Haftanın Ardından

Dün akşam Samet Hoca’ya sorulan sorular eşliğinde “Bu sene Quaresma var mı yok mu?” adlı bir program yayınlandı. Genelde konu o eksende gitti; hoca sabit şekilde aynı cevabı vermesine rağmen, sorular şekil ve seviye değiştirerek yeniden soruldu. Bir ara ilkokulda sıkça kullandığımız tarzda “peki hocam, sana 1 trilyon versem Quaresma’nın süğünü yer misin?” düzeyine inilecekti neredeyse. Neyse…

Her ne kadar %90 konu Quaresma olsa da, %10’luk kısımla ben kendi adıma birçok cevap aldım ve hocanın futbolu gerçekten iyi bildiği kanısına vardım açıkçası. Mesela Pektemek konusu… Hocanın Pektemek’i kenarda oynatma arzusu; bizim de buralarda sıkça bahsettiğimiz “Mustafa Pektemek’ten kenar forvet olur mu?” sorusuyla birlikte ortaya çıkmış gözüküyor. “Kanat zannediyorsunuz ama top diğer taraftan geldiğinde ikinci forvet oluyor” gibi bir cümlesi var mesela, tam da bahsettiğimiz şey…
Nitekim Carvalhal’in “Pektemek’i çizgiye alıyorum, o ille de içeri kayıyor” eleştirisi hatırlatıldığında; “e ne güzel işte, biz de onu istiyoruz” demesi de önemli bir artıdır. Tabi biz şuana kadar Pektemek’in o bölgeyi kaldıracağına dair emare almadık, kaleden de oldukça uzakta kaldı İBB maçında. Ama hoca Gençlerbirliği’ndeyken o bölgede kendisinden faydalandığını ve yine faydalanacağını ima ediyor. Ben de saygı duyuyor ve bekliyorum. Şayet Pektemek orada fark yaratan bir isim olursa, birçok denge olumlu anlamda değişir çünkü.

Zaten alt yapı konusunda, benim de defalarca yazdığım ve A takım için öncelikli gördüğüm Hasan Türk’le direkt başlaması; hocayla paralel olduğum bir başka önemli konu. Keza Muhammed için bahsettikleri de öyle… Koşu temposunu ve fizik gücünün artmasını öğütlüyor ki; o eksikliğini gidermiş bir Muhammed tek başına maç alan bir konuma yükselebilir. Diğer unsurlar doğuştan edinilmiş zaten. Yani şuan övündüğümüz özellikleri zaten 5 yaşında da vardı.

Veli açılımı da muhteşemdi. “Koşu kalitesi en iyi olan oyuncu” tanımlaması en başta… Veli, o koşu kalitesini merkezde de kullanabilen bir oyuncu oldu; Necip’e farkı orada yarattı. Aslında Necip rakibe baskı uyguladığında Veli’ye nazaran daha etkili olabiliyor. Ama bunu her bölgede yapamıyor ve devamlı kılamıyor. Orta sahanın kenarlarda çok daha iyi performans gösteriyor mesela; oralarda sınırları ve sorumlulukları daha belirgin olduğundan. Ancak Veli, daha çetrefilli bir alan olan merkezde de takımını ileri itebiliyor temposuyla. İBB maçında o ve ondan sonrası farkı da bu nedenle ortaya çıktı.

Hatta laf arasında ben İBB maçındaki Toraman tercihini de ayıkladım. “Hangi stoper oynayacak?” sorusuna, “şimdi arkadaşlar, kimi stoperimiz geri kaçmayı seviyor hızıyla; kimisi fiziğiyle karşılamayı. Biz de rakibe bakıyoruz, nasıl hücumcuları var, ona göre seçim yapıyoruz.” Buradan benim anladığım şey; İBB’nin direkt hücum yapısına daha uygun olduğu için Toraman tercih edildi. Savunma da ilk planda öne çıkan bir savunma olacağından, çok da haksız da sayılmazdı aslında.

Bir de “benim için yıldız; pasın hızını ayarlayan, doğru yere koşu atan adamdır” sözü de çok güzeldi. Dediğim gibi, ben alacağım birçok cevap aldım hoca konusunda. Ve artık ilginç gözüken hamleleri de anlamlandırmaya çalışacağım sezon boyunca. Çünkü Samet Hoca bugünden itibaren “bir bildiği vardır” diyebileceğim kategoriye girmiştir. Zaten daha önce de bahsettiğim gibi; inandıktan sonra 16 yaşında adamı sahaya süren bir insanın taktiksel olarak nereye gelebileceği, 1 yıllık süreçle belli olmaz. Kendisine şuana kadar 1, 1.5 yıldan uzun süre verilmemiş; o nedenle bence uzun süredir piyasa olmasına rağmen, tam olarak "Samet Aybaba nasıl hocadır?" sorusuna cevap veremiyoruz, veremiyorduk.

Galatasaray Maçı Öncesi


Bundan böyle, daha çok Cuma günleri yayınlanacak olan “Haftanın Ardından” adlı bir başlık açmayı düşünüyorum. Burada hem diğer gelişmeleri, hem de önümüzdeki maçı konuşabiliriz. Ayrıca blogun sağ tarafına da bir kısayol ekleyerek; daimi yorumcularımız/arkadaşlarımızın gündeme dair diyeceklerini, bu başlıklar altında toplayabiliriz. Aksi halde, o gün yukarıda olan konu her neyse, onun altında farklı konular konuşuluyor. Böyle daha değerli toplu olur, hem de yazdıklarınız daha uzun süreli revaçta kalır diye düşünüyorum.

Maça gelirsek; öncelikle Galatasaray’ın nasıl bir takım olduğuna ve geçen sene Beşiktaş’ın zaman zaman Galatasaray maçlarında baskın olduğu vakit, “neyi doğru yaptığına” bakmak lazım.
Galatasaray rakibe önde baskı uygulayan, topu aldıktan sonra rakip ceza sahasını iyi çevreleyen; Selçuk yönetiminde hücum yönünü, şeklini rahatlıkla çevirebilen ve ceza sahasına koşu atan oyuncuların fazlalığıyla gol pozisyonuna girmekte sıkıntı çekmeyen bir takımdır. O nedenle Samet Hoca, bu kez mantıken stoper tercihini Escude’den yana kullanmalıdır. Çünkü Galatasaray hücumcularında Toraman’ı çabukluğuna değil, Escude’nin fiziğine ve pozisyon becerisine ihtiyaç vardır.

Beşiktaş’ın geçtiğimiz sezon Galatasaray’a orta sahada baskı uyguladığı zaman, maçın rengini ne denli değiştirdiğini hatırlarız. Özellikle normal sezonun ilk maçında… Hücum presini ön alanda başlatırsa Beşiktaş; hem Elmander, Umut gibi önemli ceza sahası golcülerini kaleden uzak tutmuş olur, hem de Selçuk, Melo gibi orta sahaların sahayı görmelerini engeller. Nitekim Veli bunu Avusturya – Türkiye maçında Selçuk’a karşı yapabilmiş, yüzünü rakip kaleye döndürmemişti maç boyunca.

Veli’nin varlığı önemli, bana göre Necip’in varlığı da… Orta sahada hem nitelik hem de nicelik üstünlük sağlamak için Hasan – Veli yeterli olmayabilir. Onlara kenardan gelecek Necip katkısı da, orta saha presini güçlendirecektir. Zaten Necip’in başarılı olduğu maçların belki de tamamı, kenar orta saha bölgesidir. Hemen gözümün önüne sağ çizgiden Almeida’ya attığı top, sol kanattan bireysel presiyle kapıp yine Almeida’ya yaptığı asist geldi mesela… Oralarda hücuma da katkı verebiliyor, ama asıl önemli katkısı pres, orta alanı doldurma gücü.
Mustafa Pektemek hem ikinci forvet, hem de kenar forvet olma adına şuan hazır gözükmüyor. Onu derbi maçları dışında hazırlamak daha mantıklı olacağından, bu maçta ilk 14 oyuncusu olabilir Oğuzhan’la birlikte. Oyunun akışı içersinde, önemli birer bench kozudur her ikisi de. Olcay Şahan’ı bu maçta kenarda değilde; merkezde “trequartista” rolünde görmeyi yeğlerdim, Bursa’nın Batalla’sı gibi… Çünkü hem orta sahada oyunun içinde olan, hem de gerekirse santraforun etrafında takılan ikinci forvet olabiliyor. Gayet net şutları ve iyi yerlere koşu atma becerisiyle; skora da katkı verebiliyor.

“Fernandes’in net bir mevkisi yok” diye bir tez vardır, ben de ona katılanlardanım. Hatta bundan geldiği dönemde bahsetmiş ve “sahte 7” gibi bir pozisyona daha uygun olacağına dem vurmuştum hatırlanırsa. Ancak bu durum, onun gereksiz bir oyuncu olduğunu göstermez. Net mevkisi olmasa da, sahada fark yaratan bir oyuncu olabiliyor. Bence o farkı Sneijder’in Ajax ve Schuster’li Real Madrid günlerinde olduğu gibi; “sol orta saha” bölgesinde daha rahat yaratabilir. Topu çizgiden alıp içlere kat etmesiyle; çok daha net şut ve derin pas opsiyonları bulabilir.

Derbi maçları çoğunlukla “deli işidir”, tarihsel gerçek bunu söyler. Arızalı oyuncular, böyle maçlarda kendilerini baskı altında hissetmediğinden olsa gerek; genelde olumlu anlamda katkı sağlarlar. Milan derbisi sabahında, iki kadının da bulunduğu yatağından alınıp maça götürülen Guiseppe Meazza’nın, maçta 3 gol atıp her şeyi unutturması gibi mesela…

Takım olarak henüz sakinlikle, akıllı oyunla sonuç alacak konuma gelmediysen; delilere ihtiyaç vardır, Batuhan gibi… Zaten işin oyunculuk kısmında; hem ayak hem de kafa şutlarındaki gol becerisiyle ve de sahada daha bir “golü arayan adam” tanımlamasıyla, Almeida’ya nazaran daha etkili olabilecek bir isimdir. Zaten transferi sonrası bana göre; ayrılmayı kafaya koymuş Almeida için “hayır, asıl ben istifa ediyorum…” demek lazımdır.

İlk haftanın ardından yazısı uzun oldu, ama konu da uzundu zaten. Her zaman hoca açıklama yapmayacak ve ardından derbi maçı olmayacak nitekim… İyi hafta sonları…

43 yorum:

BJK4EVER dedi ki...

Guzal yazi olmus. Aybaba'nin soylediklerinin ve dediklerinin coguna katiliyorum M.Pektemek haric. Mustafa'nin 85 yil evvel bir FB macindaki sol kenarda iyi oynamasina karsin son 1 senede kenarlarda ezildigini de gorduk.

Orta sahanin merkezinde 1 adam fazla bulundurma adina bir forveti kanada cekmeyi hicbir zaman anlamamisimdir, anlamam da. Tabii bunun dunya futbolundan basarili olmus ornekleri vardir. Henry, Villa, Podolski, Pedro ilk aklima gelenler, ancak Turkiye liginde ve ozellikle bu Besiktas takiminda bunun ise yarayacagini zannetmiyorum. Besiktas her halukarda baskili oynamali ve her halukarda 2 forvet ceza sahasinda veya cevresinde olmali.

siyahiforvet dedi ki...

11'de NEcip yerine Oğuzhan tercihiyle hem ortasahada pas yüzdesini yükseltip ayağımızda daha fazla top tutabilir ve ofansta daha etkili olabiliriz diye düşünüyorum. Oğuzhan rakibe baskı da yapan bir futbolcu NEcip'ten çok da aşağı kalmaz bence savunmaya yardımda.

Ekrem35 dedi ki...

quaresma başlığı altına bunları yazmıştım başlık açılınca buraya kopyalayım dedim umarım onaylarsın mustafa :) bu arada bu yazıda çok güzel bir yazı olmuş, ellerine sağlık



programda samet hoca'nın gençler ile ilgili yaptığı tespitler gerçekleri görmemizi sağlaması açısından şaşırtıcıydı. örneğin muhammed ile ilgili söylediği sözler çok çarpıcıydı. böylece neden hasan türk oynuyor da muhammed oynamıyor sorularını yanıtlamış oldu. necip için "bir hamle daha yapması lazım yoksa zor günler geçirir. necip'i ileri taşımak için elimizden geleni yapacağız" demesi de necip'teki düşüşün farkında olduğunu gösterdi.

veli için söyledikleri ise taraftarlarımız arasında veliyi beğenmeyen çoğunluğa izletilmesi gereken bölümdü bana göre.

özetle hoca gençlerimiz için bir şans ve bu şansı kullanmamız gerek.

son olrtak aklıma geldi hleb hocaya önerilmiş ve kabul etmemiş hoca neden olarak da " düşüşte olan oyuncuları almak istemiyorum" dedi. sonuna kadar arkasındayım bu görüşünün.

mustafa'nın dediği gibi hocanın konuşmasının %10luk kısmı için bir başlık açılabilir, uzun uzun konuşulabilir.

planck dedi ki...

Fernonun sola kaydırılması defansın önünde topla gevezelik yaparken top kaptırması ihtimalini ve kontraya çıkarken takımı yavaşlatması olasılığını da kaldırıyor. Hatta ortasaha presinden kurtulmuş halde top lması onu çok daha tehlikeli hale getirebilir. Ama GSnin ön alan baskısını fernosuz kırmak için oğuzhanın oynması lazım gibi geliyor bana.

Bjk_KnightS dedi ki...

Bende çift forvet oynanması gerektiğini düşününlerdenim. Ve hocanın sezon başında 4-3-1-2 deyip o taktiğe neden devam etmediğini anlamıyorum. Çünkü takımda tam anlamıyla tek kanat oyuncusu var o da ugur boral. O da bek oynuyor. Baska tam kanat oyuncusu yok. o zaman 4-4-2'den bahsetmek çok saçma. Olcay'ın da veriminin forvet arkasında daha iyi oldugunu gorduk. Ama necip görüşüne katılmıyorum. Her ne kadar top kapma ve baskı yapma ozellikleri kanata daha uygun olsa da dribling ve hızı kanata yeterli değil. Öyle olunca da çok fakir bir sağ kanat olur.

Almeida ve Fernandes'in gitme konusuna gelince. Almeida'nın gitmesi beni hiç üzmez. Fernandes'in ise iyi bir paraya gitmesi de üzmez ama keşke oyle birsey bu tarihe kalmasaydı ve yerine oyuncu transferi yapılsaydı. Çünkü sözlesmesi biten kelepir oyuncuların hepsi kendine klup buldu. Ama yine de 2sinin gitmesi min 20-25m euro (maasla birlikte) kazandırır klube. Kalan kadronun ilk 5e kalabilecegini hesap edersek cok da zararlı olmaz.

box2boxMC dedi ki...

Tamam Pektemek kanat gorunumlu 2.forvet oynasin ama diger kanatta safkan bi winger yok ki...
Umarim şu 4-3-3 ya da 4-2-3-1 sevdasindan kurtuluruz.

Hatirlarsan gecen sene bi kac mac 4-4-2, 4-4-1-1 bozmasi bi kac mac yapmistik ve Necip bu maclarda sag kanatta wide midfielder olarak bence cok basariliydi. 4-2-3-1 in kanadinda degilde 4-1-3-2 nin MCR sinde Oguzhan' la degismeli guzel bi sezon gecirebilir Necip.

Cartalete dedi ki...

Bence de Oğuzhan bu maçta rol almalı zaten; 60 sonrası, veya maç başında...

Önce Oğuzhan, sonra Necip tercihine de hayır diyemem ki daha mantıklı gelmeye başladı şuan. Nitekim geçen sezon 0-0'lık maçta Necip yorgun G.Saray orta sahasının karşısına sonradan sürülmüş ve çok etkili olmuştu, ta ki sakatlanana kadar.

Cartalete dedi ki...

Evet, Pektemek'in kenar forvet oynama handikabında; kendisinin kaleden uzak kalması dışında, ters tarafta net bir wingerın olmayışı da etkili.

Winger tanımlamasına en uygun düşen adam Erkan Kaş. Pektemek - Batuhan - Erkan Kaş olabilir mesela ama o sağ tarafa Holosko daha uygun zaten.

Yine en mantıklı gözükeni Pektemek'i, geçen yıl G.Saray'ın Necati'yi kullandığı gibi 4-1-3-2'de (ya da 4-4-2 varyasyonları diyelim kısaca) ikinci forvet oynatmak. Kayseri'de öyleydi galiba hazırlık maçında, etkili gözüküyordu.

Ama beni mutlu eden şey, hocanın Pektemek'i kenara çekmesindeki altında yatan amaç: ters akında forveti çiftlemek... Carvalhal'de yoktu mesela öyle bir dert.

planck dedi ki...

Şu takımın boyu kısa olsaydı da pektemekin karşısına simaoyu koyabilseydik..

Unknown dedi ki...

Bence sol bekte Emre'yi görürseniz şaşırmayın. İ.B.B. maçında defansif anlamda çok zorlandığını düşündüğüm Uğur'u tercih etmeyebilir. Oraya Escude'yi de tercih edip Toraman'a yer açabilir. Ayrıca Fernandes'i önde kullanmak presi ön alanda başlatan GS karşısında Beşiktaş'ın orta sahada oyun kuramamasına neden olabilir. Bu da geçen haftaki "mancınıkla hücum" absürdlüğünü tekrar izlememize yol açabilir. Orada Oğuzhan'ı kullanmak orta saha direncini kırabilir. Çok merak ediyorum ne olacak :)

box2boxMC dedi ki...

GS nin Selcuk İnan, Emre Colak orta sahasiyla oynadigi bi ortamda bizimi hala min 2 defansif orta saha takintisinda olmamiz yaraticiligimizi azaltan en buyuk etken. Koyacan gobege Ferdy- Veli yi, kanatlarada ugur- necip i, al sana tas gibi 4-4-2. Fernandes Valencia dan defansif orta saha olarak geldi hatta bazi maclarda defans oynamisligi bile var, biz adami burda 6 ay icinde 10 numara yaptik, takimin yildizi pozisyonuna getirdik, e o zaman adamin kosmamasi normal, ben olsam bende kosmam...

siyahiforvet dedi ki...

evet Necip sonradan girdiğinde, zaten yorgun olan rakip orta sahasına daha üst seviyede baskı yapabiliyor ki etkili de oluyor. Veli - Hasan - Oğuzhan üçlüsü ile başlayıp oyuna ya da skora göre birini çıkarıp Necip dahil olabilir.

If Only Cheerful dedi ki...

Hocam tebrik ediyorum muhteşem bir yazı olmuş ben de aynı düşüncelere sahibim. Samet Aybaba'nın üzerine çok geliniyor medya ve taraftar bazında ancak yaklaşık 15-20 senelik hocalık tecrübesi olan birisinin,üstelik altyapıya oldukça önem verdiği geçmiş örneklerle görülen bu hocanın biraz zamana ve en azından Schuster'e verilen destek kadar bir desteğe de ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Biraz sabır ile arkadan Hasan Türk,Kadir Arı,Erkan Kaş,Mami gelecektir.

yilmaz dedi ki...

fernandes'in geçen sene sıkışan bi maçın son 10-15 dakikasında kanatta oynadığını hatırlıyorum şampiyon olduğumuz sezonda yusufun oynadığı gibi.

çok etkili olmuştu. sanırım 3-2 kazandığımız antep maçıydı.

BJK4EVER dedi ki...

@box2boxmc

Aynen vallahi. Illa ki orta saha butunlugunu bozmamak istiyorsak 4-4-2'de orta sahanin kenari orta saha tipinde bir oyuncu yerlestirilir, ki Veli, Fernandes, Oguzhan, Necip, hepsi musait bunun icin. Necip'in gecen sene bu rolde cok iyi oynadigi bir Sivas maci var mesela.

------------McGregor------------

Hilbert---Sivok--Escude---U.Boral

Necip----Fernandes--Veli---Olcay

--------Mustafa---Batuhan---------

Boyle bir 11 neden olmasin? Bu kadar mi korkuyoruz rakipten, bu kadar mi kuculduk arkadas? Oldu olacak Mustafa da yedek kalsin, Olcay'i tek forvet yapalim....

Maxim Tsigalko dedi ki...

Ben yine aşağı yukarı aynı taktikle sahaya çıkacağımızı düşünüyorum. Bir tek Almeida ve Ferdi'nin durumları belli değil. Onlar oynamazsa Ferdi'nin yerine Oğuzhan ilk 11 başlar, Almeida'nın yerine de büyük ihtimal tek başına oralarda kaybolacak Pektemek.

Her ne kadar Samet Hoca'nın bir çok açıklamasını beğensem de bu şekilde bir değişiklik yapabileceğini sanmıyorum. Yine Toraman-Sivok defansı, tek forvet ve kalabalık orta saha ile çıkacağımızı düşünüyorum.

Osman Başyurt dedi ki...

Necip, Veli ve Hasan Türk üçlüsü yaptıkları presi eğer 70. dakikaya kadar sürdürebilirlerse bizim için iş kolaylaşır gibi geliyor.Daha sonra Oğuzhan'ın oyuna girişiyle belki Oğuzhan-Batuhan ikilisi iş yapabilir diye düşünüyorum.Fernandes'in kontra atakları yavaşlatma dezavantajını da onu orta sahada bekleterek yapabiliriz.Ki rakip atağa kalktığında Fernandes geri çekilmezse Semih ve Ujfalusi'de defans çizgisini çok ileri taşıyamaz.

Basar dedi ki...

@Cartalete

Ben "Hatta laf arasında ben İBB maçındaki Toraman tercihini de ayıkladım. “Hangi stoper oynayacak?” sorusuna, “şimdi arkadaşlar, kimi stoperimiz geri kaçmayı seviyor hızıyla; kimisi fiziğiyle karşılamayı. Biz de rakibe bakıyoruz, nasıl hücumcuları var, ona göre seçim yapıyoruz.” Buradan benim anladığım şey; İBB’nin direkt hücum yapısına daha uygun olduğu için Toraman tercih edildi. Savunma da ilk planda öne çıkan bir savunma olacağından, çok da haksız da sayılmazdı aslında. " yorumuna takıldım.

Büyük takımların oturmuş defansı ve savunma stratejisi olur. Birden fazla stratejisi olmaz. Örnek: Kadir-Ulvi-Gökhan-Recep. Sokaktaki çocuklara sorsan hafta sonu Gs'nin defansını dizer...Batuhan veya Almeida kalıplı adam, Gökhan Cam'ı oynatayım düşüncesi acaba Fatih Terim'in aklımdan geçmiş midir?

Toraman'ı oynatması 2 şekilde yorumlanabilir, ya Toraman'ı bir şekilde kayırıyor ya da Buca sendromunu üzerinden atamadığı için maça göre defans kuruyor.

Hafta sonu hocanın geleceğini garantiye almak için maçı beraberliğe bağlayacağını düşünüyorum. bence Orta sahada Veli ve Toraman, Hasan ile Necipten birisi ile birlikte oynatacak. Senin taktiğinin aynısını Toraman ile kuracak. Enerjik orta saha ile Gs'nin en verimli yerini pasifize edecek. Eğer bulursak golü ya duran toptan ya da Olcay'ın uzaktan şutundan sağlayabiliriz. Ben organize bir gol atacağımıza inanmıyorum.

Cartalete dedi ki...

Nereden başlasak :)

BJK4EVER, yazdığım kadrodan bahsediyorsan; bunu korkaklık olarak adletmemek lazım.

Bir rakip var, ligin en iyisi gözüküyor. En iyi olduğu özelliklerini çürütme ve üzerine, o çürütülen noktadan öne geçme durumudur orta sahayı kuvvetlendirme amacı.

Şöyle bir şey ön görüyorum; G.Saray çıkarken prese takılır ve arkada eksik yakalanır; defans ile orta saha arası bölgede Fernandes topu alır, rakibi dengesiz haldeyken yakalar. Veya Olcay...

Zaten tek nüans Pektemek yerine ikinci forvet gibi Olcay'ın tercih edilmesi gözüküyor. Burada da Pektemek'in hazır gözükmeyişi beni etkiledi. Bir de Olcay sanki o role daha yatkın, santraforu kullanmayı iyi biliyor. Mustafa en uç adamı olmayı seviyor gibi geldi bana.

Basar,

Toraman hamlesini haklı çıkartmak için değil, o hamleyi anlamaktı amaç. Yoksa bence de; kaleci, savunma 4'lüsü ve önündeki iki ortasaha, kemikleşmeli.

Ama geçiş döneminde de rakip forvete göre anti-tez düşünmek çok da ayıplayacağım bir şey değil.

Sefa Özçelik dedi ki...

Eğer ki sen "bir bildiği vardır" diyorsan bu dakikadan itibaren samet aybaba'yı anlamaya çalışacağım. Q7'yi mundar etmesi dışında yaptıklarının doğru olma ihtimali var demek ki.

Peki sence orta saha ve forvete takviye yapılmalı mı? Zenci bi forvet ve olcay gibi bi dinamo daha gelse hoş olmaz mı?

BJK4EVER dedi ki...

Senin yazdigin kadrodan ziyade her tek forvetli kadro icin soylemistim aslinda korkak kelimesini. Taktiksel olarak soylediklerine katiliyorum zaten. GS'nin, daha dogrusu Fatih Terim takimlarinin klasik ozelligi mutlaka pasla cikmasi ve on alanda pres yapmasi. O acidan orta alanda pres yapan oyuncu sayisini 2 ile sinirli tutmak hata olur evet, ama bunu 4-5'e cikarmaya da gerek yok. Sonucta rakip topla cikarken onlari eksik yakalayabilirsin, ki ozellikle Danny oynarsa bu ihtimal yukselir, ancak bunu pozisyona cevirecek sayida ve tarzda oyuncu da olmasi lazim. 1.95'lik Batuhan ve ona eslik edecek bir forvet oyuncusu bile olmadan (Olcay ozunde forvet degil) zor is bu. Almeida olmayacaksa bence Holosko-Mustafa ikilisi kesinlikle dusunulmeye deger, ozellikle Holosko oynarsa en azindan 1 tane 100% pozisyon yakalar, bundan adim gibi eminim. Onlarin arkasinda da Hasan-Veli-Necip-Fernandes-Oguzhan-Olcay'dan bir 4'lu kurarsin, bu da pres ve pas oyunu icin yeterli bir sayidir. GS'nin 2 kisiyle parselleyecegi orta alani 4-5 kisi ile parsellemek dogru olmaz. Bunu yaparsan kanatlarda eksik yakalanirsin ve sen ileride cogalamazken GS 40% topla oynama oraniyla ileride cogalip 5 pozisyon yakalayip 2 gol atar, maci da kaybedersin.

BJK4EVER dedi ki...

Bu arada stoper ikilisi hakkinda da birsey soylemek gerekir bence;
muhtemelen bu maca Terim Elmander-Umut ile baslar, Burak'i oynaytacagini zannetmiyorum acikcasi, oynatirsa da Elmander'in yerine alir, Umut'u kesinlikle kesmez. Bence mutlaka Escude-Sivok ile oynamaliyiz. Toraman'dan bariz daha tecrubeli ve sogukkanli olmalarinin yani sira geriden oyun kurmak onemli olacak. GS ligin en presli oynayan takimi ve hucum hattindaki 2 forvet de bu konuda uzman oyuncular. Stoperlerin geriden kaliteli top cikarmalari oyun kalitemiz acisindan sart ve bu is mancinik Toraman ile olmaz. O yuzden ayagina hakim Escude ve Sivok oynamali mutlaka. Samet hoca'nin Toraman'a bir ayri yaklastigini hepimiz anlamisizdir, ancak objektif kalmali ve Besiktas'i dusunmeli. Toraman'in bu macta sagbek veya stoper oynamasi bize zarar verir.

Cartalete dedi ki...

Sessiz Serenat,

Fernandes giderse (aslında gitmese de lazım ama tek kulvarlı sezonda gereksiz şişkinlik olur mu diye düşünüyorum) orta sahaya ihtiyaç var bence. Veli iyidir, ama halen net olarak "orada oynar" diyemiyorum. Şimdilik iyi kötürüyor.

Zenci forvete değil oraya lazım. :) Hasan ya da Oğuzhan'ın yanına, orta sahaya direnç katacak modelde bir oyuncu. Medo diye bir adam mesela Partizan'da, tam uyardı.

Forvet Almeida gitse de lazım değil bence. Çünkü Quaresma dönecek gibi gözüküyor ve düşünülen sistemde en uygun düştüğü yer 2. forvet. Bana kalırsa net bir ikinci forvet lazım takıma yabancı olarak. Ama 3.75 milyon alacak adam takımda kalacaksa, o oynasın.

BJK4EVER,

Haklısın o konuda, Mustafa Denizli çok yapıyodu onu. Sonuç aldığımız da oluyordu ama kaleye gidemiyordu takım genel olarak.

Ben zaten orta sahaya destek manasında bir tek Necip dedim. Olcay ve Fernandes düşüncem, onların hücum yönüyle alakalı. Kaldı ki Fernandes şuan takımın en iyi delici oyuncusu. Öyle de bir gerçek var...

yeronda dedi ki...

Yazı yine oldukça başarılı olmuş Mustafa.Samet Hocanın gelişi sadece ve sadece beni sevindirdi büyük beşiktaş camiasında sanırım.Çünkü herkesin dile getirdiği ve senin çokça üstünde durduğun gibi beşiktaş altyapısı ülkedeki en iyi nesili yakalamış ve bir üst seviye için hazırlamış durumdaydı.Hazır yd'den kalan enkazın hasar tespit çalışmaları sürerken ve elde Hocanında dün akşam dile getirdiği gibi "amrabatın maliyetinin 3te biri kadar" transfer bütçesi varken bu ülkede genç futbolcu yetiştirme,şans verme konusunda uzman ve aslında hepimizden çok beşiktaşlı Samet Aybaba varken başkasını düşünmek hem ona hemde camiaya en hafif tabirle saygısızlık sayılırdı.Bence yönetim maceralara atılmaktan vazgeçip doğru kararı Samet Hocayı göreve getirerek verdi.Açıkcası Samet Hocanın taktik bilgisi,genç futbolcu potansiyeli kavrama-değerlendirme eşiği,tecrübesi ve hatta kariyerine uzaktan yakından rakip olamayacak Aykut Kocamanın fenerbahçede bukadar hataya ve başarısızlığa rağmen camia tarafından sahiplenilmesi bile bütün beşiktaş destekçilerine bir ders olmalıdır ve bu düzlemde Samet Hocaya güven duyulmalıdır.Basit bir örnek olarak Bursaspordaki son döneminde herzamanki gibi gelir gelmez yine kendi ifadesiyle "düşüşte olan" ,(benim ifademle "takımın papazı" ),genel ifadede ise "takımın abilerini" takımdan uzaklaştırmış,yerine yakın gelecekte Türk futbol tarihinde bir devrim yapacak Bursasporun çekirdeği olan ozan ipek,sercan yıldırım,volkan şen vs. gibi gençleri henüz 17 yaşlarında as takıma hatta ilk 11 gözü kapalı koymuş ve yakın gelecekte olacak devrimi belkide dışarıdan gururla izlemiştir.Hep böyle olur zaten,birileri yetiştirir,birileri kaba tabirle "ekmeğini yer".Şenol Güneş-Fatih Terim örneğinde olduğu gibi.Herneyse dağılmadan konuyu toparlayarak devam edeyim.Takım sporları yapan,izleyen herkesin bildiği gibi başarı için en önemli şart istikrardır.İstikrar içinde zaman gerekir.Popüler tüketim toplumunun en büyük beklentisi herşeyin hemen olmasını istemektir.Oysa takım sporları istikrar ,çalışma azmi ve bilgi ister.Bu temel şartlar ancak ve ancak zaman&sabır verildiğinde ulaşılabilen bir "mavi nirvana"dır.Bütün dünyanın artık kabul ettiği (total futbol,tikitaka yada siz her ne isim veriyorsanız "O"nun merkezi )Barcelona bu günlere 30 yıl önce attığı temellerle geldi.Bize düşen bu futbol kültürünü aynen copy-paste yoluyla getirip kulübe uygulamak değil,kendi camiamızdan olana saygı duymak,zaman vermek,önyargısız olmaktır.Carlos Carvalhal portekizde kulüp bulamazken uefa liginde oynayan bir kulübe res'en atandı.Bende olsam her golde coşarım,türkçe birşeyler konuşup gönülleri çalarım.Burada bahsetmek istediğim carlosun samimiyetsiz olduğu değil aksine onun samimi olduğuna bende inandım ama ne olursa olsun o bir yabancıydı.Camiadan değildi.Milan camiası nasıl yüksek profilli Fatih Terimi ilk fırsatta kovup yerine camiadan birisi olan Ancelottiyi getiriyorsa bizde bu ülkede futbol oynayan ilk kulüp olarak kendi camiamızdan gelen futbol adamlarına saygı göstermeli,zamanı geldiğinde şans vermeliyiz.Konuyu yine dağıttım.Samet Aybabaya destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

yeronda dedi ki...

Galatasaray maçı özelinde taktiğin dışında bir öngörüm olacak.İlk maçımız olan İbb maçından sonra 11de oynayan birçok (tahminen 4 yada 5) futbolcunun sakatlanması Beşiktaş takımının kondisyon anlamında sezon başı kampını olumlu kullanamadığı anlamına geliyor.Kondisyoner istihdam edildi mi bilemiyorum ama Roland Koch’un gönderildiğinden haberimiz oldu.Gerçi takımı izlerken bile Kochun gönderildiği ortada zaten.Aksine Galatasarayda Amerika Milli Takımında Klismann ile çalışıp daha sonra 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında Türk milli takımında görev yapan amerikalı kondisyoner Scott Piri ile çalışıyor.2008’de milli takımın avrupa futbol şampiyonasında hemen her maçta son ana kadar mücadele etmesi ve hatta son anlarda kazanılan-uzatılan maçları düşününce ve geçen sene galatasarayda sezon boyunca nekadar çok maçı son dakikalarda ayakta kalarak kazandığı-kurtardığı düşünülürse Pazar gün ki maçta galatasarayın bize göre kondisyon açısından daha hazır,daha saldırgan ve iyi çalıştığı için ikili mücadelelerde daha dirençli olacağını düşünüyorum.Bu zaten kırılgan durumda ve bence lige hazır olmayan Beşiktaşı n maçta zor durumlara düşebileceğini,bundan sonrasında da halihazırda devam eden sorunlar yüzünden kapalıdan başlayan olumsuz homurtuların maçı iyiden iyiye beşiktaş açısından sabote edeceğini öngörmekteyim.Umarım bu durum olmaz.Galatasaray taktik açıdan bozulmayacak kadar müthiş bi takım değil.Zayıf karınların var ve aslında Samet Hocanın aklında düşündüğü ve yer yer örnekler verdiği taktik aslında tam da galatasaray gibi takımları yenmeye muktedir görülüyor.Tabii başta öngördüğüm felaket tablosu gerçek olmazsa.Sonuç benim için hiç önemli olmasa da Samet Hoca için Onunla beraber dua edenler arasında bende olacağım.

beagle dedi ki...

Yeri biraz alakasız olabilir ama son gönderi olması açısından ve Almeida'nın olası gidişi üzerine buraya yazıyorum. Altyapı maç videolarından ve Owen'ın Oktay'ın oynadığı yaştaki oyuncularımızı merak ettim. Recep Akkemik 94'lü ve her kategoride güzel sicili var. Bir de 94'lü Emirhan Atilla diye bir arkadaş Vieri/Ravanelli arası bir golle dikkatimi çekti. Fiziği iyi gibiydi ve ortalaması da 0,5 gol üzerindeydi U 18'de. Tabi ki Fevzi Can var ki bu sene A2'de başlıyor herhalde. Tescilli altyapı golcülerimizden Fevzi Can 18'den 4 ay aldı. Furkan Yaman da 17'den 9. ayını bitiriyor. İki sorum var genele 1- Emirhan ve Recep hakkında bilgisi olanlar paylaşabilir mi? Hakediyorlarsa biraz isimlerini duyuralım. 2-Fevzi ve Furkan'ın A takım idmanı görme yaşları hala gelmedi mi? Sanki elimizde gol atabilen oyuncular varmış gibi bu gençlere niye şans vermiyoruz( Tek santrafor oynayacaksak fiziken ölürler, o kabul. Ama bu sezon Batuhan'ın yanında bazı maçlar 10-15 dakika görebilmeliler ve belki biri ani gelişim gösterir ki yıllardır beklediğimiz kahramanımız olur. Artık çalım atanları değil gol atanları kahraman ilan etme zamanı geldi bence...

box2boxMC dedi ki...

Son Aykut-Alex gelismelerinden sonra, bizim yonetimin yerinde olsam yogun bi baski yapip Alex-Fernandes takasina girerim. Nasil onlar leş kargalari gibi zor zamanimizda bizim futbolculara üşüştülerse bizde yapalim aynisini. 4-2-3-1 oynayacaksak eger Alex o bolgenin piri. FB de 4-3-3 oynamayi düsunuyorsa Ferdy'ye hayir demez, tam bir win win durumu. Tabi biz Q7 yi elden cikarip onun maasindan kurtulabilirsek.

Bu arada Alex olayi disinda son gelismelerden anladigim butun Portekizliler gidecek.

BJK4EVER dedi ki...

Bir Besiktas'linin Alex ve Fernandes'in piyasa degerini esit olarak gormesi uzucu. Alex 34 yasinda, maksimum 1-2 sene daha oynayacak ve kariyeri dususte olan bir oyuncu iken Fernandes 24 yasinda tas gibi oyuncu. Alex bize faydali olur, ancak Fernandes'in piyasa degeri tahminen 8-10 milyon euro civarindadir, Alex'in piyasa degeri 1 milyon euro bile degildir.
Boyle bir takasi ancak FB uzerine cok cok ciddi bir rakam verirse makul gorebilirim.

Cartalete dedi ki...

Arkadaşlar bu Haftanın Ardından bölümüne, maç yazılarını da alıcaz. Hani sağdaki yere tıkladığınızda, Beşiktaş'la ilgili en güncel yazı ortaya çıkacak; gündemle alakalı şeyleri o başlık altında konuşabiliriz.

Aksi halde, alakasız bir konu altında yitip gidiyorlar.

-

Alex bitmiş gibi gözüküyordu en son. Bir de niye Fernandes'i veriyoruz ki? Biz sorunlu futbolcunun cebine para koyup gönderiyoruz, kulübüyle sorun yaşayan adamın karşılığında Ferdi'yi mi vericez? :) He, 15 milyon Euro gibi bir miktar para düşerlerse olabilir.

Portekizlilerin hepsi gidebilir, sorun yok. Mendes'ten de temelli kurtulmuş oluruz.

box2boxMC dedi ki...

Beyler tamam Ferdy daha gecen piyasa degeri daha yuksek filan ama bakin suraya yaziyorum, gecen sene Q7 den bekledigimiz ha oldu ha olacak performanslari Ferdy den gorecez. 2 mac sahane oynayacak 3 mac bos gececek. Kim ne derse desin ben Alex -Ferdy takasina varim eger 4-2-3-1 oyanayacaksak.
Gonul ister 4-1-3-2 oynayalim ve ferdy kalsin. Bu arada Alex in bitik oldugu dusuncesine katilmiorum. Aykut resmen Alex in kotu oynayacagi sekilde takimi oynatip bu yapacagi operasyon icin zemin hazirladi. Neyse fenerin ic iliskilerinden bize ne. Ferdy-Alex olmazsa Alex -Q7 yapalim o zaman :))

herkesebendencay dedi ki...

Uzundur takip ediyorum. Yorum yazmak bu güne kısmetmiş.
Öncelikle teşekkür ederim: üslup, gözlem, dil ve bilginin tüm unsurlarını taraftara aktardığın için. bütün bu meziyetler aşk'la da birleşince pek bi şahane oluyor.
Samet Hoca konusunun özellikle TRT'deki son programından sonra anlaşılır hale gelmesinden oldukça mutluyum. Sadece yazına eklemek istediğim ve her seferinde belki de senin de hatırlatman gereken kısım şudur:
Beşiktaş taraftar profili değişiyor.Benim neslimin radyodan az da olsa televizyondan kupaları şampiyonlukları değil "Beşiktaş" adını duyduğunda gözyaşlarını tutamadığı aşk yerini baika bi anlayışa bırakıyor.
Çok romantik oldu.
40 yılda bir yorum yapıyorum, umarım hoş görürsün.

Tekrar bu özverili çalışmalarından dolayı teşekkür edip, takibe devam ettiğimi söylemek istiyorum.

Sevgi ve muhabbetle kal.

BJK4EVER dedi ki...

Ferdi'den gorebiliriz, ama Ferdi'nin olusunun degeri Alex'in 3-4 kati zaten. Boyle bir takas olmaz, olmamali zaten.

Bu sisik fiyatlar varken Anadolu'dan oyuncu alinmasina karsiyim ben. Veysel Sari'yi bircok Besiktas'li istiyor, ama ben adim gibi eminim ki en buyuk etken futbolculugu falan degil Besiktas'li olusu (bkz Murat Ceylan). Baya macini seyrettim, hicbir arti ozelligi yok. Necip ve Veli'den hicbir farkini goremedim onun degerini 3-4 milyon euro kilacak, yani bir zamanlar bazi Besiktas'lilarin gozunde nasil Murat Ceylan 4-5 milyon euro ediyorsa Veysel de o sekil iste.

Alper Veli'den daha degisik meziyetlere sahip daha yetenekli, ama onun da benim gozumde degeri asla 4-5 milyon euro olamaz. Bu 2 oyuncu 800.000 euro'ya aldigimiz Olcay'dan cok daha iyi degil. Eskisehir'de on plana cikmalarinin nedeni acikcasi dusuk profilli takim olmasi, buyuk takimda ezilirler, tipki Ozer gibi. Benim gozumde Alper'in degeri 1-1.5 milyon euro, Veysel'in en fazla 0.5 milyon euro.

Ozan Ipek icin fazla sey soylemeye gerek yok. Turkiye'nin en iyi 'kanat' oyuncusu, ancak Bursa onu birakmaz, biraksa bile degerinin cok cok uzerinde astronomik bir rakama birakir, onu da biz bu sartlarda odeyemeyiz.

Almeida ve Fernandes gitmek istiyorsa gitmeli bence de, kalmak istemeyen oyuncu kalmamali, ama onlardan gelecek para daha mantikli harcanmali. Kulup bu ekonomik darbogazda iken fiyati 3-4 kat sisirilmis Anadolu topcularina parasini kaptirmamali.

BJK4EVER dedi ki...

Haha, telefonda eksibesiktas ve cartalete bloglari arasinda gidip gelince boyle oluyor herhalde. Eksi'ye yazmam gereken cevabi buraya yazmisim, kusura bakmayin. Sonra deli mi bu falan demeyin de.:)

Cartalete dedi ki...

Ben de diyorum ne Veysel'i, ne 3-4 milyonu. :)

Hirodes;

Eyvallah.

"Benim neslimin radyodan az da olsa televizyondan kupaları şampiyonlukları değil "Beşiktaş" adını duyduğunda gözyaşlarını tutamadığı aşk yerini baika bi anlayışa bırakıyor. "

Şu duyguyu ben de yaşıyorum, hatta 90'larda çocukken daha bir yaşıyorduk sanki. Hatta bir keresinde kuzenle radyodan haberler dinliyorduk, "Beşiktaş" diye söze girdi; kuzen "ya, Beşiktaş denince senin de böyle tüylerin diken diken oluyor mu durduk yere?"
Haydaa, hakikaten de öyleydi...

alper dedi ki...

Fernades-Alex takasına hayır diyenleri anlamakta zorlanırım.Alex i fenerbahçeden bir şekilde çıkarırsan karşılığında tüm Beşiktaşı versen bile fener ilk 3 e bile giremez alex siz.Biz şifo ile büyüdük.Şifodan sonra daha hala belimiz doğrulmadı.Alex yok Fener yok.en az 10 sene yazarım kayıp olarak fenere alex fitbolu bıraktığında.Fernandesi ise çok abarttığımızı düşünüyorum.hava topu varmı?ara pası varmı?asist sayısı ne kadar?şut ile kaç gol atmış?ceza sahası içinde kaç kez topla buluşuyor?kaç kez duran top kulanıp kaçını baraja çarptırmıyor?Oynasın oynasın da alex in 3-4 katı değil yani allah çarpar adamı.Stat kapısının önünde heykeli olan olacak olan bir adam değil nihayetinde.Almeida ise gitsin adağım var kurban kescem.Batuhan tek başına 3 Almeida yapar.Göz göre göre ofsaytta top bekleyip ofysatta iken top istemez.Metin Depeden bir kaç hava topu alır,daha girer çıkar daha sert saldırgan oynar vs vs.

Cartalete dedi ki...

Alex - Fernandes karşılaştırması işin futbolculuk tarafı değil ki.

Birisinin max 2 yıllık futbol ömrü kalmış (ki o ömürde, tam olarak bildiğimiz Alex de olmayacak) diğeri 26 yaşında ve her ne kadar bence de gözde fazla büyük görülse de; sonuçta etiket olarak büyük bir futbolcu. Ve takımda değeri en yüksek adam.

Alex'siz günlere Fenerbahçe'nin zor alışacağına ben de katılıyorum ama bunlar farklı konular.

Fernandes de, havaya girince bir takımı olağan üstü şekilde değiştiriyor; geçen sezonun Aralık-Ocak dönemi gibi.

Samet Aybaba'ya "hocam al Alex'i, ver Fernandes'i" diyen gazeteciye boşuna kızmışım meğer. .)

e.t. dedi ki...

geçen gün trt'deki programı ben de izledim ve şahsi düşüncem programın tam bir rezalet olduğu yönünde. hatta izleyiciye yönelik değil adeta gazetecilerin manşet aradığı bir programdan öteye geçemedi. bunun trt'de yaşanması ayrıca üzüntü verici bir durumdu ayrıca. neyse, aralardan ayıkladıklarım kadarıyla ben de samet hoca'ya olan inancım arttı ve en azından beşitaş'ı ve beşiktaş'ın geleceğini düşünen, bunun için ciddi kafa yoran birisinin td koltuğunda oturduğunu bilmek beni sevindirdi.

maça gelecek olursak. karar yine hocanın tabi de, bence sağ taraftan eboue'nin de -son maçta çok fazla yapmasa da- bolca ileri çıktığını düşünürsek o bölgede ne emre'yi ne de uğur'u kullanacağını düşünüyorum. sol bekte escude, önünde uğur oynayabilir gibi geliyor bana. belki yeterli sebep olmasa da 'genç oyucuyu bir oynatıp bir keserseniz özgüven kaybı yaşar' gibi bir söz edildi sanırım programda. buna dayanarak hasan veli ve fernandes'in oynayacağını ve ileride ise olcay mustafa holosko üçlüsü ile başlayacağını düşünüyorum.

ya da bir sürpriz yapıp toraman-fernandes ve kanatlarda uğur-olcay'lı bir 442 de görebiliriz. bakalım.

box2boxMC dedi ki...

Alex-Ferdi takasi icin oynanacak taktik uzerinden yorum yaptim ben. 4-2-3-1 oynayacaksak Alex ister 40 yasinda olsun cok net Ferdiden daha faydali olur. Bakin GS ye o forvet arkasini bulamadigi icin degistirdi taktigi, TS Jaja dan sonra o bolgenin yeni adamini bilamadigi icin cirpiniyor. Delgado o bolge icin bicilmis adamdi, kacirdik napalim. Yoksa tabiki Ferdi daha genc daha potansiyelli ama atacagi gol max 5, asist 10 olmaz. Fernandes elindeyse adamin asist oncesi paslar yapabilcegi bir yapi kuracaksin.
10 numaralardan bahsetmisken Bursa dan Batalla o bolge icin mukemmel gelisti ve bu sene tavan yapacak gibi. Adam hem atak baslatiyor hemde baslattigi atagi sonlandiriyor. Cok net bursa nin hucum hatti ne bizde ne trabzonda yok. Orta saha ve defansi biraz guclendirip alternatifli yaparlarsa ilk ikiyi zorlarlar..

BJK4EVER dedi ki...

Vallahi tam ilk cumleyi okudum o zaman 4-2-3-1 Battala da ideal adam, Fernandes ile Batalla'yi takas edelim o zaman diyecektim, yazinin devaminda gordum zaten.:)

Takas icin taktik bir anlam olusturmaz ki. Oyuncunun degerine bakarsin, oyle takas yaparsin. Alex'in su an piyasa degeri 1 milyon euro bile degil. Degil simdi, adamin 3-4 sene evvel kontrati biterken vs 1 tane talibi cikmadi. Bir ara Cruzeiro ve Hertha Berlin istemisti, onlar da muhtemelen 500.000 vs teklif etmislerdir olmamistir. Su an FB transfer listesine koysun Brezilya takimlari haric 1 tane teklif gelmez Alex'e, o da max 1 milyon euro olur.

Ama Fernandes'in olusu 5 milyon euro eder, olusu bak. Basinda konusulan 15 milyon euro gibi rakamlar bana biraz abartili geliyor, ama 8-12 arasi bir rakam Fernandes icin anormal degil bence. Ki gelen teklifler de varmis galiba. 8 milyon euro'luk adam verip 1 milyon euro'luk adam almak taktikle vs aciklanamaz. O zaman verelim Fernandes'i alalim Batalla'yi.:)

Bu arada 4-2-3-1 senin de dedigin gibi cok spesifik bir sistem. 4-4-2 veya 4-3-3'te esas adam yoktur, ama 4-2-3-1'de vardir. O esas adami bulamiyorsan vazgecersin o sistemden, bu kadar basit. Illa ki 10 numara diyorsak benim onerecegim adam Diego olur, o da bize tuzlu gelir. O yuzden forza 4-4-2.:)

borasahin dedi ki...

Yine guzel yorumlamissin. Genel olarak katiliyorum. Hicbir oyuncu ismi ne olursa olsun Besiktas kulubunden buyuk degildir. Once Besiktas, forma, sonra oyuncular gelir. Benim icin Fernandes, Q7, her ne kadar futbolu ve Besiktas'i onlarla sevsem de Metin, Ali, Feyyaz Besiktas ile ayni kategoride degildir. Fatih Terim GS'i ulvi bir hedef olarak gorup kendisini onun basarisina adamak suretiyle degerini yeniden uretmek ve arttirmak isterken biz de tek hedef Besiktas'i kullanarak onun uzerinden is yapmaya calisan insanlarla dolu. Ayni sey Fener ve Aziz icin de gecerli. Camia olarak bu agirligi koyamadigimiz surece zaten bizden bir cacik olmaz, olmuyor da...

Taktik, teknige gelirsek... Bu takimin sorunu hicbir zaman rakibi ters ve tek ayak ustunde yakalayamamasi. Ya top kazanamiyoruz, ya da cok yavas top cevirip, yardimlasmali oynama(ya)digimiz icin bireysel performanslarla sonuc almaya calisiyoruz. Hucumda cogalma, topsuz oyun, ceza sahasina birden fazla adam sokma yok. Bu yuzden bize karsi oynayan her takim cok iyi gorunuyor, cunku bir turlu aciklarini yakalayamiyoruz. Takimin kalitesi eksik denildi, Q7 ve Guti'nin yanina Simao ve Almeida getirildi. O zaman da cok net olarak bu transferlerin dogru olmadigini, bizi daha da statik bir takim yapacagini ve hicbir ise yaramayacagini dile getirmistim. Hatta 2004 Portekiz'ini de buna bir ornek olarak vermistim. Neyse... Bence bizim sorunumuz 4.3.3 ya da 4.2.3.1 degil, bicilen rollerle oyuncularin birbirlerine uymamasi. Mesela Mustafa Pektemek cizgide bir uzak forvet olarak hicbir ise yaramiyor. Daha once de bu isi yapamayacini dusunuyordum bence zaman bunu net bir sekilde gosterdi. Samet hocanin roportajini dinlemedim, biz onu cizgiye hapsetmekten ziyade forvete daha yakin dusunuyor ve tersten gelen tamamlayici olarak dusunuyoruz diyorsa daha anlamli, ama bu da tek basina bir anlam ifade etmiyor.

Netice olarak Besiktas'in ana odagi ligde basari. Avrupa'da basari sonra gelir. Kadro dizayni ve muhendisligi ona gore yapilmali. Barca oyle oynuyor, City bunu yapiyor diye biz de onu uygulamak zorunda degiliz. Bizim icin en uygunu neyse onu oynamaliyiz. Eldeki malzemeye bakmadan ben 10 yillik bir plan yapicam, sonra da soyle soyle oynayacagim demek de bir yoldur, ama bu yolun adami da Schuster ve Demiroren yonetimi hic degildir.

tearkan dedi ki...

rakipten çekinme düşüncesi bir yana, allah muhafaza, eğer geriye düşecek olursak bu takım şu karışıklık ve güvensizlik ortamında, takımdan önce quaresma diye bağıran bir tribünle o maçı çeviremez. bu nedenle topu ayakta tutan, erken bir gol bulmaya çalışan bir beşiktaş olmalı sahada. bu da ferdi'nin yanında oğuzhan'ın da oynamasını gerektirir. (ki sadece bu maç için değil her maçta ikisinin beraber oynamasını ve transferin bu ikiliye alternatif için yapılmasını tercih ederim)

adettendir

cenk

hilbert, sivok, escude, uğur

veli, oğuzhan, ferdi, olcay

batuhan, pektemek

beagle dedi ki...

e.t. müthiş analiz ve tahmin! Büyük olasılıkla Toraman, Escude ve Holosko'yu bu maçta göreceğiz. Korkudan gene 4-3-3 görünümlü 4-5-1 çıkacağız. Bu takıma Gordon'dan sonra düzgün top oynatmayı deneyen bütün hocalar (Scala, Bosque ve Schuster) 4-4-2 ye geçmeyi denediler ve bir süre başarısız olduklarına hemen bu sistem terkedildi. Halbuki birçok Beşiktaşlı 2 önlibero ile çaresizliğimizden utanarak maç kazanmaktansa adam gibi çift forvet, en az 1 açık gibi kanatla saldırıp kısa vadede maçı kaybedip büyüklüğümüzü kazanmayı tercih eder. Bizim ruhumuza işleyen sistemde sahada güvenilmez 10 numara değil, Metin Tekin vari kanat güzelliği yaratacak bir açığa, Rıza gibi, Walsh Gibi, Münch gibi etkili ve güvenilir "kimine göre vasat" adamlara yer var. Ve tabiki eli belinde beklemeyecek ileri ikili. Savunma hücum presle başlamıyorsa zaten arkaya sürekli önlibero eklemek gerekiyor. Peki ne yapmalı? Bir kere iki bek hareketli olmalı ki Hilbert ve Uğur tek mantıklı seçenekler. Fernandes bu takıma sadece orta-kenar arası bir yerde fazla zarar vermeden fayda yaratabilir. İdealen arkasında Hilbert olup Olcay ile ters kanatta yer alırsa hilbert bindirdikçe içeri giren, usülen de karşı beki karşılayan bir pozisyonda oynamalı. Merkezin tek mutlak adamı Oğuzhan, yanındaki işçi ise Duruma göre Hasan,Veli,Necip'den biri olabilir. İleride baskılı oynayacaksak Kule ve Fırsatçı koymalı ki Batuhan-Mustafa demek oluyor.
Mcgregor
Hilbert-Toraman-Escude-Uğur
Ferny-Oğuzhan-Veli-Olcay
Mustafa-Batuhan
Cesur oynarsak bu takım her rakibe epey sıkıntı yaratır. Çekinik oynarsak Batuhan yerine Holosko veya Akyüz ile koşularla fırsat yakalama denenir. Ve aslında Fernandez yerine Necip'i yeni Rıza olarak yetiştirirsek, daha fizikli bir takımımız olur. İnce işi Oğuzhan yeterince yapacaktır...
Dah zayıf rakiplerde Hasan ve Muhammed'i Veli ve Fernandez yerine adapte etmeye çalışabiliriz. bu da bizim evimizde şut, çalım, frikik, kafa topu, ara pası, kısa forvet vb hepsi olan anadolu takımı maçları çözümümüz olur. Bence artık sorunumuz yeni oyuncu almak değil eldekileri büyük sıkıntılarımızdan (Sivok,Almeida,Fernandez(merkez veya forvet arkası halleri)) kurtulan formasyon oluşturma noktasında. Ve tabiki Forvet Stoper ve Bek kalitelerimiz sorgulanabilir. Buralarda ilerideki iyileştirme noktalarımızdır.
Yarın derby günü ha. Hepimize futbol izleme zevkimizi geri getiren bir Beşiktaş diliyorum.

Cartalete dedi ki...

Drenthe transferi gerçekse, 4-4-2 sever arkadaşlar için iyi haber. :)
Onunla iyi bir 4-4-2 takımı olabilir Beşiktaş.

(beagle, deneme yorumu bırakmana gerek yok; ne yazsan geliyor. :) Yine de yorumunu kopyala bir yere tabi, hata verirse tekrar gönderirsin.)