Morfin

Maça başlanan 11’de gözler 6. yabancıyı aradı… “Madem kontenjan açık, neden Fernandes’li bir ortasaha göremiyoruz?” diye düşündüm. Yine Aurelio ve Guti ortasahası oradaydı, benzer olayları yaşamamız mümkündü… Yine önde baskılı bir oyun, bir zaman sonra Aurelio’nun dönen topları alamaması, Guti’nin güçten düşmesi, haliyle savunmayla forvet arası açılması gibi durumlar.

Ama Beşiktaş bugün mantalite olarak farklıydı. En son Ali Sami Yen deplasmanında gördüğümüz, oldukça derinde bekleyen bir savunma ve takım halinde topun arkasına geçme durumu söz konusuydu. Aurelio tercihi önem kazandı o vakit… Çünkü önde basmasına, dönen topları kovalamasına gerek kalmayacaktı. En iyi yaptığı işi; yani aklını kullanarak savunma yapacaktı…Pek arzu etmediğim bir oyun tarzıydı bu. Ancak hem Aurelio hem Guti sahadaysa doğrusu böyleydi sanki… Zaten lig maçlarında birkaç kere denendi bu taktik, hepsinde de kazanıldı.
Necip yine harika bir oyun oynadı. Manasız faullerini azaltsa, kusursuz bir ortasaha olma yolunda ilerleyecek… Bugün attığı “isabetli” dikine paslarını toplasak, rahatlıkla Guti’yi geçebilirdi…

Hele ki, Bobo’nun kaleye dahi vuramadığı net pozisyonda, tek topla harika bir akılcı pas bırakmıştı Necip. Oyuna kattığı enerjiyi söylemeye gerek yok sanırım. Çok kalıp cümleleri söylemeyi sevmem ama başka da bir tabir yok gibi; sahada basmadık yer bırakmadı…

Bobo’ya tedavi babında her ne yapıldıysa; güç, hız, denge, teknik gibi özelliklerinin değerleriyle oynanmış, negatif yönde… Bugün, yıllar evvel bize merhaba dediği Diyarbakır maçında olduğu kadar acemiydi, ama o günkü kadar canlı değildi. Geçici bir durum olmasını umuyoruz…

Ekrem bugün sağ forvet kadar “defans arkasına koşu” yaptı ilk yarıda, atacağı golü belli etmişti… Guti’nin, Kerpeten Ali misali “ne oluyor lan?!?” dedirten frikiğine ise diyecek bir şey yok. Matrixde yakaladığı Ömer’in fişini çekti anında…

Bugün takımın kazanması gerekiyordu artık, öyle de oldu. Morfin tadında bir galibiyet… Bu, her gol sonrası oyuncuların yüzünde oluşan tebessümlerden de belliydi, çok ihtiyaç vardı. Üzerine Trabzon maçı kazanılırsa takım tedaviye cevap verir, kısa süreli iyileşir. O zamana kadar derinsel savunmaya pek itirazım olamaz… Ancak uğruna bir sezon verilen felsefeden de vazgeçilmesin. Maçına göre veya ortasahadaki seçimlere göre esneklik kazanabilir…

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Necip'i bende begendigimi söyleyebilirim bu macda. fakat benim gözüme batan bir nokta var. sanki kendine olan güveni yok daha dogrusu kendi kapasitesine güvenmiyor gibi bir durum var gibi. bence aurelionun bölgesinde yani süpürücü olmadigi sürece bos alanlarada kosmasi gerekiyor. topu verdiginde yerinde durmayip topu istemesi gerekiyor. ayni fernandesin cok güzel sekilde yapdigi gibi. biraz kaciyor gibi sanki. tek görevim pres yapmak top kapmak gibi bir düsüncede oynuyor gibi bir görüntü verdi bana.
kendini daha cok gösterip, kendine daha cok güvenip, hünerlerini daha cok göstermesi gerekiyor diye düsünüyorum.

ayrica ismailede cok acidim bu macda. ne kadar bos alana sprint yapsada bir defa topu alamadi q7'den. simao ara sira onun bölgesinde oynayip ismaili oyuna daha cok entegre etse daha güzel olur.

selo dedi ki...

Maçı %100 konsantre izleyemedim bazı sebeplerden dolayı ama Rüştü'nün nu takıma ne olursa olsun olumlu anlamda birşeyler kattığı kesin. Çıkarttığı bazı goller varki gerçekten harikaydı refleksleri. İnsan kendini alamıyor kaleci hatası olan maçlardan en azından 2 tanesini yenilmezdik Rüştü olsaydı. Necip'in kendine güveni beni çok mutlu ederken İsmail'inde dengesiz oyunu halen daha beni üzüyor. Umarım ilerleyen haftalarda daha iyi olur dicem sene sonuna kadar kadroda bir aksilik olmazsa yerini alacak ve bu şansı iyi değerlendirmesi gerekiyor.

http://novembre11.blogspot.com

Adsız dedi ki...

artık ibrahim toramana söylenmekten bıktım. 6 senedir bu takım del bosqueden, schustere o kadar hocayla çalış. hiç mi koyamaz insan üzerine ya? acaba 1-2 sene daha mı beklemeliyiz? ibrahimerin kaderi mi bu? dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama özellikle geriden paslı çıkışlarda geçen senelere oranla bir artış sonucu. toraman bir kaç kez şamrelledi ve çok göze battı.

an itibariyle kazanılması gereken bir maçtı ve hedefe ulaşıldı. ancak en çok merak ettiğim şayet takım gol yeseydi sonrasında nasıl bir tepki vereceğiydi. ama rüştü izin vermedi. dün akşamda gördük ki siz nasıl savunmayı yerleştirseniz de bu takım buna benzer pozisyonlar verecek. düzelir mi? iyimser olarak sakatlıktan yeni çıkmış sivok ve sakat ersan deyip avutuyorum kendimi.

ama pozisyon bilgisi yüksek, seri ve en başında orjini stoper transferine de kesinlikle hayır diyemem. biliyorum birçok arkadaş tepki verecek ama ben sivok u beğenmiyorum. çünkü sivok sparta pragta parladığı dönemlerde ön liberoydu. ve milana transferi gündeme geldiğinde maalesef ayağı kırılmıştı. ardından düzeldi ve udinese ye gitti ve burda bizde oynadığı bölgede oynamaya başladı. dikkat edin birçok pozisyonda arkasında biri varmış gibi hamle yapıyor. mücadelesine, iyi niyetine birşey diyemem ama ısınamıyorum bir türlü. ne demek istediğimi inönüdeki gs maçında ardanın attığı golü ve sanırım aynı sezonda yine inönüde kamanan ın attığı golleri tekrar izlesin. tabi bunlar benim aklımda kalanlar. döndürmeyeceksin. ben bilmem ötesini. saygılar...

shuffy

tannhauser dedi ki...

Maçı beğenmedim. Sonucu beğendim.

Necip ikinci sarıyı alayım mı sorusunu sorana kadar, kendisine hayranlık besledim. Yıllardır hiçbir altyapı getirisi beni bu kadar sevindirmemişti.

Bu blog hakem konuşmaktan alabildiğine kaçınılıyor. Ama sormak zorundayım. Sivok'un kaşının açıldığı pozisyonla Fener maçında Ferrari'nin atıldığı pozisyonu karşılaştırmak günah mı? En fazla denilebilir ki, o dirsek bilmeden gitti. Ben de derim ki; yahu arkadaş, adamın formasına meme ucu frikiği verdirecek kadar asılmışsın , dirseğini salladığın yerde olmayacak da nerede olacak sivok? Karşılığında Sivok'a faul çalındı. Öncesini göremedim. Ancak Ferrari'nin atıldığı pozisyonun öncesinde Lugano'nun net faulü vardı. Fener maçında Beşiktaş lehine faul ve Ferrari'ye de kırmızı verilmeliydi diye düşünüyorum. Dünkü maçta da aynı karar çıkabilirdi, eğer öncesinde Sivok faul yaptıysa ya da yapmadıysa Beşiktaş lehine penaltı. Hepsi bir yana Sivok bu müdahaleye maruz kaldıktan sonra savunmamızın hava topu hakimiyeti sıfıra indi resmen. Aslolan da bu! Rakip oyuncu bir Beşiktaşlı futbolcuyu oyun içinde kullanım dışı bıraktı. Hakem de buna çanak tuttu. Dün hakem maça iyi başlamıştı. Daha beşinci dakikada sertliğe müsamaha göstermeyecek gibi yaptı ama baktı ki pabuç pahalı, sarı kartlarını unuttu ya da kaybetti. Antalya'nın maçı on bir kişi tamamlayabilmesinin başka ne açıklaması olabilir. Deniz Barış nasıl oyunda kalabildi? Necati sarı kart bile görmeden tamamladı. Son anda ekrandan çıktı ama daha karşılaşmanın başında Guti'den çalımı yedi ve arkasından Necati'nin topsuz alanda faulü geldi gibi gördüm. Yanlış da görmüş olabilirim. Bunun haricinde de bir sürü kontrolsüz müdahalesi var Necati'nin. Daha say say bitmez. Bu sene ve ondan önceki senelerde Beşiktaş'a hakemler tarafından atılan en büyük kazık bu sertliğe müsamaha mevsusudur.

Cartalete dedi ki...

tannhauser ;

Tigana döneminde Nobre bu şekilde atılmıştı, hatta daha hafifiydi.
Vucudunu koymak için kullarını açmış, kolu rakibin burnuna falan gelmişti, kırmızı yedi.

Mevzu Beşiktaş olunca hakemlerin cesaret damarı tutuyor, bu bir gerçek.

Adsız dedi ki...

Maç sonunda Schuster Kupa maçında uzun zamandır oynatamadığımız futbolcuları kullanacağız dedi..Kimi kastetti acaba? Bir tek Nihat var..Erhan'ı kullanmaz umarım. Rıdvan'ı, Onur'u ve diğer gençleri görevilsek keşke..(MTG)

enorton dedi ki...

Arkadaşlar son hakem konuşulması gereken maç bulsa gerek :) Keza 1. golümüz ofsayt ve ilk yarının sonunda ismailin rakibine yaptığı hareket net penaltı. Maç 1-0 olsa orda biterdi zaten...

Cartalete dedi ki...

enorton, tannhauser orada "genel olarak" hakemlerin kart opsiyonunda Beşiktaş'a olduğu kadar cömert davranmıyorlar demek istedi sanırım. Bu maçın özelinde birşey değil benim anladığım.

Schuster uzun zamandır oynamayan oyuncu derken; kimi kasetti anlamadım, öyle Nihat haricinde pek de uzun zamandır kayıp olan oyuncu yok.

Zaten Nihat'ı en son yenildiğimiz Antep BLD maçında görmüştük... Normal antrenmanlara başlamış, oynayabilir.

Ayrıca mevcut profesyonel yapılmış genç oyuncuların da kadroda olacağını umuyorum. Antep'e giden kadroyu bir görelim, ne düşünüldüğü net belli olur.

enorton dedi ki...

NECP UYSAL;

Onca yıldıza ve haracanan paraya rağmen oynadığı son iki maçın yıldızı...

Bu taraftar da ne zaman kafasına huni takıp milyon avrolara imza attığı halde sahada yürüyen yıldızlara gösterdiği hayranlığın onda birini Necip gibi değerlere gösterir ve bağrına basar o zaman adam oluruz. Dün ve kiev maçında tüylerim diken diken oldu, resmen alayına isyan dedi. Öpüyorum onu alnından...

@cartalete

Abi bengenel olarak ligimizin hakem kalitemizi çok kötü buluyorum. Bir tarafın bilinçli olarak hakkının korunduğuna ya da bir başka tarafın yine bilinçli olarak hakkının yendiğine inanmıyorum. Artık yorumlarda, bloglarda, gazetelerde, tv lerde hakem lafı gördüm mü kusmak geliyor içimden. Bu işin sonu yok. Bu hakemler boyle yapacak bişey yok. Hakem konuşmakla kendi sorunlarımızın üstünü örtüyoruz bence.

Adsız dedi ki...

Dün kazanmamız gereken bir maça çıktık..Üşenmeden tek tek değerlendirmek istiyorum futbolcuları;

-Rüştü:Maçın adamı desek yanlış olmaz,Tita ve Necati'nin bana göre mutlak 2 golünü çıkardı,bu maç da yenik duruma düşsek bu moralle yine hüzünlü ayrılmamız kaçınılmazdı..Maçın adamı Rüştü'dür.

-İsmail Köybaşı:Kendisiyle savaşıyor,pozisyon bilgisi çok kötü,çok iyi bilekleri var,içeri biraz daha zorlasa çok daha etkili olacak,bir de fiziksel yönden çok zayıf,Kiev maçında çok barizdi..Dün yine beğenmedim..

-İbrahim Toraman:ÜzÜlmez olayıyla alakası yok,ben bu adamı yıllardır o formaya yakıştıramıyorum..Hırslı olmasını bir kenara bırakalım,onun zamanında yediğimiz hava topları,kademe hataları,altı pasa top indirmeler,oyun kuramama bütün olumsuzluklar bu adam da ama hala değişilmez,çok ilginç.

-Sivok:Nerede o hava topu bırakmayan Sivok,nerede bu Sivok..Umarım sadece sakatlıktır sorun ama ben yine de Sivok'un kafa olarak çok uzaklarda olduğunu düşünüyorum..

-Ekrem Dağ:İyi niyetli ama,tek kelime ile YETERSİZ..

-Aurelio:Ne desem ayıp olacak,özveri var mı var ama başka!! Takıma katkısı sıfır,yan top-al gülüm ver gülüm..Bu tür futbolcuları görmek beni üzüyor..

-Simao:Belki de en etkisiz maçlarından biriydi,ama kazanma isteği,başkaldırışı ve gerektiği zaman sorumlulk alma isteği,büyük futbolcu olduğunun en büyük kanıtı..

-Guti:Son 3-4 maçtır düşüşte,Schuster çok yükleniyor ona.Real'de genç yaşında bile bu kadar dakika yapmadı,Onur'u biraz kullanmalı hoca..Attığı gol klasını gösterdi,ondan tek isteğim gerektiği yerde vurması..

-Querasma:Çok şahsi oynuyor diyorlar ama kendi için değil,kazanmak adına yapıyor bu çok belli,kendini dün de çok zorladı ve dayanamadı sakatlandı..Bu takımın bana göre değişilmezi...

-Bobo:Benim gözümde bitmişti zaten,oynadığı futbolla kendini de bitiriyor..Zaten canı istediğinde oynayan oyuncu modeli,takım en zor zamanında tatil yapan futbolcu o formayı bir daha terletememeli..

-Necip:En sona bırakmak istedim..Çok yetenekli,oyunu çok iyi okuyor,rakibi yıldırıyor,formayı sahiplenmiş..Ama Necip'in oyuna dalması çok kötü bir problem,bir de hamleleri çok dengesiz,topa çok dengesiz giriyor art niyetli bir hakem için Necip'i atmak çok kolay..Büyük bir maçta bu hareketinden dolayı takımı 10 kişi bırakabilir,bu yönünü kesinlikle geliştirmesi gerekir..Sert oynamak ile dengesiz oynamak çok farklı..Çok dikkatli olmalı..

Ordi..

tannhauser dedi ki...

@enorton: çoğunuz gibi maçları radyodan dinleyerek başladım futbol takip etme kariyerime :) maça giden abilerimizin anlattığı maçla radyodan dinlediğim maç arasında dağlar kadar fark olurdu her zaman. hakemlerin kazanmaya yatkın oynayan takımdan yana insiyatif kullandıklarını biliyorum. ancak bu sezon ve daha önceki bir çok sezon beşiktaş rakiplerine gösterilmeyen sarı kartlar yüzünden çok fazla sertliğe maruz kaldı/kalıyor. iki hafta arayla çok bariz bir benzeşme gördüğüm için dile getirmek istedim. işin açığı bunu yazarken biraz da "benim aşırı subjektif gözlerim yanlış mı görüyor acaba" duygusuyla sormuştum. zira hasta beşiktaşlı babamla bile kavga ediyoruz aşırı subjektifliğim dolayısıyla. dünyada çocuğunun otistik olduğunu 5-6 yaşına kadar fark etmeyen ebeveynler var. ben de farklı yorumlayabiliyorum hadiseleri. beşiktaş bazen abim, bazen annem, bazen sevgilim, bazen evladım gibi.

ofsayttan gol attığımızı ben de biliyorum. sorunum bu değil. beş metre ofsayttan gol atılmadığı sürece, anlık bir olaydır görülmeyebilir. almeida'nın sayılmayan golünde hakeme sallayanlardan değilim. anlık hadiselerin görülmemesi doğal olduğu gibi (bana göre) futbolun renklerinden biri. ancak bir oyuncu rakibini bilerek ve isteyerek, sertlikle sindirmeye çalışıyorsa, hakem de buna çanak tutan bir yönetim sergiliyorsa o zaman futbolun zevki kalmıyor. zevk kalmayınca da her şey anlamsızlaşıyor. batuhan'ın belki de hayatında söylediği tek doğru cümle q7 üzerineydi: "defans oyuncuları haklı ben olsam ben de q7'ye faul yaparım" demişti. bence de haklılar ama hakemler bunun cezasını vermeli ki her iki tarafın da hakları teslim edilmiş olsun.

sivok'un pozisyonundaki isyanımın bir başka vechesi de, pozisyonda düdük çaldı ve aleyhimize faul verdi. demek ki "ben oradaki aksiyonu gördüm" diyor. o aksiyonu gören insan nasıl olur da aleyhimize faul verir. haydi verdi, sivok önceden faul yaptı. sivok'a yönelik olarak atılan kasti dirseği nasıl görmez ve es geçer. en azında "sivok sen faul yaptın ibne sana düdük hazırladım, ra(bilmem ne) sen de adaleti kendin sağlamaya kalktın, sana da temizinden bir kırmızı" demesi lazım gelmez mi? ferrari-lugano pozisyonunda da olan aynı şeydir. hangi standarta göre oynayacak oyuncular.

al şimdi içerisinde bolca hakem kelimesi içeren bu yazının üzerine kusabilirsin.

"he called me ibne (hibnii) i told him fuck you. i think referee doesn't know english" diyerek kapatayım.

enorton dedi ki...

"Benim zamanımda da çok fazla hakem hataları oldu. Çok önemli puanlarda kaybettik. Ama kalkıp da ortalığı alevlendirmedik. Bugün hakemler ve Federasyonlar vardır. Bunlar ile didişmenin bir anlamı yoktur. Çıkacaksın gerekirse herkesi yeneceksin. "

Süleyman Seba

http://www.haber1903.com/kirginim_3_49345

Cartalete dedi ki...

Memlekette bir şey düzgün işlemez ki, hakemler de doğru olsun :)

Blogspot uzantısı yasaklandı. DNS ile giriyorum (4.2.2.2 - 4.2.2.1) ama arada sorun oluyor yine de. Yorum onaylamada gecikme olursa kusura bakılmasın.

enorton dedi ki...

@cartalete

evet haklısın bu ülkede adalet, hukuk mekanizması ne kadar doğru işliyorsa hakemlik de o orantıda bence.

bu arada google DNS ile girmeyi dene;

8.8.8.8 ve 8.8.4.4