
Turgay tercih edilse bir nebze anlaşılır, sırt dönük oyunu sebebiyle. Ancak Nunez; daha önceki maçlarda da göstermiş olduğu üzere, bu maçta da tek forvet olarak çözümsüz kaldı. Çünkü ne Sercan kadar patlama yeteneği, ne de Turgay kadar sırtı dönük oyunu vardı. Üstelik, sadece kağıt üstünde değil, birbirinden kopuk oynayan takımın içersinde hakikaten "tek forvetti"... Durum böyle olunca, Nunez'i marke etmek için Navarro veya Ricardo Costa olmaya bile gerek yoktu. Eskişehir karşısında "maç aldıran Nunez", bugün Insua'nın oynadığı roldeydi...
Sercan oyuna girdikten 90 saniye sonra bir pozisyon yarattı. O an; Bursaspor taraftarının çektiği üçlüye, katılmayan tek bir kişi dahi yokmuş gibi gözüktü ekrandan... İşte; hiç bir şey yapmasa bile, Sercan sırf bunun için sahada olmalıydı: pozitif enerji... Hem takım, hem de tribünler için. Kaldı ki, Sercan'ın "hiç bir şey yapmayan" hali bile, her zaman için bir tehdittir. Gününde olmasa bile, yavaş hareketlenme, ağır koşma gibi bir durumu olamaz. Sırf çabukluk ve dribling özelliğiyle bile, rakip stoperlerin akşam idmanı tadında bir maç çıkartmasını engelleyebilir...
Sercan konusunda yeterince salladıktan sonra, Bursaspor'un reaksiyon bile gösteremeden aldığı mağlubiyetin esas sebebine gelelim: Nunez - Stepanov arası 70 metrelik alan, asla önde basmayan savunma, bir biriyle kopuk hatlar, kısacası iletişimsizlik... Sercan - Turgay değişikliğine kadar koskaca bölümde, Volkan'ın 4 kişiyi geçip, Nunez'in kafasına top ortalamasına bakıldı. Aslında Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş döneminde aldığı kötü skorlu mağlubiyetler de yine aynı sebeplerleydi. Fazlasıyla derinde bekleyen savunma, onlardan kopuk ortasaha ve hücum hattı... Durum böyle olunca; sadece "acaba gol nasıl gelecek" diye bekleniyor. Ve o gol de bir şekilde geliyor... Bugünkü şekil bir acayipti, top havadayken Ivankov'a feyk attı... Montpellier'den sene başında 7 milyon Euro'ya alınan Tino Costa, ilk golünde topa vurma kabiliyetiyle bizleri tanıştırınca, ikinci gol öncesi de frikiğin başına geçince korkutu. Korkulan başa geldi...

Olur mu ? Olabilir... Bu takım, Fenerbahçe'ye karşı 3-0 rövanşından tura yaklaşırken, böyle bir oyun oynamıştı. Tabi o zaman Sercan - Turgay vardı, tez zamanda yine o düzene geçmeliler. Buradan da Insua'ya bağlayayım. İlk yarıda tek göze çarpan oydu aslında, "birşeyler yapma, çabalama" adına. Ama ben bu tip oyunculardan haz etmiyorum açıkcası. Forvet arkası dediğin, gereki zamanda santraforuna yaklaşmalı, ikinci forvet gibi de olmalı; yani savunmaya dönmüyorsa en azından orada "Alex" olmalı... Ya da, topsuz oyunda 4-3-3 ortasahası gibi savunmalı... Insua'da ikisini de görmedim. Serbest oynuyor, iyi gözüküyor ama faydasız gibi. Buna bazen kısaca "yalan futbol" diyorum...

Fotoğraflar: NTVSpor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder