Manisaspor daha pozitif oynamaya çalışan, sanki gole daha yakın olan tarafmış gibi oynadı. Bununla birlikte sahaya herşeylerini ortaya koymaları, 0-3′lük mağlubiyeti getiriyorsa, düşünülecek-uygulanacak daha çok şeyleri var demektir… Ankaragücü çok iyi bir oyun ortaya koymadı, fakat iyi bir “taktik maçı” yaptı diyelibilirz… Tipik bir İtalyan takıma benziyorlardı; mahkum gibi görünen, ama aslında zor pozisyon veren, topu aldığında hücumda etkili olabilen, az pozisyon bulsa da bunlardan sonuç almayı beceren bir takım… Zewlakow, tecrübesiyle savunmaya çok şey katmış. Yeni transferlerden solbek Klukowski ise, hücuma çıkışları konusunda pek fikir vermese de; savunma olarak yerini bilen, dengeli bir oyuncu olarak gözüktü. Stoper görünümlü fiziği de bir başka artısı… Her ne kadar Slovaklar da çok iyi bir oyun ortaya koysalar da; maçın yıldızı Güven Varol’du… Zaten Manisaspor taraftarı da; eski oyuncularının adına dakikalarca tezahurat yaparak, performansını onurlandırdı… Bir iki ufak rötuş, Vittek’in orta forvete dahil olması, paralelinde Sestak’ı daha bir uzak forvet gibi değerlendirmesiyle Ankaragücü; bu ligin sıkı ekiplerinden biri olacaktır ilerleyen günlerde…
Güven'li Slovaklar : Manisaspor 0-3 Ankaragücü
Maç, ilk anlarıyla “Manisaspor’un egemenliği altında geçecek” sinyallerini veriyordu… Belirgin bir 4-3-3 oynayan Manisaspor; özellikle Isaac’in etkileyici uzak forvet oyunuyla sıklıkla rakip kaleye gidiyor, duran toplar kazanıyordu. Oyun içersinde Isaac’e yeterince yardımcı olamayan bir diğer uzak forvet Gökhan Emreciksin, bu duran topların da çoğunu “kötü” kullanarak, Manisaspor’un çabasını sonuçsuz bırakıyordu. Yine de; iki uzak forvetinin sürekli kanat değiştirdiği, Kahe’nin hareketli bir ortaforvet oyunu sergilediği, sağbekten Ömer Aysan’ın hücum katkılarıyla arzulu oynayan Manisaspor; “bir gol olacaksa bu maçta, onu biz atağız” der gibiydi… Görüntü de onu gösteriyordu, ta ki “Hakan Şükür – Finlandiya” dejavusu yaşanana kadar… Bu kez, topu sağbekten uzun oynayan isim Fatih Akyel değil, Uğur Uçar’dı…O topu ısrarla kovalayıp, taştan ekmek çıkartan Hakan Şükür değil, Stanislav Sestak’tı… 19. dakikada “gelişi güzel” atılan bir uzun topla başlayan, Burak’ın ağır kaldığı ve biraz da “hamle kararsızlığı” yaşadığı pozisyonda Sestak; topa hareketlendi, ısrarla kovaladı ve sonuç aldı… Ankaragücü, gol fırsatı denilebilecek tek bir pozisyonla ilk yarıyı önde kapattı… Ümit Özat; tribünde olmanın avantajlarından olsa gerek; ikinci yarıya takımına çok önemli bir hamle yaparak başladı. Hücumda yeterince etkili olamayan Metin Akan’ı oyundan alarak, Adem Koçak ile ortasahayı doldurdu ve Güven Varol’u sağ kenara çekti… Bu durum, Ankaragücü’nü ortasahada daha dirençli kıldı ve Güven’in “iştahlı” oyununa daha bir zemin hazırlandı… Ankaragücü; ilk yarıdaki sistem karmaşıklığını, tek değişiklikle “4-5-1 görünümlü bir 4-3-3″ haline çevirerek bitirmiş oldu… Maç 1-0 giderken, Isaac’in müthiş ortasında Kahe’nin dokunuşu ve direkten top, Manisaspor’un gole en yaklaştığı, aslında “tek yaklaştığı” pozisyondu. Bunun haricinde Ankaragücü, özellikle ikinci yarıda “istediği alacak” bir takımmış gibi göründü. Gerçeken de Güven’in harika oyunuyla da istediğini alacaklardı… Ümit Özat’ın “peşin hamlesine” karşılık olarak, Hakan Kutlu’nun cevabı 55. dakikaya denk geliyordu. Catania’dan kiralanan; özellikle Steaua Bükreş günlerinde adını duyurup, 32 kez de Romen Milli Takımı’nda oynamışlığı olan Dica, Semavi’nin yerine oyuna dahil oldu. “Mahkum oynuyor gibi görülen” Ankaragücü karşısında; Semavi gibi işin daha çok savunma tarafını gerçekleştiren ismin yerine Dica’yı dahil ederek, “pozisyon sayısını arttırma” yoluna gidiyordu Hakan Kutlu. Ancak ilerleyen dakikalar şunu gösterdi ki; bu hamle Ankaragücü’nün tuzağına düşmekti…Bu değişiklik sonrası Ankaragücü, 3 dakika sonra farkı ikiye çıkarttı. Ani kapılan topta, 4-5-1 gözüken Ankaragücü, bir anda 4-3-3′e döndü; Güven sağdan hareketlendi, ortaya çevirdi, Sapara şutladı… Dönen topta, solun uzak forveti Özgür Çek, olması gereken yerdeydi… Bu golden sonra Ankaragücü’nün güveni tamamen yerine geldi, bununla birlikte futbolcu Güven’in da harika oyunu sürüyordu… 65. dakikada; Güven “kendi cezasahasının önünden” topu kazandı, ortasahaya aktardı ve koşuşuna devam etti… Bu koşu, rakip cezasahasının içine kadar sürdü, burada Sapara’nın “pasımsı ortasıyla” topla buluştu ve; “ilk kontrol – düzeltme – top yere inmeden çatala vurma” hareketlerini birleştirerek, bu sezonun hatırlanacak gollerinden birini atmış oldu… Sonrasında Ümit Özat; 74. dakikada Sapara-Rajnoch değişikliğini yaparak bir anlamda maçı bitirdi diyebiliriz… Ankaragücü, iyi oynayan savunmasının önünde, ortasahasını iyice kalabalıklaştırmış ve fizik olarak güçlendirmiş oldu. Bu dakikadan sonra, Ömer Aysan’ın orta şut karışımı vuruşunun, direkten dönmesi haricinde her hangi bir gelişme yaşanmadan maç sonladı…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder