Maç, maç olmaktan çıkınca; üzerine konuşmak, yazmak hem çok zor, hem de çok kolay... Kolay; çünkü anlatacak teknik detaylar anlamsız kalıyor, yalınlaşıyor. Zor, çünkü aslında anlatacak da bir şey kalmıyor… O yüzden, en iyisi bodoslama bir yazı yazmak; varsın bir kırmızı da bize çıksın, Hilbert gibi yürür gideriz.
Toplumda şöyle bir algı var (ya da o şekilde yönlendiriliyorlar): Ağır yüklenilen bir hakemin, kritik kararlarına bakılır ve sonuç olarak “e ona ofsayttan gol vermiş, buna da kırmızı vermemiş, ne olacak ki?” gibi eşitleme yöntemiyle olayı kapatırlar. Halbuki bir maçı katletmek, detaylarda gizlidir. Cem Papila’nın kırmızıları tartışıldı mesela sürekli zamanında. Halbuki orada asıl mesele; işin o raddeye gelmesindeki cinnet sebepleriydi. Pancu, 15 dakika yerden kalkamamış, buna rağmen hiç faul çalınmamıştı mesela. Hatta onlardan birinde, dönen topta Serkan gol atmıştı…
Bu maçta da, Melo’nun ofsayttan attığı golde hiç değilim. 20 santimlik iş, çözülmeye bilir. Lakin, bu maçta da inceden taktir hakları sürekli Beşiktaş aleyhine kullanılarak, oyuncular sapıtma noktasına doğru itildi. Mustafa Pektemek, yarım metreden yukarı sıçradığı anda; hemen faul çalındı mesela… Keza, orta sahada kapılan birçok topta da öyle. Gelişme eğilimdeki ataklar, sürekli rakip atağa dönüşünce; kan beyne gitmemeye başlıyor elbette… 4. hakemin bile yanlış kararlarda tuzu olduğu bir maç daha hatırlamıyorum. Bir an, gözlemcinin sahaya inip “at şu keli! (Ernst)” falan diyeceğini sandım. Bugün hiç gereği yokken, sürekli rüzgar ekildi. Sonucunda da, yine hiç gereği yokken fırtına biçildi... Cinnet halini almak, insanı haklıyken de haksız duruma düşürür.
Galatasaray’ı ceza sahasına sokmadan, mağlup olmak için; elbette sadece hakem değil, bazı Beşiktaşlıların da katkısı gerekiyordu. Bunlardan biri Quaresma’ydı nitekim. Maç boyunca; yine taç çizgisi demirden oldu, kendisi mıknatıs... Tamam, bugün sırf Quaresma’nın pozisyonuyla 1 dakika da olsa oynamayışıyla bile (son Galatasaray maçında, sağa geçince iki asist yapmıştı; bugün orada 10 saniye oynamadı mesela); hocalıkla alakası olmadığını kanıtlamıştır Tayfur Havutçu. Ama bir insan hiç mi oyun akışı içersinde, sahanın farklı bölgesine geçiş yapmaz? Fernandes’in pas vermediği pozisyonda bile, bom boş kalmasına rağmen çok geç yaklaştı olaya. Sonra bir de uçan tekmesi var tabii… Hakemin Beşiktaş lehine tek kararı gibi gözükse de, istatistikler bunun pek de “lehe” olmadığını gösteriyor aslında. Bkz: Bursaspor deplasmanı.
Holosko’ya bakarak, futbolda en kötü sakatlığın “kendine güvenini kaybetmek” olduğunu görüyorum. Bacak kırılmasından, bağ kopmasından bile daha beter. Direkt bitmiş yani, top oynamaktan artık zevk almıyor, acı çekiyor gibi. Vursak mı ne yapsak?
Bugün iki oyuncu da kendini kanıtlamıştır. Birisi sahadayken: Pektemek. Her yönüyle mükemmel bir forvet. Tekli, çiftli falan fark etmez. Beşiktaş’ın 1. santraforu, Mustafa Pektemek’tir. Bugün her iki kanat da çöptü, başka yaklaşan da yoktu. Harika oyunu heba oldu. Rakip kornerden gelen topu göğüsle kontrol edip, karşı atağa geçmesindeki güveni yeter... Çoğu faulle kesilse de aldığı uzun toplar, sırtı dönük oyunu, adam eksiltmeleri, en önemlisi "statik" kalmaması, sürekli oyunun içinde olması vesaire... Ne yazık ki, kendisini pozisyona sokacak tek pas Muslera'dan geldi maç boyunca. Onun dışında, bir Beşiktaş klasiği yaşandı: "Forvetten, kaleci degajmanından gelen topu bir şekilde rakip kaleye sokmasını beklemek."
Bir de sahada olmadan kanıtlayan var: Necip. Veli çok fazla koşsa da, Necip kadar topu geri kazanmada efektif olamıyor. Beşiktaş Necip’le, orta sahada daha baskın olabiliyor ve diziliş olarak da daha bir “orta saha” düzeni alınıyor. Fernandes’in, Necip sahadayken performans artışı yaşaması, tesadüf değil mesela… Aksini iddia eden yerli bir orta saha çıkmadıkça, Necip oynar bu takımda.
Bu sene artık "gerilimi, heyecanı arttırma" planlarında olmamak için, bir play-off maçı daha izlemeyi düşünmüyorum. Havutçu'dan bir "genç atılımı" da gelmeyeceğine göre, "tak-tak duket" çeken yıldızımsıları izlemeye gerek yok.
Hilbert; adamın başkentisin.
19 yorum:
Hilbert ve Ernst bu takımın gerçek yıldızlarıdır. İbrahim Toraman'ın bile takımı onlar kadar sahiplendiğini düşünmüyorum.
Süper salak final'de olası bir kaç galibiyetin gazıyla Tayfur Hacutçu'nun takımda kalma ihtimali bile beni korkutmaya yetiyordu. Dünkü maç bu açıdan iyi oldu. Ak koyun kara koyun ortaya çıktı. Kimlerin kalıp kimlerin gideceğine karar vermek için dünkü maçı seyretmek yeterli. Hilbert ve Ernts'de, Nouma'nın Leeds maçındaki isyanını gördüm. Bizim yıldızlara ihtiyacımız yok. Hilbert ve Ernst gibi yenilgiyi hiç bir zaman kabullenmeyen yürekleri futbolculara ihtiyacımız var.
Dün gün içinde çeşitli sebeplerden maçı izleyemeyeceğim kesinleşince, kendi kendime "Nasılsa Cartalete yazar oradan okumak en mantıklısı" demiştim, hakikaten bu sabaha kadar sadece skoru biliyordum, ellerine sağlık bizleri bilgilendirdiğin için.
Beşiktaş'a gelirsek, ki gelmeyelim, hiç tadım yok, tuzum yok, sanırım artık süratle, 2 büyük ve 2 başaltı takımı noktasına gidiyoruz. Bunun olmasına en büyük etken ise malesef bizim takım, yazık üzülüyorum..
Bi yandan çok sinirli ve üzgünüm ama bi yandan da dibe vurmanın son demlerini yaşadığımız için ve olası play off larda gelecek yalancı başarılar sayesinde radikal kararlar almadan önümüzdeki sezona başlama ihtimalinden kurtulduğumuza seviniyorum.
Çapsız Tayfur daha ilk maçtan belli etti kendini. Q7 nin kanatta oynayıpta başarılı olduğu maç sayısı 1 ya da 2 yken serbest ya da forvette oynadığı her maçta başarılı olduğunu görememiş olması tek kelimeyle skandaldı.
İki lafta Fernandes için, dün gercekten kötüydü. Sadece kaçırdığı gol için değil ama sanki takımın hızını kesiyor gibi. Gözümün önüne deplasmandaki FB ve GS maçları geldi, her iki maçtada Fernandes yoktu ve takım inanılmaz ayağa pas ve akışkan oynuyordu ama Fernandes varken bu biraz zor, her topu alıyor, etrafında bi dönüyor, derken bi bakmışsın GS savunmaya yerleşmiş.
Elinde Fernandes varken bence tek oynayabileceğin taktik 3 lü ortasaha kombinasyonlarıdır. 4-3-1-2 ya da 4-3-3. Ne Alex gibi forvet arkası oynayabilir ne de 2 li ortasahada Selçuk gibi oynayabilir. Para ederken gönderilsin bence.
Son olarak birazda Sivok'tan bahsedeyim. Çok severim kendisini, sahadaki duruşu, verdiği röportajlar filan BJK kaptanlığını yakıştırdığım bi adamdır ama büyük maçlarda yaptığı hataları düşündükçe 1.5m eurolara gerek olmadığını düşünüyorum.
İlk aklıma İnönüdeki 1-1 biten BJK-GS maçında ceza sahasında ayağından kaçırıp Arda nın gol yaptığı pozisyon geliyor.
Bu seneki FB-BJK maçında ilk golde Yobo'yu kaçırması, dünkü maçtaki ilk golde ne Elmander'i tutması ne de Melo'yu.
Evet, hakemi de eleştirelim ama bu bizim ilk 5 dk baskısından sonra sahada öyle ahım şahım futbol oynamadığımız gerçeğini gizlemesin. Bu takım futbol oynamıyor!! Hemde en az bir 6-7 senedir. Futbol kimliği, şablonu, hücum aksiyonu, alan paylaşımı, toplu düşünüp karar verme becerisi var mı? En hızlısından bu ögeleri takıma kazandıracak bir hoca lazım.. Ben gelecek sene de bu takımı izlemek istemiyorum.. Bu ben ve benim gibi düşünenlere en büyük hakaret bu olacaktır.. Farklı düşünenler varsa da buyrun buradan neden öyle olmadığını lütfen iletsin..
Evet ümidimiz yoktu, evet kazansak bile belki formalite olacaktı. evet kaybetmemiz teknik direktör konusunu bir daha düşünmemize yardımcı olabilecekti. Ama biz artık figüran bir takım olduk. Bu benim için küme düşmekten beter bir durum. Biz küme düşecek takımı belirleyecek kadar bile takım olamadık. Şampiyonluk yarışında da sivasspor kadar etkimiz olmadı.
yd'nin sürekli "bizi 3.büyük yapmak istiyolar" demesi sonunda gerçekleşti, ama kendisi sayesinde.
Bir büyük takım, kendi sahasında kazanması gereken maçta 90 dakikada nasıl bir gol atamaz? Dünya üzerinde bu kadar düşük gol ortalamasına sahip bir "büyük takım" olabilir mi? Ben bunu kabul edemiyorum arkadaş.
Hakem, makem tamam da, bişeyler yapmalıydık be. bir gol atmalıydık. gs maçı sallana sallana bitirememeliydi. kramplar girmeliydi bacaklarına. maç sonunda uefa kupasını kazanmış gibi sevinmelilerdi. Ama seyirci baskısını çıkartın, gs için antep, sivas, antalya deplasmanlarından bile kolay bir maç oldu. Ben bunu yediremiyorum kendime.
Hilbert ve Ernst büyük adamlarsınız. Sizin gibi 2 panzerde Türk duygusallığını görmek, oyuna hakeme isyan etmeniz sizleri büyük futbolcu, büyük sporcular yapıyor! Emekleriniz için, yürekleriniz için teşekkürler. Hilbert, sen de inşallah Ernst gibi dalya dersin Beşiktaş'ta!
Sizin gibi 2 soğukkanlı, oyununa bakan adamı bile delirtmeyi başaran hocayı canı gönülden tebrik ediyorum.
Sen maca 3 onliberoyla cikarsan, tek forvet cikarsan herhalde kucuk takim olursun, kendi sahanda gol atamazsin. Oyuncu degisikliklerinde de forvet cikar forvet girer, ne risk alinir ne birsey. Ki zaten gecikti degisiklikler ya, neyse. Tayfur Havutcu yerli Carvalhal'dan otesi degil maalesef.
harbiden anlamadım q7 hem sagda daha verimli hem o solda eboeyi geçemedi neden bugüne kadar kaç kez yapılan yer değiştirmeyi yapmadı kimi suçlayayım?
Dün akşam stadyumda gördüklerinden utanmayan bizden değildir!
Beşiktaş Kulübü, her yıl Kıbrıs adası büyüklüğünde bir kısmını erezyon yüzünden kaybede kaybede bu noktaya geldi. Beşiktaş değerlerini, diğer takımlardan ayrılan Beşiktaş farkını, Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan değerlerden birbir uzaklaştı ve tribünden inip rakip futbolcuya saldıracak noktaya geldi. Ne yıllardır oynanan kötü futbol, ne alınan farklı mağlubiyetler beni bu takıma gönül verdiğim için utandırmamıştı ama dün akşam gördüklerim yüzünden utandım!
Maçın üzerine ne söylenir bilmiyorum. Tayfur Havutçu o kulübede olduğu müddetçe bu takımın derdi bitmez.
Benim korkum ihalenin Fikret Orman'ın üzerine kalacak olması. Gerçekten büyük bir fedakarlık gösterip aday oldu. Onca borcun altına girip, ağrımayan başını ağrıttı. Taraftarlara jest olsun diye, forma ve biletlerde indirime gitti. Karşısında sahaya atlayan bir taraftar topluluğu. Kendisine sadece üzülüyorum. Umarım Y.D'nin mahfettiği bu kulübün ihalesi onun üzerine yıkılmaz.
Bu kaosdan nasıl çıkılır bilmiyorum. Yalnız kulübü küçültüyoruz, rakiplerle boy ölçüşemeyiz, transfer bekletilmesin sözlerine taraftar belki eyvallah der ama kimse Tayfur Hocanın oynattığı bu oyuna eyvallah demez. Tayfur Hoca seneye bu takımın başında olursa, İnönü'de 5 maç anca izlenir.
Fikret Orman iyi düşünsün. Alves'i, Bebe'yi kadro dışı bırakmakla çözülmez bu işler!
Dün hakem gerçekten maçı katletti. Ofsayt falan hikaye, yavaş yavaş çıldırttı herkesi. Ulan taç kararını bile 4. hakem verdi yardımcı dururken, o da yanlıştı zaten. Hilbert Ernst gibi adamlar bile çıldırdı. O sıralarda taraftarın sevgilisi ruhsuz doğuştan looser Q7 Ebuenin saçlarını okşamakla meşguldü. taraftarın diğer sevgilisi ligden düşen Manisa maçının fatihi 3metrede 5 çalım atmakla ünlü diğer futbolcu Fernandes de bitse de Reina ya gitsek modunda olunca bunun üstüne hüseyin göçek faktörü ve Tayfurun çapsızlığı da eklenince kazanmak mucizeydi zaten. Taraftar twitterda kendinden geçip Fernandese mürid olma hevesindeyken yine burada yazmıştım, Fernandes bu futbolla hiçbir büyük takımda oynamayaz. Mehmet Topal oynar o oynayamaz. Topa basacak dönecek, kalçasını koyacak derken 5dk geçiyor, rakip yerleşiyor.
Tayfur hocadan en azından geçen seneki 4-2-3-1 e dönmesini beklerdim ama o da Carlosun bayık 4-3-3 ünde ısrar etti. bir kenarda eli belinde Q7 diğer tarafta Casper holosko, ortada yalnızları oyanayan Pektemek. Bu düzende zaten ya duran topla gol atarsın ya Muslerin yaptığı hatalarla.. .Bunları da değerlendiremeyince yine Melonun ve Ebouenin iğrenç ötesi gol sevinçlerini izlemek zorunda kaldık.
Rüştü de artık bıraksın lütfen küfür falan yemeden. Cenk in yokluğunda Umut oynasın bize umut olsun. Fink geri gelsin, Mendes topçularını alıp gitsin. Tayfur burdan sonra TD işi de bulamaz. Lig tv ye yorumcu olsun, renkli gözlü yakışıklı adam, ligtv nin marka değerini artırır.
Necip kesik yemesin artık, deli dana gibi ordan oraya koşturan veliden bin kere iyidir. dünkü maça ortada Necip- Ernst önlerinde Q7,Pektemek- Fernades- Veli ile başlasak çok farklı olurdu. Veli sol kanatta Fernades sağa yakın olurdu. Zaten Hilbert sağdan deli fişek gibi geliyor. Ortada Q7 serbest takılırdı. Rakip ataklarda Veli ortasahayı dörtlerdi. Bu denli dağınık olmazdık.
son sözlerim de taraftara... Bugüne kadar inönüne kim geldiyse alkışladınız. rakip hocalar, rakip golcüler... Kendi hocamıza korkak oynatma dediniz, kendi futbolcularınız ıslıkladınız. Futboldan başka herşeyle ilgilendiniz, katledilen boğalar, yunuslar vs. Anamızı öpen YD iki transfer yaptı başınıza huni takıp havalimanına koştunuz. Şimdi gelinen noktada aynı golleri Kadıköyde atsalar o hareketleri yapamayacakları konusunda 70 milyon kişi bulabileceğim Eboue ve melo sana bu hareketleri yapıyor, sonra Göçek önce kadıköyde sonra İnönüde seni eziyor, sen de ulan nasıl geldik bu duruma diyorsun. Dön ve aynaya bak lütfen...
Bu arada maçın sonlarındaki 3D Koreografi çok güzeldi, aynen gerçek gibiydi :)
Yazi icin tesekkürler...
Dün harbiden agladim, olmaz böyle sey ya... bir taraftan Hakeme kiziyorum, bir taraftanda Takima, hic birisi birsey anlatmasin, ofsayt golü verilmese bile dün kazanamazdik, Takim berbat bir görüntü cizdi.
En fazla 4-5 organize atak gelisterebildik. Tayfur'u eskiden kisiliginden severdim, teknik anlamda fazla birsey görememistik zaten gecen yil, ama bu Tape islerinden sonra Fikret Orman nasil "Tayfur ile calismak istiyorum" der anlayamadim.
Daha hala Holosko, Veli ve Edu gibi futbolculari izliyoruz, valla ben Holosko Besiktas'taki en iyi günlerinde bile yeterli bulmadim.
Veli desek, nedense Rapid Wien'de oynarken begenirdim, ama bizde birseyler olmus cocuga, düz bile kosamiyor cocuk, topu hep asirtiyor.
Herkes Ernst Ernst diyor, ama bence dün en kötülerdendi macta, 10 metrelik spint yapamiyor artik, cok hareketsiz, Stoperlere geri pas verip, bos alana'da kosmuyor. Artik zamani gecmis belliki.
Besiktas'in en büyük problemi bir oyun filozofisi olmamasi, Stoperlerden oyun kuruyoruz mübarek...
Süper Final degisik olacak dediler, heveslendik, sonunda ayni berbat oyun ortaya konuldu. Nedir bu bizim cektigimiz...
Bu sezon son macimdi, bosu bosuna maralimi bozamam artik, nasil olsa dördüncü bitirecez Ligi.
Neyse ben cok yipranmisim belliki
@ enorton
Soylediklerine katilmamak mumkun degil.
Ama Fernandes icin ayri bir parantez gerekiyor. Fernandes icin cok uzun sure adam olmaz demistim.
Ne defansif yonu iyi, ne ofansif diyordum. Yeterince top kazanamiyor, cok top kaybediyor ve skora katki uretemiyordu.
Ama gectigimiz aylardaki formu fikrimi degistirdi. Fernandes iyi motive edilirse, iyi bir takim kurgusuna sahip bir Besiktas'a seviye atlatabilir.
Topla cok oynayan bir orta saha el frenidir, dogru. Ama atak mentaliteli bir orta sahanin topla oynamamasi icin de kosu yapan, bosa cikan, defansi delmeye calisan birilerinin olmasi lazim. Besiktas'ta bunu ara ki bulasin.
http://www.youtube.com/watch?v=OGUGtFEDx_E&feature=youtu.be
Rizespor maçı golleri.Çekim açısı güzel,Cumali ve Erkut da dömüş.Daha fazlasını kaydedebilirsem paylaşırım.(video kayıtta sorun yaşıyorum, yol gösterecek biri varsa da olur.)
Arkadaş, şu kadar kısacık görüntüde o kadar şahane şeyler var ki...
Hasan'ın şutu. Ali İhsan'ın plasesi. Kadir Ari'nin driplingi ve sonrasındaki pası vesaire...
"Küçülme" denilen gün, aslında bir kurtuluş günü yahu.
Nereden estiyse Kayserispor'u 4-2 yendiğimiz maçın özetini izledim. Rakip hücuma çıkarken pres yapma alışkanlığımızı geri kazanmamız lazım. Kayserispor hücuma çıkarken kazandığımız her top rakip kalede gol tehlikesi oluyor. Galatasaray Fenerbahçe gibi takımların savunmalarına yerleşecek zaman verirsek, serbest vuruşlar dışında biraz zor gol atarız.
http://www.youtube.com/watch?v=Pw60O5oikC0&feature=related
sana hakem yazdıran maçı izleyemediğim için ne kadar mutlu olsam az sanırım. özetine bile göz düşürmem.
Sizin sahsinizia olan saygi ve sevgimden oturu agirseyler yazmiyorum ama milletin kacirdigi bazi hususlar var.Hakem bizi katletti ama biz zaten kotuyuz mevzusu. Kardesim biz zaten kotuyuz ama bun aragmen o slaak gole kadar tek sutu yok gs nin onu birak 2 tane sutu var topu topu.Senin yildizin yanindaki adama pas vermeyip golu ic etmese,holosko saglikli yasam icin sadece futbol oynamasa falan dersin hakkindirda asul soru senin stadinda,bir tetikci seni nasil bu kadar dograyabiliyor.Mactaydim ve macta olan herkes sahit "gol ofsayt" dedikten sonra kaybetti huseyin gocek. Kombine aaldim 3 maclik ama isallah kapatirlar bari seneye etkilemez derler.Sahi bir de tff baskani eski baskan demi.Orada bile zarar vermeye devam ediyor
yaa ben yabancı takımların maçını izlerken heyecandan ayağa kalkardım. maçı izlerken hiç ayağa kalkamadım. sanki sinema izler gibi maç izledim. bu nedir yaa. tamamen saçmalık. yaa diyorum ki luis van gaal gelse ne güzel olur de mi. kac gündür düşünüyorum. ondan daha iyi ihtimal yok gibi. gelsin gerekirse 5m verilsin. her yıl oyunculara 20m fazla veriyoruz bir işe yaramıyor. getir van gaal'i. 3 sene sabret. sonra bir bakmısın efsane olmus. off off. sadece rüyamda olur heralde o...
Yorum Gönder