
Helsinki, maçların her ikisinde de rakip kaleye gitme eğiliminde bulunmuş gözüküyordu; özellikle de 3-0 rövanşında evlerinde oynadıkları maçta 18 şut atmışlar, 8 korner kullanmışlar ve sanki tam bir onur mücadelesi vermişler gibi... Ama ne varki yine de mağlup olmuşlar... Her ne kadar lider götürdükleri sezona bomba gibi bir gol istatistiğiyle girmiş olan Juho Makela, takımın en önemli isimi gibi gözükse de, takımın esas yıldızı; kısaca "Medo" dedikleri Mohamed Kamara...
Partizan maç istatistiklerine bakarken dikkatimi çekti bu isim... Rakamlara baktığımda, "en fazla gol girişiminde" bulunan oyuncu sıralamasında başı çeken, 4 numarasılya Kamara idi... "Acaba, defanstan kopup gelip, kafa-mafa vuran bir yarma mı?" diye düşündüm en başta, ama hakkında biraz araştırma yapınca harika bir ortasaha oyuncusuyla karşılaştım diyebilirim.... Sierra Leone'li Kamara, henüz 22 yaşında. Ülkesinin u17 milli takımıyla, Afrika Gençler Şampiyonası'nda final oynamış... Yine 2003 yılında, Finlandiya'da düzenlenen U17 Dünya Şampiyonası'nda boy göstermiş bu kez... Orada dikkat çekmiş olacak ki; 18 yaşında Finlandiya kulüplerinden KuPS ile profesyonel sözleşme imzalamış... Başarılı performansıyla, hemen 1 yıl aradan sonra Finlandiya'nın en önemli camiası HJK Helsinki'nin yolunu tutmuş. Burada geçirdiği ilk sezonunda MVP ödülünü almış...

Rıdvan Dilmen'in sürekli dillendirdiği "iyi bir Appiah" mevkisinde tam oturan bir oyuncu sanki... İşin "vurdurmayın, döndürmeyin, zıplatmayın" tarafı espri elbette; Helsinki Beşiktaş için zayıf bir rakiptir. Heleki; son Plazen maçındaki ortasahayı bozmadan, bir de Guti Üstâd'ı ekleyince; Beşiktaş maçı Kamara için sadece "piyasa yapma" anlamını taşıyacaktır...
Ama dikkatli olmak lazım elbette, içerdeki maçlarda iştahlı oynadıkları aşikâr... Ne de olsa şampiyonlar ve bu sezon da ligi lider götürüyorlar. Helsinki maçında elbette gözümüz Beşiktaş'ta olacak, ama çok merak ettiğim Kamara'yı da çıplak gözle (ki havalar böyle giderse sadece gözler çıplak olmayacak gibi) izlemenin keyfi de bir ayrı olacak sanki... Hatta yine bu satırlarda; "madem Fink'i dondurdunuz, alın bu adamı işte!" gibi isteklerde de bulunabilirim... Bakalım, görelim...
10 yorum:
Aslında doğru işleyen bir scout ekibimiz olsa idi belki de Kamara yı transfer gündemimizde yer alan bir oyuncu olarak da görebilirdik. Helsinki çok rahatsız olmadan eleyebileceğimiz bir ekip. İlk maçta alınacak 3-4 farklı galibiyet bize yeter de artar. Helsinki maçı öncesi oynanacak Villareal ve Buca maçları da takımı bir iki adım daha ileriye götürebilir.
Bu arada Trabzon un muhakkak gruplara kalmasını istiyordum .Lakin bizdeki Kura Bahtsızlığının daha beteri onlara bulaştı sanırım. İnşallah elerler hem belki Dublin yolunda en büyük rakiplerimizden biri de saf dışı kalmış olur :)
Galatasaray Belgrad deplasmanındaki gibi maçı ciddiyetle oynar , turu da geçer diye düşünüyorum. Fenerbahçe ise çok zor bir deplasmanda oynayacak sadece kolaylıklar diliyorum.
Bu arada Milli takım kadrosuna yine ''kadrolular'' davet edilmiş .. Selçuk Kazım Aurellio G.ZAN
Necipe , Selçuk İnan a haksızlık oluyor bence..
32 Yaşında Brezilya devşirmesi adam yerine 19 yaşında artık çok önemli oyuncu olan genç adam neden kadroya alınmaz ? ABD kampına alınınca sevindik devamı neden gelmiyor. Aurellio faydalı olmuştur evet ama senin en 12 seneni kurtaracak bir adam var ..Hem de iki yönlü oynayabilen bir genç adam bu .
Selçuk Şahin konusunda bence haksızlık yaplıyor, kadroda olması gerekiyor bana göre. Ancak Aurelio ve G.Zan için "kadrolu" kelimesinden daha iyi bir tanımlama olamazdı heralde Selami :)
Necip'in yerini alması gereken isim Aurelio, G. Zan'ın Ceyhun, Kazım'ın Volkan Şen... Zamanla görmesini umuyorum Hiddink'in...
Trabzon'un "Avrupa zaferleri" hikayeleri çok eskimişti, bir yenisi gerekiyordu artık :)
Çok güzel maçlar olacak bence, Şenol Hoca'nın oynattığı tarz kesinlikle teslimiyetçi değil. Heyecanla bekliyorum.
Fenerbahçe çok sakat bir takım çekti gerçekten, Ajax'a hiç teslim olmadılar. Kadıköy'deki skor önemli, Young Boys karşısında gözüken dirençsiz takımın o deplasmandan olurlu skor alması güç.
Kapalı kutu hele de Ukraynalı ise, Galatasaray'ın da rakibine "bi dakka" derim. Metalist'le test edildi, onaylandı :)
Böyle söyleyerek kendimle çelişeceğim ama Trabzon'a değilde Fenere çıkmasını çok isterdim Liverpool'un.Görseydik Fenerbahçe nasıl yazılıyormuş.
şimdide necipin ilerideki olası bir inter transferi olduğu konuşuluyor .Quaresma transferi sırasında oluşmuş durum.Geçenerde Demirören röportajında interle çok iyi ilişkiler kurduk transfer konusunda bize her zaman kolaylık gösterecekler hatta onlarda bizden gelecekte bir oyuncu isteyebileceklerini söylediler fakat isim vermem falan demişti(birçok insan seri a da sakatlanmadan önce istendiği için sivok olduğunu düşünmüştü).Ben bunun Önümüzdeki 5 sene olmasını istemiyorum.Necip ve Muhammedi bu takımı sırtlarken görmek istiyorum.Üstelik gideceği kulüp inter olmamalı. Necip in ben hep beşiktaşa kupalar kazandırdıktan sonra premier ligde chelsea de lampardın boşalan koltuğunda olacağını düşünmüştüm.
Gelişimine devam etmiş bir Necip'in, oynayamayacağı bir lig yok aslında. Ama, normalde alt yapıdan yetiştir, Avrupa'ya gönder mantığını hep hayal etsem de, Necip'in futbolculuk ve insanlık duruşuyla, şöyle pazubandı alıp, 18 numarasını rafa kaldırtacak bir kariyerini Beşiktaş'ta sonlandırması gibi bir fedakarlık isteyebilirim...
Ben de Necip in Beşiktaşta en 2 yıl falan iyi bir performans gösterip Avrupa da bir takıma transfer olmasını , orada bizleri gururlandıracak işler yapmasını istiyorum.Hayalim bu yönde ...
Tabi en önemlisi Necipin kariyerini hayatını güzel güzel yaşaması.. Eğer gidecekse M.United olsun , Scholes yerine görmek ne şahane olur
medonun peşinde herta berlin , AIK gibi kulüler varmış zaaten belki schusterin gözüne çarparda finkden boşalan yere alınır.
Mustafa Kardeşim bu Medo , Partizanla oynadıkları her iki maçtada sarı kart görmüş , dolayısıyla cezalı durumda bugün bloglarda bi arkadaş yazmış
Evet gördüm şimdi ben de. 90+'da görmüş ikinci maçta sarıyı. Güzel oldu bu, takımı ileriye itecek tek isim gibi duruyordu.
Yorum Gönder