Fırsat “Bek”leyen Çocuk: Oğuz Ceylan

Rıdvan’a üzülürken, bir başka sağbek için sevinmiştim kamp kadrosunu duyduğumda. Ama bu sevincimi paylaşamadım çok fazla, çünkü genelde Oğuz’un mevkisi bile bilinmiyordu… “Erhan’ın gittiği yerde, neden Rıdvan olmaz?” diye soruluyordu Schuster’e. Ancak aynı hoca, Fatih Tekke’nin olmadığı sahaya Ali Kuçik’i sürmüştü ve bu atlanıyordu… Ayrıca, Erhan Antalya’daki tek sağbek değildi, Oğuz da oradaydı… Rıdvan yoktu ama Oğuz vardı. O da sağbekti ve A2’de uzun bir süre istikrar yakalamıştı. Bu istikrar, sadece “oynamış olmak için oynamak” anlamı taşımıyordu; Ernst’in bize tanıştırdığı istikrar tanımının örneğiydi… Yani, sürekli ve iyi oynuyordu. Bir bakıma; sağbekte sadece rakip sol açığını değil, A Takım’dan gelecek bir fırsatı da “bek”liyordu…“Bir sağbekimiz olsa; yerli olsa kontenjan harcamasa; genç olsa uzun süre üzerinde plan yaptırsa; gidip gelse, tek yönlü oynamasa; gidip de boş dönmese, ortaları eski açığa yapmasa…” Birçok Beşiktaşlı’da bu benzer arzular vardır herhalde… Erhan’ın durumu, kontenjan sıkıntısı insanı bu tip bir hayale düşüren en büyük etkenler oluyor; aynı zamanda Rıdvan’a olan üzüntünün sebebi de bundandır sanıyorum… Sağbekte göz pası silen yerli bir genç, sadece "genç bir oyuncu" oluşuyla değil aynı zamanda bir ihtiyacı gidermesi açısından da paha biçilemez olurdu...

Oğuz, bu beklentilere cevap verebilecek bir oyuncudur aslında. Sessiz ve de "güçlü" geldiği için henüz farkettirememiş olabilir kendini... Bir şeyi mükemmel derecede yapmaz, ancak sağbekten beklenen bir çok özelliği kendinde barındırır. Bunu “idol” bellediği tek oyuncudan da anlayabiliriz: Daniel Alves. Odasının her yerine Alves posteri asan, hard diskinin büyük bir kısmını Alves videoları ile dolduran, açıklarını “en mükemmelini” izleyerek kapatmaya çalışan bir sağbektir Oğuz. Nereden mi biliyorum? Bir A2 maçında tanışma fırsatı bulduğum ağabeyinden. “Hilbert’e özellikle ters kademelerde dikkat etsin, bu konuda çok başarılı” önerim üzerine, “Oğuz, Alves’ten başka bek izlemez ki” cevabını almıştım. Yine böyle bir sohbette, Oğuz’un ufak yaşlarda başarılı hatta şampiyonlukları olan bir “güreşçi” olduğunu da öğrendim. Fizik olarak tam bir sporcu diyebiliriz kendisine rahatlıkla…

Oğuz'u son izlediğim, bir bakıma testten geçirdiğim maçta; Bakırköy’ün çamurla bataklık karşımı zemininde en çok ayakta kalan, bindirmelerde eksik olmayan bir görüntüsü vardı. Bir diğer bek Caner Turp’un, muhtemelen zeminle alakalı diz sakatlığından sonra daha da bir “korkulur hale” gelen zeminde, 90 dakika boyunca gözü kara oynadı Oğuz. Ve sonunda, “ceza sahasının içinde” Volkan’a yaptığı asistle, takımının ilk golünü hazırlamış oldu. Tırnak içine aldım, çünkü ceza sahası içinden asist zorlayan bir bek her zaman tehlikelidir, Oğuz da öyledir zaten… Yeri geldiğinde, takımının “duran topçusu” olacak kadar da ayağı düzgündür. Zaten Antalya’da yapılan orta çalışmalarında, kendisini Schuster’in de gayet beğendiğini not düşelim.Hani dedim ya; bir şeyde “çok mükemmel” değildir ama iyi bir bekten istenen özellikler bütünüdür, herşeyden biraz biraz vardır... Tekniği üst düzeyde değil fakat “hızıyla” rahatlıkla adam geçebilir. Bir bek için yeterli tekniğe sahiptir yine de… Fizik ve yaş olarak da A2’den en hazır oyuncular arasındadır, belki de başındadır. Ciğer sayısı Oğuz için de tartışılır, zira oynadığı maçlarda pek “kesilme” görmedim kendisinde… "Zorlayıcı etkenlerin" olduğu birkaç maçta da durum aynıdı; Bakırköy’deki sahada, geçen yıl Marmara Şampiyonluğu için İnönü’de "güneş altında" oynanan maçlarda olduğu gibi…

Tabi bunda profesyonel yaşamanın da etkisi vardır. Öğrendiğim kadarıyla; yaşam tarzı, “gelecek hayali” ve kafa olara da futbolcuymuş kendisi. En önemlisi ve kendisini Beşiktaş A Takımı içersinde hissettirecek, kalıcı kılacak özelliği ise “kendine güveni”… Oğuz uzun zamandır bu fırsatı bekliyor ve yaşananlar sanki onun önünü açıyor gibi. Elde dişe dokunur tek “görünen” sağbek Hilbert kaldı sanki, Ekrem’in uzatmalı sakatlığını hesaba katarsak. Onun da bazı maçlarda kontenjana takılması muhtemeldir. Böyle bir durumda, “alternatif yerli sağbek” apoletini alabilir Oğuz, alırsa sımsıkı tutar ve bir daha bırakmaz. Bunu yapacak özgüveni ve yetenekleri mevcuttur. İlk fotoğrafta Muhammed'i kafa kola alan Simao'nun arkasında, sadece "bir fotoğraf karesi için" yer almayabilir Oğuz... Kim bilir, belki sahada da aynı görüntüyü görebiliriz. Hadi rastgele bakalım!

14 yorum:

jeankier dedi ki...

internette rizespor un haziran 2010 da bu oyuncuyu transfer ettiği söyleniyor, iptal mı oldu acaba

Cartalete dedi ki...

Beşiktaş'tan profesyonel sözleşme teklifi gelince son anda kaldı. Hatta uçak bileti bile hazırmış, o derece.

rivaldo dedi ki...

Elinize sağlık .Gerçekten de çok güzel bir yazı olmuş.Oğuzu daha önce bir kaç kere izledim.İlk izlediğimde hücum olarak değilde defansif olarak oldukça iyiydi.Hatta hiç adam geçirmemişti galiba.Fizik ve hareketleri ile tipik alman futbolcusu gibi duruyordu.En son izlediğimde ise ofansif yönünü geliştirmiş gördüm.Rıdvan kadar çalım atmaya ya da bilek hareketlerine yatkın değil belki ama ramos,alves,maicon gibi oyuncular yeteneklerinde çok komple bir bek oldukarı için bu konumdalar bence.Ama son hazırlık maçında Schuster şans vermedi oğuza.Röportajlarda a2 oyuncularının A takım ortamını öğrenmeleri için götürüldüğü söyleniyor.Tek endişem bu oyuncuların sadece bu amaç için götürülüyor oluşu ve a takıma alınmamaları.Oğuz eğer anlattığınız gibi hedefleri olan ve öğrenmeye açık bir futbolcuysa zaten er ya da geç başarılı olur(aynı düşüncelerim sezer için de geçerli).Bence Türk futbolcularının önündeki en büyük engeli aşmış.Ama tabiki öncelikle Beşiktaş ta başarılı olmasını isterim.

deniz dedi ki...

Orhan Gülle'ye hem kulüp hem de altyapıdaki kartallar bir teşekkür borçlu herhalde? Yönetim de bir özür tabi. Bir musibet bin nasihatten iyidir diye boşuna dememişler.

ederlezi12 dedi ki...

Benim yazı bitince oluşan hissiyatım '' Acaba bir Necip etkisi ''yaratabilir mi türündendi. Şu anda bir çok Beşiktaşlı taraftar Erhan yerine Oğuz'u görmek ister . Manisaspor maçında şans bulur da kendisiyle ilgile başta Schuster'e ve teknik heyetde iyi bir intiba sağlar inşallah . İntiba en azından rotasyonda düşünülecek , şans verilecek tadında olması mühimdir.

Adsız dedi ki...

bu yazının üzerine ömer aysan haberlerini görüp asabım bozuldu. 2. erhan güven mi geliyor ne?

Cartalete dedi ki...

Rivaldo;

Oğuz önceleri savunma olarak çok önplandaydı cidden. Fiziki esnekliğiyle, çalım atan adamın terkar karşısına çıkacak kadar sert bir savunmacıydı. Son yıllarda hücumunu müthiş geliştirdi, zaten ona A Takım kapısını açan da bu oldu.

Deniz;

Orhan Gülle buralardan giderken, ufak bir not düşmüştüm. "Umarım orada yardırır da, bizimkiler artık genç oyuncularla daha titiz ilgilenir". Öyle de oldu... Orhan hızla Milli Takım'a kadar çıktı ve A2'li oyuncular daha kıymete bindi.

Furkan Braga'nın, Oğuz Rize'nin kapısından döndü. İyi de oldu... Sırada Kadir Ari, Hasan Türk, Cankurt Atasoy gibi yetenekler var...

Ederlezi12;

İlk çıktığı maçta Necip'in bıraktığı etkiden daha fazlasını bile bırakabilir. Ancak Necip'in farkı, orada iyice kendini hissetirmesi ve kalitesini gün geçtikçe daha fazla göstermesinde ortaya çıktı. Umarım Oğuz için de aynı gelişim süreci işler...

Adsız;

Yoktur öyle birşey :)

Son olarak müjde; son çift kale maçta Oğuz as 11'de yer almış... İsmail ve Oğuz'a bol bol talimat verilmiş bizzat Schuster tarafından. Hadi hayırlısı...

Erdal dedi ki...

Bütünün, kendisini meydana getiren parçaların toplamından / tek tek o parçalardan daha fazla olduğunu söylemeye çalışıyorsun sanırım (Oğuz özelinde). [Evet, ben de Flipped'i izledim, çok beğendim :)]

Oğuz da umarım örnek aldığı Alves kıvamında bir bek olur. Hız ve dayanıklılık açısından iyi olduğunu yazmışsın. Tekniği o kadar iyi olmasa da olur, zaten Alves'in ki de o kadar iyi değil. Oyun zekası da yeteri kadar iyiyse neden bizim de yerli bir Alves'imiz olmasın ki?

veysel dedi ki...

Holosko IBB kıralık olarak gonderılmıs bedelsız olarak gonderılmıs ve yıllık ucretıde klup odeyecekmıs bence guzel oldu sozlesmesı dondurulsaydı eger yıne yıllık ucretını bız verecektık ve mac oynamadan para alcaktı en azından sakatlıktan cıktıktan sonra orda 7-8 mac oynayıp mac eksıgını gıderecek ve oyle gelecek bu guzel bı haber :)

veysel dedi ki...

Alt yapı ıle ılgılendıgınız ıcın bırsey sormak ıstıyorum bıldıgım kadarı ıle A2'de artık 2 yabancı oyuncu oynatma hakkı olmustu yas sınırı varmı yokmu bılmıyorum ama bıldıgım bır sey daha var almanyada afrıkada amerıkada ve avrupanın bazı ulkelerınde azda sayılmayacak spor okullarımız var bu 2 yabancı hakkını bu ulkelerdekı ust duzey yeteneklı oyuncuları getırıp denesek 1 yıl oynatsak yeteneklı ıse A takıma alsak ve zamanla yabancı oyuncularıda barcelonanın yaptıgı gıbı alt yapıdan kendı ulkemızın futbol felsefesını bılen yabancıları oynatsak daha ıyı olmazmı emınımkı bu okullarda ne sımaolar ne fernandesler ne almeıdalar belkı q7ler bıle bulabılırız belkıde ama elımızdekı bu ımkanı kullanmalıyız :))

Cartalete dedi ki...

Erdal;

Evet, aynen ondan bahsediyorum Oğuz konusunda :)

Veysel;

Aslında geçen yıl Clemente falan bu yolla getirildi. Aslında sadece futbol okuluyla da değil, iyi bir scout taramasıyla yabancı oyuncu alınabilir. İlle de kontenjanda yer almalarına gerek yok... Artık 2. Lig'te de yabancı oynatılabiliyor ve maddi olanaksızlıktan dolayı oradaki kulüpler "çözüm" arayşı içinde. Potansiyeline inanılan genç oyuncular makul fiyatlarla alınır, buralara kiralık verilir. Aşama kaydederlerse Beşiktaş'ta oynarlar, oynatılmasa bile geldiği fiyatın üzerine satılır. Bir yatırım aracıdır aslında bu...

Chelsea Stoch'a 1 dakika süre vermeden para kazandı mesela. Serie A kulüplerinin de yığınla kiralık oyuncuları var.

Adsız dedi ki...

Clement bildiğim kadarıyla medyadaki gibi beşiktaş futbol okulundan getirilmedi.Sinan vardarın bir tanıdığı önermişti ve o şekilde getirildi.Ama mesela Stanley Okoro vardı Nijerya nınşampyon u-17 takımında oynayan.Türkiye getirilmiş daha sonra kafileyle geri dönmüştü.Bu yıl Almeria ya imza atmış.Goal.com un geçenlerde 2011 de parlaması beklenen 100 oyuncu listesinde vardı.Beşiktaş o lsteden bazı oyuncuları alabilirmesela.Örneğin hearts of oak adlı bir afrika takımından birkaç oyuncu vardı getirilebilirler ucuz bir maliyetle.Arsenalin son aldığı japon oyuncu tarzında çok oyuncu var bunların arasında.En azından içlerinden 1-2 potansiyelli oyuncuçıksa kazançtır Beşiktaş için.O liste için
http://www.goal.com/tr/news/2556/editoryal/2011/01/01/2285829/goalcom-%C3%B6zel-2011de-izleyece%C4%9Fimiz-100-gen%C3%A7-yetenek

Cartalete dedi ki...

Zaten benim yabancı mantığıma göre; 4, en fazla 5 adet "direkt katkı" sağlayacak oyuncuara yer veririm. Kalan kısımda ise gelecek vaadeden gençlere yatırım yaparım.

Zaten 6 yabancı oynayabiliyor, böyle bir dağılım "maaş dengesi" açısından da kulübe katkı sağlar. Simao 2.5 alır eyvallah, ama yedeği genç bir yetenek olur ve 500 alır..

Bu listede, ücra köşede olan bir dolu yetenek var. Dikkat edilmeli... Türkiye'de kısıtma var ama İngiltere'deki gibi çalışma izni, İtalya'daki gibi senede 1 "AB dışı oyuncu alma" olanağı gibi durumlar yok.

Al, oynatmazsan kirala. Yeterki potansiyel olsun zarar etme olasılığı düşük.

Adsız dedi ki...

Tevfik Doğukan Pala ve Mertcan Demirer hakkında da yazılarınızı merakla bekliyorum. Kolay gelsin. Toprak