
İlk yarıda yakalanan iyi pozisyonları, "gaza gelmiş" vuruşlarla tribüne attılar... Vela'nın da sakatlanıp, kenara gelişiyle "acaba bu pozisyonları çok ararlar mı?" dedirttiler açıkcası... Ancak, yerine giren 7 numara Barrera da, hiç fena oyun ortaya koymuyor, stiliyle Meksika oyununa uyum sağlıyordu. Ancak hala bir "son vuruş" eksikti Meksika'da... O soruna hamle de, 55. dakikada geldi. Yolu Guadalajara'dan, Manchester'a uzanan, son dönemde "her iki ayağıyla" yaptığı bitirici vuruşlarla Meksika'yı sallayan Javier Hernandez, Franco'nun yerine oyuna giriyordu... Çok geçmeden de, Rafa'nın müthiş "yüksek pasına" hareketlenip, soğuk kanlılıkla golünü yaptı Chicharito... Top ayaktan çıktığında, vücut bütünlüğü öndeydi, pozisyon ofsayttı... Fakat, başta İrlandalılar olmak üzere her futbolsever, bu golün yorumunu "o gelişe, bu gidiş!" tadında yapmıştır sanırım...
-Javier Hernandez-, kesinlikle Meksika'nın hızlı oyun yapısına uyan bir isim. Franco, "sırtı dönük" santraforlar arasında beğendiğim bir oyuncu olsa da, bu takımda O'na pek ihtiyaç yok diye düşünüyorum... Hernandez gibi, sürekli deplase olan, topla buluştuğuda gol yapma ihtimali yüksek olan, kenar forvetler kadar hızlı ve çabuk oynamayı seven bir oyuncu. Aslında tam, Meksika'nın sistem yapbozunu tamamlayacak bir forvet. Şayet Vela'nın sakatlığı ciddi değilse, Vela - Hernandez - Dos Santos üçlüsü çok daha elverişli olur kanaatindeyim...
Ayrıca Torrado'yu, -kendi tercihi midir bilemem ama- neden bunca yıldır Meksika'dan çıkarıp, Avrupa'ya getirmez biri? Anlayamıyorum... Artık yaşı 31 oldu, bu saatten sonra da getirmesinler. İspanya'da bir süre oynayıp, geri dönmüştü. Fakat 2006'da da iyi sinyaller vermişti, bugün de çizgisini bozmamış... 87 doğumlu Barrera, penaltıyla taçlandırdığı güzel bir oyun ortaya koydu. Bu turnuvada öne çıkanlardan biri olabilir...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder