Robben ve Afellay, önünü boşaltıp attığı şutları dağ, taş
yerine; biraz kaleye gönderebilselerdi, Van Persie yakaladığı pozisyonlarda
yapması gereken tek işi (gol atmayı) becerebilseydi; bu plan yine tutabilirdi.
Ancak Krohn-Dehli’nin Vincent Van Gogh dahil bütün Hollandalıları muhteşem bir
feykle oyundan düşürüp attığı gol, işleri değiştirdi…
Hollanda, ‘tempo düşük gider, ama elbet ben atar kazanırım’
futbolunu belli bir dakika sonra değiştirmek zorunda kaldı. O anda yapılması
gereken hamle; Dirk Kuyt gibi gole en az santrafor kadar yakın olan bir kenar
forveti hatırlayıp, oyuna atmak olmalıydı bana göre. Ama daha farklı bir
değişiklik geldi; çoğunlukla birbirini yedekleyen Van Persie ve Huntelaar aynı
anda sahada kaldı.
Bu iki oyuncunun sahada olduğu maçlar karnesi pek parlak değildi; arada Bulgaristan ve İsveç mağlubiyetleri vardı nitekim… Bunun sebebi, bu maçla da biraz belli oldu aslında. Van Persie bir kenar forvet gibi değil de, ikinci bir santrafor gibi kalıyor o düzende. Hollanda, önde pres uygulamasını da pek beceremeyen bir takım olunca, gereksiz bir kopukluk yaşanıyor; Sneijder’in sırtına eskisinden daha fazla yük biniyor… Takımdaki şuursuzluk, Kuyt’ın sağbeke geçirilmesiyle taçlandırıldı ve sahada tamamıyla "total karambol" anlayışına dönülerek, maç kaybedildi. Geçmişe bakarsak; böylesi ölüm gruplarında ilk maçı kaybeden, ‘bir daha geri dönemedi!" diyebiliriz. Hollanda'nın ilk ikiye girme işi oldukça zorlaştı...
Danimarka daha çok orta sahadaki direnci ve savunmadaki
başarısıyla önemli bir galibiyet aldı. Oysa Kjaer, Palermo’nun piyasaya sürdüğü
pahalı bir saatli bombaydı… Agger, ilk yarıda çift kişilik stoper oynayarak çok büyük katkı sağladı. İkinci yarıdaki Hollanda, işi kaos ve karambol futboluna bırakınca;
Kjaer’in de ekmeğine yağ sürüldü, oluşan ortamda o da gayet sağlam şekilde ayakta kaldı.
Bendtner iyi hoş futbolcu da, “sırtı dönük oynamanın” bir ek
görev olduğunu; asıl olarak ‘santraforun gol bölgesinden asla uzaklaşmaması' gerektiğini anlaması gerekiyor. Maçta en çok koşan oyunculardan biri olmasına rağmen, yaptığı gol girişimi yazıyla; "bir"… Kerzhakov ol, gerekirse 7 gol kaçır... Turnuva kadrosunda olmayan, tıpkı golün sahibi Krohn-Dehli gibi 27’sinden
sonra coşarak; bu seneki sürpriz şampiyon Nordjaeland’a büyük katkılar sağlayan
Mikkel Beckmann, bu düzende çok daha uygun bir tek forvet seçimi olabilirdi.
5 yorum:
bendtner da aynı bizim almeida gibi. sırtı dönük oyna deyince kaleye sırtını bir dönüyor. bir daha arkasını dönmesi zaman alıyor. biraz mario gomezi falan izleseler hic mi ders almazlar acaba...
Güzel benzetme. Bizim Almeida da kendi pozisyonu dışına çıktığı zaman, bi 5 dakika orada takılıyor. .)
hollanda huntelaar mı rvp mi derken elenip gidecek bu gidisle. Sevdiğim bir takımdır ama bu takımı 2 ön libero kullanarak heba ediyolar. nasıl onceki turnuvada fransa aynı hatayla hic varlık gosterememisse bu turnuvada hollanda o yolda ilerliyor. çünkü oyunları cok ezberlendi ve 4 oyuncuyu savunman yetiyor. Yunanistan'a savunma takımı derdik ama ülke takımlarının hepsi savunma oldu ve çok zevksiz bir turnuva olacaga benziyor...
Bu RvP bizim Mustafa Pektemekin Hollanda subesi sanirim. Topsuz oyunu, top tasima, assist yapma konusunda basarili ama sanki iyi bir golcu degil. Gol bolgesinde fok etkisiz kaliyor :)
Van Persie "bitiricilik"den ziyade çok iyi bir şutör. Sonuçta sonradan merkez santrafora dönen bir oyuncu, genlerinde Inzaghilik yok. :)
Pektemek'te golcülük olayı da var aslında fazlasıyla ama o özelliğini yeterince kullanamadık. Daha çok uzun pas ve kenar ortalara bağımlı bir takım olduğumuz için.
Euro 2012'de şuana kadar izlediğim takımlardan;
Portekiz, Danimarka, Yunanistan, Çek Cumhriyeti takımlarında direkt oynar. :)
Yorum Gönder