği her topta 3 oyuncusuyla birden yanlız kaldı ortasaha... Bu da, önemli kontra atakları beraberinde getirdi ve İtalya 1'i bulamadan, Slovakya 2'yi buldu... Oysaki Slovakya, Yeni Zelanda karşısında bile "telaşa kapılacak" bir kumaşı olduğunu göstermişti. Bir Pirlo - Gattuso ve forvet değişimi yetebilirdi İtalya'nın skoru 1-1 yapmasına... Quagliarella, Lippi'nin "pişmanlıklar" listesine girmiştir heralde... Lippi, -keşke Iaquinta'da direnene kadar, bu çocuğu oynatmaymışım- demiştir bu maçtan sonra... İlk golde "delici" özelliğini, ikinci golde "uzun şut" yeteneğini konuşturdu Napoli'li... Ve belki de Prandelli önderliğindeki "kaçınılmaz değişimin", "değişmez" öğelerinden biri olacaktır kendisi... Evet, artık bu turnuva İtalya için değişimin habericisidir. Ve bunu yapabilecek isim de, doğru tercih edilmiştir diyebilirim... Prandelli, "küme düşmekten averaj hesabıyla" kurtulan Fiorentina'yı alıp, şahlandırmıştır tekrardan. 5 yıl içinde, sadece son senesinde ilk 10 dışında kalmış, iki kez de Şampiyonlar Ligi'ne götürmüştür... Tüm bunların dışında "futbol olarak da" Serie A'nın en göz alıcı oyunu ortaya koyan takımını yaratmıştır...

Şunu da söylemek gerekir, futbol dışı olarak da İtalya'nın "efendileşmesi" pek yaramamış sanki... Bugün yine de takımı değiştirebilen oyuncular, mental olarak rahatsız adamlardır: Pepe ve Quagliarella... Nitekim; ikisi de kırmızı görebilirdi ama maçı çevirebilirlerdi de....
Genç jenarasyondan Balotelli önderliğinde, tekrardan "arızalı" Gök Mavilileri geri döndürmek gerek... Artık Azzurri'nin beklerini; Milan'lı Abate ve Inter'li Santon teslim alacaktır diye sanıyorum... Zaten Abate, Zambrotta'yı sezon içersinde çoğunlukla yedek bırakmıştı... Fiorentina'da banko oynattığı öğrencisi De Silvestri'yi de düşünebilir tabi... Andrea Pirlo'nun yerine, bir başka "Andrea" olan ve Sampdoria ortasahasında neredeyse sezon boyu oynayan Poli'yi hazırlamak gerek... Camoranesi'nin alternatifi de hazır: Cesena'lı Schelotto... Orta forvet için Manchester United'lı Marcheda geliyor. Ve tabi ki; bugün bile gözlerimin aradığı Balotelli... Acı son, belki de uyanış olacaktır Gök Mavililer'e... Ve o uyanış için yeterli bir genç oyuncu havuzu ve iyi bir de teknik direktörleri olacak... Bekleyelim görelim...

2 yorum:

Serkan İncekara dedi ki...

Turnuva boyuncu Kamerun takımından Ekoto, Japonya takımından ise Matsuı ve Honda dikkatimi çektiler.Bu oyuncuları nasıl değerlendiriyorsun Mustafa abi?

Cartalete dedi ki...

Katılıyorum kesinlikle. Özellikle Honda, bu tunuvayla rüştünü ispat etmiştir. Hollanda ligindeki haliyle "acaba youtube yıldızı olarak kalacak mı?" diye soru işaretleri vardı ama önce CSKA'da ara ara ortaya çıkması ve Dünya Kupası'yla tamamdır dedirrti yani..
Matsui'nin takımı da küme düştü. Heralde o da bu turnuvayla piyasa yapmıştır, elbet birisi çekip çıkartır...