In The Tabele : 14 <-> 10

Futbol şubesinin erkenden kepenk indirdiği, ancak basketbol takımının yaz aylarına kadar yürüyüşünü sürdüğü dönemlerdi Beşiktaş'ta. Final serisinde Efes'e kaybedilen sezonda, Beşiktaş uzun yıllardır ilk kez bu kadar şampiyonluğa yaklaşıyordu. Basketbolla çok fazla ilgili olduğum söylenemez, ama Efes Pilsen'le aradaki bariz farkın "bench" olduğunu anlamak için, bir çift göze ve de bir kaç basketbol maçı izlemiş olmak yeterdi sanki... En basitinden; Efes'in benchinden Ermal Kuqo girerken, Beşiktaş Varda'yı dinlendirmek üzere Eren Beyaz adında toy bir pivotu oyuna sürebiliyordu...
Futbolda da (basketbol kadar olmasa da) yedek kulübesi önemlidir. Özellikle de rotasyona en çok ihtiyaç duyulan bölgede... Beşiktaş'ta bu bölge Guti olacakmış gibi gözüküyor. Çünkü Guti, beklenildiği gibi sadece "forveti besleyen" bir ortasaha olmanın dışında, savunmadan "top çıkmama çözümsüzlüğü" üzerine stoperlerine kadar da yaklaşalabiliyor zaman zaman. Buna; asla eli belinde olmayıp, en azından boşluğu doldurmak, ortasahadaki alan savunmasına katkılarda bulunmak için geri koşuşlarını, ve de 1976 doğumlu olmasını da eklersek, kendisinden "90 dakika" boyunca aynı tempoyu beklemek biraz hayalcilik, biraz da sömürgecilik olur sanki...

Guti oynar 90 dakika oynamasına da, hazretlerinin adelesini zedeleriz, "beyinin söylediğini, ayakların uygulayamaması" durumuna iter, hataya zorlarız (Buca maçında Mendy'e teslim ettiği topta olduğu gibi) falan... O nedenle, Beşiktaş maçı önde de götürüyorsa, Guti'nin 70 dolaylarında kalkan bir tabelayla kenara alınacağı bir gerçek... Bu durumda Guti'nin yerine; bir kaç yıl öncesine kadar "takımın esas oğlanı konumunda" bulunan Delgado gibi bir ismin girmesi, kadro derinliği açısından önemlidir... Ben, "Delgado'nun hiç bir zaman kötü bir oyuncu olduğuna inanmayan, iyi performans gösteremediği dönemlerde de, bunu çoğunlukla taktiksel nedenlere bağlayanların safında" bulunmuşumdur her zaman. Bu safta bulunmanın "saflık" ya da pozitif ayrımcılık olmadığını, nedenleriyle birlikte değinmiştik geçmiş zamanda. Tekrar-tekrar yazmaya gerek yok sanırım, bunun için blogun arama bölümüne Delgado yazabilirsiniz...

Delgado; bir ortasaha üyesi olarak değil de, ortasaha ile forvet bağlantılı bir Mesut Özil modelinde, ya da Arda gibi kanat-forvet bölgesinde oynatıldığı taktirde "kaliteli" bir oyuncudur. Buna benzer bölgedelerde oynatılıp, 2-3 maç üst üste kötü performans göstermediği taktirde, aksi bir görüşte de olmayacağım... Kaldı ki, 1.5 yıl aradan sonra yeni yeni resmi maç oynamasına rağmen, böyle bir fırsat yakaladığında 1 asist - 1 golle kapatmıştır Plazen maçını. Sakatlığın, futbol topundan uzunca bir süre uzak kalmanın "negatif" etkilerini; Deivid'e, Holosko'ya, Torres'e bakarak anlayabiliriz...

Ters sorularla başladığın sınavda, normalde "çözülebilir" soruları bile "çözememe" durumuna iten "moral" denen şey, futbolda da fazlasıyla önemlidir. Bunu bizlere; boş kaleye bir dokunuşla yaptığı açılış sonrası, 4 golle devam eden Teofilo göstermiştir mesela... Tamam, diğer golleri de çoğunlukla boş kaleyeydi; fakat moral kazanınca o koşuları yapacak isteği, top alacak özgüvenini buldu kendisinde... Ben Delgado'nun da, hazır Necip-Ernst ortasahasıyla doğru yolu bulmuş bir Beşiktaş'ta, artık "faydalı olabileceği" bölgede oynayacağını ve zamanla kazanacağı moralle, "çok sevildiği dönemleri bile" geride bırakacak katkılar yapabileceğini düşünüyorum.

Bunun sinyallerini Buca maçında verdi aslında. Plazen maçının ilk yarısındaki "basitce" pas hatalarını, bu maçta bozuk zemine rağmen görmez olduk... Örneğin, rakibin uzaklaştırdığı topu önce karşılayıp, pas verip sonra tekrar aldığı topu; "niye sağ ayağına almadan vurdun ki güzel kardeşim?" diye beni hala düşündüren Quaresma'ya bırakmış, güzel bir pozisyon hazırlamıştı... Bunun dışında yine Quaresma'nın önüne güzel bir derin top bıraktı... Genelde de "ayağı ısınmış" görüldü Delgado'nun. Bu kadar aradan sonra, böylesine çabuk ısınacağını da sanmıyordum açıkcası...
Delgado'nun hem Guti, hem de Quaresma'nın bölgesinde "iyi bir alternatif" olmasının yanında, dönem dönem 3'ünü de aynı anda sahada görebileceğimizi düşünüyorum... Acilen gol gerektiği, rakibin iyice gömülüp, başka çare bırakmadığı dönemlerde; Necip / Guti - Delgado gibi bir ortasaha denenebilir. Ama normal şartlarda ikisini birden ortasaha oynaması beni telaşlandırır... Ancak, Schuster'in Madrid döneminde Robinho'yu, Sneijder'i oynattığı, ülkemizde Arda'nın önemli bir örnek teşkil ettiği "sol forvet" bölgesinde, sahada Quaresma ve Guti varken de oynatılabilir, hatta çok daha fazla katkı sağlayabilir Delgado... Şöyle bir attığı gollere flash-back yaparsak, büyük çoğunluğunun sol çaprazdan çekip vurduğu şutlarla, ve ya yine aynı bölgeden girdiği verkaçlarla, topsuz koşularıyla gerçekleştiğini hatırlarız... Zaten "bitiricilik" konusunda takımın en iyilerindendir bana göre, yakaladığı nadir "net" fırsatları genelde değerlendiren, her türlü açıdan gol vuruşu sağlayabilen bir oyuncudur. Bunun yanında, Plazen maçında attığı kafa golünde olduğu gibi, yardımcı forvet koşuları da fazlasıyla önemli... Bunlar hep, "kanat-forvet" için gerekli nüanslardır...

Ters kanadında Delgado'nun oluşu, Quaresma'nın da performansını olumlu yönde etkiler. Dünya Kupası'nda Robinho'nun, ters taraftan attığı derin topla Elano'yu golle buluşturduğu gibi, iyi bir Delgado; Quaresma'yı çoğunlukla kaleciyle birebir bırakabilir... Buna Guti, Necip, Ernst gibi bir ortasahayı da eklersek, Beşiktaş'ın topu yerde bırakma şansı bir hayli artacaktır... Böyle bir düzende 9 numara Nihat da olabilir... Çünkü bu kenar forvetler ve arkasındaki ortasaha ile Nihat; "havadan gelen" toplardan daha çok, önüne atılan toplarla karşılaşacaktır... Eğer stoperlerden biri yerli olursa (Toraman ya da Ersan) Bobo da, kontenjan sorunu çekmeden 9 numarada yer alabilir çoğunlukla... Ancak rotasyonda da, Nihat'ın böyle bir düzende çok sırıtmayacağını düşünüyorum...

En az, "oruç & Guti'nin ara pasları" ikilisinin; tribünlere hem ruhen, hem de bedenen yaşatacağı olası sağlık sorunlarındaki "korkum" kadar, böyle bir düzenin gerçekleşme ihtimali üzerine de bir "heyecanım, merakım" var Helsinki maçı öncesi... Bakalım...

19 yorum:

Gökhan dedi ki...

ben de yıllardır delgado'yu savunurdum, ,içerdeki plzen maçında ilk yarıda kaybettiği toplardan sonra olmayacak heralde diyordum ama buca maçında 15-20 dakika bile tekrar umutlandırdı beni de.

takım öndeyken sonnlara doğru oyuna girip, ileriye yakın oynarsa, rakip de boş alanlar bırakacağı için daah da rahat eder, bu da sergen'in yorumlarında zaman zaman söylediği gibi kredi kazandırabilir delgado'ya taraftar gözünde, daha sonra da daha kolay olmaya başlayabilir işler delgado için.

guti-quaresma-delgado aynı anda da olabilir tabi ama yabancı sayısını düşünerek delgado'yu o ikilinin yedeği olarak görmek daha çok mutlu eder beni büyük ihtimalle.

Ze1903 dedi ki...

Delgado’nun başarılı olmasını çok istememe rağmen ben senin kadar umutlu değilim artık umudum kalmadı.Yinede Guti çıkarken yerine giren ismin Delgado olması önemli tek alternatif Uğur inceman da olabilirdi.İlerde sıkıntı çekmemek adına yerli oyuncu alternatiflerini de artırmak gerek.Koray Aslan,Yekta,Murat Ceylan aklıma gelen ilk izimler.En azından yerli bir Fink bulmamız gerekirdi diye düşünüyorum.Birde keşke Batuhan satılamdan Schuster ile çalışma fırsatı bulsaydı.

Cartalete dedi ki...

Gökhan;
Zaten olası bir Guti-Delgado değişikliği, takım galip durumdayken gerçekleşecektir. Aksi taktirde Guti'den "çıkar beni" işareti gelmedikçe, skor dönene kadar sahada tutar Schuster sanki..
Galip bir durumda oyuna giren Delgado, takımı adına en iyi savunmayı yapabilir; o da farkı açmak... Buca'da Quaresma'ya hazırladığı pozisyonda bunu beceriyordu az kala.

Toraman'ın stopere döneceğini varsayarsak, bir kontenjan açılıyor. Yani aslında kontenjan açısından sorun olmayabilir de, o bölgeye transfer yapacaklar sanki..

Ze1903;
İşte, kendisinden umudu kalmayan Beşiktaşlılar için de, en azından iyi bir alternatif gözüyle bakılması lazım. Kim bilir, alternatif olarak aldığı sürelerle güveni gelir, tekrar sevgiyi - umudu geri kazanır...
"Schuster'le çalışırken bir görseydim" listesi uzun bende. Başlıca; Koray Şanlı, Serdar Kurtuluş, Batuhan...
Bir de Koray Arslan ilginç olabilir gerçekten. Gökhan Gönülümsü bir sağbek izlenimi var. Ve en çok da yerli ihtiyacı duyulan bölge sağbek.

Serkan İncekara dedi ki...

İlsinho transfermarkt.de de serbest gözüküyor.Bu arada Psv'li Çok Sarı Fırtına denilen Ola Toivonen; Onur'un daha fiziklisi ve daha tekniği iki haftada Hollanda liginde 4 gol attı orta saha oyuncusu olmasına rağmen keşke Beşiktaş'a gelse...

Cartalete dedi ki...

Buradan Hilbert kötü oyuncu sonucu çıkmasın, ama O'nun yerine bir sağbek alınsa takımı çok değiştirirdi. Mahkeme kararıyla bonservisini alan Ilsinho, Stuttgart'a kiralık giden Degen gibi...

Toivonen harika bir oyuncu gerçekten. Fizikli, teknik ve müthiş şutları var en önemlisi. Geçenlerde hakkında yazı asmayı düşünüyordum da, biraz bekleyeyim dedim. Hollanda Ligi'nin ilk maçlarını izlediğim kadarıyla Toivonen'den sonra bir başka dikkat çekeceğim oyuncu, dün Feyenord'a 2 gol atan Excelsior'lu Guyon Fernandez...

ederlezi12 dedi ki...

Eğer biz Necip - Ernst - Guti orta sahası ile Delgado yu ileri üçlünün sol forveti olarak görmezsek - en azından biz '' Delgadocular'' için - gözümüz açık gidecek yani :)

Yarın ki maçta ben de Delgado ' yu yukardaki dizilişteki gibi bekliyorum daha doğrusu istiyorum. Sanırım Delgado arkasındaki üçlü ile kendisine artık sıradan oyuncu gibi bakanları fazlasıyla şaşırtabilir. Son vuruş , sol çarprazdaki etkinliğini çok iyi kullanabilir.

Robinho çılgınlığını bırakalım Delgado'ya bakalım.Ayrıca bize yabancıdan ziyade yerli oyuncu gerekir rotasyon için .

Evet Quaresma'lı , Guti'li Beşiktaşın bir de Erhan Güven'li İ.Üzülmez'li versiyonu da var..

Cartalete dedi ki...

ederlezi;
İşte Beşiktaş'ın Erhan'lı, Üzülmez'li versiyonuna da, yardımcı olacaktır öyle bir üçlü.
Çünkü bekler, ileriye çıktığı zaman "pas opsiyonu" oluşturup, top alıp, karşı tarafa ortalama yerine, hemen yanındaki Delgado ya da Quaresma'ya, hiç olmadı cepheye oynarak "dolaylı" şekilde hücum katkısı yapabilirler.

Bu arada yarın Nihat'ın bölgesinde Holosko'yu göreceğiz sanki...

Serkan İncekara dedi ki...

Schuster basın toplantısında ''Oynayacağımız takımlar bizim defansta tek bir hatamızı yakalamaya çalışacaklar. '' böyle dedi.Sence ne demek bu Mustafa abi??

Cartalete dedi ki...

O kadar dengeli oynayacağız ve az hata yapacağız ki; rakip de bunu bileceği için ilk fırsatını gol yapmaya çalışacak. Çünkü başka şansı olmayacak.

Gibi bir çözümleme yaptım :)

kartalist dedi ki...

Villareal ve Buca maçlarında görüldü ki Guti bu takımda playmaker görevini görecek.Stoperlerin ve beklerin burnunun dibine kadar gelip forvet ve kanatlara asist yapan adam için bundan daha makul bir tanımlama yapılamaz.

Ama Guti oyundan çıkarken yerine giren adamın Delgado olması ben dahil çoğu Beşiktaşlının içine sinmedi.Çünkü Delgado'dan Guti performansı beklemek çok yanlış.Delgado oyun kurabilecek bir adam değil.

Delgado ve Tabata'dan birinin bu takıma fazla olduğunu düşünüyorum.Ama illede ikisi birden kalacaksa oyun içerisinde bu adamlara biçilecek roller bu şekilde olmamalı.Delgado seninde dediğin gibi ters kanadında pekala oynayabilir.Gerçi Quaresma iki kanatta da oynayabilen bir oyuncu.Taktik icabı Quaresma ve Delgado yer değiştirirse,Delgado ne yapar;soru işareti.

Hadi Delagado'yu kanada alıp derdin birinden kurtulduk diyelim.Peki Tabata'yı ne yapacağız?.Belli olduki Guti maksimum 70 dk oynayacak.Çıktığında yerine girecek adam Tabata olabilirmi?Burası da bir soru işareti.Ben her ne kadar Tabata'nın Delgado'ya kıyasla daha bir ortasaha oyuncusu gibi durduğunu düşünsemde,Guti çıkarsa Tabata olur diyemiyorum.

Eğer Schuster,Cumali'yi takıma almak gibi muhteşem bir delilik düşünmüyorsa Fink kesinlikle kalmalı kardeşim.

Cartalete dedi ki...

kartalist;
Valla kardeşim, Guti gibi biri oyundan çıktıktan sonra, yerine girdiğinde aynı memnuniyeti verecek adamı zor buluruz da :) Yine de güzeldir...

Zaten rakibin geride olduğu, risk aldığı bir durumu olası tutarsa, Delgado'nun Guti kadar ağır bir yükü olmayacak.

Robinho hakkında gelişmeler var. Delgado'yu düşündüğümüz noktaya Robinho gelirse, müzmin Guti alternatifi olarak kalacak gibi... Aynı şekilde Robinho'nun da alternatifi olabilir. Bu durumda Holosko'ya gerek kalmıyor malesef.

kartalist dedi ki...

Serdal Adalı Robinho'ya Fenerbahçe bizim teklifimizden daha iyi bir teklif verdi,muhtemelen Fenere gidecek dedi.Fenerbahçe o kadar para veremeyiz dedi ancak transfer girişimini yalanlamadı.Sonuç olarak iş sadece parada bitecekse,Fenerbahçe bizim verebileceğimizden daha fazlasını verir ve alır diye düşünüyorum.

ederlezi12 dedi ki...

Tamam kaliteli bir futbolcu , tamam Brezilya sol açık - kenar forveti lakin bu kara çocuk gelince ters gidecek bir şeyler olacak gibime geliyor .. Belki de ben çok karamsarım :(

Cartalete dedi ki...

Benim de Robinho'ya karşı duygularım net değil. Ergen aşıklar gibi saçma bir tanımlama oldu ama öyle...

Bir taraftan işleri bozabiliyor diyorum, bir taraftan "adam Robinho beyler" diyorum, bir taraftan maliyet diyorum, bir taraftan O'nu futbol hayatı boyunca en iyi kullanabilmiş teknik direktörün hali hazırda Beşiktaş'ta olduğunu düşünüyorum...

Bekleme taraftarıyım, bakalım. Normal bir Robinho oyunu, konu içersindeki grafikte Delgado'nun pozisyonunda inanılmaz bir iş yapar. Hatta o konuda Dünya'nın ilk 3'ündedir.

Bakalım, temkinliyim.

Ze1903 dedi ki...

Ben Robinho ismine Querasma yüzünden karşıyım birkere Brezilyalılara güvenim yok 2 ay sonra ben sıkıldım diyebilir.Şuanda oynamaz yaa denilen Querasma'nın iştahı,hırsı,azmi,taraftarla ilşkisi muhteşem.İşte Robinho transferinin gerçekleşmesi halinde Querasmanın kendini 2. planda gibi hissetmesi ve hırsının,takıma bağının azalmasından korkuyorum.Querasma takımın şımarık yetenekli en gözde çocuğu olarak kalmalı.Robinho yerinde top tutabilen iyi bir forvet almak daha iyi olur diye düşünüyorum.Ahh batuhan ahhh..

Serkan İncekara dedi ki...

saat 02:13 daha yeni öğreniyorum Delgado cezalıymış abi Helsinki maçında :(

Cartalete dedi ki...

Saat 02:25 ben de senden öğreniyorum. Zaten şu sıralar Necip'e nazar değecek korkusundan, haber sitelerine bakamama fobim mevcut.

turkkant dedi ki...

Robinho trasferinde değerlendirelecek 3 konu var bence: maliyeti, gerekliliği, uyumu.

1. Bonservisine 10-12 m. euro'dan fazla verilirse kesinlikle alınmasın. M. City 41 m. euro ödemişti; sözleşmesi 2012'de bitiyor. Bu fiyata satar mı muallak. Yıllık maaşı da sanırım 5,7-6 m. euro civarındaymış. Vergi farklarını göz önünde tutarsak bu Türkiye'de yıllık 3,5-4 m. euro gibi bir rakama denk gelir. Bu limit. Üstü büyük fantazi olur. Maliyeti 25-30'lara gelecekse, o paraya ne bileyim Hamit+Gökhan İnler paketi vb. gibi alımlar daha faydalı olur sanki.

2. Gerekli mi? Aslında Q7 ile çok benzer özellikli oyuncular. Ama Real'de Robben-Robinho birlikte oynamıştı. Türkiye'de 4-3-3 şeklinde iki kanatta neden olmasın. Ama aslında bir kanadında 1.70'lik orta saha özellikli Q7 oynuyorsa diğer kanadında Kewell, Tuncay, Holosko, Henry tarzı forvet özellikli oyuncu daha mantıklı.

3. Uyum sağlar mı? Eksisi sorunlu topçu. Bir arkadaşın dediği gibi, Q7'nin popületisinden çalacak. Bu sorun çıkartabilir. İkisi ne derece anlaşır, ne derece birbirlerini kıskanır. Sanki takımı Q7-Guti ikilisinin üzerine kurup, gerisini tamamlayıcı takım oyuncuları olarak kurgulamak daha mantıklı gibi. Burada tek göze çarpan artı, Schuster'le kariyerinin en iyi sezonunu geçirmişti. Öncesinde ya da sonrasında bir daha o seviyeyeye gelemedi.

"Fırsat Maliyeti" açısından bakarsak, sanki ona haracanacak parayı çok daha akıllıca kullanılabiliriz gibi.

Cartalete dedi ki...

turkkant;
İyi bir durum değerlendirmesi olmuş. Benim de maliyet, uyum ve futbol konusunda, en az şüphe duyduğum kısmı futbol olurdu açıkcası. Her ne kadar, sağlıklı bir kenar forvet dağılımında dediğin gibi, bir tarafta yaratıcı oyuncu, diğer tarafta onun defansif zaaflarını dengeleyecek daha bir "taktik" oyuncusu kullanılır.
Mesela Hollanda, Elia ve Robben'i aynı anda değerlendirmek varken, Kuyt'tan vazgeçmemiştir.
Aslında Schuster de, hem Robinho'yu hem de Robben'i çok nadir aynı anda kullanmıştı Real döneminde. Mutlaka iki kenardan birinde Sniejder oluyordu.

Ama gel gör ki Türkiye Ligi'nde, Robinho - Quaresma kenar forvetleri, rakibe 1 pozisyon verirse, 5 tane de bulur gibi duruyor... Robinho "oynamak istediği zaman" topsuz oyunda da kötü olan bir oyuncu değildir aslında. Bireysel yetenekten daha çok, taktik disipline sadık oyunculara bağımlı kalan Dunga bile kendisinden vazgeçmemiştir.
Zaten kendisini kullanmayı becermiş, ve onları da hiç bir zaman mahçup etmediği iki TD vardır: Dunga ve Schuster...

Ama o bölgeye böylesine maliyetli bir adam almak çok mu lazımdır? Uyum sağlar mı, Quaresma gibi kendini verir mi? Ya da vermez, Quaresma'nın da esas oğlan güdüsünü elinden alır mı? bunlar muamma elbette..

Tabi ki ben de o maliyetle; Gökhan İnler ve Srna'yı alır, takıma 2-3 gömlek birden giydiririm. De, sponsor sanırım sükse yaratacak bir isim için bu parayı veriyor ancak...