"Formayı Çıkartsan..." İtalya 1 - Paraguay 1

Son şampiyonu da görmüş olduk... Pirlo'nun eksikliği, beklenenden fazla denge bozdu İtalya'da.. Pirlo'nun yokluğunda tercih edilen isim Montolivo oldu, burada sıkıntı yok. Pirlo'dan boşalan ortasahanın "pasör" rolünü ancak o alabilirdi. Ancak, Fiorentina'da hareketli forvetlere yakın oynayarak sükse yaratan bu oyuncu, ortasahanın en arkasında oynatılarak gerekli verimi vermedi... Marchisio, İtalya'nın "ofansif ortasaha" görevini alan isim olmuştu... Bu çarpık ortasaha dizilişine, Iaquinta'nın sol forvet olduğu 3'lü bir forvet eklenince, son derece dağınık bir takım ortaya çıktı... Pepe, çizgiye yaklaşan bir kanat oyuncusu gibi kaldı, Iaquinta da her zamanki gibi sadece sağa sola deplase olarak "göz boyayıp", şut atamadan maçı bitirdi...
Juventus'a transferinin ardından moral olarak da havalara uçan Pepe, bana göre de çok doğru bir tercihdi... Bir çok İtalyan oyuncu gibi, kendini geç kabul ettirenlerden... Zaten İtalya'nın yegane pozisyonları da O'nun sayesinde oldu. Gilardino'yu ortada bırakıp, sol forvette Di Natale ile başlamamasına ise hiç anlam veremedim... Camoranesi'nin girişiyle klasik 4-4-2'ye dönüp, en azından "bir şeye benzediler". Gol de, bu değişiklikten sonra geldi. Oyuna giren Di Natale ise, gol kralı olduğu bölgeye ters bir pozisyonda rol aldı; ikinci forvet... Halbuki, maçın başında Pepe - Gilardio - Di Natale gibi 3'lü bir forvetle çıksalar -ki elemelerde böyle oynuyorlardı- çok daha pozitif bir futbol ortaya çıkabilirdi, en azından sadece Pepe'nin kanadına kalmazlardı... Ayrıca, bu maçtan sonra Gilardino da, Pazzini'nin kılıncını ensesinde hissetmeye başlamıştır...

Defanst 4'lüsü beklenen kurguydu. Cannavaro eski günlerindeki gibi, önde basarak oynadı... İtalya'nın en sırıtmayan bölgesiydi her zamanki gibi. Tabi bunda "atak yapmaya hevesi olmayan" Paraguay'ın da etkisi vardır.. Güney Amerika elemelerinden de, atarak değil "yemeyerek" çıkmışlar, Brezilya'dan sonra en az gol yiyen ikinci takım olmuşlardı. Pek de farklı çareleri yok asında... Ara ara iyi santrafor çıkartıyorlar, fakat forvet hattına topu ulaştıracak ne ortasaha ne de kanat oyuncusu yetiştirebiliyorlar, bu özellikleri enterasan... Sakat Cardozo da maça başlayabilmiş olsa, çok bir şey değişmeyecekti... Bugün hatalı gol yiyen kalecilerinin yerine, 2006'da da sonradan şans verilen ve iyi oynamış olan Bobadilla tercihi yapılsa, bugün 3 puanla ayrılabilirlerdi. Slovakya'dan alacakları beraberlik, Yeni Zelanda'dan alacakları bir galibiyetle gruptan çıkabilirler. Golün sahibi Alcaraz da, Eylül'e kadar oynansa gol atamayacak olan takımını öne geçirmenin yanı sıra, asli görevini de başarıyla yaptı... İtalya forvetlerinin şut atmadan maçı bitirmesinde önemli bir paya sahip... Önümüzdeki sezon tıpkı tandem arkadaşı Barrios gibi, Premier League'e yelken açacak Wigan formasıyla...
İtalya için "çok şey beklemesek de", gökmavili formasını çıkartsan gruptan çıkmaya, hatta çeyrek final oynamaya yeter demiştik... Bu küçük umudu bile şüpheye ittiler malesef...

3 yorum:

gökhan dedi ki...

pirlo orta sahaya gelse, büyük maçların küçük oyuncusu gilardino yerine pazzini oynasa italya için işler değişir gibime geliyor. yani;

de rossi-pirlo-montolivo
pepe-pazzini-di natele

bu takımdan korkulur bence.

Cartalete dedi ki...

Ben de bir dahaki maç öyle çıkmasını umuyorum...
Montolivo yerine Marchisio da olabilir, bugün soliç oynamadı baya baya önde oynadı. Slovakya karşısında beraberlik yetebilir, bu opsiyonu düşünüp dengeyi bozmamak lazım.

gökhan dedi ki...

ya illa iç oynamasına gerek yok. pirlo yada montolivio öne de geçer, 4-2-3-1 benzeri birşeyede dönebilirler. yada tercih edilirse marchiso..

ama ne olursa olsun şu iaquinta dümbeleği oynamasın. hele solda oynayınca karnıma ağrılar girdi, sanlı kaptanı andım :)