Çok değil, 5 yıl öncesine kadar; “sempati duyduğunuz kulüp” sorusuna Napoli diyenlere marjinal gözüyle bakılıyordu. Artık Maradonalı zamanları, hatta Serie A günleri, etkileyici San Paolo atmosferi anılarda kalmıştı… Çünkü mali kriz sebebiyle, artık Serie C’ye kadar düşürülmüş bir takımdı Napoli…
Birçok Serie A maçında “topun sesini duyacak kadar” boş tribünler görüyorken; halen Napoli’nin Serie C’de bile 50 bin kişiye oynadığını öğreniyorduk… Bizim gibi İtalyan futbolundan vazgeçemeyenler için üzücü bir durumdu bu, Napoli Serie A’da olmalıydı… Aynı şeyleri düşünen bir isim daha vardı; o da Palermo'da doğmuş, zamanla alt liglerin klas golcüleri arasında girmiş Emanuel Calaio'ydu. Napoli'nin yeni kurtarıcısı belliydi, Calaio'nun attığı her gol Napoliler için umut ışığı vazifesini görüyor, yıllardır biriktirdikleri enerjiyi; mutlulukla SanPaola'da yaymalarını sağlıyordu… Napoli 2005-2006 sezonunda Serie C1 şampiyonu olurken, Calaio 18 gol atıyordu. Hemen bir sonraki sezonda da 14 gol atarak, takımının Serie B’de “bekleme yapmadan” Serie A’ya yükselmesini sağlayacaktı…Napoli yeniden bir Serie A takımıydı ve artık aynı kötü rüyaları görmemek için bilinçli, akılcı politikalar izleyerek, kadro istikrarını sağlayacaktı. Lavezzi, Hamsik, Gargano, Pazienza gibi, şimdilerde bile takımın iskeletini oluşturan isimler; daha Serie A’daki ilk yılda kazandırılmış oldu. Kaptan Cannavaro ise zaten kadrodaydı… Calaio ise, Lavezzi – Zalayeta çekişmesinin içinde olmak istememiş ve Siena’ya transfer olmuştu. Serie A’daki ilk yılında 8. olan Napoli, bir sonraki sezon Maggio, Aronica’yı, 2010’da ise Campagnaro, Zuniga, Quagliarella ve kaleci De Sanctis’i alarak; kadronun çekirdeği bozmadan, yıllardır süre gelen 3-4-2-1 sistemine uygun olarak tamamlayıcı transferler yapıyordu…
Ama Napoli adına gerçek bir “geri dönüşten” bahsetmek için, şehri yeniden şampiyonluk havasına sokacak bir yolun bulunması gerekiyordu. Takım “takım” olarak güzeldi, iskelet kurulmuş; birer ikişer yapılan takviyeler fazla zaman geçmeden dişli vazifesini görüyordu… Ama bir eksik vardı. Ve bence o eksik; takımda net bir santraforun olamayışıydı… Zalayeta, German Denis gibi oyuncular bu yolda yeterli değillerdi…Napoli’nin takım oyununu, Maggio’nun ortalarını, Hamsik’in ara paslarını, Lavezzi’nin driplinglerle taşıdığı topları süsleyecek; tartışılmaz bir santrafor şarttı artık. Ancak böylesini bulmak da zordu… Neyse ki, imdada Sicilya çeteleri yetişecekti…
Uruguay’ın Danubio takımından bir yetenek bulmuştu Palermo… En başta, topla müthiş ilişkisi ve kolay dripling yapabilme özellikleriyle bazen sağ kanat, bazen forvet arkası gibi kullanıldı. Dönem dönem Amauri’nin yamacında 2. forvet gibi oynatıldı. Çok geçmeden takımının hedef, aynı zamanda tek santraforu oldu…
Fizik olarak rahatlıkla pivot ya da hedef santrafor; topla yetenekleri konusunda “delici”; ortasahaya yanaşıp, takımını yönlendirmesi açısından sahte 9; gol vuruşları anlamında “klasik golcü” diyebileceğimiz, inanılmaz bir santrafor olma yoluna girmişti Cavani… Ama kendisine Sicilya’da “silah çekilmişti” ve ayrılık vakti gelmişti… Napoli için kaçınılmaz bir fırsattı, aradığı santrafor çok uzakta değildi; yine Güney İtalya’da, camia olarak dost olduğu bir yerdeydi…
Cavani, eksik olan bir çok şeyi tamamladı Napoli’de. Şehir yeniden futbol anlamında tapacak birini bulmuştu; taktiksel anlamda bir çok şey tamamlanmıştı Napoli’de. Aynı zamanda gol rakamı da Cavani ile beraber belirgin şekilde yükseliyordu… Napoli sezon sonunda 59 gole ulaşacak, bunun 26’sında Cavani adı yazacaktı…
Cavani önderliğinde, “Napolilerin tabiriyle” bir şehir rüya görüyordu… Yeniden zirve coşkusu, Napoli taraftarını “Serie A ortalamasının üzerinde” seyirci topluluklarıyla deplasmanlara götürüyordu. Napoli son haftalara kadar şampiyonluk yarışının içinde kaldı. Milan mağlubiyetiyle bu rüya sonlansa da, uyandıklarında kendilerini güzel bir "gerçek" bekliyordu: Şampiyonlar Ligi.Üstelik eleme olmayacak, direk gruplara kalacak Napoli; rüya değil, tamamen gerçek… Bu da, akılcı planlamalarla bu noktaya kadar gelen stratejileri için, harika bir finansal destek anlamını taşıyor. Bir de yeniden kazandıkları “büyük takım Napoli” sıfatı var tabii... Bu durum, onları birçok konuda ferahlanacak. Artık oyuncular, Napoli’yi fırsat bilecekler ve transferler daha da kolaylaşacak…
Ben önümüzdeki yıl, Napoli’nin transfer politikasını şimdiden merak ediyorum. Cavani’nin satın alma opsiyonu kullanıldı elbette, ve sözleşmesi uzatıldı… Miktar, hemen hemen Nobre’nin maaşıyla aynı… Buralarda halen “Türk futbolu kurtulsun” adı altında, sınırlamalarla vasıfsız yerlileri ihya edelim…
İlk transfer, Groningen’de bu sezon 16 gol atan, fizik ve oyun yapısı açısından Cavani’yi andıran Matavz. 22 yaşında, 188 boyunda bir oyuncu. Gollerine bakılırsa, boyuna rağmen tıpkı Cavani gibi statik olmayan, sürekli kanalları zorlayan ve hatta dripling yapabilen bir yetenek… Muhtemelen Cavani’ye alternatif olması açısından transfer edildi. Bakalım gerisi nasıl gelecek? Belki aksayan bölgelere direkt oynayan isimler de gelir; ama genelde iskelet bozulmadan, Matavz transferinde olduğu gibi "sıkı" alternatiflerin peşinde olacaklardır. Şüphesiz artık “şampiyonluktan” başka bir hedef akıllardan geçmiyordur. Çünkü yıllar evvel Emanuel Calaio’nun alıp, Serie A’ya kadar taşıdığı meşale; bugünlerde Edinson Cavani'nin ellerinde zirveye çıkmıştır artık. Geri indirmek olmaz...
6 yorum:
Yine çok güzel bir Serie A analizi. Eline sağlık abi.
Son kısımda "Bakalım gerisi nasıl gelecek? Belki aksayan bölgelere direkt oynayan isimler de gelir" diye yazmışsın. Peki sence Napoli'de aksayan bölgeler neler?
Kerem
Sol stoper bölgesi sallanıyor mesela. Aronica da, Dossena da tam etkiyi sağlayamıyor. Aslında Ruiz o bölgeye transfer edildi ama herhalde "dereden geçilirken at değiştirilmez" mantığıyla pek fırsat bulamadı. Ama performansından dolayı düşünülmüyorsa, yeni isim aramalılar. Genoa'dan Criscito falan güzel olur oraya mesela...
Bir de Pazienza'nın bölgeye, topla daha yetenekli bir ortasaha şart gibi. Tüm incecilik yükü Hamsik'te.. Hamsik'in olmadığı maçlar çok kısır geçiyordu.
Ama genelde alternatifleri çoğaltmaları gerek. Bu sene şampiyonluğun kaybedilmesi o nedenle oldu biraz. Lavezzi ayarında bir 2. forvet daha şart mesela... Keza, solda Zuniga - Yebda rotasyonu varken, sağda Maggio'nun da hiç alternatifi yok.. Biliyorum zor ama; Hamsik'in yokluğunda da ya bir alternatif, ya da B Planı bulmak zorundalar.
Teşekkürler.
Yapılan transferlerle ilgili goruslerını yazarmısın abı Egemen Korkmaz-Veli Kavlak-Tanju Kayhan-Burak Kaplan hakkında yazı yazabılırmısın abı ozellıkle Egemen Veli ve Burak transferlerı yapıldıgına gore Sezer Özmen Erkan Kas ve Alı Kucık gonderılecek(Satılık yada Kıralık) anlamı cıkartabılırmıyız ??
Öyle bir yazı üzerinde çalışıyorum şuan .
@Cartalete
Sizce Gökhan İnler nasıl olur? CL için yatırım yapacaklardır mutlaka.Ama yapılacak en iyi yatırım eldeki kadroyu korumak olacaktır.Cavani,hamsik,lavezzinin üçünü birden tutmaları zor.
Gökhan harika olur. Zaten ona yoğunlaşmış gibi görünüyorlar... Tam da Pazienza'nın bölgesine.
Bence de asıl mesela kadroyu korumak olacaktır ki, öyle görünüyor..
Yorum Gönder