Derbi Öncesi: Beşiktaş – Galatasaray

Öncelikle garip bir ruh halinde olduğumu söylemeliyim. Beşiktaş için pek “süper” olmayan final maçları başlıyor. Yine iddiam o ki, hala Şampiyonlar Ligi’ne katılma şansı da sürmekte. Lakin şu derbi öncesinde yeterince heyecan duymuyorum. Hafta boyu yayınlanan eski derbi maçları da pek gaza getiremedi bu kez…Sebepleri "Değişim?" adlı yazıda mevcut, tekrarlayıp sizleri sıkmayayım. Kağıt üstünde de olsa, Tayfur Havutçu ile 1.5 yıl meselesinde gönlüm hiç razı değil. Bu durumun değişmesi adına, Beşiktaş’ın başarısız olmasını mı bekleyeceğiz? O da mümkün değil… Ne istediğimi bilmiyorum açıkçası. En güzeli, yarın akşama arkasını düşünmeden sade bir derbi gözüyle bakmak ve her zamanki gibi Beşiktaş’ın kazanmasını umut etmek… Durum ne olursa olsun, Terim’i mağlup etmenin hazzı bir başka olacaktır.

Maça gelecek olursak; yarın akşamın galibiyet yolunu, normal sezonda oynanmış her iki Galatasaray derbilerini gözümüzün önüne getirerek bulabiliriz.

İlk maçta Beşiktaş’ın yaptığı iyi şeyler: Orta sahada baskı (özellikle kısa süre de olsa Necip’le olan bölüm), ceza sahasında zaman zaman çabuk çoğalma… Sonuç olarak sezonun en iyi derbi maçı oynandı, eski durum pek yok gibiydi.

İkinci maçtaki artılar: Quaresma’nın sağda (Hakan Balta’nın önünde) etkili olması, zaman zaman orta sahada topa sahip olma. Eksiler: Quaresma sağdayken Eboue’nin etkinliği, 2-2’den sonra ceza sahasına gömülüp, Galatasaray’ın baskı kurmasına verilen izin. Sonuç olarak, artılar eksileri götürdü ve kaybedildi.Demek ki öncelikle Quaresma’yı Galatasaray’a karşı solda oynatmamak gerekiyormuş, öncelikle onu sağa yazalım. Sola ise Veli’nin çekilmesiyle; hem Galatasaray’ın daha önce etkin olduğu bir koridor kapanıyor, hem de Veli ofansta daha efektif kullanabiliniyor. Böylece, Necip de orta sahadaki yerini alarak takımın pres gücünü arttırıyor…

Takımda koşan oyuncu sayısı üçe çıkınca, Fernandes daha fazla “incecilik sanatına” yönelebilir böylece. Sahi, bu kez Fernandes var ve hatta Hilbert… Beşiktaş artık her iki ideal bekiyle oyunu açabilecek; Fernandes’in de katkısıyla. Lakin Tayfur Havutçu’dan (Simao + Quaresma)-1 formülüne biat gelmezse, işler tersine dönebilir her an.

Şekildeki 11'le Terim, "what can i do? sometimes..." modunu açabilir. Zorunlu Mustafa Pektemek tercihi, yine Beşiktaş adına maçın artılarındandır bana göre. Tek bariz eksi ise stoper Toraman mevzusu gözüküyor. O da, orta sahanın ileride basması ve Galatasaray forvetlerinin kaleden uzakta tutulmasıyla bir nebze çözülebilir. Normal şartlarda Beşiktaş kazanır. Evet, allem ettik kulem ettik yine bu sonuca hoş geldik… İyi maçlar.

(Hayatım Futbol'da yayınlanan: Beşiktaş'ta sezon özeti, play-off öncesi yazısı.)

7 yorum:

JimmyLue dedi ki...

Bahsettiklerinin doğruluğu Quaresma+Simao-1 zamanlarında pek çok defa kanıtlandı.Tayfur ikisinden birini -kanımca bu Simao olmalı- kulübede oturtursa ve maça orta sahada soldan sağa Veli-Ernst-Necip 3lüsüyle çıkarsa Galatasaray'ı zor durumlara düşürebiliriz.İlk yarıdaki yenilmez takımı umarım hapishanede izlemiştir Havutçu..

EC dedi ki...

BJK nin mali acidan kotu durumda olusu, 6 mac sonrasi icin bicilen buyuk yaprak dokumu.. Saibeli bir ligin digiturk, tff ve basbakan tarafindan kurtarilmasi icin dogrunun, haklinin gormezden gelinip, FB yi kurtarma girisimleri maalesef futbolun buyusunu alip goturdu..hic heyecan yok! Smpiyon belli degil mi? FB yapilacak ve yapanlarin basinda da YD ve Lig TV gelecek!
Q7 orada oynamis, simao onu yapmis.. Almeida ortalarda yokmus.. Hepsi hikaye BJK de o ruh kalmadi.. Hep dedim sayfalariniza yazmaya basladigimdan beri PAF=A2 ile ciksak daha cok heyecan duyacagim gibime geliyor sanki potensiyel yildizlari gormeye erkenden baslamak bu ruhsuzlardan daha cok zevk verecek gibi bir his var icimde.. Neyse dayanin 6 Mac kaldi...
Hakemlere dikkat diyorum... Zaten benim kara listemde olan 4 hakemden birisiydi bu huseyin gocek, bakin maci nasil katledecek...
Diger 3 de kuddusi muftuoglu, mustafa kamil abitoglu ve tolga...soyadi aklima gelmedi...

Vancouver dan...

Cartalete dedi ki...

Hakem berbat, lakin ilk kez bir derbide Beşiktaş lehine çalan bir hakeme hazırlıklı olun. Çünkü ucu Beşiktaş'tan çok başka şeylere dokunuyor.

Komplo teorilerini sevmem ama bu finalin "süper" olabilmesi için Galatasaray'la fark eritilmek zorunda.

vampireweekend dedi ki...

Egemen dışında kayda değer eksik yok. Hatta Almeida'nın oynamayacak olması isabet olmuş bile diyebilirim. Twitter'daki Beşiktaş muhabirlerinin verdiği muhtemel 11'lere bakılırsa hoca yine Holosko'ya şans verecek.

İçimden geçen İnönü'de Feneri ve Galatasaray'ı yenip diğer 4 maçı kaybetmek. Hem 2 maç mutlu oluruz hem de sene sonunda yönetimin Tayfur'u yollaması kolaylaşır.

Cartalete dedi ki...

Aslında Holosko tercihine de çok hayır diyemem ama; Quaresma'yı sağa çekince o da otomatikman daha çok sola yakın oynayacak. Solda futbolu unutuyor genelde.

Ayrıca Necip'siz orta saha "baskı" anlamında eksik kalıyor. Veli çok koşan bir orta saha olmasına rağmen, topu geri kazanmada fazla başarılı değil. Necip'in pozisyon alışı daha iyidir.

Holosko'yu sonradan oyuna atmak mantıklı.

planck dedi ki...

Bence artık Bebe varken Holosko'nun artık 18e bile alınmaması lazım..

maui dedi ki...

Hakem konusundaki görüşlerine- özellikle Bilica'nın maden kazdığı maçtan sonra-katılıyorum.
Eğer taraftar daha doğrusu kapalı, mastürbasyon yapmak yerine hakem üzerine ve tabii ki Melo-Eboue-Engin üzerine oynamayı başarabilirse, hakemden yana üzülmeyiz gibi geliyor.
Bence Holoşko seçimi o kanatta, Eboue'nun ileri çıkışını engellemek adına düşünülmüş bir adım. FB maçında Stoch çıktıktan sonra kanat koridor olmuştu. Bizim maçtaki durumu da sen özetledin zaten. Zira, Köybaşı-Holoşko sprinter özellikleriyle hem hücümü hem de geri gelmeyi başarabilir.
Orta sahada ise Veli yerine kesin Necip olmalıydı. Bizim oralarda Fernanades ve biraz Ernst dışında top yapan adamımız olmadığı için önemli olan Selçuk-Melo ve hatta bazen Elmander ile başabaş savaşacak bir kadro ile çıkmalıyız. Veli bence kafası kesik tavuk misali oynuyor.
Q7'nin maçı olacağına dair bir his var içimde. Bu çingene çocuk böyle maçları İnönü'de koparabilme potansiyeline sahip.
Sen Pektemek'i çok tutuyorsun ama bence tek forvetin adamı değil. Çabuk siniyor. Belirli başlı hareketleri yapıyor fakat güçsüz oluşu bu tip mücadeleci maçlarda onu oyundan düşürüyor.
Onu bir şekilde ikili forvet gibi kullanabilirsek avantaj sağlarız gibi geliyor bana.
Bir de yarın için tabii bizimkiler becerebilirse, Melo ve Engin'in üstüne strese sokacak şekilde oynamalıyız.
Toraman'dan Fenerli Emre çirkefliğinde hareketler bekliyorum. Aynı şekilde Fernandes'in de Melo ve Engin mücadelelerinde kendini hakikaten abartılı bir şekilde, baskette hücum faulü göstermek deyimine yakışır şekilde kendini atmasını istiyorum. Bunlar hakemi etki altına alacaktır.
Bir de Riera-Balta'dan oluşan sol tarafın Hilbert-Q7 için bir maden olabileceğini düşünüyorum. Q7, orta sahaya kadar gelse gerisini Hilbert halleder. Riera zaten dayağı yemiş canını zor kurtarmış, hayatına kasteden Melo ile aynı anda oynayacak. Ondan çok büyük bir verim beklenemez gibi geliyor.
Falan filan...
ama sözün özü bu maçı alalım. Almalıyız...