Mancınıkla Hücum

Bir takımın stoperleriyle forvetler arası ne kadar uzaksa, o maçı kazanma ihtimali de bir o kadar uzaktır. Beşiktaş, ilk 20 dakika ila son 10 dakika arasında bunu yaptı ve kazanamadı. Çünkü maçın genelinde topun hakimiyetini kaybetti, rakibi önde karşılayamadı… Almeida’yla stoperlerin arasındaki mesafede, taksimetre hesabıyla 3.87 TL’lik bir uzaklık söz konusu olunca; top hücuma mancınıkla aktarılmaya çalışıldı.

Zaten sahadaki iki stoperin topla yetenekleri; ‘yanındaki stopere kısa pas’ veya ‘cepheye doğru şişirme’ ile sınırlıydı. Hem topla daha fazlasını yapabilecek, hem de rakibi geri kaçarak değil; önde basarak karşılayabilecek bir stoper olan Escude ise maçı kenardan izledi… Takım kaptanı, aynı zamanda ‘kadrolu 11 oyuncusu’ demekse; Toraman’ın defansif orta saha oynaması daha sağlıklıydı oysaki. Böylece golü getiren duran topu kazandırdığı gibi, enerjisiyle o boşluğu doldurabilirdi. Zira maç boyunca Beşiktaş orta sahası buna çok ihtiyaç duydu.

Çünkü mesafe uzak olunca, orta sahada Hasan Türk gibi cesur tercihler de anlamsızlaştı. Hasan Türk gibi, Oğuzhan gibi oyuncular; birbirlerine yakın oynayan, sahada dağılmayı bilen bir takım içersinde parıldarlar. Aksi halde “yok, çok eziliyor bu çocuk!” bakışlarına maruz kalırlar… Çünkü rakibin işgal ettiği koca bir alanda yalnızdırlar. 

Dakika 80’i gösterirken, ilk kez orta sahada 4 adamla basıldığını gördüm ve olduğum yerden hareketlendim; hatta üzerimden toz kalktı, uzun süre öyle beklediğimden olsa gerek… O pozisyonun sonunda Fernandes net şut açısı yakalamışken düşürüldü. Devamında o önde baskı, çok zorlayıcı olmasa da devam etti. Ama bu bile, İBB’nin telaş yapmasına yetti… Arada Necip’le iyi bir pozisyon yakalandı, sonrasında gol geldi; nerdeyse maç dönüyordu… 

Beşiktaş bu ön alan presini 10 dakikalık rastlantılarla değil de, genel oyun planı olarak özümserse; zirve yarışında kalacaktır. Çünkü mevcut takımın fark yaratması gereken yegane konu odur. Eğer pres yapılmaz, kaleden uzak kalınır; Mustafa Pektemek’in taç çizgisinde iki kişiyi çalımlayıp, pozisyon yaratması beklenirse; insanlar “Quaresma?” demeye başlar. Dedirtmemek için, sezon başından beri o bahsedilen “takım oyununun” çok geçmeden sahada gözükmesi gerekir. Takım demek, “her hattıyla yakın olmak” demektir. Gerçi, maçın başında daha Beşiktaş demeden Quaresma! diyen bir oluşum ortaya çıkmış galiba.

İlk maç, rakip İBB… Değil ilk maç, 27. maçta da mağlup edilememişti zaten geçmişte. Artık kısmet, 2070’lere… Fazla sorun etmeye gerek yok, yeter ki o son 10 dakikanın boyu uzasın zamanla. Daha bir genele yayılsın. Bu süreçte, daha çok duran top golüne ihtiyaç duyulacak. “Bu sezon 20’in üstünde duran top golü bulabilir Beşiktaş” şeklinde bir ön görüm vardı, ilki geldi…

Geçen sezon olduğu gibi, bu sezonun da gol açılışı Almeida’dan. Ama yakın zamanda, Batuhan tarafından kesilecekmiş gibi gelmeye başladı bana. Bir de şu var; çift forvet oynamak, esame listesinde iki tane forvet adı yazmakla olmuyor. Yoksa Toshack 3 forvetle oynuyordu; Ohen, Oktay ve stoperdeki Ertuğrul... Mustafa Pektemek'i 4-2-3-1'in kenarında Carvalhal da denedi çokça, olmadı. Onu kaleye yakın tutmak gerek, aksi halde o bölgede Akyüz daha ideal bir seçim olur. Koşu mesafesi daha uzun en azından...

47 yorum:

Batistuta35 dedi ki...

Aybaba'nın şu çift forvet mevzusuna takıldım ben de.Mustafa sağda başladı sonra sola geçti.Bildiğin sol knata gibi takıldı hele akyüz girdikten sonra iyice sola gömüldü.Yazıda dediğin gibi çift forvet 2 forveti isim oalrak oynatmak değil bölge oalrak forvette oynatmaktır.Ha illa böyle oynayacaksak sol kanat burak neden kadroda düşünülmüyor.Ayrıca hoşuma gitmese de madem forveti sola sağa hapsedeceğiz quaresmeyı affedelim o oynasın orda dah averimli olur.

BJK4EVER dedi ki...

Kusura bakma hocam, pres, takim oyunu vs hikaye. Oyun sikisinca yaratici oyuncuya ihtiyac duyuyorsun, yaratici oyuncun yoksa her zaman sikinti var. Oyuncular isterse 20 km kossun kisi basi, bu takimin gol ortalamasi max 45 gol, daha fazla degil. Bunun presle, takim oyunuyla vs alakasi yok, tamamen yetenek ve oyuncu profili ile alakasi var. Dengesiz kurulmus bir kadromuz var maalesef. Ugur Boral ve Erkan Kas dusuk profilli, yuksek profilli sol acigimiz var mi? Yok. Yuksek profili gectim, dusuk profilli sag acigimiz var mi? Yok. Muhammed Demirci disinda klasik forvet arkasi oyuncumuz var mi? Yok. Bitti gitti, bu kadar basit.

Cartalete dedi ki...

Onlar hikayeyse, son 2 sezondur namağlup şampiyon olmamız gerekirdi.

Fikir olarak çok ayrı düşüyoruz, o yüzden detaya gerek duymuyorum.

BJK4EVER dedi ki...

Son 2 sene cok kotu teknik direktorlerimiz oldu ve kadrodan maksimum verim alinamadi. Takim oyunu konusunda ayrica haklisin, ancak hersey dengede olmali. Pres yapan oyuncular da olmali, yaratici oyuncular da olmali. Senin dedigine gore son 2 sene dengesizlik varsa bu seneki dengesizlik daha da fazla. Sadece kosan yaraticiligi sifira yakin 4 orta saha oyuncusu, kendi pozisyonunu yaratamayip kendine yapilacak servise bagli 2 forvet. Real Madrid su an Ronaldo, Kaka, Di Maria, Mesut'u satsa, orta sahayi Diarra-Khedira-Xabi Alonso-Nuri'den kursa basarili olabilir mi? Bizimkisi ayni hesap.

Cartalete dedi ki...

Bu sezonun kadrosu, geçen seneden daha güçlü olsun diye kurulmadı. Ben bu pencereden bakıyorum ve maçı değerlendiriyorum, elimizde olan gerçekçi verilerle/oyuncularla.

Ha, doğru kurgulanırsa geçen seneden daha başarılı olunur tezim de sürmekte. Onun yolunu da kendimce her yazımda bahsediyorum sanırım.

Unknown dedi ki...

Oyun sıkıştığında oyunu acacak adam eksiltecek oyuncumuz yok. Forvetten ziyade kesinlikle krasic tarzı sag açığa ihtiyacımız var. Bu querasma ile olacak is degil. Kendine oynayan, defansa yardım etmeyen, yeri geldiginde degil durup dururken iki üç kişiyi calimlamaya çalışan ouerasma ile olacak is degil.

Unknown dedi ki...

Carteletta yazılarını hergün beğeniyle de okuyorum. Bununla birlikte İbrahim taramanın ne kadar mücadeleci de olsa bu takımda ne stoper ne de on libero olarak yerinin olmadıgını düşünüyorum. Bence ne kadar iyi kesici olursa olsun topu iyi kullanamayan birisi Beşiktaş'da on libero oynamamali. İnşallah Samet Aybaba İbrahim toromana yer acmak için takımın kimyası ile cok oynamaz

Cartalete dedi ki...

Zaten eğer Necip, girdiği pozisyon öncesindeki oyununu standard haline getirirse (hem dönen top alan, hem doğru oynayan), Toraman'a gerek kalmaz o bölgede. Zaten ben de çok meraklısı değilim, "oynarsa orada oynasın" diyorum. Ki orada top kazanma sorunu olduğu da bir gerçek.

Adımızı makarsa ismine çevirmeyeydin iyiydi. :)

BJK4EVER dedi ki...

Batuhan veya escude alinacagina yattara veya doka gelse iyi olmazmiydi? Bu kadroda muhammed veya buraka yer acilsa daha iyi olmaz mi?

Cartalete dedi ki...

Muhammed konusunda haklısın, sağ forvet gibi bir bölgede çok fark yaratır.

Ancak onun sahada sağlıklı işleyebilmesi için, hikaye dediğin unsurların hayata geçmesi gerekiyor öncelikle. Ki Muhammed havada uçuşan topları kovalamak yerine, presle önde kazanılmış ve kaleye yakın olan bölgelerde topu yakalasın. Takım yakın oynasın ki, topu aldığında pas seçenekleri artsın, yapılan yalancı koşularla önü açılsın vesaire.

Unknown dedi ki...

Beşiktaş'ın yaratıcı oyuncu eksikliğine katılıyorum özellikle de oyun sıkıştığı zaman adam eksiltip iyi orta yapacak oyunun iki yanını oynayacak bir sag açığa ihtiyac var. Forvetten önce ne yapıp edilmeli sag açik bulunmalı. İkinci olarak ey ouerasma diye bağıran seyirciler; besiktas düşmanı olsanız sahadaki futbolcuların moral ve konsantrasyonunu bu kadar bozamazsiniz. Bu adam yetenekli ama sadece o kadar. Takıma faydasından cok zararı var. Adam eksiltme özelliği tam aradığımız özellik ama bunu durup dururken hiç olmadık yerde şov amaçlı yapıyor. Oyun disiplini hiç yok. Tam bişeyler yapmaya başlıyor bu seferde ya sakatlik ya da Portekiz'e gidiyor bir ay ses seda yok. Yani ne oyun disiplini ne istikrar hiçbiri yok. Arkadaslar bu yazıyı bu saatte iinanin Beşiktaş'ı cok sevdiğim için yazıyorum, nasil daha iyi bir besiktas olabilir diye yazıyorum. Yoksa benim derdim ne ouerasma ne ouerasma diyen besiktas seyircisi. Besiktas herseyim benim.

helldoradotcom dedi ki...

Ugur, hilbert, pektemek oldukca kotulerdi. Pektemek kaleden uzak olunca top stop etmeyi de unutuyor galiba! Necip'in hucum zaafi gun gectikce daha da belirgin oluyor. Bu oyunla ilk 4 sira cok zor gorunuyor. Hele bir de sakatliklar baslayinca isler daha da siyahlasacak. Umarim escude ve o.han gelecekte daha fazla sure alir.

box2boxMC dedi ki...

Bu mudur yani, taktik 4-2-3-1 mi ? Herkes bunu kabullennis burda, sag acik sol acik lazim diyor!!
Gecen sene gün gibi acikken 4-4-1-1 in basarili olacagi, 4-3-3 saplantisindan butun sezonu heba ettik. Bu senede kadro uapisi itibariyle 4-1-3-2 en ideal dizilim olarak dururken hicbir sekilde şu kadroya uymayan 4-2-3-1 le basladik.

Bence şu kadronun en son oyniyacagi taktik 4-2-3-1 dir. Bi kere bu taktigi oynuyorsan elinde Alex, Diego, Delgado tarzi kisa mesafede ara palar atabilen, skora katki yapabilecek tam bir 10 numaraya ihtiyacin var. Kanatlarda pas oyunu yapabilecek, dikine adam gecebilecek adamlara ihtiyacin var. Ne o var ne o var. Zaten elinde Pektemek ve Almeida varsa, forvet hattini 2 olarak yazacsksin bi kere. Elinde Ferdy varsa orta sahayi 3 lu yazacaksin. Macina gorede diger kslan "1" i ya uclunu onune ya da gerisine koyarsin. Rahat maclarda 4-3-1-2 yaparsin one Muhammed ya da Olcay'i koyarsin. Zor msclarada 4-1-3-2 de "1" olarak Toraman'i koyarsin.

Genelde hep olumlu yazmaya calisirim sma bu geceki mactan sonra pek olumlu dusunemiyecem. Acikcasi buraya yazacak olumlu bisey bulamiyorum. Almeida kaldigi yerden devam, Batuhan 1-2 haftaya keser Almeidayi. Pektemek basi kesilmis tavuk gibi dolaniyordu kanatlarda.

enorton dedi ki...

Aybaba sene başından beri 4-1-3-2 oynayacağız diyordu. Beşiktaş yıllar sonra ilk kez çift santrafor oynayacak diyordu, defansa Escude gibi "topu bilen" bir adam alınmıştı, Fernandes derinde oynacaktı vs. Ancak sahaya çıkan takımda bunların hiçbirini göremedik. Sahadaki takım geçen senenin Q7- Simao lu bayık 4-3-3 den başka bişey değildi. Veli çıktı necip girdi oyun 4-2-3-1 e geldi ama takım daha kötüye gitti. Sanırım Aybaba kötü İBB geleneğimizden tırstı ve orta sahayı kalabalık kurmak istedi. Ancak haftaya GS maçında da bu tırsaklığı atamaz gibime geliyor.

İlk maç için konuşmak erken ama Toraman'ı stoperde gördüm mü deliriyorum. İlla oynayacaksa bence de ön libero oynasın.

Cenk çok iyiydi farkı önledi. Bunun dışında kimseyi beğenmedim. Fernandes son 10 dk açıldı. Olcay da aynı şekilde son 10 dk kendine geldi. Pektemek, Necip kötüye gidiyor. Sivok, Hilbert, U Boral beklentilerimin altındaydı. Hasan ı beğendim, hiç sırıtmadı. Veli iyiydi. Almeida yine umursuzca sahada dolaştı, Allahtan uzun boyu işe yaradı :)

Sonuç olarak bu sene işimizçok zor. Carteletenin de dediği gibi bu felsefe ile oynarsak, "Q7 niye yok" derler, ben bile derim...

ceyhun dedi ki...

toroman'ı uzun top oynamaması konusunda kimse uyarmıyor mu anlamıyorum. Yanında kendisinden top tekniği daha iyi olan 3 savunmacı varken her topu şişirmesine sebep olan özgüvenini birisi törpülesin artık lütfen. Tamam takım ve rakip de onu uzun oynamaya zorladı ama toroman da hiç naz yapmadı maşallah.

Beklerin kötü oyununa sebep hocanın onları frenlemesi bence. Neredeyse hiç bindirme yapmadılar. kaldı ki rakip sahada top çeviremedik ki onlar da topun kaybedilmeyeceğine güvenip pozisyonlarını terk edip bindirme yapsınlar, ver kaça girsinler.

Bence almeida yerine pektemek, pektemek yerine de akyüz ya da muhammed oynamalı. Almeida topu ilerde pas ile tutmaya çalışan takımın el freni oluyor bu statik haliyle. Belki batuhan fark yaratır bu anlamda.

Hasan'ın top ile arası gayet iyi. Takım yeter ki hızlı top yapıp birbirine yakın oynasın. Bu şekilde hasan da parlar takım da daha iyi oynar.

Takım olumlu sinyaller verdi zaman zaman, yeter ki üzerine konarak gidilebilsin. Aybaba bu işi çözecek bence.tek handikap toroman.

şu oyunun sıkıştığı zaman kilidi çözecek adam metaforundan da gına geldi. Oyunun sıkışmadığı, rakibin sizi rahat bıraktığı belirli anlar mı var ki sıkışması anında farklı şeyler bekleyelim. Sen her an takım halinde, birbirine yakın, yardımlaşan, topu boş alana hızlı taşıyan bir takım olmak durumundasın. O zaman da kişisel performanslara ihtiyaç duymazsın. Belki derbilerde ihtiyaç duyarsın ama lig de derbilerle değil diğer maçlarla kazanılıyor.

gökhan dedi ki...

keşke şöyle deneysel işler peşinde koşan bir teknik direktörümüz olsaydı. madem yüksek hedeflerimiz yok, bari sezondan keyif alırdık.

mesela 3-5-2 eldeki kadroyla ilginç olabilir. elinde hilbert ve ismail(şimdilik uğurla yetinsekte) gibi çift ciğerli adamlar var. toraman'dan vazgeçemiyorsun, almeida ve mustafa'dan aynı anda yararlanmak istiyorsun, e 3-5-2 ile dizil. bak juve bu şekilde şampiyon oldu, italya başarı ile uyguladı, yine 3'lü oynayan bi ton takım var. yani 3'lünün çağı geçti geyiği de yapılmaz. pirlon fernandes olur, vidalinde veli. bir de marchisio buldun mu gül gibi takım.

Unknown dedi ki...

Gökhan senin dediğine katılıyorum, belki derbi macları dısında 3-5-2 denenebilir. İbrahim toraman ancak bu sistemde sag stoper oynayabilir. Libero Sivok sol stoper Escude defansı oluşturur. Ortasahada topu defanstan fernandes alır ona yardımcı olarak Yanında Veli biraz önlerinde Oğuzhan oynar. Sag açik hilbert sol açik Olcay oynar. Forvete de bir uzun oyuncu ve ona yakın pektemek oynayabilir.

BJK4EVER dedi ki...

@Cartalete

Bunu soyleyebilmek icin once Muhammed'in oynamasi lazim. Sen 1 tane yaratici oyuncu oynatma, sonra pres yapamamaktan, takim oyunu oynamamaktan dem vur. Besiktas'in sikintisi pres, takim oyunu vs degil. Tamamiyle kadro yapisina baktigin zaman cok fazla tek tip oyuncu var. Bir takimi pozisyona sokan oyuncu acik veya 10 numara'dir, veya kendi pozisyonunu yaratan forvetleri vardir. Simdi ben bizim takima bakiyorum. Bir tane dunku IBB'deki Visca, Tom tipinde acik oyuncusu yok. 1 tane gercek anlamda 10 numarasi yok, Fernandes 10 numara falan degil, orta saha oyuncusu. Olcay Mehmet Topuz tarzinda teknigi ve yaraticiligi dusuk istikrari ve savunmasi olan "ofansif" orta saha oyuncusu, Veli'nin biraz daha iyisi. Holosko haric kendi pozisyonunu yaratabilen 1 tane forvet oyuncun yok, nasil pozisyona gireceksin? Dunku gibi orta sahada 40 yan pas yapip sonunda kaleciye donup topu sisirirsin. Neden? Orta sahada topu alip, donup ara pasi atacak adamin yok. Topu cizgide alip rakibi ekarte edecek oyuncun yok. Hepsi duz, yaraticiliktan uzak oyuncular. O zaman bu sekilde tikanip kalirsin tabii.

Ben bizi gecen senenin basindaki GS'ye cok benzetiyorum. Onlar da orta sahada Ayhan-Selcuk-Sabri gibi bir dizilisle cikiyordu, Elmander'i sol acik falan oynatiyordu. Ne zaman ki cift forvete donduler, orta sahaya 2 yaratici oyuncu (Colak, Engin, Kazim) koydular, seri galibiyet aldilar ve sampiyon oldular. Bizim yapacagimiz olay da bu iste. Biizm icin gayet basit ne yapacagimiz;

1 Cift forvete doneceksin, ama gercek anlaminda cift forvete.
2 Orta sahada ileriye donuk U.Boral, Olcay, Muhammed'den ikisi oynayacak, yoksa yaraticilik sikintisi oluyor, hatta Veli bile sol acikta olabilir.
3 Orta sahada 2 oyuncu bulunduracaksin. Takima 4 tane orta saha oyuncusu doldurunca orta sahada acik vermezsin diye bir olay yok. Dun gorduk iste. Tam aksine herkes birbirinin alanini tikiyor, sahayi genis tutamiyorsun ve bos kisa mesafeli yan pas disinda bir olay yapamiyorsun. Bizim 4 kisi ile yapamadigimiz orta alan parsellemesini GS Melo ve Selcuk ile yapiyor. Koyarsin Fernandes'i, yanina da supurucu rolunde duruma gore Toraman, Veli veya Necip.

Sadece bu 3 basit hamleyle daha mantikli ve iyi top oynayan bir takim oluruz. Sampiyon oluruz GS'yi yeneriz orasini bilemem, ama 45 dakika 0 sut gibi sacma istatistikler olmayacagindan eminim.

planck dedi ki...

İlk haftaların, maçlar ne kadar önemli maçlar da olsalar, bizim için hazırlık maçlarının devamı olucağı belliydi. Önemli olan 2-3 ay sonra artık takımın oturması, daha önemlisi aybabanın bu denemelerden hatalardan dersler çıkartabilmesi ve bunu oyun içinde görebilmemiz.

Yorumlara şöyle bir açıdan yaklaşmak istiyorum; avrupanın ortasıralarındaki bir takımda "yıldız", "yaratıcı oyuncu" gibi bulunması gibi bir zorunluluk yoktur, daha doğrusu olmamalıdır. Böyle oyuncular bana teknik direktörün yetersizliğini ifade eder açıkcası. Çünkü nice takımlar gördük ki bir alexi hagisi olmadan takım oyunu ile avrupada finaller oynadılar. Uyumlu, çalışkan ama "yıldız" olmayan ortasaha oyuncuları ve ortalama bir forvetler ile bir çok hucüm kombinasyonu yapılabilir. Dün Necip'in girdiği pozisyonda yaratıcı oyuncu kimdi mesela? Barça pozisyonlarının çoğuna verkaç ile girmiyor mu? Koşan oyuncunun önüne doğru zamanlama ile top bırakmak ne kadar zor olabilir? Hucümda herkes nereye koşacağını bilirse, yani basketbolda olduğu gibi, duran toplarda olduğu gibi pozisyonlar çalışılırsa gol sıkıntısı, pozisyon kısırlığı yaşamak gibi bir olay olamaz. Ki bu olay formasyondan da bağımsızdır. Antremanlarda 3-5 trick kullanarak pozisyon çalışmak, bunu maçlarda uygulamak zor olmamalı. Bu yüzden hucümda, özellikle set hucümlarında sıkıntı varsa bunda bence hata, eksiklik teknik direktördedir.

Gökhan dedi ki...

maç öncesi yazısında, olur da tek forvet oynayacak olursak demiştim, korktuğum ilk maçtan başımıza geldi.

hani tek forvet oynamak da dünyanın sonu değil tabi ama, madem tek forvet oynayacağız, bu kadroyla almeida-pektemek'ten biri oturmalı bence. eğer ters kanatta olcay yerine keita tarzı bir adam olsa, pektemek'in kanatta oynamasına eyvallah ama, öyle olmadığına göre, kanatta pektemek yerine direkt olarak o bölgenin adamını oynatmak lazım, ama net bir kanat oyuncumuz da fazla yok tabi.

gökhan'ın dediği gibi 3-5-2 de denenebilecek bir şey bence de;

toraman-sivok-escude
hilbert-olcay-fernandes-oğuzhan-ismail(uğur)
almeida-pektemek

fernandes'in durgunluğunda da, oğuzhan'ın oynamaması olduğunu düşünüyorum, yine her şey fernandes'ten beklenince, o da tek başına bir yere kadar idare edebiliyor.

olcay da olması gerektiğinden ileride kaldı bence, daha ortasahaya yakın oynayıp ileriye sürpriz koşular yapan tarzda oynatılsa daha etkili olabilirdi.

ama tabi şu da var, fener o kadar taraftarı önünde izmir'de elazğ'a karşı 1-1'i zor kurtardı, ki rakipleri 10 kişi kaldı.

biz belalımıza karşı olimpiyat'ta 1-1 berabere kaldık. o kadar da olumsuz düşünecek bir şey yok bence.

haftaya gs'yi yenersek bu maç tamamen unutulur, beraberlikte bile çok sıkıntı yaratacak bir ortam oluşmaz bence.

ama yeter ki yenilmeyelim.

beagle dedi ki...

Herkes beni linc edecek ama ben fernandes in buyuk problem almeida ve sivok un da besiktas'a kucuk geldigini dusunuyorum. Fernandes bireysel yetenekleri olan ama futbol oyununa hayri olmayan biri. 10 numara hayatta degi, gol,sut,kaleye gidis cok yetersiz. Onlibero degil savunmasi yok. Merkez orta saha degi, topu cok yavas kullaniyor ve keyfine bagli calisiyor,yani oyundan duser ve merkez coker. Oynamadigi maclar sistem olarak daha iyiyiz. Oguzhan kesinlikle tum takimda akisi hizlandiriyor, ters kanada toplari muthis. Hele yakininda Muhammed olunca cok etkili oldular. Onlarin yetenegi sahada olunca olcayin, akyuzun kosulari da ise yariyor, ortalar gelince de en etkisiz kalan santraforlar is yapacak. Hersey fernandes de tikaniyor. Tabi orta saha onun kadar top saklayamayan oyuncularda kuruldugunda stoperlerin etkin ve caydirici olmasi lazim ki belki escude ve ersan buna uyarlar. Sivok super adam kaciriyor ve sonra suc ustune kalmasin diye ters yone kaciyor. Gol aninda kadrajda olmadigindan hep elestiriden yirtiyor.

e.t. dedi ki...

güzel şeyler yazılıyor söyleniyor da , yazılan 352 dizilimlerinde 5 ortasahayla oynuyormuşsun gibi görünüyor ilk bakışta ama bu 352, haftalardır söylenen 442'den daha defansif değil mi zaten? ideal şartlarda uğur (ismail) ve hilbert zaten hücum çıkışlarını yapıyor, bu sadece toramana yer açmaya yarar.

onun dışında, ben de anlamıyorum bu 4231'i falan. o nedir yahu? dünkü gs 442 oynadı ve oyunun büyük bölümünde hamit sağda, selçuk-e.çolak ve selçuk-aydın oynadılar. sonuçlandırma anlamında pek pozisyon bulamasalar da iyi bi görüntü çizdiler. ha yarın öbür gün melo falan girecek bu takıma ama demek ki böyle de olabiliyormuş, onu gördük. biz de 442'de (fernandes=sbt)-veli/necip/hasan' lı ortasahalarla maça çıkmaktan korkmamalıyız bence.

son olarak, necip -özellikle hücum yönünden- eleştiriliyor falan ama, ben beğendim necip'i. m.topal, ernst ne kadar hücumcuysa o da o kadar işte, savunma anlamında da iyi işler yapmıyor değil, ki halen daha genç bir oyuncu.

ben bu takımdan umutluyum, en azından herkeste bir çaba var bu gelecek için iyiye işaret. yeter ki nihat'a, holosko'ya, hatta tabata'ya yaptığımız gibi olmayacak oyuncuları çizgiye itmeyelim.

iyi bayramlar.

BJK4EVER dedi ki...

Ben bunu 2 senedir soyluyorum zaten ama millet takmis kafayi 4-3-3, pres, orta saha ustunlugu, uzak forvet gibi kavramlara. GS tek onlibero Selcuk cikmaktan cekinmiyor, biz Fernandes'in aciklari ortaya cikmasin diye yanina 2 kosucu duz adam yerlestiriyoruz. Zaten iki takim arasindaki farki da bu mentalite farki yaratiyor. Gerci GS'nin avantaji forvetleri ve ofansif orta saha oyunculari dahil herkesin pres yapmasi ve orta sahada topu ayaklarinda tutmalarini saglayacak teknik oyuncularin fazlaligi, ama mesela biz niye hic U.Boral-Necip-Fernandes-Olcay gibi bir 4'lu orta saha ve gercek anlamda cift forvet ile cikmayiz anlamiyorum.

Cartalete dedi ki...

Zaten İBB maçında da orta sahada 2'den fazla adam yoktu ki.
Galatasaray farkı ön alan presiyle yaratıyor, böylelikle fazla hücumcu koyabiliyor sahaya. Beşiktaş'ın son maçtaki görüntüsüyle fazla hücumcu, yaratıcı adam koyulsa da çok şey değişmez.

Oyunu öne yıkmak için sadece adam değiştirmekle çözüm bulma arayışı PES, FIFA için bile sığ bir yöntem. Her sistemin, ideal oyuncu seçimleri dışında bir de ideal oyun anlayışı vardır. Savunmayı nerede kuracağın, presi nerede başlatacağın gibi konular.

Cartalete dedi ki...

Bir de; "bunlar hikaye, millet kafayı takmış" gibi genelde forumlarda görülen, soyut hedefe laf sokma uslubundan da haz etmediğimi söylemeliyim.

e.t. dedi ki...

yani biz 'kenardan izleyenler' olarak, şöyle olsa böyle olsa diyoruz yıllardır, ama dışarıdan, inşaatın birine bakıp da 'ne demir gitmiştir buna heaa' diyen adamlara benziyoruz herhalde. ama hadi biz böyleyiz, tamam da, onlar da hep kolon kesip binanın altına galeri yapmaya çalışıyorlar.

gerek mecburiyetten gerek maceradan dolayı, şu takımda -geçmiş yıllar da dahil olmak üzere- fm tabiriyle parlak yeşil'le oynayan kaç oyuncu var, yani kendine uygun gerçek mevkisinde?

geçmiş yıllarda olduğu gibi "umarım hoca en doğrusunu bulur zamanla ve takım rayına oturur" diyoruz. ve bu sene için en büyük umut en azından çabalayacak, vazgeçmeyecek oyunculardan kurulu bir takım olmamız.

yani: biz bıktık artık bu manzaradan. inşallah bu sene farklı olur.

e.t. dedi ki...

ve ek olarak, bazı yerlerde görüyorum, oyuncu bazında takımların a>b , x<y şeklinde kıyaslar yapılıyor. elbette kıyaslamalar olacak, ama bu şimdiden vah tüh demek için yeterli bir sebep değil.

bence esas olan, oyuncunun yeteneği ne olursa olsun, becerileri göz önünde bulundurularak doğru işlerle görevlerlenidirilmesi ve yardımlaşma,motivasyon, takım olma. görüldüğü gibi ilk unsur dışında gerisi çalışma ve kimya ile olacak şeyler.

umut bulut, geçen senenin gol kralı'nı , emre de 9 milyonluk amrabat'ı kesebilir. zamanla göreceğiz.

Cartalete dedi ki...

Zaten Emre Çolak zor kesilir, o sistem için çok kritik bir adam. Hem kanat vazifesi görüyor, hem de içlerde gezinip pas oyununa katkı sağlıyor. Pres gücü de fena değil. Amrabat keserse, sağda Hamit'i keser bence.

Umut zaten dediğim gibi, en iyi transfer. Keşke biz alsaydık.

BJK4EVER dedi ki...

Hasan Turk, Veli Fernandes, 3 orta saha oyuncusu iste. Fernandes gibi box to box bir adamin var, koy arkasini toplayacak Aurelio tarzinda bir oyuncu, yanina da 2 yaratici ofansif oyuncu koy, ileriye de gercek anlamda iki forvet, bak nasil duzeliyor takim. En azindan koca 45 dakikayi o sutla kapatmayiz.

e.t. cok dogru soyler. Yillardir antrenorler abuk subuk isler yapti bizde. Oyuncularin mevkileri degistirildi, sacma sapan takima uymayan sistemlerle oynadik, dengesiz kadrolar kuruldu.

Yillardir hareketli forvetlerimizi kanatlara koyduk hem kanatlari kitledik hem onlari korelttik. Defansta ideal bir ikili oturtamadik (Ferrari Sivok disinda) surekli bir rotasyon vardi. Yillardir orta saha ustunlugu elimize gecsin diye bizden cok zayif takimlara karsi bile 3, bazen 4 onlibero/orta saha tarzi adamla ciktik.

GS dunku macta mesela durup dururken Ujfalusi'yi yedek birakip G.Zan ile ciksa, Aydin'i takimdan kesip orta sahayi Ceyhun ile 3lese, Elmander'i sag aciga cekse dunku oyunu oynayabilir mi? Taslar oturur mu?

Ben sadece mantikli olan yapan bir antrenor istiyorum arkadas. Sol acik diye aldigimiz bir oyuncu ertesi sene onlibero olmasin. Forvet diye aldigimiz oyuncu maclarin 90%'inda sol/sag acik oynamasin. Almeida gibi bir forveti oynatip ayni anda aciksiz oynamayalim. Bize yaramadigi 2 yildir gozumuze sokulmus 4-3-3'e 3. yilda da taviz vermeyelim.

borasahin dedi ki...



Internet piyasasinda Almeida ve Fernandes ile ilgili gideceklerine dair haberler donuyor? Nedir durum? Bilgisi olan var mi?

Cartalete dedi ki...

Yalanlandı diyolar ama sanki öyle bir şey var. Bilhassa Almeida'nın vucud dilinden anlaşılıyordu.

Bu konuyla alakalı bir şeyler karalayasım var akşama.

beagle dedi ki...

Arkadaşlar hayal gücümüz biraz gördüklerimizle sınırlıdır. Ben 85'den beri izleyenler gurbundanım. "Yıldız" algısı konusunda büyük farklılıklarımız var. Futbol takım oyunu ve sistem işidir. Bir orta saha oyuncusu, hele toplar üstünde toplanacaksa, güzel, hızlı top dağıtmalıdır. 4-4-2 oynanacaksa 2 adamdan biri daha ofansif biri daha defansif olabilir. Ama merkezdeki adamlar hem iki ayakla da az çok vurmalı hem de bütün maç oyunda olmalıdır. Bu çok şey istemek değildir (Roy Keane, Mattheus, Şifo Mehmet, Tugay, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan vb bir sürü böyle adam gördük) Elimizdeki oyunculardan Oğuzhan ve Necip bu sinyali veriyorlar. 10 numaralar, Sergen, Hagi, Lincoln ve biraz Alex gibiler hep sahada bir ikinci adam ihtiyacı doğurur (Aurelio, Suat gibi) Eğer skor üzerinde mutlak etkinlerse (Hagi ve Alex) bu kabul edilebilir. Ancak sezonda 3-5 lig golü atan veya topa hakim olup oyunu yönlendiremeyen bir 10 numara (Fernandez, Tabata, Delgado, Ricardinho vb) kesin başarısızlık demektir. Ayrıca 10 numaraların oynadığı takımda mutlaka çok baskın (ya hız, ya teknik ya güç) bir olmalı (Hakan şükür, Amokachi,Van Hoojdonk gibi) Bu olmadığında, kazma dediğimiz adamlardan bir takım çıkarsak en azından daha dişli olur. Yeni Beşiktaş bu 10 numara veya şimdiki adıyla Fernandes bağımlılığından kurtulmadan kurulamayacaktır. İki sezondur 3-5 hazırlık maçında 4-4-2 gördük ve bunlarda Mehmet Akyüz koşarken etkili olduk. Umut Bulut Gs'de bu yüzden Baros'u, Burak'ı kesiyor. 4-4-2'nin çok özel oyuncular karşıda olmadıkça diğer tüm sistemlere galip geldiğini ise tartışmanın gereği bile yok. Elimizde orta saha ve forvette eksik değil fazla oyuncu var(Bence sağlam stoper ve sağbek eksik). Pektemek 4-4-2'de de gol atamazsa golcü gerekir) Topu topu 2-3 oyuncu iyileştirmesine ihtiyacı olan bir takımın bu kadar umutsuz olmasının sebebi fernandes yüzünden 4-3-3, 4-5-1 versiyonlarına mahkum kalması. Box to Box falan olduğuna katılmıyorum. Canı isterse 10 dakika box to box oynuyor da, topu ayağında tutup atakları inanılmaz yavaşlatıyor ve sol ayak eksiği vücut pozisyonu uygun olmadığında takımı topal bırakıyor.Mertan Aktaş'ın biraz geri çekilip topun olduğu her yerde olduğu 15-20 dakika bende çok büyük umut yarattı. Muhammedin de yaşı geldi. Bu çocukların Fernandes oynadığı sürece oynama, veya onlardan topu alıp sadece Almeida'ya oynadığı için kendilerini gösterme ve gelişme şansları da yok. Maçları bu gözle izleyin.Söylediklerimden birine bile katılıyorsanız ana fikrime katılmanız için yeterlidir.

planck dedi ki...

Batuhan'ın alınıp hala Lazoviç için tırmaladıklarına göre Almedia'nın gitmesi büyük ihtimal gibi. Ferno giderse ortasaha için çok üzülmem de duran toplarda çok sıkıntı olur gibi.

BJK4EVER dedi ki...

Everton ve Valencia'da box to box oynadi bu adam. Zaten FM'ye girip bakarsan mevki olarak MC yazar, Fernandes budur zaten, orta saha oyuncusudur. Onlibero degildir, forvet arkasi degildir, 10 numara degildir, box to box orta saha oyuncusudur. Yanina tamamlayici bir adam koyarsan mis gibi oynar, nasil ki Emre Belozoglu ve Selcuk Inan oynuyorsa.

Unknown dedi ki...

@beagle arkadasıma katılıyorum.. Bu kadar karamsar olmaya hiç gerek yok. Maçtaydım. Hemen çok organize oyun beklemek zaten hayalciliktir. Benim için bu senenin en biyik kazanımı temel futbol prensipleri üstüne her maç birşeyleri kalıcı hale getirebilmek ve en az 2 genç futbolcuya - Muhammed- Mertcan Aktaş ve Hasan) fazla süre verip ne yapabileceklerini görmektir. Aslında şu gençleşme meselesi de uzun uzun yorumlara gebe ancak şahsi kanaatim, gençleştirmek demek yıl sonunda alınacak sonuç ne olursa olsun Toraman yerine Atınç, Almeida yerine Batuhan, Uğur yerine Emreyi 34 maç oynatabilmektir. Ancak Samet hoca muhtemelen yönetiminde ekonomik baskısını hissederek bu kadar riski göze alamadı. Saygı duyarım. Ancak bu takımın en ihtiyacç duyacağı şey beraber oynamaya alışmaktır. Hemen böyle 2 maçta olmaz. En az 7-8 hafta gerekir. Öte yandan bir diğer gözlemim, Almeida'yı eğer talibi varsa mutlaka yollarım zira onunkisi mental.. Zira Fernandes'te de sıkıntılar var zorla koşuyor gibi. Tekrar ediyorum talipleri varsa derhal gönderilmelidirler zira biraz kaba olacak ama Anadolumuzda söylenen bir söz iyi açıklar durumu : "İshalli bir dana tüm sürüyü bozar." Sevgiler.

e.t. dedi ki...

son yapılan yorumlara ben de büyük ölçüde katılıyorum ve zaten lig başlayana kadar yakın geçmişte ne konuşuluyordu, özellikle bu blogda? hani bu sezon gençleri kazanma senesiydi, kaçıncı olursak olalımdı ama iki-üç genç kazansak bile kardaydıkdı. bazı şeyleri çok çabuk unuttuğumuzu düşünüyorum ben de.

cidden, fernandes'in, almeida'nın artıları/eksileri hakkında sayfalarca konuşabiliriz ama huzursuz ve mutsuz birini ne tutabiliriz ne de zaten biz isteriz.

hatta mümkünse ikisi birlikte 15m€ civarı bişeyler bırakıp da giderlerse, mutlu bile olurum. 'elano hesabı' ile birlikte 20m€ civarında bir miktara dahi ulaşılabilir.

fink-uğur inceman'ı nasıl izlediysek, zamanında veysel'i nasıl izlediysek, yine izleriz, yine destekleriz. eleştiririz de. ama kaprislerden, yabancılık ruhundan arınmış bir beşiktaş daha 'bizim' olur ve asıl o zaman bireylerin altında ezilmeyen daha büyük bir beşiktaş olur. -bence.

forma-aşkı dedi ki...

Geldiğimiz duruma hala inanamıyorum,bu taraftar profiline nasıl ulaştık hala inanamıyorum.Utanmasalar Querasma bu takımdan daha büyük diyecekler.Yanlış anlaşılmasın derdim Querasma değil,hatta tam aksine bu takımda bu sene bir portekizli oynayacaksa Fernandes ve Almeida'dan önce Querasma oynamalı düşüncesindeyim.Fernandes için bir çok eleştiri yaptım ama hiç bir zaman at gözlüğüyle bakmadım.Bu adamın vurdumduymaz halleri hep ortadaydı,bunu belirttikçe tepki aldım.Futbolculuğuna lafım yok ama Beşiktaş için ne kadarını verebildi.Hangi derbide Fernandes damgası vardı.Herşeyi geçtim koskoca Beşiktaş futbol takımı nasıl her zaman gitmek istiyorum diyen,en ufak bir açık yakalasa arkasına bakmadan kaçacak,paramı alamadım maça çıkmıyorum diyen bir adama bağlı bir sezon kurabilir,aklım almıyor.

Samet Aybaba'yı sevmem,diyor ya bunların babası izlerdi beni diye,babama sordum o da sevmezmiş,kuliscinin tekiydi der.O konuşurken aklıma Toraman geldi ya neyse,konu bu değil.Ne olursa olsun önce Beşikltaş derim hep,ona da eyvallah dedik,destek olduk hala da oluyorum,susuyorum ve izliyorum en ufak yanlışında üstüne zıplamak için değil,doğruyu bulduğunda helal olsun hoca utandırdın demek için bekliyorum.

Fikret Orman hep destek tam destek olduk.Taraftarın hoşuna gitmeyeceği şeyler yapacağız dedi ama gerçekten yanlış işler yapıyor,yine de bekliyoruz.Daha ilk sezonu biraz sabır,doğru yolu bulacaktı.Altınsay'ı kaybetmese bu kadar hata yapmazdı,yine de destek olacağım,olmalıyız.

Takımın daha doğrusu hocanın çözmesi gereken 2 problem var.

1-Almeida ve Fernandes gidecek mi kalacak mı?

2-Yönetime gidip diyecek ki Querasma'yı satamadınız,oyuncu benimdir -Senin Baros'u oynatmayacak bi takım gibi lüksün yok- keşke en balından doğru yol izlenseydi.

O kadar çok sorun var ki,takım değerlendirmesi bile yapamıyoruz.Hocanın ilk önce 4-3-3 saçmalığından vazgeçmesi gerekiyor.Belki de bu bloga Beşiktaş 3-5-2 oynamalı diye ilk yazan kişi benimdir.Geçen seneden beri bunu söylüyorum ama sanırım kafada böyle bir düşünce yok.O zaman bu takım 4-4-2 oynar.Hiç transfer yapamadığını farzet yine de oynar.Sene başında Umut Bulut en iyi seçenektir derken bi taraflarıyla gülen insanlar vardı çevremde,şimdi ağzı açık Umut Bulut izliyorlar.

Ben herşeye rağmen umutluyum,beklentim şampiyonluk değil.Bursa'dan Ozan İpek 4-4-2'nin solu için mutlaka alınmalı ama Necip'siz bir yol olsa çok da güzel olur.Bu kadar yazdım gönlümden geçen kadroyu yazayım.

-Cenk-

-Hilbert- -Sivok--Escude- -Boral-

-Olcay- -Veli- -Fernds- -Ozan İpek-

-Almeida- -Q7

Sezon içinde Veli yerine Hasan Türk ve Ferndas yerine Oğuzhan monte edilip,bu iki oyuncuyu çift yönlü kullabilecek bir potansiyel sağlanır ve Ersan zamanla stoper'e yerleştirilir ve Batuhan Almeida'nın yerini alırsa bu senenin en büyük kazancı bu olur.

Dip Not:Muhammet'i izleyip karar vermek en doğrusu,bu da hocanın işi.

Fly like an eagle dedi ki...

Görünen o ki Samet hocanın Toraman aşkı bitmeyecek. O zaman onu savunma ikilisi Sivok-Escude önünde oynatıp gerçek yerleri orta sahanın kanatları olan Hilbert- Uğur ile kanatları Veli- Fernandes ve önlerinde Oğuzhanlı bir orta saha, İlerde de 9 bucuk Olcay ve futbolculuk anlamında Almeida'dan her anlamda üstün bir Batuhan kadrosu bence çok daha verimli olacaktır. Dün gece uykum kaçtı, Bjktvde Alaves maçı vardı. O takımla şimdiki kadro arasında kalite farkı yok ama alan ve adam paylaşımı o kadar farklı ki.. Bahsettiğim 3-5-2 diziliş sadece sembolik. Aslında tüm dizilişler 4-4-2 dir bilirsiniz. Farkı yaratan, savunmacı ve hucumcuların oyunun 2 tarafında da bölgelerinin istediği şeyi yapabilmeleridir.. Kısaca toplu savunma toplu hücüm.. (Not: Adı, sanı yeteneği ne olursa olsun hiçbir futbolcu Beşiktaşımdan büyük değildi bundan sonrada olamaz..)

Cartalete dedi ki...

Hani şu Avrupa'dan men edilme belki uyanış olur dedim ama yok, taraftarlık algısı bitmiş. Geçmiş olsun...

Derbi öncesi futbolculara baklava yediren taraftardan, sadece kadroda olmayan bir oyuncuya destek olmak için tesis basan taraftara... Günün sonunda, Pazar günü topa vuracak 25 yaş ortalamalı takım; sırtına daha fazla stres yükleyerek topa vuracak.

Fly like an eagle dedi ki...

Aslında ciddi ciddi üniversitelerde tez konusu olabilecek bir olgudur bu taraftarın şaşkınlaşmadı durumu. Çözümü de o kadar basit ki.. Bizim gibi daha tecrübeli abilerin bu atarlı ergen zihniyetine bıkmadan usanmadan tane tane anlatması lazım geçmişteki o bizi diğerlerinden ayıran, herkesin ikinci takımı olmasını sağlatacak kadar vefakar ve takımına her ne sonuç alırsa alsın arkasında duran kıskanılan taraftar profilini. Açıkçası ben nicedir yapıyorum bunu. Genç arkadaşlarıma kardeşlerime anlatıyorum geçmişte neler yaşadığımızı ve şu an içinde bulunulan, isimlere kul köle olma zihniyetinin - sağolsun renkli basına da bu arada - bizim gibi halk takımı diye tabir edilen taraftar profili yapısına ne kadar ters oldugunu. Bu arada, Başkan başlangıçlı futbol komitesi grubu devamlı bir hamle gecikmesi de bu futbolcuya bağlı takım tutma şaşkınlığını körüklemekte hala. Bunun altyapısını oluşturan 8 senemizin heba edicisine girmek istemiyorum bile. İnşallah dediğin gibi sahaya futbol oynamak için çıkmış futbolcu arkadaşlarımızı küstürücü bir saçmalık yapılmaz pazar günü. Bu hakkaten geriyor beni. Bu tarz ergence çıkışları engellemenin tek yolu da Samet hocanın kadro seçimleri ve sonrasında gelen pozitif futbolun getireceği galibiyetler olacaktır kuşkusuz..

forma-aşkı dedi ki...

Olası senaryo şudur.Takım 20.nci dakikada kötü oyunla geri düşer,çıtırdan Querasma sesleri başlar.Hala statta bulunan aklı selim taraftarlar belki bunu bastırır ama olası bir ikinci gol sonrası stat Querasma diye inlemeye başlar.Hasan Türk şaşkındır aldığı topu nereye atacağını bilemez ve tribünden topçu mu bu yeaa serzenişleri başlar.

Ne mi olur Querasma affedilir ama en az 6 adam kaybedilir.Querasma sezon içinde iyi işler yapar belki de kötü oynar ama değişmeyecek tek gerçek Querasma sezon sonu elini kolunu sallayarak gider.Galatasaray ya da Fenerbahçe paraya kıyarsa formayı giyer,sağına soluna öpücükler kondurur.Bizim Umut Topçu'mu,Emenike 2.nci lig topçusu diyen,Cenk hata yapsa da küfretsem diye bekleyen taraftarımızda ağzı açık,1 sene önce,uğruna güya renklerine aşık olduğu takımına ihanet etmeyi göze aldığı topçuya sövmeye başlar.

forma-aşkı dedi ki...

Şunu bir kez daha söylemek gerekir,bu olayda en suçsuz kişi belki de Querasma ve yine bana göre bu konuda yönetim maalesef başarısız davrandı.

Ben Fikret Orman olsam sözleşmesinin son senesi olan Querasma ile yola devam etmeyi düşünmüyorsam onu kampa götürür ve hazırlık maçlarında oynatırdım.Yeni takım düzeninde Querasma denenirdi ve Samet AYbaba'da oyuncusuyla çalışma şansı bulurdu.Querasma için gelen teklifler değerlendirilir,teklif gelmezse de takımla çalışmaya devam ederdi.Hoca takdiri oynatır ve ya oynatmazdı.

Sen Querasma gitmezse bile takımda yer alamaz dersen,parasını vereceğiz oynatmayacağız dersen,yönetimsel yanlış yapmış olursun.Senin havaya atacak 3.75+Querasma giderleri gibi bir kalemin varsa Egemen'e verecek +1.5 milyon Euro ya da orta sahanın göbeğinde bu kadar eksiğin varken Ernst'e verecek +2 milyon euro yok mu diye sorar herkes.

Yarın öbür gün Querasma'yı affedince beni taraftar getirtti ulen sen de kimsin gördün mü triplerini yersin.Samet Aybaba'ya hani beni kadroya almıyordun ne oldu tavırlarını yersin.

Fikret Orman'ın iyi niyetinden hiç şüphem yok,bizden daha fazla Beşiktaş'ın menfaatlerini düşündüğünden hiç şüphem yok ama maalesef çok kritik bir kaç hataya imza attı,umarım bunlar acemilik dönemi yanlışlarıdır.

bqlv dedi ki...

şu malum taraftar profili ve duruşuna bakıyorum da; es kaza ibrahim altınsay ve temsil ettiği futbol aklı-zihniyeti görevde kalsalardı ve fikirlerini uygulamaya çalışsalardı başlarına neler gelecekti kim bilir ...

yeniden yapılanma, özkaynak, değerler gibi kavramları geçtim, birçoğumuzun içtenlikle hasret duyduğu takım olma fikri ve pozitif futbol olgusu bile çok geliyor bu saplantılı zihniyete

Ilyas dedi ki...

inanin düsündükce aglayasim geliyor. Nedir bu Allah askina? Adamlar Quaresma diye bagiriyor, Nevzat Demir'e gidiyor. Daha önemli isleri yokmu bunlarin? Illa Quaresma'yi istiyorlarsa gidip kombine, forma, Feda.. hepsini alsinlar. Adamlar derbi biletleri cok pahali diyor. Yönetim ne yapsin? Satilan Kombine sayisi 7000 civari. Simdi biletleri ucuz tutsalar, Kombine sahiplerine ayip olmazmi?

Valla inanin elimden geldigince yardim etmeye calisiyorum. Gecenler tam 27 FEDA t-shört'ü ismarladim Almanyaya, 24 tane yolladilar sesimi cikarmadim. Kirmizi formami getirtdim Türkiye'den ve simdi ta Almanyadan Derbiyi izlemeye ucacam insallah.
Ama bu is bir iki kisiyle olacak is degil, herkes elini tasinin altina sokmasi gerekiyor.

Inanin, bana Besiktas tarihini anlatan birisi olmadi, ama ben yinede kücüklügümden beri Besiktas diyorum, Besiktas tarihini az cok kendim ögrenmeye calisiyorum.
Millet klavya basinda sallamisini biliyor Quaresma diye ama is icraata gelince cit yok. Adam gecen sezon inidirime hazirim diyor, ama Yönetim istekde bulununca hayir diyor. Resman göz boyuyor ama bu taraftarlar görmemezlikten geliyor. Olmaz olsun böyle taraftar, hakikaten utaniyorum. Umarim statta problem cikarmazlar, yine ceza yersek cikamayiz bu isin icinden!

Neyse ben cok heyecanliyim herhalde.
Umarim Samet Hoca Pazar günü Toramani defans'ta oynatmayip cift forvet ile cikar maca. Almeida büyük bir ihtimalle sakat zaten, bu Batuhan icin sans olabilir. Oguzhan'in sakat olmasi cok büyük kayip ama bir kisim taraftar destek cikarsa maci kazanabiliriz bence.

Saygilarla
Ilyas

Cartalete dedi ki...

Bu konu, Galatasaray maçından daha önemli bir hal aldı. Şu sıralar, Quaresma eksenli değişen taraftarlık algısı konusunda uzun bir yazı yazmaktayım.

Sussam gönlüm razı değil meselesi...

Unknown dedi ki...

Sevgili Cartalete yazılarını beğenerek okuyorum. O iyimser yanını hiç öldürmemeni dilerim.
İ.B.B. maçına dair söylemek istediğim bir şey var. Futbol rakip takımı düşünmeden oynanmaz. İ.B.B. ligdeki 4. İstanbul takımı olması ve siyasi iktidarla yakın ilişkileri nedeniyle ısınamadığım ama bir futbolsever olarak da istikrarlı futbollarını, doğru transferlerini (Webo başta olmak üzere) çok takdir ettiğim bir takım. Beşiktaş'ın bir şanssızlığıydı ilk maç olması ve bence oturmuş bir takıma karşı bir puan iyi bir başlangıç. Buradan Beşiktaş'ın oyunu konusunda umutlu olduğum anlamı çıkmasın. En sinir olduğum durum Cartelete'nin de maç yorum başlığı olan şişirme toplarla hücum anlayışıydı. Yaratıcılık sadece yaratıcı oyuncularla sağlanmaz. Quaresma 5 tane futbolcunun arasından geçip trivela ile gol atabilir. Ama bence o gol Olcay'ın bu sezon başı attığı, Oğuzhan Almeida paslaşmasıyla başlayan, golden daha yaratıcı bir ruha sahip olamaz. Benim beklediğim takım böyle golleri atmalı.

Cartalete dedi ki...

İBB kesinlikle çok iyi bir takım. Hatta hücum hattı direkt; Arshavin, Kherzakov, Dzagoev tarzında; hızlıca ve uyumlu şekilde kaleye inen tipler. Daha çok büyüğün canını yakacaklardır.