Topsuz Karar

Hatalı pas, haliyle top kayıpları ve karşı atak… Spontane hücum etmek, haliyle golü oluruna ve kısmete bırakmak… Bunların birden fazla nedeni var elbette. Ama o nedenler aynı temel üzerinde buluşuyorlar: Hareketsiz oyun ve topu aldıktan sonra karar vermek, tabi zaman kalırsa...

Türk futbolcusu genelde “topu alma” hevesinde değildir. O nedenle topu almadan önce ne yapacağını bilmez, aynı zamanda kendini boşa da çıkarmaz. Topu aldıktan sonra pas verecek bir yer arayışı, rakibin pres yapması için yeterli zamandır. O nedenle istersen Guti veya Xavi yeteneğinde ol, daha önceden ne yapman gerektiğini bilmezsen; iyi bir pasör olamazsın. Zaten örneği verilen oyuncuların da özelliği, “topu almadan önce” etrafına bakınıp çevre kontrolü yapmaları ve ayağında top yokken zaten bir karara varmış olmalarıdır.

Oğuzhan ve Hasan Türk… Bugün “topsuz kararlarıyla” dikkat çekip, sahada parıldayan oyunculardı. Oyunu önce hayallerinde yönlendiriyorlardı, topu aldıktan sonra ise gerçek hayatta… Hasan Türk’ün Beşiktaş alt yapı deneyiminden başka bir şeyi olmamasına rağmen şimdiden bu seviyede olması oldukça umut verici… Aslında kendisini iki yıl önce Bakırköy Belediye Sahası’nın balçığında izlemiş ve o günden beri adını sayıklamış biri olarak, ortaya koyduğu farkın hiç de sürpriz olmadığını söyleyebilirim. Bununla yetinmeyip, çalışmayı kesmezse eğer; basamakları çok hızlı çıkacaktır.
Elbette bu işi önce AZ’de sonra da Arsenal’de mektebinden öğrenmiş Oğuzhan çok daha fazla öne çıkıyor. Fizik olarak 75 dakika aynı tempoda kalabilecek seviyeye gelirse, iki ceza sahası arasında ürkütücü bir oyuncu olabilir yakın zamanda. Evet, böylesine oyun zekasına sahip, atacağı bir pasla tüm alan savunmasını arafa düşürecek adamlar “ürkütücüdür”. Benim bu familya üyelerinden biriyle tanışmam 2000’in Beşiktaş – Barcelona olmuş; De La Pena'nın attığı uzun toplar bildiğiniz uçuk çıkartmıştı.

Fernandes’in orta saha yayında üst üste üç adamı düğümlemesi ve kanada doğru bir pas uzatması elbette herkesi mest eder nitelikte bir eylemdir. Ancak Fernandes’in böyle bir şeye zorunlu olması; aynı zamanda o takımın sağlıklı işlemediğini gösterir. Oysa Fernandes, etrafında ikiye bir yapabileceği, kendini boşa çıkarıp pas opsiyonu oluşturan birilerini görmüş olsa; topu kaptırma riskini çok daha aza indirerek, yine aynı sayıda rakibi oyundan düşürecek ve sonraki hareketini, bir önceki pozisyonda gereksiz şekilde efor sarf etmiş olmadan yapacaktır.

O nedenle Beşiktaş, Fernandes’in dışında Oğuzhan ve Hasan Türk gibi oyuncuları da kullanabileceği bir sistem oturtacak olursa birkaç level atlamış olacak; “daha basit oyun – topa daha fazla hüküm” orantısını yakalayacaktır. Topa daha fazla hükmeden taraf olmak, rakibi fizikten öte zihinsel olarak yoran bir şeydir. Yani maçta önce işler iyi gitmiyormuş gibi gözükür, ancak bakarsın ki 70-90 arasında birçok maç gelmiştir. Tıpkı 100. yılda olduğu gibi... Yani mesele Fernandes'i Giunti yapmaktan öte, etrafına bir Pancu bulmaktır biraz da...

32 yorum:

Unknown dedi ki...

kesinlike hasan türk oyun stili ve kullandığı ayak olarak gutiyi çok anımsatıyor.pas verip boşa çıkmama hastalığı hala sürüyor.topu ayağından çıkaran adeta mola alıyor kendine.Velinin bitmeyen enerjisi de ayrı.Sormak istediğim şey erkan kaş.Gerçekten iyi bi açık mı yoksa ben mi gözümde çok büyüttüm?
Yazı için ellerinize sağlık.Yine çok güzel bi' yazı olmuş.

BJK4EVER dedi ki...

Zorlasak Barcelona tarzinda bir sablon cikamaz mi bizden?
Orta sahada H.Turk-Fernandes-Oguzhan gibi bir 3'lu var, onlibero olarak Necip duruyor.
Messi/sahte 9 rolunde Muhammed veya Quaresma oynayabilir. Zaten Escude ve Sivok oyun kurma konusunda ligin en iyi 2 stoperi. Tek sikinti sanki sag ve sol forvette, cunku Holosko ve biraz Mustafa disinda buna uyan oyuncu yok gibi, ancak orta 3'lu gercekten pas alisverisi konusunda ekstra bir 3'lu, Fabregas'li versiyonu kullanirsak daha iyi olur. Tabii bu Barcelona oyun felsefesi ligimize uygun degil, ancak bir dusundugumuz zaman guzel duruyor aslinda.

-----------Mc Gregor-----------

Hilbert---Sivok--Escude---Ugur

-------------Necip------------

-------Oguzhan-----H.Turk------

----------Fernandes---------------

-------------------M.Demirci-----

------M.Pektemek------------

Cartalete dedi ki...

ferhat emre karagöz,

Erkan Kaş dripling konusunda ortalamanın üstünde bir oyuncu, önemli bir bench silahı olur bence şimdilik.

BJK4EVER,

Valla bence güzel 11. Fernandes solda, Sneijder gibi içe kat eden dış orta saha gibi. Pektemek de Pedro model biraz daha sağda, gol bölgesine sarkan kenar forvet. Yani topsuz oyunda sağa geçer, top bizdeyken merkezi karıştırır. Sahte 9 Muhammed. Zaten orta sahasından top çıkaran bir takımda, Muhammed'in en faydalı olacağı bölge orası bence de.

planck dedi ki...

topu almadan önce karar verme zaten tek pas oyununun olmazsa olmazıdır. bu yüzden busquets gibi bir adam barçada banko oynuyor. bizde ise (mesela toro) topu kontrol edersin, sonra biraz ileri itersin, sağa sola bakarsın, bir iki adım sürersin, sonra ya topu forvetlere şişirir yada aldığın adama geri verirsin. kanat değiştirirken bile topa min 8 kere dokunulduğu için karşı defans oturuyor ve kanat değiştirmenin anlamı kalmamış oluyor. tek pas, topu almadan napıcağını belirleme olaylarının 15-16 yaşında oturulması gerekiyor. A takıma geldiğinde bunu kanıksamamış adama anca basketteki gibi belirli bir hucüm şablonu verirsen böyle bişeyi ancak bir dereceye kadar yapar, ama beklenmedik anlarda yapması gerektiği zaman hata yapar.

ceyhun dedi ki...

işin aslı ben necip'in de ilk çıktığı günlerde buna dikkat ederek oynadığını, daha sonra toroman ve türevleriyle oynaya oynaya bu anlamda gerilediğini düşünüyorum. En azından topu doğru yerde almaya çalışıp optimum kullanma amacı vardı ilk zamanlarında. şimdi risksiz oynamaya alıştı o da.

Bjk_KnightS dedi ki...

Zaten barcelona altyapısının en önemli özelliklerinden biri o. La Liga'nın en kısa boylu, en çelimsiz takımı kaç senedir ligi tekelinde tutuyordu. Baskı gelmeden top çoktan çıkmış oluyor ayaklarından. Ve tabii bir arkadasları da fevalı boşa çıkmış oluyor.

Mourinho bu şekilde onları geçeyeceğini hissetti ve ligin en uzun boylu takımını kurdu. Fiziki üstünlükle ancak şampiyon olabildi.

Aslında takıma katılan genç isimleri gorunce diyoruz ki fizik olarak kendilerini geliştirmeleri lazım. Ama eğer mental olarak kuvvetli olsalar fizik olarak gücsüz olmaları göze batmayacak. Ama hem mental, hem fizik olarak güçsüz olunca ancak a2 topçusu olabiliyorsun. Zaten fizik olarak niye hazır olmazlar anlamam. Benim Bjk takımında oynama şansım olacak vücut geliştirme odasından çıkmam. Balotelli gibi adam o kadar yeteneği varken çalışıyor ve cok saglam vücut yapıyor. Ama bizimkilerin umrunda degil.

nuwanda dedi ki...

Öncelikle sağ bek konusunda Hilbert'in olmazsa olmaz olduğunu düşünüyorum. Orta sahada oynaması savunmayı çok etkiler(sağ bek alternatifi göremiyorum.). orta sahada oğuzhan ve fernandesin vazgeçilmez iki kişi olduğunu düşünüyorum. bence bizim olmazsa olmazlarımızdan ilki hucumcu bek ile oynamak olmalı. sağda hilbert ve solda uğur-ismail kilit oyuncular olacak.
-------Mc-----
-hilbert-sivok-ersan(escude)-uğur
-necip-oğuzhan-fernandes-olcay-
---------mustafa--almeida----

Basar dedi ki...

Sevgili Cartalete,

Yorumların ve pozitif yaklaşımın oldukça sevindirici ve genç oyunculardan bu yıl hepimiz olumlu gelişmeler bekliyoruz. Fakat yaptığımız hazırlık maçlarının standartı beni ciddi ciddi düşündürüyor.

Takımın, sistemin, taktiğin vb. oturması için 2. ve 3. ligden olduğu kadar, süper lig ayarındaki takımlarla da maç yapmamız gerekir diye düşünüyorum. Önümüzdeki hazırlık fikstürünü (ki lige birşey kalmadı) bilemiyorum ama Cİty maçı dışında hiçbir kulvarımızdaki takım ile maç yapmamış olmak beni gerçekten endişelendiriyor.

Genç kadro lige ısınana kadar çok sıkıntılı bir süreç geçirebiliriz. Oynadığımız kulvara daha yakın yabancı ve yerli takımlar ile maç yapmak bu süreci daha pürüzsüz geçirtebilirdi.

Bakalım... Meraklı ve umutluyuz, birkaç hafta içerisinde göreceğiz herşeyi artık.

box2boxMC dedi ki...

Genç kadro genç kadro dioruz ama ben pek genç göremiyorum.. 3 aşağı 5 yukarı ilk 11 aşağıdaki gibi olacak

mcgregor(30)
hilbert(27)-sivok(28)-escude(32)-ugur(30)

toraman(30)

oguzhan(19)-ferdy(26)-veli(23)

almeida(28)-pektemek(23)

şu kadronun tecrübesizlikten maç kaybedeceğini hiç sanmıyorum. Bence oldukçada dengeli tecrübeli bir kadro olmuş. Defans hattı en olgun çağında, ortasaha biraz daha genç dinamil isimlerden kurulu, forvet ise bir deneyimli bir genç.

Yedekler bile oldukça tecrübeli, genç olarak değerlendirebileceğimiz Oğuzhan, Muhammed ve Hasan Türk.

Hatırlatmak isterim geçen sene GS Semih Kaya ve Emre Çolak'la şampiyon oldu.

BJK4EVER dedi ki...

Beni hazirlik maclarindaki rakiplerin seviyesinden ziyade bizim takimimizin oyun kurgusu ve kadrolari dusunduruyor. Mutlaka cift forvet oynayacagiz diyen hoca hazirlik maclarinin neredeyse tamaminda tek forvet oynatti. Herhalde 5-6 mac yapmisizdir, 2 mac ust uste birbirine yakin 11 ile cikmadik. Henuz 4-1-3-2 mi oynayacagiz. 4-4-2 mi, 4-2-3-1 belli degil. Ligin baslamasina 2 hafta kala bunlarin en azindan belli olmasi lazimdi.

Cartalete dedi ki...

Yazıklarım umut aşılamak olarak gözükebilir ancak beklentinizin ne olduğu önemli. Ben yazarken, sıralama adına her hangi bir beklentim olmadan yazıyorum. Benim için bu sene öncelikli olan şey gereksizce şişirilmiş maaş ortalamasını düşürecek ve aralarında bazen genç oyuncuları da görebileceğimiz, takım halini almış bir Beşiktaş'tı.

Bir hesap yaptım; bu sene gönderilen ve gönderilmeye çalışılan (yani kadroda olmayan) oyuncularla, gelen oyuncular arasındaki maaş farko yıllık 8.350 milyon Euro. Yani bu haldeki Beşiktaş, tıpkı geçen sene gibi 4. olabilirse zaten geçmiş yıla nazaran daha başarılı olmuş olacak nazarımda.

Bjk_KnightS dedi ki...

Hem maaş olarak düştü. Hemde takım bir iskelet kazanmış olacak. Eğer lazovic transferi de olursa gerektiğinde fernandes'in oyun kurmasına yardım da eder.
mesela
mcgregor

hilbert toraman escude u.boral

veli fernandes oğuzhan

lazovic

almeida pektemek

kadrosu ile anadolu takımlarına karşı çıkaralıp çok rahat gol pozisyonlarına girilebilir. Sivok'u yabancı sınırından koymadım kadroya.

planck dedi ki...

Başka bir "zenci arkadaşın" adı daha geçiyor, amokachi tasiye etmiş diyorlar.

O değil de bizim yabancı sınırımız 3 olsun, zira hilbert-sivok-escude banko olacağı için yeni yabancı gelse bile bunlara dokunulmasın :) Bjk_KnightS Almeidayı çıkart, mc gregoru çıkart hatta fernoyu çıkart ama bu üçlüyü bozma bence :)

Basar dedi ki...

@Cartalete,
Hem maaş ortalamasını düşürüp hem de başa oynayamaz mıyız? Montpellier'i geçiyorum, Juve'nin yaptığını yapamaz mıyız mesela? Beşiktaş'ın hedefinin bu olması lazım. Pahallı kadro, ucuz kadro fark etmemesi lazım.

Açıkcası benimde beklentim bu, daha doğrusu buydu. Geçirdiğimiz hazırlık dönemi, yaptığımız hazırlık maçları ve eğer doğruysa hazırlık kampı yapmamış olan oyuncuların takıma katılması, Beşiktaş'ı hepimizin beklentisinin ötesinde yerlere götürebilir.

Bunlar dışında yeni oluşan iskelet, bence de çok kötü bir iskelet değil. Potansiyelli oyuncularımız var, daha sorunsuz bir kadromuz var. Ama bunlar tek başına yetmiyor. Bu takımın iyi bir hazırlık dönemi geçirdiğine ve Süper ligde karşılaşacağı düzeyde rakipler ile lige hazırlandığına inanmıyorum.

Not 1: Maaş ortalamasının düşmesi çok güzel ama bu düşüş takımın sorunlu futbolcularının gitmesi ile değil temelde en fazla savaşan 2 oyuncusunun gitmesi ile sağlandı.
Not 2: Geçen ay Bucaspor ile Beşiktaş'ı karıştırıp, radyoya "Galatasaray'a süprizimiz var" diye beyanat veren hocamızın Quaresma'yı GS maçında süpriz bir şekilde sahaya sürmesinden korkuyorum.

BJK4EVER dedi ki...

Maas konusunda pek katilmiyorum. Basar'in dedigi gibi Egemen ve Ernst tasarruf saglattirdi ancak takimin en cok mac yapan 2 oyuncusu idi bunlar. Escude Egemen'in yerini doldurur ancak sonucta yabanci, kontenjanin dusecegi ilerki yillar icin dezavantaj. Ernst'in yerine adam alinmadi, zor dolacak yeri. Yine alinan McGregor Cenk'ten cok ustun degil bence.
Ayrica tasarruf saglandi ama asil cok para kazanan ve nispeten az katki saglayan Holosko, Simao ve Quaresma hala Umraniye'de. Bu oyuncular da gitmis olsa ve yerlerine daha ucuz iyi yabancilar alinmis olsa ve tasarruf 15 milyona yaklasmis olsa tamam derim.

helldoradotcom dedi ki...

bu cuma oynanacak olan Kayseri maci lig icin onemli bir gosterge olacagini dusunuyorum. Hem dusunulen 11'i hem de kafadaki sistemi bize gosterecektir. Kayseri ligin iyi takimlarindan oldugu icin de city macindan cok daha cetin gecmesini bekliyorum. son olarak da toraman gitsin yerine necip-hasan-olcay kim gelirse gelsin..kaptansiz cikalim ona da raziyim. bir de kadro yapayim:
gregor
hilbert-sivok-escude-ugur
Olcay-Fernandes-Oguzhan-Akyuz
Almeida-Pektemek

Ilyas dedi ki...

@BJK4EVER.

Valla ben hala Ernst'in gitmesini fazla problem yapmiyorum, adam iyi bir profesyoneldi ama Futbol anlaminda olmazsa olmaz degil. En azindan son iki sezon icin bunu söyleyebilirim, yani onun yaptigi isi bir Hasan onun Maasinin belki 20'e birine yapar. O kadar iddialiyim yani.

Escude Egemen'in yerini doldurur. Farkettiysen sadece 2 yillik kontrat imzaladi zaten. Yani ileriki zamana düsünürsek, o zamana kadar Atinc zaten hazir duruma gelmis olacaktir bu ve gelecek yil kiralanirsa. Yani kontenjan acisindan hicbir problem cikmaz.
Besiktasin su an kaliteli yerli futbolcusu olmadigi tek bir mevki var, orasi'da Sag Bek. Bence Tanju yeterliydi ama Teknik Direktöün bilecegi is.

Tranfer sezonun bitmesine daha zaman var. Büyük bir ihtimalle zaten Simao gidecek bu hafta, geriye kaldi Holosko ve Quaresma. Bunlardan en azindan bir tanesi elimizde kalir bence ama hayirlisi olsun. Yönetimin bu kadar is yapmasi zaten bence büyük basari.

Adsız dedi ki...

Aynı meseleyi yani bir Pancu bulma konusunu Rüzgar Sağnak da bugünkü yazısında yazmış. Hatta ismen Pancu dahi demiş.

Ben de bu tespite katılıyorum. Etrafta Fernando Cavenaghi ismi geçiyor. Olursa bu tanıma cuk oturabilecek birisi (hatta ne kadar denirse açıklayabilmek için cukcukcuk şeklinde 30 defa ötülebilir). 29 yaşında ama Arjantin, Rus, Fransa, Brezilya, İspanya liglerinde kariyeri var. Hemen hepsinde de az veya çok boş geçmemiş. Sözleşme bedeli de olmayacakmış. Olur da transfer edilirse bu senenin modası gelsin 1 milyon avroluk biri daha diyebiliriz; yani mali açıdan.

Detaylarını bilmiyorum ama bu kadar gezip en sonunda River Plate'de oynamaya devam etmesinin nedeni bana Riquelme psikolojisi gibi geldi. Hani ben giderim gurbet ele ama aklım kalır River'da, meselesi gibi. Diyeceksiniz ki öyleyse bizde de sorun yaşamaz mı. Ortega olayını da aynı şekilde gördük mesela. Amma velakin eldeki imkanlar, bu imkanlarla yapılabilecek transferler ve bu transferlerdeki riskler topyekün değerlendirildiğinde, 4 defa Arjantin milli dahi olmuş bu kardeşimiz için böyle bir riskin alınabileceğini düşünüyorum.

Youtube görüntüleri vs gibi konulara girmedim. Girilirse zaten sosyal medya ortamlarındaki görüntülerde güzel atıyor maşallah.

Saygılar

Murat

Adsız dedi ki...

Hazır gelmişken bir de uçuş yapayım tam olsun.

Ben Samet Hoca'nın yerinde olsam, Cavenaghi transferini tamamlatıp devamında düşünmeden Gekas'ı da aldırırdım. Yabancı fazlalığı mı oluştu? Şut lazımsa al sana Holoşko, hatta gerekirse al sana Almeida. En azından bu evrende Holoşko'nun yapıp Akyüz'ün yapamayacağı bir işin var olduğuna inanmam çok zor. Aynı şey Almeida-Cavenaghi için de söylenebilir aslında.

Pektemek-Akyüz-Cavenaghi-Gekas (+Almeida. Kalsın madem. Mendes sakızı aromasının tadını unutup hayale daldık çünkü). Tek tek ne performans verecekleri tartışılabilir. Ama kesin olan ligimizde özellikleri bu kadar çeşit ve zengin olan başka bir ileri uç hattı kolay kolay olmaz.

Zor mu? Niye olsun. Cavenaghi'nin ve Gekas'ın sözleşmeleri ellerinde. Biri alır 1, diğeri 500bin. Holoşko'yu bedelsiz göndersek bile kardayız. Aslında ben bile yazarken cidden şaşırdım bu maliyet tablosuna. Ya da hala şaşırabiliyorum demek daha hayret verici olsa gerek. Sihirbaz Yıldo. Beşiktaş 8 yılda ne hale getirilmiş başka bir örnek.

Saygılar

Murat

Cartalete dedi ki...

Cavenaghi'yi Bordeaux günlerinden epey izlemişliğim vardır. 9.5 numaranın sözlük karşılığı gibi, sürekli geriden top alıp servis yapıyor. Bu özelliğiyle ceza sahası içi ve çevresinde çok etkili. Hem santrafor özelliği var hem de etrafını pozisyona sokma.

Bonservisi elindeyken bence de değerlendirebilinir. Ama bu durumda Almeida'nın satılışına hayır denmemeli.

Adsız dedi ki...

Zaten bence Almeida'nın satışına Cavenaghi'den bağımsız olarak dahi evet denmeli. Gekas Süper Lig'de 11 maçta 8 gol attı. Bizim tosun Almeida ise 34 maçta 14. Aslında rakam vermeye de gerek yok. Hem ne yaptıklarını biliyoruz hem de ihtiyacımız olan golcü özelliklerine hangisinin daha çok uyduğunu.

Almeida 2,5 milyon alıyor. Holosko indirimi kabul etti 1,2 milyon oldu. Toplamı 3,7. Cavenaghi-Gekas ikilisi en kötü 2 milyon aşağısına kapatılabilir. Yani eldekiler sözleşme bedeli almadan gönderilseler bile hem sportif hem de performans açısından pozitif hamle.

Cavenaghi'yi fazla izlemedim. Netten aldığım ecnebi yorumlar hızından ve olmadık işler yapabilmesinden bahsediyor. Maalesef içimden bir ses C-G ikilisini de geçtim sadece Cavenaghi'nin bile alınma işinin yatabileceğini söylüyor, malum burası Beşiktaş.

"Ben TD olsam" diye başlayan klasik cümleyle ideal kadroyu şöyle yapardım:

McGregor
Hilbert-Toraman-Escude-İsmail
Olcan-Fernandes-Hasan-Oğuzhan
Cavenaghi
Gekas

Bu sene sadece ligde olacağımıza göre gayet güzel oynarlardı.

Oysa şimdi hızlı hücum organizasyonlarında ver-kaç ve ara pas gibi bolca oyun görmeyi umarken bunları değerlendirecek isim Almeida olunca, olay yine kaçan pozisyon sonrası terlemiş ve başı önünde kendi sahasına doğru ağır ağır koşan adam formatına dönecek, korkum budur.

Saygılar

Murat

Tyler2Durden1 dedi ki...

@murat yorumlarin cok güzel seninle cok paralel düsünüyorum
almeida ya tosun demen cok hosuma gitti bazi t.d.lerin sevdigi tipte bir ileri uc oyuncusu olsada besiktasa uygun olmadigini düsünüyorum
C-g ikilisi cooook mantikli

box2boxMC dedi ki...

@cartalete hocam şu kombine ve forma satış rakamları çok sinirime dokunuyor, özellikle GS ve FB ile karşılaştırınca sebebi ne olursa olsun bu kadar fark olmamalı.

Bu konuyla ilgili bi yazı bekliyorum senden...

Jig§aW dedi ki...

cartalete;
sadece merak ettiğim için soruyorum. yok pahasına eskişehir'e giden erkut bu yapılanmada değerlendirilebilir miydi?

Bjk_KnightS dedi ki...

Ya olaya şu açıdan bakmak lazım. Almeida niye gitmiyor? yıldız olduğu için mi? yoksa talibi olmadıgı ya da istenilen ucretlere talip kotu gecen bir sezondan sonra bulunamayacagı icin mi? yoksa bence de Gekas ondan cok daha iyi bir performans gosterir. Haa su goruse de katılırım. 5-10 kaca satabilirsen satarsın. Daha uygun fiyata gelecek Gekas'la yerini fazlasıyla doldurursun. Ama yönetim bunları bence düsünemiyor. Cok acemiler...

Cartalete dedi ki...

Erkut olayında kendi gitmek istediği için bir şey diyemeyiz. Gelecek planlamasında olurdu ama bugünün planmasında pek şans bulamayabilirdi. Zira Muhammed hatta Mertcan Aktaş kadar taktiksel ve fiziksel olarak hazır değil gibi.

Serkan İncekara dedi ki...

http://this11.com/boards/abC8ytEaei.jpg

Benim 11 de bu.Şampiyon yapar:)

Adsız dedi ki...

Bu sezon sonunda yok pahasina Bobo'yu almadik.. Simdi yonetim tabiri caizse tirim tirim forvet ariyor.. Takimin icinden cikmis, tecrubeli, herkesin potansiyelini bildigi adami gidip almamak afedersiniz ahmakliktir, hele oyuncu Kayseri gibi bir kulube gittiyse ahmakligin daniskasidir.. Su KAyseri yonetimine helal olsun her sene bir 10 milyon dolarlik transfer iteliyorlar 3 buyuklere, seneye de Bobo'yu parlatip avrupaya satarlar..

Takim iyi hos guzel ama bir tane lider ruhlu oyuncu yok, fernandes o lider ruhlu oyuncu hic bir zaman olmadi.. Saha icersinde isler kotuye giderken takimi karizmasiyla itecek, takim sindiginde oyunculari sarsip kendine getirecek, tribunleri atesleyecek bir oyuncunun yoklugu derin bir sekilde hissediliyor..bu baglamda Egemen ve Ernst'in hatta Rustu'nun gidisleri takimi daha da basi bos birakti..

Cavenaghi transferi konusuluyor, River Plate formasi altinda lider ozelliklerini sergiliyor fakat Turkiye'ye ne kadar uyum saglar, Besiktas'i ne kadar sahiplenir soru isareti.. Belki oyun tarzlari bakimindan cok alakasiz bir alternatif olacak fakat Tuncay bu takimin aradigi lider ozelliklere sahip bir oyuncu, ozellikle ic saha maclarinda tribunu ve tum takimi atesleyecek mental ozelliklere sahip.. Kariyerinin son 4 senesi bosa gitti artik kendini ispat etmek istiyor, bence tuncay transferi sezon sonunda siralamadaki yerimizi en az iki tik yukariya tasir..

Adsız dedi ki...

Kulübün geldiği mali durumda taraftarın vermediği maddi destek iyi bir post olabilir bence de, ama onun yanında genelleme için kullandığım tabirle yeni nesil “ergen” taraftarın halleri ve bu hallerin prim yaptığı net ortamları da yazılsa hiç fena olmaz zannımca.

Beşiktaş'ı sadece bu son 8 senelik garabet yönetimle tanıyan ve bu şekilde işin yalnızca skor tabelası kısmına bakan bu gençlerin yok Q7, yok reyis gel kurtar bizi tadındaki lafları ve hezeyanla işi hakaret boyutuna getirmeleri yönetimdekileri bile sinir eder hale gelmiş. Doğru yaparlar, yanlış yaparlar, ama yadsıyamayacağımız gerçek bu adamların tonla sorunla uğraşmak durumunda oldukları ve seçimde alternatif olarak çıkanların da onlardan daha fazla güven vermediği.

Kafalarındaki kavram kargaşasına girmiyorum, tonla var. Ama bu kargaşalardan anlaşılan aslında hepsinin söylediğinin, belki farkında olarak belki de olmadan aynı şey olduğu. Gaza getirme ve yıldız transferleri gibi kulübü borca batıran yanlışların kaymak kısmını alarak kendilerine enjekte ettikleri ve sorun morun dinlemek istemedikleri anlaşılıyor. Yanlış hatırlamıyorsam Uefa'nın 2012 yılında devreye soktuğu yeni kriterlere göre yöneticilerin sorumlu oldukları kulübe borç dahi veremeyeceği bu ortamda seçim zamanı çıkıp “40-50 milyon koyacağız” laflarını edenler bile sanırım daha fazla prim yapmaktadır şu sıralar. Zaten bu kriterin de katkısı ile malum ex-başkan pılını pırtısını toplayıp gitmişti.

Gerek bu enjekte edilen karışım, gerek de ergenliğin getirdiği asi olma hormonuyla yansıtılanlar olan biteni değiştirmez amma, yönetimin acemiliğini hesaba kattığımızda, bu vaziyetin kulübün gidişatına ahmeti veliyi isterük tadında yeniçeri ayaklanması etkisi yaratması ve halihazırda ismini parlatmak isteyen bazı yöneticilerin “über ötesi” icraatlarını kabul ettirmeleri için zemin hazırlaması, sonuçları kötü bir olasılık olarak duruyor.

Borçlar ödenir, fazlalıklar atılır, genç oyuncularla yeni bir başlangıç dahi yapılabilir. Fakat bence bu 8 senenin en büyük tahribatı ortaya çıkan yeni jenerasyonda önemli bir yere sahip bu beklentilerdir. A.Yıldırım FB'de bunu aşmak için farklı bir yöntem kullanıp tek adam rolüne bürünmüştü. Öncelikle bu yaklaşım Beşiktaş'ın yaşını almış taraftarıyla yürümez, ben dahil bize ters anlayacağınız. İlaveten Beşiktaş'ın bir ucundan tutmaya çalışan o kadar farklı grup ve ilişki var ki, bunun olabilmesi zaten pek mümkün değil.

Hakkımızda hayırlısı neyse o olsun diyelim madem.

Saygılar

Murat

Cartalete dedi ki...

Taraftar profiliyle alakalı yaz sezonunda bir ara üst üste postlar geldi aslında, Gerçek Dünya'ya Hoş Geldin Beşiktaşlı gibi. Kendimi tekrar etmiş olurum sanırım bir yenisiyle.

Bence de şuan en büyük sorun taraftarın olaylara bakışı. Çözüm ise tek bence: kararlı olmak. Yani ne olursa olsun, bir prensip belirleyecek yönetim ve bundan asla caymayacak, bugünlerde olduğu gibi.

box2boxMC dedi ki...

Şu an öyle bir ortam oluştu ki sanki forma alanlar, kombine alanlar gerçek beşiktaşlı değil sadece reklam için alıyor. Gerçek beşiktaşlı olabilmek için sanki herşeyi eleştirmek gerekiyor.

Yaklaşık 20 senedir yılda en az 5 kere olmak kaydıyla maçlara giderim, Cola-Turca forma sponsoru olana kadar da 2-3 forma almışımdır. Bu 20 sene içinde de hep bilet alarak maçlara gittim, kombine almadım.
Bu sene bütün maçlara gitmeyeceğimi bile bile gittim aldım kombine, forma aldım, feda tshirtü aldım. Ha nooldu şimdi ben bilinçsiz hoppa taraftar mı oldum.

Yahu klübün durumu ortada, hala yönetime böyle yaparsa destek olurum, yok hesap sorarsa kombine alırım, yok samet gelmiş, yok kıl yok tüy... Ya arkadaş klüp batıyor daha ne bekliyorsunuz. Tamam bende şu ana kadar çok beğenmiyorum yeni yönetimin icraatlarını ama şu tabloda bu forma satış ve kombine adetleri içler acısı.

Nasıl zamanında tüpkafa bu klübün gerçek sahipleri kongre üyeleri dediği zaman taraftar ortalığı yıkmıştı, gerçek sahipleri taraftardır diye. Yok öyle bişey, biz sadece taraftarız ve taraftarlığımızı bilecez. Biraz sıkıntıda bu bence, Çarşı diye kendini adlandıran muhteşem taraftar grubu kendini BJK'nin üzerine çıkarıp, maçlarda takıma destekten çok kendi şovlarını yapmaktan başka birşey yapmadılar. Parselledikleri kapalı tribünde de insanlara rahat rahat maç izlettirmediler. Sırf o keşmekeşe girmemek için gidip yeni açıktan kombine alıp insan gibi maç izlerim.

ceyhun dedi ki...

hocam kayserispor maçının özetini izledim. Almeida kaçırdığı goller yüzünden çok eleştirildi ama müthiş pas yapmış. Gol pası da, diagonel pasları da :) müthiş yapmış. Bu şekilde devam ederse onun yerine başkasına ihtiyaç yok gibi.