Gücüne “Üç”

Kadro açıklanır; bazen yüzümü ekşitir, maça 1-0 mağlup başlarım. “Ama olsun…”la başlayan bir cümle geçiririm aklımdan, yine de maça motive olurum. Geçtiğimiz Pazar olduğu gibi… Kadro açıklanır; ağzım kulağıma varır bazen. Stattaysam etrafına “el skorboardı” ile tahminimi belirtirim, genelde bol keseden atarım. Evde izliyorsam; gider bir çay demlerim. Bu akşam olduğu gibi…Resmi sitede 11 açıklandığında; gözüm direkt olarak ortasahaya sayısındaydı. Ernst, Necip ve Fernandes isimlerini görünce, garip bir hafiflik hissettim kendimde. Rakip zayıf diye yine 4-2-4 kırması bir sistemle çıkılacağından ve olası iyi bir skor sonrasında “İBB maçını tamamen şanssızlığa” bağlanacağından korkuyorum. Ama öyle olmadı… Aslında rakip de, o kadar da zayıf bir takım olmadığını; namağlup çıktığı grup maçlarında da kanıtlamıştı.

Ancak Beşiktaş’ın bugünkü ideal 4-3-3’ü rakibi oldukça “zayıf” gösterdi. Maçın her dakikasına hakim, her zaman gol bulma şansı olan, oyun temposunu kendi ayarlayabilen bir takım… Ortasahaya bir eklenti yapılması ve hatta 3 ortasahanın da dinamik oyunculardan kurulu olması; aradaki bu farkın açılmasında en büyük etkendi. Şöyle ki; takım top kendisindeyken daha rahat pas yapabildi, rakipteyken ise topu daha hızlı geri alabildi… İkili ortasahanın hem markajı kolay oluyordu, hem de topla çıkmak isteyen bekler, yeterli desteği alamıyorlardı. Bugün; hem İsmail hem de Ekrem, hücuma destek verdiğinde mutlaka etrafında bir ortasaha buldu. İşler zora girince yine pas yapabildiler ve böylelikle "ölen" ataklar bile yeniden olgunlaşmış oldu...

Bununla beraber bazı denemeler vardı sistemde. Necip’in, ortasaha 3’lüsünün derininde oynaması bir yenilikti örneğin. Aurelio’nun yokluğunda, o bölgeye yeniden bir “yerli” oynatmak şart oldu artık. Çünkü, bugün harikalar yaratan Hilbert’in bile kontenjana takılma durumu varken, bir de defansın önünde oynayacak oyuncu yabancı olursa, işler tamamen sarpa sarabilir. Necip, dar günler için oraya hazırlanıyor belli ki… Bugün için hiç de sırıtmadı, muhtemelen Karabük maçında da orada oynayacak…Fernandes; bugün hem bir ortasahaydı hem de hücum anında Bobo’yu destekleyen “gizli” forvet… Takım, hücum aksiyonları konusunda hiç de 4-2-4’ü aratmadı hatta bana göre daha iyiydi. Bir Fernandes eklentisiyle; başlı başına "panayıra" benzeyen sistem, yeniden “futbol” normlarına geri döndü. Evet, bugün sahada bir futbol takımı vardı…

Hilbert, muhtemelen Avrupa Ligi maçlarında sahne alacağı mevkisine geri döndü ve çok iyiydi. Hilbert demişken; Mustafa Marangoz, Hilbert’in aşil tendonundan sehpa yapmaya kalktı, sonucunda ise sarı kartla cezalandırıldı. Pazar günü, Aurelio’nun kırmızısı haklıydı sonuna kadar. Ancak orada üzülmüştüm, çünkü o karar sadece %10’luk bir ihtimalin gerçekleşmesiydi...

Onur da, bugün daha önce "denenmediği" bir bölgede oynadı. Aslında A2 takımında "sol forvet" bölgesinde yer aldığı olmuştu... "Öldürücü top atma" özelliği ve top kontrolü ile, fiziki gelişimini tamamlayana kadar bu bölgede rahatlıkla oynayabilir, alternatif olarak görülebilir Onur. Hatırlanırsa; Iniesta da Barça formasını ilk yakaladığı dönemlerde, Ronaldinho'yu kesip "sol forvet" bölgesine yerleşmişti. Burada fiziki ve mental gelişimini tamamladı, komple bir oyuncu oldu. Onur da "geçiş döneminde" böyle bir rolde oynayarak; hem takıma katkı verir hem de formaya, profesyonel futbola ısınır diye düşünüyorum.

Takım maç içinde çoğu kez “çalışılmış” atak girişimleri yapıyordu; özellikle kanat bindirmelerinde… Kanattan çizgiye inen oyuncular, artık doğaçlama oynamıyor gördüğüm kadarıyla. Çünkü, içerideki oyuncular mutlaka “pozisyon paylaşımı” yapıyorlar. Biri içe koşup, defansın dikkatini üzerine çekiyor; diğeri daha dışta duruyor. Bugün, bu şekilde pozisyonlar yakalandı bolca, ikisi gol oldu… Bu gibi daha çok “akıl oyunu” olan bek katkılarında, İsmail gün geçtikçe değerlenecektir…Bobo, uzun zamandır oynamamanın ve haliyle gol açlığı yaşamanın etkisiyle; bugün hiç olmadığı kadar "kendine" oynadı. Çoğu zaman da top kaybetti… Ama normaldir, zamanla formunu yakalayacaktır ki bugünkü oyununa da kötü denemez. Takım bütünlüğüne uyumu, her zamanki gibi güzeldi. Quaresma ile sık sık “verdin, vermedin” tartışması yaşadılar maç içinde. Hatta oyundan çıkan Quaresma, yedek kulübesinden bile hala Bobo’nun pozisyonlarına takılıyordu… İkisinin de kaprisli oyuncu olmaması sebebiyle, bu anlaşamamazlığın saha içinde kalacağını; işin Del Piero & Inzaghi boyutuna gitmeyeceğini umut ediyorum. Hatırlatma yapacak olursak; Del Piero ve Inzaghi öyle bir ikili olmuşlardı ki, kim golü atsa, öteki sevinemez hale gelmişti… En sonunda Juventus, birini gönderme kararı aldı, o derece “zorlayıcı” bir anlaşamamazlık olmuştu bu.

Bugün “üçlü” ortasaha, ciddi anlamda güce güç katmıştı. Pozisyon bulma adına hiç bir eksiklik yaşanmadı, tek fark takımın sahada daha dirayetli kalmasıydı... Yani kısaca, Beşiktaş'ın gücüne "üç" ortasaha katkısı; tabelaya 5 sayısını da yazdırır, bununla beraber 90 dakika ayakta bırakır... Umarım tek maçlık bir değişim, ya da deneme değildir. Bir alttaki konuda bahsettiğimiz üzere, takımın uzun vadedeki yolu; böyle bir sistemle daha aydınlık olacaktır…

Taktik, oyuncu seçimi ve "futbol" çok güzeldi, bu güzellik skora da yansıdı. Antep’teki maçta tamamen rotasyon kadrosu ile oynayabilecektir Beşiktaş böylelikle… Hatta bugün yine “17 kişilik” kadroya giremeyen gençlerden bir iki tanesi sıkıştırılırsa rövanş maçına, çok güzel olacaktır…

20 yorum:

Adsız dedi ki...

Cartelete genç oyuncularımız hakkında biraz fazla duygusal olarak iyimser olduğunuz için Onur da size olduğundan daha kaliteli gözüküyor.

19 yaşındaki Ali Kuçik'den daha fazla A takımda kaldı 21 yaşındaki Onur ama hiç birşey gösteremedi hala. Ali hem fiziksel hem de hırs olarak ondan daha ileride değil miydi? Ondan yaşça küçük Necip A milli takımda bile oynarken bu çocuk hep yerinden saydı. Hep sakat hep kayıp. Bence o da Ali Kuçik gibi kiralanmalıydı bir Anadolu takımına.

Bence Onur'a verilen şans kendi altyapımızdan gelenlere verilmeliydi en azından sezonun 2. yarısında. Erkut Şentürk gibi Hasan Türk gibi...

Ben de genç oyuncuların oynamasından heyecan duyuyorum elbet. Ama Onur 2. yarıda 3 kez forma bulamayacak eminim. Seneye 22 yaşına gelecek ve daha da kimse yüzüne bakmayacak. Bu daha mı iyi yani?

Saygılar
Toprak

Adsız dedi ki...

Her şeyden önce Necip'in bugün ki 'temiz' oyununa hayran kaldım.O eski faul yaparak top alma girişimlerinden eser yoktu.Paslarda maceradan ziyade takımı oynatma yönündeydi.Gerektiğinde ilerde top alıp atağa destek verdi,top kaybedildiğinde şok pres yapıp topu kazandı veya savunmada kesici oldu.İsmail de artık bu takımın sol beki olduğunu kabullendi gibi.Bobo yine sonuca yansıttı ismini.Fernandes harikaydı.Abi geçenlerde demiştin Delgado'dan sonra frikik golü göremez olduk diye.3 gün arayla coşturdu bizi Portekizli kanatlar.Abi rövanşta acaba Muhammed oynar mı acaba ? Baya genç bir takım bekliyorum Dayıdan.

İhsan

deniz dedi ki...

Abi sen de şu çocuğu bi Busquets yaptın, bi İniesta. Halbuki Onur bildiğin Xavi, ya da uzağa gitmeyelim, Guti :) Olacak bence, yakındır.
İsmail nasıl iyi, nasıl güzel oynuyor. Millet Üzülmez için İso'ya sallarken ben aslanlar gibi savunmuştum onu, şimdi kendi kardeşim döktürüyormuş gibi hissediyorum. Gururluyum, mutluyum.

Deniz-i-Futbol dedi ki...

Necip'in daha iyi maçlarını izlemiştik açıkçası.Hele ki rakibi 3 kişi sıkıştırdığımız anlarda yaptığı fauller,presleri zaman zaman sonuçsuz kıldı.

Cartalete dedi ki...

Toprak;

Galiba, bendeki bu “genç oyuncu” aşkı sebebiyle, adını andığım her genç için abartılı anlatımlar yaptığım düşünülüyor : ) Aslında burada ve daha önceki Onur yazılarında olduğu gibi; öyle çok kaliteli bir oyuncu olduğundan bahsetmedim.
Fiziki gelişimini tamamlaması sonucunda, iyi bir alternatif olacağı aşikar. Direk 11 oyuncusu olur mu, onu zaman gösterir. Olmaz diyemem…

Benim için genç milli takımlar pek ölçü değil. Elimizde ciddi birer Gökhan Gönül ve Ersan Gülüm örnekleri var. Direk A Milli oldular, daha başka örneklerde vardır şimdi aklıma gelmeyen… Genç milli takımlarda bazı isimler belirleniyor ve o isimler, yaş geçtikçe kategori atlıyorlar.

Onur, 20 yaşına kadar alt liglerde oynadı o nedenle fizik ve mental olarak geride olması normal, şuan profesyonel düzeyde aldığı forma 10 bile değil. Şuan için karar vermek erken, söylenecek şeyler sadece tahmin olur onun hakkında. Benim tahminim iyi oyuncu olacağı…

Kuçik de aslında kiralık gönderilmesi istenmiyordu bence. Ama teklif Samet Hoca’dan gelince cazip oldu muhtemelen. Oynama şansı çok yüksek olacak bir takıma gitti…

İhsan;

Muhammed oynar mı, oynamaz mı bilemem ama kamptan sonra kendisine bir forma numarası seçmesi istenmiş… Sanırım bu sene süre alacak.

Deniz;

Yolun sonu Busquets zaten : ) Sadece gelişim evresinde izlenecek yol konusunda Iniesta örneğini verdim. Yoksa stil olarak benzemiyorlar, Busquets daha yatkın. Boy, sakin oyun, müthiş olumlu pas ortalaması vesaire… Hepsi birer 3’lü ortasahanın “ortası” özellikleri.

Cartalete dedi ki...

Deniz-i-Futbol;

Performans olarak çok daha iyi maçları oldu elbette. Zaten kendisi ortasahanın içlerinde (bugün Ernst'in bölgesi örneğin) daha uygun düşecek bir oyuncu. Defansın önündeki ortasaha rolü, biraz farklı bir zanaat. Daha dikkat ve "sınır" gerektiriyor. Alışması zaman alır ama ilk denemesi adına kötü değil. En son; böyle bir rolde Ankaragücü deplasmanında oynamıştı. Geçen sene 0-0 biten maç. O maça nazaran daha ısınmış göründü.

Pres anında; Necip de İsmail gibi gereksiz faul yapan bir tip aslında. İsmail onu atmaya başladı, artık faul yapmadan top kazanabiliyor ani preslerde. Necip de geçmişe nazaran bugün daha az savruk girdi gibi...

Unknown dedi ki...

@Cartalete
avrupa liginde Almeida'nın Fernandes'e tercih edilmesini mantık sınırları içersinde doğru buluyor musun? Forvette Bobo, Nihat, Nobre duruken üstüne Almeida'nın kadroya dahil edilmesi Beşiktaş'a sınıf atlatır mı? Mesela City deplasmanında Fernande, Ernst, Aurelio, Guti Dörtlüsü çok daha fazla iş yapmazmıydı?

Cartalete dedi ki...

asvalttaicenler;

Bulmuyorum açıkçası. Daha önce de çoğu kez belirttiğim gibi; ben olsam Fernandes'i seçerdim. Çünkü onu sadece ortasaha olarak görmüyorum, FM tabiriyle 5-6 bölgede pozisyon rengi ya açık ya da koyu yeşildir.

Bence Avrupa'da hem ortasaha yeri geldi mi; ortasahanın içine giren kanat görevi verilebilirdi. (ilk dönemin Tabata rolü)
Böylelikle Hilbert de bekte kalır, daha sağlıklı takım savunmasına kavuşulurdu.

Mantıklı bulmamakla birlikte, çok da mantıksız bulmuyorum aslında Almeida seçimini de. Bobo'nun bir sıkıntı yaşaması durunda, takım forvetsiz değil ama "santraforsuz" kalırdı.

Ama ben bu riske de göze alır, gerekirse 4-6-0 varyasonları üzerinde durur yine de Fernandes'i tercih ederdim.

Adsız dedi ki...

Q7nin Bobo'ya olan tavırları beni rahatsız ediyor neredeyse beraber oynadıkları her maç aynı tavırlar Bobo gayette takım oynu oynadı bir iki bireysel oynayış hemen insanların gözüne batıyor, Q7 yapınca kimse ses çıkartmıyor, şuan gerçekten ona sinirliyim eğer Bobo giderse Q7 de bunda rol oynar gibi!! Yönetim böyle bir hata yapmamalı beni rahatlatacak tek şey onunla sözleşme uzatmaları..

Adsız dedi ki...

matri juveye gitmiş 15 m euro satınalma opsiyonuyla. süre alırsa bu hafta eski takımına karşı oynayacak:) sanırım izlemem gerek bu maçı. ama pelissier hala chievoda :)
herkese selamlar.

shuffy

M.A.F dedi ki...

ahhh şufter dayıı ahh.Şu kadro bu şekilde İ.B.B.'ye en az 3 atardı maceraya ne gerek vardı..
Uğur Barış CAN

JimmyLue dedi ki...

Güzel bir Dolmabahçe gecesini daha coşkulu,eğlenceli bir şekilde geride bıraktık.

Schuster geçen haftaki reenkarnasyondan sonra geçen sezondaki gibi hatasından geç de olsa döndüğünü,döneceğini gösterdi.
Takım daha dengeli, daha güven verici görüntüdeydi.

İsmail'in skor 5-0 iken taçları atmak için dahi takım gerideymiş gibi hareket etmesi ve sezonun ikinci yarısından bu yana her gün gelişen futbolu,Hilbert'in sağ önde de ben futbolu biliyorum diye haykırışı-şimdiye kadar gördüğüm en iyi Hilbert performansı,Fernandes'in komple bir orta saha oyuncusu olduğunu göstermesi ve Ernst - Bobo özlemi öne çıkanlardı.

Quaresma'nın top her ayağına geldiğinde topu birkaç defa dürtmeden aksiyona geçmemesi takıma hücum ve kafa anlamında zarar vermeye başladı.
Bobo birkaç defa pas alabilse önemli gol şansı yakalayabileceği pozisyonlarda Q'dan pas alamayınca sinirlendi ve karşılıklı atışmalar başladı.
Bu durum takıma ileride zarar verebilir zira Bobo yaptığı skorlardan sonra buruk sevinçler yaşadı.
Sorunu ne ise çözülmeli.

Schuster'in Hilbert'i kesmemek ve Ernst-Fernandes-Necip'ten herhangi 2'sini oynatmak şartıyla Karabük maçında çıkaracağı her kadroya razıyım.

rivaldo dedi ki...

Az önce bu bloga yazdığım en uzun yorumumu blogger isteğinizi yerine getiremedik diyerek yok etti.:)

Adsız dedi ki...

Değerli Cartalete,

Genç milli takımlar ölçü değil diyerek verilen örnek isimler dikkat ederseniz hep gençlik yıllarında düşük seviyedeki takımlarda oynamış isimler. Onur 2 senedir bizde (2009 yazında geldi yani 19 yaşında) 1 kere bile ümit milli olamadı. neden mi? çünkü hakedecek hiç birşey yap(a)madı. belki şansızlık belki de başka birşey. bilemem. ama bir gerçek var ki o da artık genç oyuncu gelişecek oyuncu dediğimiz zaman 16-17 yaşındaki oyunculardan bahsetmek gerektiği.

Onur'dan bu kadar ümitli olan bir topluluk demek ki Altaylı Okay Yokuşlu bizde olsa pamuklara sarar saklar onu :D Bunlar sadece benim şahsi fikirlerimdir. Lütfen kimse alınmasın hiç öyle bir amacım yok. Saygılar.

Toprak

Cartalete dedi ki...

Öncelikle Rivaldo; gerçekten üzüldüm yazının harap olmasına. Yazı uzun olunca bazen hata verebiliyor. Yorumları göndermeden önce, metnin tümünü seçip kopyalamak, faydalı olacaktır. (Bu notu, yorum gönderme sayfasına da düştüm hatırlatma açısından)

Toprak;

Okay bence de Onur'dan daha potansiyel bir çocuk zaten. Gelmesine gerek yok, daha gelmeden "Okay gibi" diye girdiğimiz pek çok cümle oluyor konu potansiyel bir ortasaha ise.

Onur 2 senedir bizde fakat geçen senenin büyük bir kısmını sakatlıklarla geçirdi. Bu sezon tam forma alıyorken, devre arasına girmeden yeniden sakatlandı. Bu arada vucudun üst kısmını geliştirmiş. Zamanla bunu tüm vücuda yayacaktır. Gerçekten "geç farkedilme" konusunda Gökhan Gönül'den falan farkı yok. Tabi onun kadar aşama kaydeder mi göreceğiz. Ancak şimdiden kanıya varmak haksızlık gibi. Ne denir? yine de saygı duyarız :)

JimmyLue;

Son cümlen bana Denizli dönemini hatırlattı, ilk yılını... "ortasaha Cisse - Ernst olsun, stoperlerden biri Sivok, gerisi ne olursa olsun" her yazımın sonunda imza gibi birşey olmuştu o :)

Uğur Barış CAN (MAF);

Ben de daha bunu maç başlamadan söylemeye başlamıştım, maç içinde de zırt pırt hayıflandım. "Ne vardı yani şöyle çıksan, İBB'yi kıpırdatmadan temiz kazansan..." diye.

shuffy;

Matri dün de oyuna girmiş sonradan galiba. Sağolsun TV8, ne mantıksa artık Palermo - Juve maçı varken, gidip Chievo Napoli maçını vermişti izleyemedik.
Pelissier zor artık yaş 31 oldu, onu "bir Pelissier vardı, Chievo'dan çıkamadan futbol hayatı bitti" gibi birşeyle anacağız. Ama Matri için güzel bir fırsat geldi, bence değerlendirecek. :)

ttarlabasi dedi ki...

Cartelete bu taktik dizilişleri nasıl yapıyorsun? Bir program mı kullanıyorsun? Çok hoşuma gidiyor ben de kullanmak isterim. Selamlar.

BJK4EVER dedi ki...

Abi Noat'in blogunda da yazdim, sende benim dusuncelerime paralel birsey yazinca burada da yazayim dedim.
Sence Ernst-Fernandes dinamikligi ve kalitesini kullanmak adina Schuster onumuzdeki maclarda Aurelio veya Necip'i stopere kadar cekebilir mi ve hatta gerekirse Guti'yi yedek birakabilir mi?

Cartalete dedi ki...

balticman ;

Photoshop'la yapıyorum.

BJK4EVER ;

Guti'yi keseceğini pek sanmıyorum. Ancak bence de; Aurelio'yu stopere ve Necip'i de dün oynadığı bölgeye çekme planları var gibi. Dün de bunun bir denemesini yaptı.

Adsız dedi ki...

Guti haftasonu karabük maçında oynamıyormuş.Yani bir maç daha böyle bir ortasahayı görme ihtimalimiz var.Aslında 1 yerli stoper tüm yabancı sorununu çözerdi.Ama Ersanın sakatlığı gerçekten çok büyük bir kayıp oldu.

Adsız dedi ki...

yazdıklarımın sadece son paragrafı çıkmış :(

karabük maçında guti yok. ibb maçındaki sistemle devam edilecek hissine kapılıyorum. aurelio-necip ve guti-fernandes değişiklikleri olur. ama diğer taraftanda hilbert var. iyice karışık bir hal aldı :) cernat olsaydı bunu yazamazdım ama mevcut şartlarda handikap yaparız diyorum. her ne kadar sivok kafamı karıştırsada (bunu bir ara detayları ile açıklarım) o sahadayken emenikenin bir anlamı yok:) saygılar...

kadro tahminim...

-------hakan-------

hilbert--toraman--sivok--ismail


-------necip----fernandes-------

simao--------------------quaresma

---------nobre--------------------

----------------almeida------------


shuffy