Kadroda olumlu veya olumsuz değişimler vardı. Ekrem’in sakatlığı sonucu sağbekte Hilbert’in oluşu, Beşiktaş savunmasını yeniden “güvenilir” hale getirdi. Nitekim bu maçta Ekrem olsa; Ersen Martin Beşiktaş’a attığı kafa gollerine bir yenisini daha ekleyecekti… Maç 1-0 giderken 70. dakika surlarında çok önemli bir ters kademe yaptı Hilbert, hemen her bek oynadığı maçta olduğu gibi, yine bu özelliğiyle öne çıktı.
Toraman da şaşırtmaya devam ediyor, olumlu anlamda… Manisa maçından bu yana epey sağlam oynamaya, hatta hatasız maç bitirmeye başladı. Bugün de onlardan biriydi… Velhasıl, Beşiktaş iki resmi maçtır gol yemiyor. Hilbert’in beke dönmesi çok büyük bir etki oldu bu konuda… Ancak, savunmada hem Sivok, hem de Hilbert demek; Nobre oynuyor demektir bir anlamda… Bugün hücum hattında mecburen bir yerli tercihi yapılacaktı, bu Nobre oldu. Diğer seçenek Nihat’ken, Nobre’nin tercih edilmesi; kendisinin bir “defansif forvet” oluşundan ileri geldi… Aslında bu mevki tabiri espri babında ortaya atıldı ama son dönemde resmen bu özelliğiyle forma şansı buluyor diyebiliriz.Defansif açıdan her zamanki gibi katkı sağladı. Ancak hücumda yine ceza sahasında pek görünemedi, bir pozisyonun haricinde… Onun dışında sık sık Quaresma’ya duvar oldu, ya da olmaya çalıştı. Hani cidden “duvar olsa” yani kıpırdamasa, Quaresma ona çarptırıp geri alacak topu. Ama pas atmaya kalkınca küfür gibi toplar çıkıyor ayağından maalesef… Bir pozisyonda; soldan kaçan Simao’yu gördü, kafasına şut attı…
Kağıt üzerinde Beşiktaş 4-4-2 oynuyordu. Ancak savunma yine epey gerideydi ve ortasahanın işi çok zordu. “Hücum presi mi yapsak, savunmaya yakın mı dursak?” ikileminde kaldı sürekli hem Ernst, hem de Necip… Genellikle savunmaya yakın durdular, o nedenle Beşiktaş yine lezzetli ataklar gerçekleştiremedi. Ortasahayla forvet arasındaki tek bağlantı da Nobre olunca, Beşiktaş için pozisyon bulma anahtarı yine aynıydı: Quaresma.
Quaresma, özellikle de bu dönemde; bir futbolcudan fazlasıdır artık. Beşiktaş için direkt olarak “ölçü birimidir”. Yani, Beşiktaş’ın maçı kazanma şansı, Quaresma seviyesine bağlıdır… Hem Gaziantep kupa maçında, hem de bu maçta; Quaresma seviyesi bir hayli yükseldi ve sonuç geldi… Antep maçında yoktan 2 duran top kazandırma ve 2 gol; burada da savunmayı olduğu gibi gömüp (ortayı yaptığında ayakta duran adam kalmamıştı resmen) ardından Almeida’nın kafasına kitlediği top… Almeida’nın ilk topu girmeliydi, kaleci inanılmaz çıkarttı. Sonrasında ise bilinçli olarak, top kaleciye çarpmasın diyerekten tavana vurdu.İkinci yarının ortalarında, ayağına ters basınca Quaresma seviyesi düştü; haliyle gol bulma şansı da… Bu dakikadan itibaren ortasahanın Kasımpaşa’ya karşı koyuşunu izledik. Özellikle de Necip’le, her zamanki gibi… Dakikası aklımda kalmış, 59 falan… Necip’in iyi değil “büyük” bir ortasaha olma yolunda gittiğini belgeleyen bir pozisyon yaşandı: Ölü bölgeye düşen bir topa hem Varela hem de Necip hareketlendi. Koşu yönü olarak Varela daha avantajlı, yakalarsa direk kaleye kadar inebilir. Necip yetişse bile, dan diye taca vurmasını bekliyorum. Necip yetişti ama topa “dan diye vurmadı”, yeniden kontrolü sağlayacak kadar mesafeye çekti ve takımını atağa kaldırdı…
Necip kadar İsmail’in de gelişimini izlemek oldukça güzel… Sürekli oynamaya başlayınca, üzerine koyuyor bu iki oyuncuda. İsmail de bir çok zor zamanda, sakin çıktı ve oyunu açtı. Ayrıca, artık bindirme yaparken ortasahaya doğru da hareketleniyor… Yardımcı ortasaha rolünü görüyordu zaman zaman.
Tayfur Hoca seneye de takımın başında kalmak istiyor, bunu açıkladı zaten maç sonrası. O yüzden “nerede genç oyuncular?” diye de fazla hayıflanmak istemiyorum aslında… “Eldeki kadroyu ben daha iyi kullanıyorum” imajını çizmek istiyor olabilir. Kupada da ciddi avantaj yakaladı, kalan maçlara bakılırsa ligdeki sıralamayla bile Avrupa Ligi vizesi alınabilir. Hayırlısı bakalım…
İkinci gol gelmedi, handikaplı Beşiktaş oynadığım için kupon tekten yattı, ona acımadım da; ağzından “Kasımpaşa” lafı çıkmayan, 90 dakika küfür eden tiplere stat yapmışlar… İşte o “parama” çok acıdım.
23 yorum:
Çok güzel bir yazı olmuş tebrik ederim öncelikle. Bence Tayfur hoca doğru yolda, eldeki imkanlara göre en iyi kadroyu çıkarıyor. Beşiktaş'ta uzun zamandır görmeyi arzuladığımız şeyi yani kadro istikrarını oturtmayı istiyor. Bir maç 11 çıkan birisi diğer maç kendisini 18 dışında görmeyecek artık.
Takım hedefden kopmuş, bu tür zamanalr çok zordur. GS nin halini görüyoruz ama biz sanki şampiyonluk peşinde gibi oynuyoruz. Bu açıdan da hocayı tebrik etmek lazım. Bu takım sürekli böyle oynarsa bu ligde en kötü ikinci olur. Dediğin gibi defans çok geride olduğu zaman forvetle arada kopukluk oluyor ancak bireysey yeteneği çok fazla olan oyuncularımız var ve mutlaka pozisyon buluyoruz. Zamanla defans daha da öne çıkacaktır bence. Ancak Schuster kabul edelim ki çok yüksek High - line uygulatıyordu, bunu uygulayabileyen zaten dünyada 2-3 takım var. Beşiktaş'tan bunu biranda beklemek zaten imkansızdı.
Tayfur hocanın kafasında bir futbol fikri, Beşiktaş takımı ile ilgili kazanma yolu fikri varmış. Bunu görmek güzel... Schuster'in ardından necip ve ernsti direk 11 e koyup arkalarında durması da bunu gösteriyor bence. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok, Schuster gittikten sonra bize son dünya kupasında takımların %70 inin oynadığı 4-2-3-1 i ynatacak bir hoca lazım demiştim. O hoca meğerse elimizin altındaymış. 4 maça çıktı henüz daha erken konuşmak için ama bence Tayfur hoca ile bu iş olur, kendisi doğru yolda...
Saygılar...
Ilk yariyi kesikli kesikli seyrettim, ikinci yariya da pek bakma firsatim olmadi. Yine de genel olarak bir iki sey soylemek istiyorum.
Tayfur hocanin takimin basinda kalmak istemesini anliyorum ama genc oyuncu tercihlerini anlamli bulmadim. Daha cesaretli olmasi lazim. Besiktas'in "Erhan, Aurelio, Nihat, Ferrari, Nobre" gibi iskarta futbolcularla bu saatten sonra isi yok. Mumkun mertebe genc oyunculari kadroya alip sans vermeyi dusunmeli. 3, 5'er olmaz tabii ama 1 belki 2 kisiyi ayni anda deneyebilir.
Bence tartisilmasi gereken bu takimin oyun plani, stratejisi nasil olmali, seneye nasil kazanabilir?
Q7 varsa en buyuk asset'in o'dur, takimi ona gore kurmak zorundasin. Uretken olmayan, olamayan bir Q7; savunmaya rastgele yardim eden dolayisiyla defansif anlamda ihmal edilebilecek bir Q7; top rakipteyken genel olarak ileride konuslanan ve top kendi takimina gectigi anda bunu yeterince avantajina ceviremeyen bir Q7; buna mukabil oyun merkezi olabilecek, seni ileriye tasiyabilecek bir Q7; topu tutman gerektiginde onune atabilecegin bir Q7; en buyuk delicin Q7; takimi atesleyebilecek bir Q7. Gol ortalamasini bilmiyorum ama en iyi sezonunda ligde 7, 8 gol ancak yapar gibime geliyor.
Obur tarafta da Simao var. Birbirlerinden cok kopuk oynayan Simao - Almedia - Q7 ve arkalarinda bunlari bir araya getirmesi beklenen gencliginde de fiziken yetersiz ama 35 yasina gelmis olmasi dolayisiyla artik bitmis bir Guti. Pas yapan her takim bizi zorlar aynen Antep gibi, bosluklar bulur. Kupa macinda Olcan bizim sag kanadi bayagi zorladi, ortadan sut atma imkani buldular; bunlarin hepsi 3 tane (Almedia, Guti, Q7) topun gerisinde birakmasi cok kolay oyuncudan kaynaklaniyor. Geriye kaliyor 6 kisi ve bir de alanini kapatan Simao. Bu durumda Simao'nun top kazanmasi gerekiyor fakat boyle bir ozelliginin olmamasi problem yaratiyor. Bir de bunun ustune savunmanin yerlesim hatalari, duran toplar derken sikinti daha da buyuyor.
Q7'nin kaldigini dusunursek nasil bir takim yaratilmali ki mevcut oyunculardan en cok verim alinabilsin ve ayni zamanda takim kazansin? Cozulmesi gereken soru bu? :)
Abi sende herhalde muhasebecisin, asset dedigine gore.:)
Tayfur hoca hocalik acisindan, kazanmak ugruna tum dogrulari yapiyor bence. Ama gencleri oynatmamasi bence cok cok yanlis bir hareket, bu beni cok uzuyor. Istikrar oturtmasi guzel birsey de, seneye nasil olacak?
enerton;
Teşekkürler. Evet, Tayfur Hoca'nın net bir kazanma fikri var ve onu çok değiştirmeden, sadece 1-2 oyuncu değilikliği yapıyor maçlarda. O da genelde sakatlık veya kontenjan sebebiyle oluyor... Kadronun çarpık yapılandırıldığı ve buhranda olduğu gerçek, o yüzden bundan iyisi can sağlığı denebilir gerçekten.
Bora;
Haklısın. Aslında eldeki oyuncularla skor almaktansa, gelecek adına bir iki isim kazandırmak; şuan için asli görevidir Tayfur Hoca'nın. Skor alması gereken sadece 2 maç var önünde, Antep rövanşı ve finali...
Ben empati kurdum. Yani bu fırsat her zaman ele geçmez, o yüzden eldeki hazır adamlarla "şöyle üst üste kazanayım da alem beni konuşsa" diye güdümlenebilir :)
Ama mantıklı olan alttan genç oyuncu çıkarmaktır şu ortamda. Mesela dün Nobre'nin pozisyonunda Volkan Ekici pekala oynardı. Hatta tam oranın adamıdır...
Son soruya gelirsek; bence iki transferle bu takım oldukça önemli bir level atlar.
Quaresma kalırsa; diğer tarafta topsuz oyunda forvet koşuları yapacak, bununla beraber bekini kovalayacak (Holosko'nun biraz daha iyisi diyebiliriz) bir isim gerekli. Böylelikle Quaresma sadece delicilik sıfatıyla bile 3lü forvetin tamamlayıcısı olur, çünkü her zaman cezasahasında 2 kişi bulunur.
Bir de; pas özelliği vasatın üstünde bir komple ortasaha gerekli. Fernandes aslında bu model adam ama üzerine pek gidilmedi, o da "öylesine" oynamaya başladı...
Bence seneye Ernst de A Planı'nda olmamalı. Necip'in yanında, yine kendisi gibi oyundan düşmeyecek bir ortasaha gerekli bence. Selçuk İnan çok iyi olurdu o nedenle...
Hatta Hamit'in de aklı çelinse;
Hamit Selçuk Necip. Hiç yabancı yıldız aramaya gerek yok.
Son olarak da Almeida gerçekten para kazandırıp gidecekse, öyle talipleri varsa; bu bünye Forlan'ı siyah beyaz görmek ister açıkçası.
dün necip'in o müdahalesi benim de maçtan yana aklımda kalan ender pozisyonlardandı. durgun giden maçta özellikle ilaç gibi gelmişti.
ismail ve necip'in gelişimini izlemek güzel; fakat ismail hala gözüme zayıf, çıtkırıldım bir futbolcu gibi görünüyor. sağlam bir omuz yese uçacakmış gibi gözüküyor. ayrıca bazı pozisyonlarda gelişigüzel vurmamak için topu biraz ayağından açıp kafasını kaldırıyor; ama topu şişirip yine rakibe atıyor. ya istediğini yapamıyor; yani topu atamak istediği yere gücü veya tekniği yetmiyor yada yanlış tercih yapıyor. televizyondan bunun ayrımını yapmak pek mümkün olmadı maalesef.
quaresma'yı izlemek büyük keyif; ama ben teklif aldığını yada almaya çalıştığını düşünüyorum. birilerine kendini beğendirmeye çalışır gibi bir havası var. tamam önceden de hırslı futbol oynardı; ancak dün ters basıp bacağının açıldığı pozisyonda zorlayıp çıkmak istememesi falan bana başka bir çaba gibi geldi. bilemiyorum.
fernandes geldiğinde, üstelik opsiyonlu geldiğinde sevinmiştim; fakat yabancı sınırlaması, schuster tercihleri, kadro planlaması vs. derken geri planda kaldı ve o da senin dediğin gibi öylesine oynamaya başladı maalesef. neciple sağlam bir fernandes, -ernst'in yaşı da düşünülünce- necip-ernst'ten daha dinamik ve hücum yönünde etkili olurdu aslında. evet selçuk çok iyi olabilir o açıdan; fakat fenerle anlaştığı söylentileri var ciddi anlamda. ayrıca mehmet ekici bence ondan daha az masraflı olur. yanlarına da bir hamit tadından yenmezdi gerçekten. neyse fazla uçmayalım.
tayfur hoca'nın önümüzdeki sene için kendini göstermek amacıyla yaptığı ilk 11 seçimlerine bir şey diyemem; fakat 18 için aurelio yerine furkan otursa kulübede ne fark eder ki? gayet gğzel olur hatta.
önümüzdeki sene içinse ersan alınırsa bir sağ bek ve alternatif bir sol bek ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. bu alternatif illa transferle olacak değil tabiki. altyapıdan da olur. rıdvan'ın durumunu bilemiyoruz hala. o'nu gelir gelmez affeden tayfur hoca bir de oynatsa da görsek. aslında orada hücumcu bir beke pek ihtiyaç yok quaresma kaldığı sürece. kendi kendine oynuyor zaten. arkasında toraman oynasa hiç fena olmaz bence. defans da sağlam olur hem. alternatifi de rıdvan olur. bu durumda ersan'la birlikte alternatif bir yerli stoper daha gerekir tabi.
cenk
toraman-ersan-sivok(?)-ismail
simao-necip-mehmet-quaresma
almeida-forlan
5 yabancılı bu düzene, kendisinden umudu kesmiş olsam da, ferrari de katılabilir. sivok-ferrari ikilisine de dönülebilir. (maaşı nedeniyle ferrari'yi göndermemiz mümkün olamazsa diye dedim.)
bu arada aklıma gelenleri sıradan yazdığım için biraz kopuk kopuk bir yorum olmuş olabilir. okuyan olursa kusura bakmasın. :)
Bence bu takıma yapılacak 3-4 transfer ıle cok saglam bı takım kurulabılır hatta rahat bı sekılde samp olabılecek kadar saglam bı takım kurulabılır kımmı bunlar bence sızlerınde tahmın edecegı ust duzey bı sag bek ve cıft yonlu bı ortasaha ve bence ıyı bı stoper Toraman bence cok guvenılır bı oyuncu degıl dunku macta bı topu yerden vuracakken sektırdı ama hılberttı sanıyorum yetıstı tehlıkeyı onledı kım olabılır bu ısımler Sag Bek ıcın aklıma gelen alabılecegımız yerlı bı oyuncu yok gıbı malesef o sebebten yabancı gelebılır veya gelecek yılda yıne Hılbert oynayabılır veya alınabılırse Bosıngwa mukemmel olur Orta sahaya bence gerek cıft yonlu oyunuyla ve ısabetlı uzun ve kısa paslar atabılen bı Selcuk Inan guzel olurdu ayrıca Mıllı takımında vazgecılmezı olabılecek bı Serdal Kesımal defansa alınırsa Ersanla bırlıkte tas gıbı defansımız olur Bobo'nun gıtmesı durumunda ıse Cenk Tosun alınabılır bence gelecek yıl yedek oyuncular ıcınde kıraya gonderılen Sezer Özmen Erkan Kas Oguz Ceylan Furkan Seker ve Alı Kucık gıbı genclerı en azından alternatıf olarak gormekte ısterdım acıkcası gelecek yıl soyle bı kadroyu nasıl degerlendırırdınız mesela;
---------------------Cenk G------------------
---Bosıngwa---Serdal K---Ersan G--İsmail K---
-------F.Ernst----Selcuk İ----Necıp U------
-------Simao----Almeida----Quaresma------
Yedekler:
Kalede:Rustu-Hakan(Korcan)
Defans:İbrahim T-Sezer Ö-Hilbert-Emre Özkan-Sivok-Oguz Ceylan-Ekrem(Hem Defansıf Hem Ofansıf)
Ortasaha:Guti-Furkan S-Aurelıo-Erkan Kas-Alı Kucık-Onur B-Sezer Öztürk(Nobrenın yerıne alınmasını ısterdım)
Forvetler:Cenk Tosun-Nihat K
Sizce boyle bı kadro yapılsa cok degıl Ersan G bonservısı Serdal Kesımal gerekırse Hakan+para ıle alınabılır Selcuk Inan'ın bonservısı elınde Sezer'de Erhan Guven+Fink+Para ile alınabılecek bı oyuncu bence Cenk Tosun ıcınde Holosko+Para verılerek alınabılır boyle bı kadro eger oturursa rahat Samp kazandırırmı sızce ?
Ama bu kadro sadece hayal urunu olur orası gercek :D
@BJKEVER
Yok muhendislik... Asset nedense su ara kulagima guzel geliyor :)
~~~~~~~~~~~~~~
Su acidan bakmayi deneyelim. Q7 varken takim sahada 4.2.3.1 gibi dizilecekse tersi tarafindaki uzak forvet oyununu bilen oyuncu yeterince etkili olabilir mi?
Q7 top rakipteyken genelde on alanda kaliyor, dolayisiyla onun oynadigi bolgenin bekine karsi fazlasiyla 2-1 ve 3-2 durumlari olusuyor. Bir orta sahanin o bolgeye yanasmasi lazim, 2'li orta saha olunca rakip top cevirerek sut imkanlari yaratabilir, the hole denen bolgeye sarkma ihtimali artar. Ayrica Q7 on alanda kalma avantajini skora yansitamiyor.
Q7'nin tersindeki oyuncunun da savunma arkasina sarkmasi icin on alanda kalmasi gerekli. Holosko gibi cok fazla savunma yapmak zorunda kalirsa onun da bir anlami olmayabilir. Aslinda Holosko'nun verimsizligi acaba bir noktaya isaret ediyor olabilir mi? Yani sadece Holosko'nun performansi ile ilgili olabilir mi? Q7'nin tersindeki oyuncunun yapisi ne olmali? Savunma arkasina sarkacak kadar suratli mi olmali? Yoksa rakibe surekli baski uygulanacak ve dolayisiyla bu bolgedeki oyuncunun ceza sahasinda degisik alternatifler ureten, takipci bir oyuncu mu olmasi lazim?
Ozetle, Q7 varken 4.2.3.1 durumunda takim en verimli yapiya nasil kavusturulur?
@Cartalete
Simao'yu yedek mi birakiyorsun, anlamadim?
Zaten 50'ye yakın maç oynanıyor senede, Quaresma ve Simao'yu değişimli oynatıyorum diyelim :)
Ters taraf için Holosko da yedek olarak takımda kalabilir.
alt yapıdaki oğuz ceylen erhan güvenden 100 gömlek daha iyi adam neden kullanılmıyor çözemiyorum
Bence yapılacaklar belli.
1- Guti yerine forvet özellikli bir 10 numara alınsın.Delgado,Misimoviç gibi
2 - Hakan Şükür tipi demode santrafor Almeida yerine hareketli ve presçi bir forvet.Mesela Baros,Sosa,Kezman vs..
3 - Simao yerine orta sahada top kapma özelliği olan,güçlü,sprinter,forvet oyununu bilen,hücumdayken forveti 3'leyecek bir kanat adamı(teknik olmasına gerek yok.)
Mümkünse bu isim Tuncay olsun.Tuncay zor diyorsanız onun Türkiye'deki tek veliahtı olan Tavşanlı Linyitsporlu Mehmet Akyüz alınsın ki Mehmet Akyüz,Tuncay'dan daha teknik bir oyuncu.Pas oyununa katkısı Tuncay'dan daha fazla olur.
4 - Sağ beke Quaresma'nın kankası Bosingwa gelsin.Hem bonservisi de yok.
5 - Ben hala Türkiye'nin en iyi orta saha ve defans hattının Beşiktaş'ta olduğunu düşünüyorum.Bence istikrar adına orayla hiç oynanmamalı.Tabi ki Sivok veya Ferrari yerine daha kaliteli bir oyuncu gelebilir ama ben mutlak şampiyonluk parolasıyla çıkılan bir sezonda 3 senedir takımda olan Sivok'u,uyum sürecinde bocalayacak yeni bir defans oyuncusuna tercih ederim.Bir senede bu kadar değişiklik yapmak takımın kimyasını bozabilir.Ernst ve Ferrari/Sivok'un rotasyona alınması ertesi sene olmalı.
Şu durumda ideal 11 :
---------------Cenk--------------
Bosingwa---Ersan---Sivok---İsmail
Quaresma---Ersnt---Necip---Mehmet
--------------Transfer----------
--------------Transfer----------
@Cartalete
Plan yaparken Simao'yu yedek birakmak zor olabilir :) Yonetim eldekilerden yola cikarak bir cozum bulmayi dusunecektir diye tahmin ediyorum. Yani bir sonraki adim Simao ve Q7'nin ortasina bir oyuncu almak olabilir.
Mevcut sartlardan yol cikarak bu yorum yapilmistir, bilginize :)
Part - 1.
Q7 varken takim 4.2.3.1 gibi dizilecekse tersindeki oyuncu
- Uzak forvet
- Kanat oyuncusu, hali hazirda Simao
- Orta saha karakterli kanat oyuncusu
olabilir.
Simao ve Q7'nin ortasina, su anda Guti'nin isgal ettigini pozisyon, forvet karakterli birinin alindigini varsayiyorum, mesela Forlan fizik olarak bir sikintisi yoksa bu isi yapabilir. Ayrica bir de kanatlarda oynayabilen uzak forvet alinmis olsun.
Simao + Forlan + Q7'li grubun yasayacagi sikintilardan bahsetmistim. Boyle bir durumda daha once de ifade etmeye calistigim gibi topun gerisinde kolayca birakilabilecek 3 oyuncu var: Santrafor, 10 numara ve Q7. Mesela tersinde uzak forvet olsa bu uzak forvet adi geregi kaleye uzak kalabilir. Holosko'nun yasadigi durumu biliyoruz. Defansa yardim edecegim, beki takip edecegim diye helak olmustu. Iste o zaman sahanin daha farkli bir bolgesine geldiginden daha farkli nitelikler aranacak ve uzak forvetin uzak forvet niteligi sadece isminde kalacak. Bu durumda o oyuncunun uzak forvet karakterli olmasi yerine kanat oyuncusu karakterli olmasi daha onemli; yani mesela Simao Holosko yerine tercih edilebilir.
Uzak forvet eger kaleye yakin kalacaksa skorer bir oyuncu olmali ki takimin aldigi risk kendisine dezavantaj olarak donmesin. Ayrica bu durumda orta sahaya binen yuk oldukca artacak demektir; cunku Simao'nun yaptigi yardim bile tam anlamiyla olmayacak. Necip ve Ernst tek baslarina bu yuku butun sezon kaldiramazlar, sakatlik yasama ihtimalleri, performans dusuklugu yuksek ihtimal. Hatta Ernst yerine Real Madrid'den Diarra tarzi insan azmani bir oyuncu role daha uygun. Bu durumda takimin geriden top yapabilmesi gerekir yoksa orta saha hucum baglantisini kurmak kolay olmaz diye dusunuyorum.
Ozetle uzak forvet kaleye yakin kalirsa;
- orta saha ve savunmaya binen savunma yuku artar
- orta saha oyuncularini tirpanlayip agirlikla top kazanan oyunculara cevirebilir, dinamik ve fit oyuncular ister
- orta sahanin top kazanma yetisinin artmasi pas kabiliyetini dusurebilir
- orta saha oyuncularinin pas kabiliyetinin artmasi sertlik degerini dusurup takimi yumusak hale getirebilir
- savunma - hucum gecisleri arasi kopukluklar olur
- savunma - hucum gecisleri icin beklerin katkisi ve dinamik yapida olmalari onem kazanir
- orta saha oyuncularinin top kazanacak sekilde tirpanlanmasi savunma - hucum gecislerinde defans oyuncularinin topu kullanma becerilerine olan ihtiyaci arttirir
Gavurlarin "broken team" tabir ettikleri ve bunu epeyce de belli eden bir yapi olusur seklinde bir ongorum var. Kimileri Simao oldugunda da belirli derecelere kadar gecerli.
Bu yapi gozume hos gelmiyor. Uzak forvetin skorer olup olmamasina bagli olarak daha skorer bir takim yaratilabilir ama ayni zamanda daha dengesiz bir takim. Uzak forvet yerine Simao olsa takimin skor yuku belki biraz daha dusebilir (duruma bagli) ama yine belki daha dengeli bir takimdan bahsedebiliriz.
Part -2.
Bence mevcut durumdan yola cikarak Q7 ve Simao'nun ortasina forvet karakterli birini alalim deseler, bir sonrasindaki en ideal adim Simao yerine Mehmet Topuz tarzi bir oyuncu olur. Bu takimi daha sert, dinamik ve savunma acisindan daha iyi yapar diye dusunuyorum. 4.2.3.1 ama zaman zaman 4.3.2.1'e evrilebilen bir yapi. Ayrica bu sekilde Q7 ve santrafor arkasi oyuncuya saha icinde daha cok gezme sansi taninabilir, birbirlerine daha yakin oynayabilirler, burada ozellikle santrafor arkasi oyuncunun Q7'ye yakin durmasi belki daha da onemli. Boylece orta sahadaki oyuncu grubunun niteliksel olarak "top dagitma - kazanma" terazisinde dengeli bir sekilde dagilmasi saglanabilir. Bu oyuncunun orta sahaya yakinlasmasi, dinamik olmasi, top kazanmasi, baski yapmayi bilmesi onemli, ayrica gerektiginde sol kanattan atraksiyona girebilir. Bir diger onemli artisi sutlari. Ayrica arkasinda ki Ismail'e sadece onun girecegi alani bosaltarak degil, organizasyonu ve defansif katkisi ile de yardimci olabilmeli. Belki Olcan Adin bu profile uygun bir oyuncu olarak evrilebilir. Ya da senin altyapi ile ilgili yaptigin tespitlere dayanarak Hasan Turk bu profile oygun bir oyuncu olarak devsirilebilir ;) 4.3.3'in Q7'nin varligina ve mevcut sartlara ve oyunculara bagli olarak biraz baskalasmis hali olarak dusunulebilir.
Q7 varken sadece 2 orta saha ile isi goturmek zor diye dusunuyorum. Ideali 3. Ortasi 2.5 :)
Bora;
Tüm tespitlerine katılıyorum, zaten ben Quaresma'nın tersine uzak forvet derken "3 ortasahadan" bahsediyordum :)
Yani 4-2-3-1'den değil, 4-3-3'den...
Hem forvet arkası, hem Quaresma'lı bir düzende, bugünlerde olduğu gibi mutlaka kopukluk yaşanır.
Bu takım Simao ve Quaresma ile 4-3-3'ü de denedi ancak bu kez cezasahasını zorlama sıkıntısı yaşadı. İşte o nedenle; Simao - Quaresma'dan biri bir kenara, yeni bir uzak forvet transferi diğer kenara derim ben. Yukarıda örneği verilen Tuncay model bir oyuncu...
Tunay'ı fazla izlemedim, burada bahsedildiği kadar uzak forvet yetileri varsa önemli transfer olabilir.
Keza A2 patentli Erkan ve Ali Kuçik de bu bölgenin "en azından" alternatifleri olabilir...
Hasan Türk ise 4-3-3 düzeninde soliç için çok ideal. Hani 2000 model Deli İbrahim gibi, bekinden aldığı her topu hücuma kadar taşıyabilir. Tabi teknik olarak İbo'dan kat kat daha üstün bir oyuncu oluşuyla, bu rolde geleceği daha parlak olur.
Yani şöyle ki;
Bosingwa Sivok Ersan İsmail
..Transfer1-Ernst-Necip
.Transfer2--Forlan--Simao/Q7
Transfer 1 örnek olarak; iyi bir Appiah :), aslında Fernandes... (Fransa liginde N' ile başlayan bir çok oyuncu var bu tipte :) )
Transfer 2 ; Kuyt, Tuncay, Schieber vs.
Selçuk İnan gibi Ernst'i kesecek bir oyuncu sayesinde uzak forvet de yabancı olabilir. Aksi taktirde uzak forvete yerli aramak durumundayız.
Bu arada uzak forvete, bu blogda da hakkında yazı yazdığım "Maiga" olabilir... 187 boy ve fiziğine rağmen gayet sağlam sürate, tekniğe sahip bir oyuncu.
Ben uzak forvet olarak hep Bobo'yu sol kanatta dusunmustum, ama Tigana ve M.Denizli 1-2 mac disinda hic denemedik bunu, belki de Sanli kaptan'dan korktu antrenorlerimiz. Elimizde aslinda bu tarza yakin oyuncular vardi (Holosko, biraz Nihat, hatta belki Delgado), ama hicbirinden verim alamadik.
Holosko'nun bu rolde 2 kupa kazanmamızda çok etkili oldu. Hatırlayın son haftalardaki maçları; mutlaka Holosko'nun uzak forvet koşularıyla açılış yapıldı. Özellikle Ankaraspor ve Denizli gibi kritik deplasman maçlarında.
Sonra sakatlık, yuhlar, s.gitler falan...
Delgado zaten o bölgede hiç kullanılmadı. Nihat da hem fizik hem de kafa olarak normal değilken denendi orada.
Yani şampiyon olduğumuz sene Holosko'lu düzen hariç, uzak forvet konusunda idealini hiç bir zaman tutturamadık.
Cartalete;
Dünyada 4-3-3 sistemini uygulayan büyük takımlara baktığımız zaman orta üçlü genellikle bir DM, bir CM ve yine CM özelliği olan bir AM'den oluşuyor.
Mesela Barça: DM: Busquets, CM: Xavi, AM: Iniesta
Mesela Chelsea: DM: Essien, CM: Ramires, AM: Lampard.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Beşiktaşımıza baktığımız zamam
DM: Ernst, CM: Necip ve AM: Guti.
Yani siz Guti pozisyonuna Fernandes veya Selçuk İnan'ı uygun görürken bence hataya düşünüyorsunuz. Çünkü orta üçlünün bu elemanı daha farklı özelliklere sahip olmalı. Özellikle oyun zekası ve oyun kuruculuk yetenekleri açısından.
Uzak forvet için ise önerim yerli olarak Tunay Torun, yabancı olarak isim çok zaten. Simao veya Q7 takımda kaldığı sürece rotasyona maruz kalması imkansız ve bu yüzden en uygun sistem de 4-2-3-1.
Not: Ben de 4-3-3 taraftarıyım.
Selçuk'u 4-3-3'ün içine değil, Ernst'i yazdığım bölgeye istiyorum. Böylelikle sağiçte iki taraftlı oynayacak bir yabancı transferi olabilir.
Fernandes'in aslı, bugünlerde izlediğimiz Fernandes değil. Bir ortasaha için ortalamanın üstü teknik ve dripling becerileri var.
Hem 10 numara özellikli, hem de MC denilen bölgede mücadele açısından da sırıtmayacak bir ortasaha bulmak zor. Kaç senedir bu ülkede, bir tek Emre B. çıktı bu model...
Yani Guti'nin dirençli olanından bahsediyoruz. O yüzden daha ortalama bir MC de o işi kotarır bence. Hamit çok iyi olur mesela...
"Yani Guti'nin dirençli olanından bahsediyoruz. O yüzden daha ortalama bir MC de o işi kotarır bence. Hamit çok iyi olur mesela..."
Benim bu blogtaki yorumlarımdan da bildiğiniz gibi ben de bu konunun Beşiktaşın en büyük problemlerinden biri olduğunu savunuyorum uzun zamandır.
Bence Fernandes de Selçuk da Hamit de iyi CM oyuncuları. Yani Necip yerine olur ancak.
Bence, Selçuk Ernst'in yerine de olmaz 4-3-3'te. Çünkü, Selçuk da aslen 4-4-2'nin orta ikilisinde oynayabilecek box-to-box midfielder tarzı bir oyuncu. Gerrard, Scholes tarzı. 4-3-3 sisteminde onun yeri playmaker olmayan iç oyuncusu rolü olur.
Benim önerim yerli olacaksa Nuri Şahin'i alamayacağımıza göre Mehmet Ekici'dir. Yabancı olacaksa da detaylı bir araştırma yapmak lazım. Çünkü bu mevki çok değerli ve nadir oyuncu bulunabilen bir mevki. Eskiden olsa direkt Deco derdim ama artık çok geç..
İşin aslı Selçuk İnan 4-4-1-1 oynayan fenere ilaç gibi gelir, cuk diye oturur tabiri caizse. Orta göbekte S.İnan-Emre önlerinde Alex yaparlarsa büyük iş başarmış olurlar.
Aslında ben Guti'ye acaba haksızlık yapıyor muyuz diye düşünüyorum. İlk yarıda Guti Ernst Necip ortasahası gayet işlevliydi. Guti de, en azından pozisyon savunmasıyla kendi alanını savunuyordu.
İyi bir sağbek ve savunma yönü sağlam uzak forvetle, bu ortasaha yeniden başarılı olabilir. Guti'nin yalan olmasında Schuster'in ikinci yarıdaki sistemsel kararları çok etkili oldu. Adam kaç maçtır tempolu oynaması zorunlu sistemde 2 ortasahadan biri, hatta kırmızı kart durumundan sonra tek ortasaha olarak oynadı.
Elbette bir tek Guti ile koca sezon yürütülmez, mutlaka o modele yatkın bir oyuncu daha gelmelidir. Ancak eğer ben gidiyorum demezse, Guti'den de en az 20 maç faydalanılır diye düşünüyorum.
Ayrıca bence Selçuk'tan 4-3-3'ün ortası olur. Böylelikle ortasahadan birinin illede "inceci" olmasına gerek kalmaz, pas yapma ortalaması tüm ortasahaya dağıtılır. Ancak oraya bir insan azmanı istiyorsak, dikine pas yapma şansı bir ya da iki oyuncunun üzerine kalır.
Cartalete, Guti'ye haksızlık yapmaktan ziyade;
kadroda alternatifinin bulunmaması ve önümüzdeki sezon 35 yaşına girecek olmasından dolayı, Guti'ye yedej değil de Guti'yi kulübeye gönderebilecek bir oyuncunun transferinin daha akılcı olacağını savunuyoruz işin aslı. Kulübedeki bir Guti'nin de çok daha verimli olacağını iddia ediyoruz. Lütfen Guti alınmasın yani! :)
Bu arada 4-3-3 oynayan takımlardaki önliberolara bakarsanız yeri geldiğinde stoper de oynayabilecek tarza oyuncular yani defansif yönleri çok güçlü isimler: Busquets de öyle Essien de Y.Toure vb. Yani Selçuk'un defansif yönü biraz zayıf kalır o pozisyona.
Selçuk oyunkurucu da olur önlibero da fakat en verimli Necip in yerinde oynar.
@Cartalete
Kurdugun kadroya gore transfer 1 ve 2 dedigin yerlere 1 yabanci, 1 yerli alman lazim. Belki de o bolgeleri alternatifli degerlendirmek mumkun olabilir yani tek bir isim yerine degisik niteliklerde oyunculara sahip olup macina gore tercih yapilmasi.
Tuncay'in gelecegini sanmiyorum. Bu bolgeye yerli kim transfer edilebilir bilmiyorum, altta Ali Kucik ve Erkan Kas var, daha gerilerde de Kadir Ari. Bunlar degerlendirilebilir. Gelen oyuncunun eldekilerden daha iyi olmasi lazim. Yoksa bir anlami yok. Bosu bosuna parani sokaga dokersin...
Selcuk Inan transferi iyi olur, oyunun temposunu dikte edebilecek bir oyuncu, pas merkezin olabilir. Altyapida da boyle bir oyuncu yok sanirim. Bu durumda Ernst ve Necip'ten birinin hucuma katki vermesi gerekir. Su an ki goruntu ikisinden de boyle bir destek almanin zor oldugu yonunde tabii eger Necip kendini baskalastirmazsa. Selcuk - Necip - Ernst uclusu defansif olarak daha fazla is gorur. Ayrica Selcuk Inan'i almak kolay olmaz diye tahmin ediyorum. Boyle bir orta saha kurarsan elinde mutlaka hucuma yonelik olarak oyuna sokabilecegin bir kartin olmali. Muhammet olabilir ama yas ve fizik sorunu var. Erkut? Belki Mehmet Ekici dusunulebilir ama bu transfer yapilirken Erkut ve Mami'nin pozisyonlari dusunulmeli. Mehmet'i pek tanimiyorum ama milli maclardan gorebildigim kadariyla drive ozelligini ve gol bolgesine kosusunu gormedim. Ne kadar skorer olabilir? Boyle bir oyun tarzi ilgili oyuncuyu daha geride oynamaya zorlayabilir; yani Mehmet Ekici'nin daha geride oynayabilme durumu varsa transferi daha bir anlamli olur.
Yorum Gönder