"Lippi Çeşme'ye" İtalya 1 - Yeni Zelanda 1

Avrupa büyüklerinin tökezleyişleri devam ediyor... Güney Amerika'nın milli takımları, yenilikçi çalışmalarla bu turnuvaya gelerek "fark yarattığını" ne kadar söyleyebilirsek, Avrupalılar'ın da "tembelce" B planı arayışlarını yapmayışı sebebiyle, bu çöküşe zemin hazırladıklarından bir o kadar bahsedebiliriz... Heralde bunların en başında da Lippi'li İtalya geliyordur... Lippi, 2006'daki kadro yapısının neredeyse "tamamen" değişmesine rağmen; aynı taktiği, farklı oyuncularla oynatmaya çalışıyor. Yine amacı 4-4-1-1 gibi bir şey oynamak; o dönemki ortasahanın solunda oynayan Perrotta'nın görevinde Marchisio, diğer kanat Camoranesi'nin yerinde ise Pepe var... Totti'nin gezici, top tutan forvet rolü, Iaquinta'da, Luca Toni'nin bıraktığı "sırtı dönük santrafor" emati de Gilardino'da...
Hem bu oyuncuların, bir önceki dönemden aldıkları görevlere "uymayışını", hem 2006 kadrosundan geriye kalan bir çok oyuncunun eski formundan uzaklığını, hem o sistemi götüren beklerlerden bugün birinin İtalya'da kalması (Grosso), diğerinin 4 sene önceki halinden eser kalmamasını (Zambrotta), bunların üzerine bir de Pirlo'nun sakatlanışını da düşünürsek; bugüne dek alınan 2 puanın, çok da sürpriz olmadığını söyleyebilirim şahsım adıma...
Oynanan iki maçın ışığında bakacak olursak; İtalya'nın B planı ne olmalıydı, ya da artık "ne olmalı?" diye sormak gerekiyor kendimize... Sahaya bakıyorum, Azzurri ruhunu taşıyan çok az oyuncu var... Bunların başını De Rossi çekiyor, daha sonra Montolivo ve Pepe... Buradan da, Pepe'nin ikinci yarıdaki çıkışını anlamadığımı söylemek istiyorum... İtalya, herşeye rağmen reaksiyon gösteren bu oyuncuları daha "verimli" kullanmak zorunda. Mesela, ortasahaya Gattuso ya da Palombo eklentisiyle, De Rossi ve Montolivo içlerde oynatılıp, iki yönlü oyunlarından daha fazla güç alınabilir... Bu oyuncuların oluşturduğu 4-3-3 yapısında, Pepe; mutlaka ileri 3'lünün bir kenarında oynamalıdır. İster sola konulup, sağa Camoranesi'yi eklersin, ister sağda oynatıp, Serie A kralı Di Natale'ye umut bağlarsın... Orta forvet ise biraz muamma... Iaquinta; en çabalayan, fakat geriye kalan santraforlara (Gilardino - Pazzini) nazaran gol bulma ihtimali "en az olan" oyuncudur... Pazzini ve Gilardino ise maç içinde "nerede bu adam?" dedirttir, göründüğünde ise santra yaptırır... İlk iki maç Gilardino şansını kullandı, artık sıra Serie A'nın son haftalarına damga vurmuş Pazzini'de... Belki "maç kazanmak adına" Zambrotta sol bekte oynatılıp, Napoli'nin ofansif beki Maggio da değerlendirilebilinir...
İkinci yarıda, İtalya 4-3-3' dönmeye çalıştı, Di Natale ve Camoranesi'nin girişiyle... Ancak, 15 dakika sonra Marchisio - Pazzini değişikliği ile bu durum kısa sürdü, yeniden 4-4-2 gibi birşeye dönüldü. Ama ne yapsa olmuyor İtalya... Artık, hemen kısa vadade bir değişim gerek. Brezilya 2002'de, bir Kleberson eklentisiyle "dengesiz" görüntüsünü bırakıp, şampiyon olmuştu. İtalya'nın da öyle bir şey bulması gerek... Lippi bazı şeylerden pişmanlık duymuştur heralde... Mesela Totti'ye, "gel bir Dünya Kupası daha yaşa, sonra beraber gideriz... Sen cansın, sen Un Capitano'sun" diyip, milli takıma geri döndürmediğine pişmandır... Ya da Cassano'yu, Luca Toni'yi, hatta ve hatta 3'lü forvetin iki kenarında da oynayabilecek Alessandro Matri'yi almadığına pişmandır... Bazı şeylerden pişman olsun, olmasın; artık her halukarda, Lippi'nin milli takım sonrası "İtalya'nın Çeşmesi" neresi ise, oraya demir atmalıdır artık... Modern futbolda "inat", insanı "sistemsiz bir takım kurmaya" götürüyor. Buna bir çok yerde, her defasında, bol bol örneklerle tecrübe ediniyoruz, futbolseverler olarak...
İşin ilginç tarafı, İtalya son maçında "yine berabere kalarak dahi" gruptan çıkabilir... Böyle "gökten ballı" durumlar sıklıkla ortaya çıkıveriyor konu Gök Mavililer olunca. Haydi hayırlısı bakalım...

1 yorum:

kartalist dedi ki...

Lippi Gilardino ve Iaquinta'nın bokunda boncuk mu buldu yoksa evde kalmış iki kızımı var bilmiyorum ama İtalya'da en güvendiğim adam Lippi işin suyunu çıkardı.Geçen sezon Seri A da yabancıları çıkarırsan eli yüzü düzgün iş yapmış iki adamı,Di Natale ve Pazzini kulubede,top ezmekten başka bir yeteneği olmayan Giardino ve Iaquinta sahada.Ben zaten bazı teknik direktörlerin bazı futbolcularda aşırı ısrar etmelerine uyuz olurum.Bkz.Denizli-S.Özkan,Terim-Kazım vs..Olmuyor işte kardeşim olmuyor.

Senin o Azzuri ruhlu dediğin iki adamın Montolivo ve Pepe'nin önüne Di Natale ve Pazzini koymayı denese,ya da ne bileyim illa 4-3-3 vs oynayacağım diyorsa da Giardino ileri üçlünün ortasına,Di Natale ve Pazzini'yi de onun sağına ve soluna koysa,orta üçlünün ortasına De Rossi'yi,sağına ve soluna da Pepe ve Montolivo'yu koysa mesela.Yani demek istediğim değişik birşeyler yapsa.Dediğin gibi ikinci yarıda 15 dakikalık bölümünde buna benzer birşeyler yapmaya çalıştı ama o kadar.Şunu oyunun başında yapsan be bilader.Kadro seçimin zaten baştan felaket.E o zaman elindeki adamları en verimli nasıl kullanırımı düşünse biraz.Düşünür düşünmesine de yumurta kapıya geldiğinde.

Şu dünya kupasında "hah şimdi maç var" diye heyecanla televizyonun başına geçtiğim iki takım vardı.Biri İtalya,biri Arjantin.Lippi amca sağolsun,birisini boğazımıza dizdi.Anlaşılan o ki Arjantin'le avunacağız bu yaz.