Malumun İlanı : İspanya 1 - Hollanda 0
Bundan tam 4 yıl evvel, Fernando Torres Ukrayna karşısında takımının 4. golünü attığında, bugünlere dair bazı ışıklar saçılmıştı aslında. Farklı kazanan İspanya, Dünya Kupası'nda nadir görülen organize bir atakla harika bir gol atmış, ilk maçının kapanışı yapmıştı. İspanya farklı takımdı, onları farklı kılan da tam buydu aslında: "takımlardı"... O maçta forma giyen tam 8 oyuncuyu, bugün finalde izlemiş olduk. Bu çok önemli bir rakam rakamdır... Aradan geçen 4 yılın bu takımı değiştirmediğini, üstelik daha da sağlıklı bir takım yaptığının göstergesi... O gün olmayıp, bugün 11'de olan oyuncular da; İspanya'nın "pas yapan" düzenine uyumlu hatta daha da öteye geçmesini sağlayan isimlerdir: Pique, Busquets, Iniesta, Pedro...
Sonuç olarak, bu turnuvada da oynadıkları komple futbol ve takım uyumuyla bu kupaya yakışmışlardır. İspanya'nın kupayı alması, benim ve bir çok futbolsever için "malumun ilanı" olmuştur heralde... Muhtemelen 2014'de de, bugün oynayanlardan bir çok oyuncu göreceğiz... Villa, Puyol, Casillas, Xabi, Capdevilla 4 yaş daha yaşlanmış olacaklar ve Onları belki hiç, belki de "eskisi kadar iyi" göremeyeceğiz bir dahaki dönem. Ama İspanya artık bir "ekol" yakalamıştır, gidenlerin yerini dolduran çıkacaktır... Bir çok Dünya Kupası'nda daha favori gösterilerek devam edeceklerdir ve bana göre Brezilya'yla adı beraber anılacaktır "kim kazanır?" anketlerinde...
Bir de madalyonun öteki yüzü var elbet: Robben herşeyi bitirebilirdi... Ama ondan önce De Jong atılabilir, herşey "başlamadan" da bitebilirdi... Sonuç olarak finalin kaderi, Barcelona'nın kapısında yattığı fakat İspanya 11'ine giremeyen Fabregas'ın asisti ve maç boyu aranan Iniesta'nın golü ile yazıldı. Fabregas, artık Xabi'den formayı alacaktır bir dahaki turnuvalarda...
Casillas'ın gol sonrası yüz ifadesinde, ağlamasında "Dünya Kupası'nı kazanmanın ne demek olduğu?" anlatılıyordu. Maç sonunda güzel sevgilisi de röportaja girişmiş ve ilginç bir olay yaşanmış. Adam Dünya Kupası'nı almış, kimi görse "öpecek" durumda; adam sevinçli; üstelik adamın karşısında sevgilisi de var... Yani "adam haklı beyler" (meraklısına ->link)...
Turnuvanın en güzel gol sevinci de, veda golünde gerçekleşmiştir... Iniesta, geçen yaz kalp krizi ile hayata veda eden Espanyol Kaptanı Daniel Jarque'ye hitaben "Her zaman bizimlesin" yazılı atletiyle kameralara koşmuştur... Ve bu durum "2010 denince aklıma düşecekler" listesinde başta yer alacaktır. Diğerleri: Forlan'ın "bir takım alıp nasıl yürütülür" dersi; Bielsa'nın "görülmemiş, denenmemiş" şablon ve oyuncu seçimleriyle yukarıyı zorlayan Şili'si ve 110. dakikada "yeni santra yapmışcasına" oynayan Ganalı kardeşlerimiz olacaktır...
Elden geldiğince Dünya Kupası maçlarını kaleme aldık, bol bol yaşadık... Tipik bir yaz aşkı gibi sonlandı... Şimdi 1 hafta internetsiz, mümkünse futbolsuz bir tatile girişme vakti...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder