Dolmabahçe Yolu Değil, Rakip Ceza Sahası


Geçtiğimiz günlerde ben de memleketin %80’inde olduğu gibi gribal enfeksiyonla tanıştım. Pazar akşamından bu yana antibiyotik olması maksadıyla Beşiktaş’ın son Antalyaspor maç özetini izleyip duruyorum ve işe yarıyor da… Özellikle 1. ve 4. goller direkt şifa kaynağı oldu. Nitekim aşağıdaki fotoğraf ilk golün öncesinden: Beşiktaş yerleşik savunma yapan Antalyaspor’a karşı “eşit oyuncu sayısıyla (6)” hücum ediyor… Ve bu bir seferlik olan bir şey değil; hemen her atakta bu “hızlı çoğalma” olayı gerçekleşiyor.

Bundan daha fazla Beşiktaş formalı insanı, ancak maç günleri o ağaçlı ve büyülü Dolmabahçe yolunda görebilirsiniz. Düne kadar değil 6 kişi, 2 adamla hücum ediyordu Beşiktaş; kanattan 5 kişiyi çalımlamakla yükümlü bir winger ve 5 savunmacı arasında kafa topu bekleyen tek santrafor…  Şimdilerde ise 4. golde olduğu gibi; takım 5 adamla hücum ederken top, o 5 adamın da ayağına değerek gole çevriliyor. Çünkü son derece bilinçli ve yardımlaşmalı ataklar söz konusu.

Beşiktaş her dönem zaman zaman iyi bir savunma takımı oldu ama şu görüntüyü görmeyeli uzun zaman olmuştu. Belki biraz Rasim Kara döneminde böyle hücum ediyordu takım, o kadar… O yüzden akıl tutulmasıyla yenilen gollere bile kızgınlığım iki-üç saniye ile sınırlı kalıyor. Çünkü gerçekten gerisi “düzeltilebilir” teferruat.

Diyeceğim odur ki; Beşiktaş bu sene kesinlikle “güzel takım ama yarışamaz” kategorisinde değil. Güzel ve zirve yarışı yapabilecek bir takım. O yüzden bu devre arası çok önemli. İsmail’in uzayan yokluğunda mutlaka takıma savunma dengesi kazandıracak bir sol bek transferi şart. Keza kenar forvet bölgesine de, en azından alternatif bir isim… Ve bu "yakın oynayan" takımda süre aldıkça fark yaratıp, tıpkı Oğuzhan'da olduğu gibi "neredeydi şimdiye kadar?" dedirtme ihtimali olan Muhammed biraz takıma ısınsın...

Şampiyonlar Ligi’nden gelecek para, 1 milyon FEDA tişörtüyle karşılanamayacak miktarda. O yüzden bu “güzel takıma” yazık olmasın; ilk 2 için sonuna kadar yarışsın! İçten içe beslediğim duyguları dışa aktarayım dedim...

49 yorum:

Unknown dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum. Örneğin Samet hoca bile bence takımın bu kadar iştahlı oynayacağına inanmıyordu bence. Taktiksel katkısı ve oyuncu seçimlerini hala tartışıyorum ancak son 3-4 senede iyice erozyona ugrayan arkadaşlık seviyesini yükseltmesi takım olgusunu kazandırmasına saygı duyuyorum. Ancak şahsi kanaatim bu takım malumunuz dış etkenler ( Hakem hataları, rakiplerin bir şekilde yarışta tutulması vs ) olmadığı sürece bı yarışta bu oynama hevesiyle kalacak gibi duruyor. Bu zaten olağanüstü keyif verici. Düşünsenize son 5 haftada ilk 2 deyiz ve herhangi bir rakiple başabaş kalmışız. Hastane odalarının çeşitli departmanlarında şimdiden yer ayrılsın :D

Sadede gelelim. Artık bu takımın teknik adamı, sezon başındaki hedef kararsızlığına nokta koyup bence bas bas bağıran resmi hedefi taraftarına anlatmak mecburiyetindedir. Adım adım hafta hafta sıralamadaki yere de bakılarak hiç haz etmediğim bu futbol kamuoyununun iç ve dış cambazlarına, çakallarına rağmen doğru zamanlarda doğru açıklamalar yaparak takımına olan güvenini her fırsatta dile getirmelidir. Futbolcusunu niyeti kötü basın mensuplarının önüne atmamalıdır. Puan kayıpları da olabilir kuşkusuz ama işte o zamanlarda hedefimizden sapma yok diyerek özgüveni hep sıcak tutmalıdır.


Çünkü bir oyuncu grubunun kenetlenişi bugüne kadar oluşturulmuş en efsane taktiklerden üstündür ve teknik adamın elindeki en büyük silahtır.

Bjk_KnightS dedi ki...

S.Aybaba kafamda ki soru işaretlerini yavaş yavaş kaldırıyor. Çünkü sene başında duran top harici zor gol atar takıma taktik katkısıyla 5 gol atar seviyesine getirdi. Bunu sadece takımdaşlıkla açıklayamazsınız. Eğer orta sahaya 3 tane ön libero tarzı oyuncu koyarsan Dünya'nın en kenetli takımında bile bunu sağlayamazsın. Ve en güzel yanı bu oyuncuların gidince geri gelmeleri. Yediğimiz goller çoğunlukla geri dönme zaafiyeti değil, bireysel (u.boral ve mcgregor) hatalara dayalı. Kimse bana mcregor iyi kaleci falan demesin. Cenk'i eleştiren ben onu arar oldum. Çünkü Cenk arada estetik kurtarışlar yapıyordu. Arada maç kaybettirse de maçta çeviriyordu. Kendi hatasıyla gol yediği zaman takımda ki diğer oyunculara bağırmıyordu. Ama mcgregor daha maç çeviren kurtarış yapmadı. Yanlış pozisyon almasından kaynaklı Gol yedikten sonra birde takımda ki oyunculara kızıyor. Bu hareketler 1-2 kere olsa sorun olmaz ama zamanla oyuncuların kaleciye taraf almasına neden olur. Sene başında Ospina'ya 500bin vermemek için mcgregor'a katlanıyoruz. İnş devre arası ospina alınır (sözleşmesi bitiyordu sanırım) ve mcgregor ya yedeğe (cenk'in yedeği pozisyonuna) çekilir ya da anlaşılır ve yollar ayrılır.

Sol beke iyi bir oyuncu alınmalı. Gökhan Süzen'e hayır demem ama bence o da yeterli değil. İsmail'in nasıl döneceği de belli değil. Oraya orjinal mevkisi bek olan bir oyuncu alınmalı. Bu sayede u.boral'da (her ne kadar yeterli olmasa da bu darbogaz da) sol kanatın yedeği olur. Sağ kanata sağlam bir oyuncu ya alınmalı ya kiralanmalı (mesela zarate için tekrar ugrasılmalı) ve holosko onun yedeğine çekilip benchten skor desteği yapabilecek bir oyuncumuz olmalı. Gerektiğinde Almeida'yı yedekleyip kontraya dönünce katkısı çok olabilir.

Eğer kaliteli bir sol bek ve sağ açık alınırsa bu takım çok rahat liderliğe oynar. Almeida'nın bu performansından sonra stoperlerle boğuşması için bile takımda tutulsun. Szeon sonunda gayet iyi (min 5m bence) fiyata satılabilir. İyi araştırılıp sözleşmesi biten kaliteli bir forvet bulunabilir o mevkiye.

Her mesajımda yazdıgım gibi destege devam. Basına ya da diğer takım taraftarlarına takımımızı ezdirmeyelim.

Unknown dedi ki...


Öte yandan, sol bek için Emre Özkan ve gene gündemimizde denilen Gökhan Süzen yeterli olacaktır. Bence asıl sorun sağ bek. Hilbert bu sene çok ama çok formsuz. Böyle hareketli hücum yapan bir takımda daha da katkı sağlamasını beklediğim Hilbert bu seneki hayal kırıklığıdır. Bence adı geçen Bugsaşsporlu Şener Özbayraklı ya da muadili bir oyuncu katkısı yapılmalıdır veya her nedense düşünülmeyen Tanju o mevkiide denenmelidir. Çünkü Hilbert orada tek kalıyor ve bir teknik adamın takım planlamasında bunu hala görememesi bana çok tuhaf geliyor. Acaba Hilbert asla sakatlanmayacak ya da bundan sonra kart cezası olmayacak diye bir garantisi mi var bir yerlerden? Gerçekten tuhaf..


Holosko ne kadar sempatik olsa da o mevkinin adamı olmadığı için ve Samet hoca onu oradan sadece arkaya sarkan hızlı adam profilinde oynattığı için örneğin orada topu tutarak hücumda yerleşmeyi sağlayacak ve elbette futbol zekası daha iyi bir adam lazım gibime geliyor gangnamcımızın mevkisine. Bence skor avantajı sonrasında girecek Holosko her zaman daha tehlikelidir. Nene tercihi bu açıdan çok doğru. En azından 2 sene orada fark yaratacaktır eğer transfer olursa.

Eğer o da silkinip şu hareketli takımda neler yapabileceği adına kafa yorarsa Webo yerine Batuhan'ı kazanmak daha doğru bence.

Futbol gelişimi olarak Hasan Türk'ten daha önde gördüğüm Muhammed'e daha fazla süre verilmelidir ve sanki ondan en fazla bir Emre Belözoglu tarzı bir futbolcu çıkacak gibi. Kaldı ki Emre de kötü bir futbolcu değil. Umarım Mami o gelişimi gösterir.

Ancak benim 4 tane favorim var:
Sağ bek Himmet, stoper Veysel, Mertcan Aktaş,Furkan Yaman.

Gözüm onlarda.. :D

gökhan dedi ki...

trt spor'da bazı programlar var, şu futbolcunun en iyi 20 golü gibi. zaman zaman denk gelip izliyorum. tabi sık sık lucescu döneminden pozisyonlar çıkıyor. özeniyordum hep, "lan ne güzel ceza sahasında 4-5 adamımız varmış" diyerekten. bayadır görmedik sonrasında o kadar kalabalığı. belki ara ara ertuğrul sağlam döneminde, bazen de 2 kupalı sezonun son dönemi. onda da 3 futbolcuyu geçmez pek. hoş schuster ve carvalhal dönemlerinde 3 kişi bile rüya gibiydi.

açıkçası şu anki duruma gerçekten şaşkınım. sezon başı oturmuş, eldeki oyuncuların son 5 yıldaki istatistiklerini falan çıkarmış, bu takım nasıl gol atacak diye kara kara düşünüyordum. 50 golü bile zor görebileceğimizi tahmin ediyordum valla. çünkü işin yetenek kısmı başka, skorerlik kısmı bambaşkadır. hani yetenek konusunda şüphelerimiz vardı ama asıl sorun eldeki futbolcuların skorer bir kimliğinin olmamasıydı bana göre. bunun çözülmesi gözlerimi yaşartıyor. hala bile samet aybaba'ya sıcak bakmıyorum ama gerçekten de takdiri hak ediyor.

transfer konusunda 1-2 defa daha buraya yorum bırakmıştım. hala orta sahaya bir adam alınması konusunda inatçıyım, ama önümüzdeki sezona kalabilir artık :) ismail'in sakatlığı gerçekten çok kötü oldu. tabi necip'in formu, toraman'ın o bölgedeki fena olmayan performansı da etkili bu fikrimde. sanırım hala nene'nin peşinde bizimkiler. holosko'nun yerine gelecek nene gücümüze güç katar. bir de sol bek ile ciddi şampiyonluk adayıyız.

planck dedi ki...

Fotoğrafı görünce aklıma yine Hilbert geldi, o olsa yerden sert orta açar ya sdefans uzaklaştırır ya da Almeida son anda dokunur auta atardı :)

Maminin takıma ısınması gerçekten şart ve bunun için bol bol hafta arası maçları yapılması lazım. Bu Cenk'in sıcak tutulması açısından da iyi olur, diğer yedeklerin kendilerini göstermeleri açısından da.

@Eralp, hedef koymak konusunda aynı fikirde değilim. Şu anda basın bizimle uğraşmıyorsa bunun en büyük nedeni sezona hedefsiz başlamamızdı. Şu anda hedef koymamız takımı gereksiz bir strese sokacaktır. Ayrıca hedef olabilmesi için takımın en azından sağlam bir 14ü olması lazımken bizim ancak sağlam 8imiz çıkar. Bu şekilde oyuncuların üstüne daha ilk senelerinde stres bindirmeden ligi gidebildiği yere kadar götürmek bizi daha tepeye taşır diye düşünüyorum. Zira henüz takımda hedefe oynama psikolojisini kaldırabilecek, bunu deneyimlemiş fazla oyuncu yok.

McGregor içinse Runje tecrübesini yaşamış bir klüp olarak erken karar vermememiz gerekir diye düşünüyorum. Kalecilerin kendilerini bulmaları 5-6 ayı olabiliyor.

Unknown dedi ki...


Değerli @planck,

Ben de herhangi bir takım sporunda ya da bireysel dallarda iyi ya da kötü bir hedef koymadan o spor dalında başarılı olunamayacağını düşünenlerdenim. Ayrıca artık kusura bakma ama bu takım böyle her maç üstüne koymaya devam ederse herkesin dilinde daha fazla yer alacak. İşte benim yorumumda kast ettiğim hocamızın o senin bahsettiğin üstümüze gelinen dönemlerde hedefe yönelik açıklamalarında sergileyeceği duruş. Basın üstümüze gelecek diye hedef koymadan hani tabiri caizse "kadere kıkrbeş" giderek ilerleme dönemini son 2-3 maç itibariyle aştığımıza eminim ve de özellikle ikinci yarıda umuyorum doğru yerlere yapılacak takviyelerin etkisi ile gerçekten şampiyonluk yarışında olan ve bunu isteyen bir hoca ve ekip göreceğimizi düşünüyorum.

Ha, senin tedirginliğini de çok iyi anlıyorum. Son şampiyonluk Mustafa Hoca'nın yönetici teknik adamlığı ile alındı ve belki Samet hoca buna benzer bir stres kaldıramaz diye düşünüyorsun ama ekip bazında bu takımın 11'inde sadece Olcay şampiyonluk görmemiş. Yani şampiyonluk stresi kısmında rahat ol. Sivassspor değiliz ki biz stresli olalım? Biz anlı şanlı Beşiktaşız yeter ki ilk yorumumun sonunda dediğim gibi takımın hocası futbolcunun sahadaki iştah bütünlüğünü korumaya devam etsin. Hele son haftalara başabaş girelim o zaman senınle omuz omuza Cartaletenin bahsettiği o kutsal Dolmabahçemizden yürüyerek tezahüratlar ederek şampiyonluk şarkıları söyleyerek takımızı izlemeye gideceğiz.


Söz mü? :D

planck dedi ki...

Valla sevgili Eralp, barcelonadan dolmabahçeye gelmem çok kolay olmayacak olsa da SÖZ ULAN! :D

Cartalete dedi ki...

Boş gelme bari, La Masia'dan sol bek getir. :)

Bu arada Mehmet Akgün'ün sakatlık haberine bu kadar ilgileneceğim aklıma gelmezdi. Şu 45 dakikalık oyununu devre arasına kadar yaysa, rahatlıkla sol beke yabancı yazılırdı ki hala o ihtimal var gibi.

Unknown dedi ki...


Valla Planck. İstersen başka bir galaksiden gel.

O günler gelsin. Uzay gemi biletin benden!!! Bu da benim sözüm olsun!! :D

Bu yazı da lütfen silinmesin Cartalete :D

planck dedi ki...

Abi La Masia'dan bir kaleci çıkmıyor bir de sol bek :D Abidal, Maxwell, Adriano derken şimdi de Alba. İsterseniz Messi'nin çocuğunu kaçırim, evleri baya yakın bizim enstitüye :D Neyse bu geyik bitmez, susuyorum :))

Akgün'ü kadroda görünce bakalım kaç kere ofsaytı bozacak diye geçirmiştim içimden, o açıdan da hiç sırıtmamıştı. Fiziken de koray avcıya benzediğinden içimiz hemen ısındı sanırım :))

nkonrat dedi ki...

Takımımız oynadığı bu pozitif futbolu devam ettirirse -ki inşallah öyle olur- şartlar da kendiliğinden lehimize dönecektir. Güzel futbolun büyüsü rakip takımların fanatik taraftarlarını çok fazla etkilemese de bu memlekette “yiğide hakkını teslim edecek” sağduyu sahibi insanlar da çoktur diye düşünüyorum. Ayrıca "kendi takımım şampiyon olamıyorsa Beşiktaş olsun" diye düşünenler de çoğalacaktır. Son şampiyon olduğumuz yıl takım göze hoş gelen bir futbolla değil, adeta eğrisi doğrusuna denk gelerek kazanmıştı ligi.
Yani güzel futbolla gelecek iyi sonuçlar hem takımın özgüvenini artıracak hem de spor kamuoyunda "şampiyonluğu hak eden takımın Beşiktaş olduğu" imajını pekiştirecektir. Yeter ki önemli oyuncularımız talihsiz sakatlıklar yaşamasın.

neverlong dedi ki...

Sol bekteki sıkıntıyı maliyetsiz halletme adına( Uğur Boral yeterince eksi maliyet/performans yazdı zaten o bölgeye) dengeli bir bek görüntüsü veren Emre Özkan üstünde biraz daha durmak lazım diye düşünüyorum.

Hücüm oyunumuzu bir önceki yazında kalabalık hücum aksiyonlarından dolayı haklı olarak Roma'ya benzetmiştin, ancak fitness ve defans açılarından Roma'dan çok gerideyiz. Yediğimiz gollerde, özellikle bek bölgelerinde, inanılmaz yerleşme ve kademe hataları yapılıyor. Bunu gidermek için ne çalışmalar yapılıyor merak ediyorum. Keza bu tempolu oyunu yüksek randımanlı bir şekilde oynamak için sahip olunması gereken kondisyondan uzağız. Hatta geçen sene haftada 3 maç yaptığımızı da gözönüne alırsak geçen seneden daha az fit'iz ve Koch gibi bir kondisyonere hala ihtiyacımız var.

Adsız dedi ki...

hocam kadro dışı burak kaplan'ı ters kanatta kenar forvet olarak kullanmak nasıl olurdu ?

borasahin dedi ki...

Buraya kismet oldu :) Global anlamda cok sey soylenebilir ama simdilik detaylardan baslayalim...

Part - 1

Yedigimiz gollere biraz daha dikkatlice baktim.

Ilk golde bence takim halinde hata yapiyoruz. Pozisyonumuzu koruyup rakibi hataya zorlamak yerine, risk alip top kazanma tercihi yapiliyor. Savunma arkasina sarkan Ugur Inceman, bitiren Isaac. Golun baslangicinda yerlesim sikintisi yok. Ilk gedigi Necip aciyor, ortayi terkedip alamayacagi topu kazanmaya calisiyor ve cok basit bir 2'ye 1'le devre disi kaliyor, devre disi kalmanin yani sira ortayi oyle bir bosaltiyor ki bir daha tam olarak dolduralamiyor. Fernandes Necip'in bosalttigi alanda golge savunmasi yaparak rakibe basiyor, bu yuzden de Aissati saga Ugur'a donmek zorunda kaliyor, sonra Ferno bir daha Ugur'u takip etmiyor. Bu noktada ikinci kez risk aliniyor. Riski alan Olcay. Topu kazanmak icin hamle yapiyor, ama alamiyor, alamadigi gibi Ali Tandogan'in onunu enfes bir sekilde bosaltiyor. Tam bu noktada stoperler de biraz adamlarini kaybediyorlar. Ozellikle de Toraman. Pozisyonun basinda her ikisi de birer adami almisti, guzel, bu noktaya gelindiginde Ersan'in adami Toraman tarafina, Toraman tarafindaki adam da Ersan'in oldugu yere gectiler, Ersan'in pozisyonu iyi ama Toraman kendi adamini takip etme pahasina yerini bosaltiyor. Akgun de kadrajda etkisiz bir noktada. Ugur Inceman'a Olcay cikarken, ayni zamanda Boral da cikarmis gibi oluyor, yani firlayacak ama Olcay'i gorunce hareketine devam etmiyor. Inceman pasini Tandogan'a aktardiginda bizim kanatta ikiye bir durumu var. Tandogan ve Inceman Boral'a karsi. Boral kendini kitlediginden direk Tandogan'a cikiyor. Top Tandogan'a giderken stoperler de kaybettikleri adamlari ariyorlar. Bu sirada Ersan'in adami da iceri kat ediyor. Toraman yerinde degil, Akgun pozisyona hala uzak ve bir anda bizim sagda bosta iki oyuncu beliriyor. Ugur bu pozisyonda yerini bosaltmakla tercih hatasi yapiyor. Her ne kadar rakip hucumcular bizim stoperler tarafindan siki markaja alinmamis olsa da Tandogan'i bosta birakmasi alanini bosaltmasindan daha az tehlikeli. Isin ilginci bu sirada bizim savunma onunun bos olmasi. Neticede rakip orta sahadan ekstra bir adami bizim savunma arkasina sarkitiyor. Stoperler tam rakip forvetleri bulduk derken Isaac Batalla'ya benzer sekilde cok hafif geri cekilip golunu atiyor. Toraman blokede gec kaliyor, Inceman savunma arkasina sarkinca Ersan onu almaya gidiyor, Isaac de bu bosluktan yararlaniyor. Belki Akgun biraz daha iceriyi siksa Toraman gec kalmayabilirdi, cunku diger tarafta Lami Diarra vardi. Tam bir hatalar silsilesi...

borasahin dedi ki...

Part - 2

Ikinci golde savunmanin dengesi bozulmus. Bir kere Aissati'nin o pasi oradan o kadar kolay atmamasi lazim. Orada olcme bicme firsati bulursa zaten hata yapmissin demektir. Detaya gelirsek... Rakibin kendi solundan gelen hucumu Sivok karsiliyor, Toraman daha icerde ve bir 3-2 durumu var, yani Toraman'in daha solunda 3 Antalyali (Aissati, Isaac, Diarra) - 2 Besiktasli (Ersan-Ugur) var. Toraman'in solunda en yakinindaki isim Aissati. Necip'in aslinda o oyuncuyu almasi lazim ama uzakta kalmis. Tita'ya daha yakin. Aissati yuzunu bizim kaleye donecek sekilde kontrol edemeyince aslinda bir nebze pozisyonunu kaybediyor ve Ersan da bundan faydalanip rakibe basiyor, sonra bir an yerini fazla terk ettigini dusunerek stop ediyor. Aslinda bu noktada Necip'in ortaya gelip Aissati'yi almasi lazim, ama Sivok'la aralarinda bir anlasmazlik oluyor. Sivok sagda karsiladigi adami bos birakip iceri giriyor, Necip de ulen sagi alin diyor, ayni seyi Sivok da soyluyor, nihayetinde Necip biraz daha saga kayiyor. Bu noktada Ersan daha once dedigim gibi adama basmayi birakiyor. Necip'in iceriye girememesinin bir diger sebebi de Ersan. Aslinda adamin sirti bizim kaleye donuk, bence Ersan adami birakmayip, Necip onu alana kadar birakmamasi iyi olabilirdi. Aissati Ersan kendini birakinca bir anda etrafinda kimsenin olmadigini anlayip bu sefer yuzunu bizim kaleye donuyor. Aissati topu kestiginde bizim sol tarafta 3-2 durumu var. 3 Antalyali 2 Besiktasli (Sivok ve Ugur). Diarra Ugur'unda solunda ama Ugur'un Diarra'yi almasi biraz zor cunku baska birini aliyor. Olcay Diarra'nin gerisinde ve pozisyon geregi etkisiz eleman. Bu pozisyon da Ugur'a cok suc bulamayiz diye dusunuyorum.

Ucuncu gol biraz daha acik. Olcay Tandogan'i kapatamiyor. Tandogan pasini soldan verdiginde 2'ye 2 soz konusu. Ersan'la Ugur arasinda 2 Antalyali var ve top Ugur'u gecip Ugur'e en yakin Antayali (M. Eren, savunma arkasina sizma uzmanidir) ile bulusup da Ersan onu almak durumunda kalinca Ersan'in adami(Diarra) bosa cikiyor. Kesilen topta biraz McGregor biraz da Tor'un hatasi var. McGregor topa mudahele edebilir miydi? Toraman adami kacirdi gibi gorunuyor ama bence cabuklugu da yetmiyor. Aslinda aciyi daha farkli alsa adami yakayabilir mi? Bence supheli. Iste bunun gibi sebeplerden dolayi Tor oynayamaz diyoruz. Fiziksel yetenekleri ile oynuyor ama sagbeke yetmiyor.

ceyhun dedi ki...

ben sürekli fernandes ve oğuzhan'ı yedekleyebilecek, oyun görüşü ve topla ilişkisi iyi olan bir ortasaha gerek diye düşünürken sen muhammed demişsin üstad. muhammed o performansı gösterebilirse cidden büyük şans olur. hasan türk o açığı kapatamıyor bence.

çok emin değilim ama doğa kaya o pozisyon için maliyeti az bir ortasaha olarak idare edebilir, eğer transfer düşünülürse. gerçi ben de sesli düşünüyorum, doğa ismi çok emin olduğum bir isim değil. mertcan aktaş olaydı o da iyiydi ama işte:)

bence başka hiçbir bölgedeki eksiklik o bölgedeki eksiklik kadar takım yapısını olumsuz etkilemiyor. dikkat etmek lazım, önlem almak lazım:)

box2boxMC dedi ki...

McGregor'a bence aşırı yükleniliyor. Tamam bi Volkan ya da Muslera seviyesinde maç kazandıran kalecilerden değil ama en azından geçen sezon Cenk'in yaptığı gibi maç kaybettiren kalecide değil. Yanlış hatırlamıyorsam geçen sezon bireysel Cenk'in hatasından 7-8 maç kaybetmiştik. Cenk gerçekten yetenekli bir kaleci ama fundamental olarak çok hata yapıyor ve maalesef bu yönünüde geliştirmiyor.

Genç bir kaleci olarakda yeterince fırsat tanındı bence. Üşenmedim baktım 2010/2011 sezonunda 24 maç
2011/2012 39 maç 2012/2012 4 maç yapmış yani toplamda 67 kez BJK forması giymiş ve hala belli bir seviyeye gelemediyse bence biraz daha MCGregor'un arkasında beklemeli.Çoğu kaleci Cenk'e tanınan şansı bile göremeden silinip gidiyor 2-3 maç performansıyla. Cenk son 2 senedeki performansıyla şu an klübede oturmayı hak ediyor.

cemekici dedi ki...

@ceyhun,

abi doğa kaya deyince aklıma yusuf şimşek'in şampiyon olduğumuz sezon doğa'yı 10 kere falan üstüste çalımlayarak orta sahadan ceza sahasına girmesi geliyor. öyle savunma yapıyorsa hala doğa kaya, bırak gelmesin.

~Poseidon~ dedi ki...

Genki Haraguchi ismi geçmiş bugün. uzakdoğu enteresan bir pazar aslında. Oldukça ucuz maliyetli ve kaliteli topçular çıkabiliyor.
Transfer konusunda umarım gerçek bir izleme komitemiz vardır. Eğer menajer ağzına bakıyorsak devre arasında transferleri bizi üzebilir.

Ama şöyle pır pır bir uzakdoğulu adam isterim takımda.

ozan l dedi ki...

ilk golden sonra oguzhanin akgun e attigi bakis var cok hosuma gitti 40 yillik arkadas gibi butun takim..


antalyasporun ilk golu siir gibi ama isin komik yani pas yolunu biz cizmisiz adamlara her pasta bos pas alternatifi birakmisiz toraman her zamanki gibi yere yatmis ve golu yemisiz aslinda siiri antalya'ya biz sufle etmisiz ))

sol bek icinse bende emre ozkan'a sans verilmesi gerektigini dusunuyorum, 24 yasinda ve o formayi senelerdir istiyor o giyerse al formayi besiktasim daha bir besiktas olacak bence..

ceyhun dedi ki...

@cemekici

:)) ben o bölgedeki oyuncunun savunmada iyi pozisyon alması ve hücumda da topu doğru kullanmasını önemsiyorum aslında. zira yusuf o sene mal ederek çalım atmadığı oyuncu bırakmamıştı. oğuzhan'ın mehmet akgün'e ve almeida'ya açtığı pası doğa da yapabilir. olmadı muadili bir oyuncu bulunsun diyorum. çok yetenekli olmasına gerek yok, temel futbol eğitimi iyi olsun yeter. doğa'nın son durumunu bilmiyorum, oynadığı zamanlar futbol tarzı hoşuma giderdi o kadar aslında.

Cartalete dedi ki...

Kadir Bekmezci öyle bir oyuncuya benziyor, alt yapısı Belçika'ymış zaten galiba.
Ben Salih'i çok istiyordum Sakaryalı, şuan Kayseri'de olan. Aslında ilginlenmişiz de ama geç kalmışız.
Bu arada Hasan Türk de var zaten :)

Doğa'nın Yusuf Şimşek karşısındaki en büyük hatası, çalımı yedikçe tekrar karşısına geçmesiydi. Yusuf gibi çalım atarken iki ayağını kullanan adamlar eğer günündeyse, faul yapıldığı sürece karşıdaki kim olursa olsun paspas eder gerçekten.

box2boxMC dedi ki...

Oğuzhan alternatifi için transfere gerek yok bence. O bölge için Mehmet Akgün'ün de denenebileceğini düşünüyorum. Zaten Antalya maçındaki görüntüsü sağbekten çok iki yönlü ortasaha gibiydi. Hemenn hemen her pozisyonda kafayı kaldırıp ilk gördüğü boş adama atmak yerine kendinde pası aldıktan sonra pozisyona girebilecek adama attı. Aynı şey Oğuzhan içinde geçerli.

Cartalete dedi ki...

Savunma önü için: Toraman, Necip, Hasan, Akgün, Veli.

Öndeki ikili orta saha için; Fernandes, Oğuzhan, Necip, Hasan, Veli toparlarsa Muhammed. Zaruri durumda Akgün de orada kullanılabileceğinin sinyalini verdi gibi.

Tek kulvar için (Türkiye Kupası'nda yedek ağırlıklı çıkıp "olursa olur" mantığını benimsemek lazım) iyi bir rotasyon var bence de.

Cartalete dedi ki...

Ama ilk 2 hedefi koymuş bir takımın, Holosko'nun ardında veya önünde Kadir Ari, Mehmet Akyüz'den daha kaliteli bir isim barındırması gerekir. Çünkü sistemin en kritik noktalarından biri orası, Hugo her zaman hat-trick hero olmaz.

rivaldo dedi ki...

Solbek için Erdin Demir sene başında düşünülmüştü galiba.İsveç A milli takımına kadar yükselmiş.Maliyeti çok değilse denenebilirbir transfer.

Savunma önüne fiziği iyi, süpürücü bir ortasaha alınması gerektiğini düşünüyorum.Toraman'ın dinamizmi, Velininse fizik gücü zayıf kalıyor orda.Necipi de hücum gücünü ortaya koymaya başlamışken geriye çekmek mantıksız geliyor.Fransa taraflarına bi bakılsa güzel olur.

Olcay hemen hemen her pozisyonda gol bölgesi çevresinde oluyor.Bireysel yetenekleri çok üst düzey olmasa da hücuma inanılmaz bir çeşitlilik katıyor.Onun da bu konuda hakkını vermek gerek.Takımda uzun süredir bu tarz bir oyuncu eksikliği vardı.

box2boxMC dedi ki...

Umarım devre arası ya da önümüzdeki sezon transfer sezonunda da geçen seneki doğru transfer politakası devam eder. Doğru transfer politikasından kastım iyi futbolcudan çok bütçeye ve takım içi dengelere uygun adam almak. Gerçekleşmeyen Nene transferinde olduğu gibi sağduyulu davranıp taraftarın gazına gelmeden aklı başında transfer yaparız inşallah.

Sanırım şu an en yüksak ücret 2,5m la Fernandes ve Almeida'da. Bu tavan olur herhalde ve bu maaşla max 1 futbolcu daha alınır. Geri kalanlar 1-1,5m arasında kalırlar şu an olduğu gibi...

nkonrat dedi ki...

Orta sahaya takviye için benim hayalimdeki isim Emre Can. Bayern Münih'teki yıldız bolluğundan dolayı şu anda takıma giremiyor. Tekniği ve fiziği müthiş. Eğer alınabilirse o da Oğuzhan gibi önemli bir katkı sağlayabilir.

Cartalete dedi ki...

Emre Can için İbrahim Altınsay'ın kurduğu cümle: "şuan için onu alacak para icat edilmedi. Belki yıllar sonra Man City" :)

planck dedi ki...

Bizdeki ortasahaların 18 yaşındaki haline bakın bir de şu çocuğun fiziğine bakın...

http://www.spox.com/de/daten/pics/fussball/bilder/spieler/gross/173504.jpg

nkonrat dedi ki...

İbrahim Altınsay o sözü söyleyeli ne kadar oldu bilmiyorum ama şimdi durum daha farklı olabilir. Emre Can sene başında Alaba'nın yokluğunda solbekte şans bulmuşken yerini hemen Badstuber'e kaptırdı. Şimdi de Alaba takıma döndü. Ayrıca Alman U-19'da da yok. Zaten Koray Günter ile Robin Yalçın'ın haricindeki Türk oyuncuların hiç biri son maçta kadroda yoktu. Acaba Emre Can orada gözden mi düştü diye düşünüyorum. Badstuber ile antrenmanda kavga etmişti, bu da bir neden olabilir. Eğer durum böyleyse şansımızı denemekte yarar var.

Cartalete dedi ki...

Geçen seneye kadar hemen her gençler arası uluslar arası turnuvayı seyrettim; Emre Can tüm dünya dahilinde en potansiyel orta saha bence. Keşke yar olsa bize. Gerçi ben Oğuzhan'a da ihtimal vermiyordum.

BJK4EVER dedi ki...

Evet, bende takimin hucum performansi konusunda yanildim gercektende. Ilk haftalar da gerci gol atiyorduk, ama agirlikli olarak duran toplar kurtariyordu bizi, ama son 3-4 hafta takim hucumda inanilmaz akici, ki bu attigimiz gollerle alakali degil kesinlikle, takimin ileride cogalmasi, gol atma hevesi, zaman zaman gordugumuz guzel seri paslasmalar ve hucum olarak gercekten bir planimizin olmasi insani sevindiriyor.

Transfer konusuna gelirsek, solbek konusunda ikilemdeyim. Ugur Boral defansif olarak iyi degil orasi malum, ancak ondan daha kaliteli yerli bir solbek de alamayiz, Gokhan Suzen vs de gercekten Ekrem Dag'dan hallice, bundan emin olabiliriz. Gokhan Suzen gelirse Erhan Guven v2 olur, artik bu tur hameleleri yapmamaliyiz. Yabanci solbeke de karsiyim, yabanci kontenjani onumuzdeki yillarda kisitlanacak, elimizde hali hazirda oynayan 7 yabanci varken onumuze gelen yabanciyi almamaliyiz, ama mesela takima level atlatacak ve bu oyun formatina cuk oturacak Nene'ye kesinlikle hayir diyemem.
Bence solbek sorunu iceriden cozulebilir Emre, Tanju ve gerekirse Escude ile. Ki maclara Ugur ile baslayip skoru buldugumuzda veya rakip orayi kullandigina B planini devreye sokup Emre'yi oyuna alip Ugur'u cikartmak veya one almak da yeterli bir cozum olur bence.

Devre arasi transferinde 1 kaliteli, tecrubeli kanat/forvet bence yeterli olur, yerli olarak alinabilecek oyuncular ya pahali ya da bize katki saglayacak oyuncular degil. Yerli dusunuluyorsa gurbetcilere yonelebiliriz, ki pahali olmayacaklarsa Kerim Frei, Sercan Saraer, Deniz Naki gibi oyuncular iyi birer alternatif olur.

borasahin dedi ki...

- Cok guzel yorumlar okudum. Yine de yuksek ihtimal forumun en yasli ve moruk yorumcularindan biri olarak an itibariyle takimin "title contender" seviyesinde olmadigini dusunuyor ve bizleri, kendimi de, biraz daha realist olmaya davet ediyorum. Bu bizim icin de iyi birsey. Ayni seyler bireyler icin de gecerli. Hic kimseyi kucuk gostermeye gerek olmadigi gibi abartmaya da gerek yok. Ferno ne cok buyuk bir yildiz, Oguzhan da henuz kendini yeterince kanitlamis degil. Q7'yi bu hale getirmekte kabul edelim ki bizim de sucumuz var. Ayni seyleri baska oyunculara yapmayalim.

- Takimin verdigi isiktan ben de cok memnunum. Gecen gun metroda dusune dururken, inecegim duragi atlamistim :)

- Almeida'nin maasina hem performansi hem de Cartelete'nin israri uzerine 100K Euro zam yaptim ;-)

- Sezon basinda hangi topic'ti bilmiyorum ama Ferno'ya bir yardimci lazim, acaba o isim Oguzhan mi diye sormus, fictional bir kadro kurup bunun da en zayif yani kanatlar olur demistik, sanki oyle gibi...

- Bu kadar cok gol yememizin sebebini "sadece" savunmanin ya da beklerin hatasi ile anlamlandirmak bence dogru olmaz, daha genel takim savunmasinda sikintilar var gorunuyor. Henuz compact bir takim degiliz; ondeki altili surekli hucum dusunuyor ve hareketli, birinci onceligi pozisyonunu korumak degil. Ayrica top kazanmak icin risk aliniyor. vs.

- Sanirim beklerden Mehmet Akgun'un Almeida'ya attirdigi gol benzeri gibi hucum katkilari alsak, arkada direkte iyi beliren Almeida gibi on direge giden bir oyuncumuz olsa ve savunma onunde Necip gibi acilan bosluklari driplingle gecebilen birini kullansak ligin en iyi hucum eden takimi olma konusunda GS ile carpisabiliriz.

- Onumuzdeki maclara baktim, gercekten tam anlami ile turnusol kagidi gibi: Akhisar, Ordu, Eskisehir, Gencler ve Kayseri. Bence bunlara karsi performansimiz bize gercekten takim hakkinda daha net fikirler verecektir. Bu takimdan title contender cikabilir mi, oyuncularin performansi vs. Akhisar kapanacaktir, Ordu daha compact bir takim ve deplasman, o bakimdan Akhisar maci iyi bir on hazirlik. Eskisehir kadro kalitesi olarak bize yakin ve benzer oynuyorlar. Hurriyet'in onunde Tello solda, Alper Potuk sagda, 1-2 gibi diziliyorlar.

borasahin dedi ki...

- Her takim Antalya gibi kora kor oynamayacaktir. Antalya'nin attigi goller de beceri isi, ligdeki her takimin yapabilecegi bir nane degil. Sadece kapanmayi dusunen takimlarin bize karsi cok sanslari olacagini dusunmuyorum. Hucum edebilen, bunu yaparken de Antalya'dan daha iyi savunma guvenligi olusturan takimlar asil problem diye dusunmekteyim.

- Oguzhan'i ilk cikis donemlerindeki Sergen'e benzetiyorum. Fizigi onun gibi celimsiz, hizli degil ama cok yavas da degil, top kontrolu, dokunuslari onu andiriyor. Mesela Hagi tarzi topu ayagindan civi gibi ve cok net cikarmiyor, dokunuslar daha esnek, daha sevecen, bu da ona seceneklerini biraz daha arttiriyor. Top kontrol, dokunus ve surus tarzindan 30 metreden zimba gibi sut cikarma ihtimalinin ortalama alti oldugu anlasiliyor, onun tarzi daha cok plase vuruslar.

- Transfer konusunda cok aceleci olmaya gerek yok. En ideali olana kadar beklemek. Ayrica icimizdeki degerleri bilmemiz gerek. Iste Eskisehir'de oynayan Erkan ortada. Bence gayet iyi bir oyuncu. Volkan Sen ondan daha mi iyi? Volkan, Ozan ve Sercan'dan fizik kalitesi Sampiyonlar Ligi duzeyindeki tek isim Sercan idi, onun da durumu ortada, Hicbiri bulunmaz hint kumaslari degil. Volkan'in zaten eslenigi var, Erkan Kas, Ozan Ipek de bence birinci derecede aradigimiz oyuncu degil. Sadece solda oynar, versatil ve atletizmi ekstra degil.

- Ferno - Oguzhan bu takimin ana arterleri olabileceginin isigini verdiler, daha fazla teste ihtiyaclari var. Once bu oyuncular kendilerini bir gostersinler, duruma bakilir. Bence de lig icin iyi bir orta saha rotasyonu var fakat gecmis donem performanslari ne Veli'nin ne de Necip'in Ferno'ya Oguzhan kadar iyi bir partner olmadigina dair referans. Degismez degil tabii ki. Tanimasam da Akgun'un bu oyunculara alternatif olabilecegini pek sanmiyorum, bircok takim gormustur, neticede 20 yasindaki bir oyuncu degil.

- Disjointed bir takim olmak sanirim bizim kaderimiz. Gecen sene 3-5 grup vardi, bu sene iki tane. Gecen sene ne savunma yapabiliyor, ne de hucum edebiliyorduk, bu sene en azindan hucum edebiliyoruz, bunu cozmek daha eglenceli. Bakalim bu sorunun cevabi neleri gosterecek? Benim bir iki enterasan fikrim var :) Mesela kenar forvet tiplemesinde Nene gibi daha becerili oyuncula olmasi noktasinda eskisi kadar israrci degilim. Bakalim biraz daha dusuneyim :)

Cartalete dedi ki...

Lig TV'de maçın öyküsünü izledim, orada senin "gol yemeler sadece savunmaya bağlı değil" görüşünü destekleyen diyaloglar var. :)

Takım aslında kompakt ve yakın oynuyor. Ben insanlık dışı sayısında maç izliyorum, izleyemediğimi özet şeklinde. Bu kadar yakın kalan takım çok az.

Ama şu var ki takım hala aynı anda bir şeye karar veremiyor. Mesela Toraman Uğur'a "bizi çok yalnız bırakıyorsun" diyor, Uğur da "e önde kaldılar, ben de önde bastım" cevabını veriyor ki haklı.

Ne zaman geride alan savunması ne zaman önde baskı yapılacağına takımca karar verdiğimiz vakit, daha iyi olacağız.

Bununla birlikte 2. golde, orada bir sol bek olsa Diarra o kadar boş kalmayabilirdi; ama dediğin gibi orada bir çok oyuncu pozisyon kaybı yaşamış. Ersna önde kalmış mesela.

Emre'ye bakmak lazım kalan maçlarda ne yapıyor. Kotarırsa rahatlıkla ön tarafa bir oyuncu alınabilir. Nene veya Hüseklepp de olur; ben onu unutmadım. :)

beagle dedi ki...

Attığımız goller sizi şaşırtmasın. Sadece Oğuzhan'ı çıkardığınız takdirde o gollerin %75'ini atamayız. Pozisyonlara dikkatli bakarsanız takımın pozisyon öncesi son pasını(asist olarak geçmeyen sondan 2. pası kastediyorum) ya Oğuzhan veriyor, ya da o pozisyonu doğru çalım ile yaratıyor. Futbol sonuç oyunu ise bence Beşiktaş'ın şu anki en önemli yıldızı Oğuzhan. Tek kişiye bu kadar bağlı kaldığımızda ise bizi büyük riskler bekliyor. Acilen tek yönlü ve sakar oyuncu fazlalığını azaltmalıyız. Bu takımın aynı anda Sivok, Holosko, Olcay, Veli, Uğur Boral, Hilbert grubunu çekme şansı yok. Bunlardan hadi Veli bir şekil düştü diyelim, kalan 5'inin en az 2 veya 3ü ilk 11'den daha teknik oyuncularca kesildiğinde ve yerlerine gelen oyuncular fiziksel zaafiyet yaratmadığında biz gerçekten güçlü ve çok gol atan bir takım olabiliriz. Bir de geçen uzun uzun yazığım ve internette yiten bir konu var. McGregor'a boşuna yüklenmeyin. Oldukça iyi ve güvenilir bir kaleci. Maç kaybettirmiyor, sadece takımı sürekli kurtaramıyor. Cenk, Rüştü, Cordoba gibi kalecilerin hatalı çıkışları, yedikleri aşırtma golleri takımın dengesini bozmaktaydı. Ospina diyenler bilsinlerki bizi melekler korudu. Kısa boylu, güvenilmez,kötü bir kaleci. Geçen yılki maç özetlerine Videolig'den bakabilirsiniz. Sadece son hafta 4-3'lük lyon maçını izleyin zaten gider kurban kesersiniz....

Cartalete dedi ki...

Sonuçta her takım birilerine bağlı. Selçuk'u da Galatasaray'dan çıkart, sıkıntı büyük olur.

Oğuzhan direkt kelebek etkisi yarattı zaten takıma ki dergide yazdım bu hafta, ipad'i olana tavsiye.

Emre Toraman dedi ki...

Biraz geç oldu ama cevabı veriyim ben yine de. İbrahim Toraman'la bir bağım yok. Rahat eleştirebilir, rahat övebilirsiniz. :)

Toraman'ın takımdaki mevkisi hakkında benim düşüncem çok net aslında. Fernandes öndeki 3'lüye (Cartalete'nin de daha önce belirttiği gibi sol taraftan) kaydırılır. Necip, Oğuzhan, Toraman orta 3'lüyü oluşturur. Maç içinde duruma göre stopere, çok mecburi durumlarda da sağbeke kaydırılabilir. Maça başlayacak 11'de, bence stoper için bırakın Sivok'u Escude'den de daha sonra düşünülmesi gereken bir alternatif. Keza sağbekte de Mehmet Akgün'den de sonra.

Sol bek çözümsüzlüğümüz kesinlikle en önemli konu şu anda. Uğur Boral'ın kötü oynamasının tek kötü yanı solun zayıf kalması değil bence. Kaleciler için önemli bir kriter vardır ya hani, önündeki defansa güven vermesi. Ben bunun sadece kaleci için değil savunmadaki tüm oyuncular için önemli olduğunu düşünüyorum. En profesyonel futbol deneyimim olan halı sahada kendimi bileli stoper oynarım. Savunma grubundaki oyunculardan birine bile güvensizlik duyunca "bitse de gitsek"lemeye başlamam çok uzun sürmüyor. Futbolcular bu konuda benden daha profesyoneldir sanıyorum, ama yine de bu etkinin sıfıra indirelebileceğini düşünmüyorum. Uğur'a taraftarlar ve medya güvenmiyorken takım arkadaşlarının güvendiğini, bu doğrultuda da Uğur'la birlikte oynarken işlerinden zevk aldıklarını düşünmüyorum. Bu sebepten Uğur'un o mevkiden alınıp hücumu yedeklemesi 6 puanlık maç gibi benim gözümde.

Emre Özkan'ı kiralık gittiği takımlarda izlemedim, bu sezon da kendisi hakkında pek fikrim oluşmadı açıkçası. Tanju'nun mesela o mevkiyi en az İsmail dönene kadar ilk 11'de götürebileceğini düşünüyorum ben. Formda bir İsmail'den formayı alamaz belki ama, sağ bek olarak da oynayabilmenin avantajıyla Ümit Karaal ya da Samet Aybaba'nın en son açıklamalarında da bahsettiği Koray Yıldız kendini hazırlayana kadar formayı zorlayan iyi bir alternatif olur. Ama en nihayetinde Samet Aybaba'nın çok mecbur kalmadıkça Emre'yi de Tanju'yu da kullanmayacağını düşünüyorum. Umarım takımın şu ana kadar gösterdiği ofansif gelişmeyle olduğu gibi bu konuda da yanıltır beni Samet Hoca.

Benim asıl düşündüğüm alternatif Erkan Kaş aslında bu bölge için. Samet Aybaba, sezon başındaki hazırlık maçlarında ilk o bölgede kullanmıştı. İlk izlenimim Oğuzhan'la beraber direk 11'de oynayıp fark yaratabilecek 2 oyuncudan biri olduğu yönündeydi. Defansif yönden zaafı ne durumda olur onu bilemiyorum tabi. Hilbert mesela, sağ açık/forvet olarak gelmesine rağmen, özellikle stoperler sabitlendiğinde hatırı sayılır bir savunma performansı ve dinamizm sağladı bence. Erkan'dan da benzer bir katkı alabilir, en azından Tanju ve Emre düşünülmüyorsa şu savunmadaki 3+Uğur, hatta genel kanılaşmaya başlayan sahadaki 10+Uğur problemini devre arasına kadar bir şekilde halledebiliriz diye düşünüyorum. Escude'yi kesinlikle değerlendiremiyorum ben bu bölgede. Stoperlere bek mevkisini (tüm iyi örneklere rağmen) 2 çizgi kanatın olduğu formasyonlar dışında yakıştıramıyorum.

The Eagle Abroad dedi ki...

McGregor,
Hilbert-Sivok-Ersan-ErkanKas,
Oguzhan-Necip-Fernandes,
Olcay-Almeida-Holosko...

Cenk,
Tanju-Escude-Atınç-EmreÖzkan,
Muhammed-HasanTürk-Veli,
MehmetAkyüz-Batuhan-KadirArı...

îlk 11'i yazarken hiç duraksamadim. ikincisini yazarkense dönüp dönüp takım kadrosuna bakmak sozrunda kaldim. Sanirim bunun anlami hakikattende dar kadro demek oluyor. Her mevkide gözümüz kapali 2 oyuncu banko bu takimda oynar diyebilecegimiz zaman, ilk 2 yada sampiyonluk hedeflerinden bahsedebiliriz. o zaman kadar hersey hazirlik donemi olur. Su takim su anda hazilrik asamasinda. Bu sene sonu isterse 10. olsun, bastan yapboz yapilmamali, uzerine ekleyerek gidilmeli.

Ha bu arada herkes Altinsaydan çok bahsediyor ama hic gocunmadan Mustafa Denizli'ye de devre arasi transferi nasil yapilir danisabilirler..

box2boxMC dedi ki...

@cartalete hocam senden bi FM2013 yazısı bekliyorum, BJK deneyimlerini paylaşsın millet.
Ben kısaca aktarayım BJK ile 1,5 senelik performansımı.

Öncelikle ilk hayal kırıklığı mali durumun çok kötü olmaması, ama ben yinede 560m e borç varmış gibi kemer sıktım ve ilk iş olarak Q7 ve Almeida'yı güzel paralara sattım.
İlk sezon gerçekçi olsun diye şu an BJK nin oynadığı taktikle oynadım. Pek başarılı olmadı maalesef. Taktikte yaptığım bir kaç rötüşle takım toparlandı biraz ve ancak ilk sezonu 4. bitirebildim.
Sezon sonu diziliş şu şekildeydi;

McGregor
Sivok-Ersan
Hilbert Toraman Uğur
Fernandes-Oğuzhan
Olcay Veli
Pektemek

2.sezona Veysel Sarı, Emre Güral, Nils Pedersen, Mehmet Sedef, Kamil Grosicki,Sinan Bolat, Holmen transferleriyle ve aynı taktikle başladım. Bütün sezon mutsuz olan ve arıza çıkaran Fernandes'i de 10m e ya okuttum ama 10. hafta sonunda 17.liğe kadar düştüm artık kovulmaya ramak kala aşağıdaki taktiğe geçtim;

Sinan Bolat
Hilbert-Sivok-Ersan-M.Sedef
Toraman
Oğuzhan-Holmen-Veli
Pektemek-Pedersen

Control,Rigid,Stick to Position yaptım ve baya kısır maçlar geçeceğini beklerken takım birden çoştu. Maçlarda tempoyu yakaladımı 4-5 e gidiyorum. 7 haftada 17.likten 4.lüğe kadar yükseldim. Bu taktikle sadece son sıralardaki kapanan takımlara karşı zorlanıyorum. BJK nin bu sınırlı kadrosu için taktik arayanlara şiddetle önerilir.

İlginç bi şekilde İsmail Köybaşı sakatlıktan sonra bi türlü form tutamadı, 6,5 filan oynuyor her maç, maalesef daha fazla dayanamayıp formayı M.Sedef'e vermek zorunda kaldım.

cemekici dedi ki...

@eagle abroad,

toraman ve uğur boral'ı al ikinci kadroda kadir ve atınç yerine. bu durumda aslında alternatifimiz var her mevki için.

Cartalete dedi ki...

Arkadaşlar Hilbert'in kanatken beke geçmesiyle, Erkan Kaş'ın beke geçmesi aynı şey değil. :)

Basar dedi ki...

@Cartalete

Dergiyi hangi isimde arayacağız ipadde? Hayatımız futbol?

Geçen hafta Almeida'yı yazdın, hattrick yaptı sıra Oğuzhan'da!

Hazır yazıyorken şu İsmail'in sakatlığına da bir dem vur, mucize olsun. :)

Cartalete dedi ki...

Ben pek anlamıyorum ama Hayatım Futbol diye aratınca çıkar herhalde store'dan.

http://www.hayatimfutbol.com/2012/11/15/hayatim-futbol-56/

Şurada da indirilecek yerler yazıyor. Cuma çıkıyor sayılar.

tannhauser dedi ki...

@cartelete: erkan kaş konusunda %100 katılıyorum. ben de bir süredir, erkan kaş beke çekilsin isteklerine itiraz etmeyi düşünüyordum ama topun sahibini bekledim :p o elemanın o delicilikle, o bitiricilikle bekte olması, başarabilse bile, ziyan olur. futbola isyan olur. bir an evvel maç tecrübesiyle son karar mekanizmasını geliştirmeli. biraz da olcay'dan topsuz oyun öğrense çok farklı bir oyuncu olacak.

Emre Toraman dedi ki...

Benim Erkan düşüncem, bu oyuncunun sol bekte sol açıktan daha iyi oynayacağı düşüncesine dayanmıyor, o konuda yanlış anlaşıldıysam onu düzelteyim öncelikle. Emre ve özellikle Tanju'nun o bölgede kullanılmayacağı sezimden hareketle, devre arasında gelebilecek olası bir transfere kadar eldeki en aklıma yatan alternatif çözüm olmasından kaynaklanıyor. Evdeki hesabın çarşıya uymayabileceğini tabi ki biliyorum, ama yine de evdeki hesap bana bunları söylüyor. O hesabı nasıl yaptığıma gelirsek:

Öncelikle takıma getirebileceği fayda ve zararları düşünürsek, savunma performansı olarak, önümüzdeki 6 (kupada bir tur daha varsa 7) maçlık süreçte moralsiz bir Uğur Boral'dan çok çok kötü olacağını düşünmüyorum ben. Hücum performansındaysa tabelaya ne kadar yansır bilmiyorum ama Uğur'dan daha fazla sayıda ve etkili bindirmeler yapabileceğini düşünüyorum. İlk yorumda belirttiğim konu bunlardan daha önemli aslında; takımdaki pozitif ivmeye rağmen hem taraftarların, hem medyanın Uğur'a karşı hissettiği güvensizlik. Benim için bu hamlenin en önemli olası faydası bu sorunu giderebilme ihtimali.

Oyuncuya getirebileceği fayda ve zararlara gelirsek, ben Erkan'ın devre arasına kadar ileri 3'lüde, mevcut oyuncuların yüksek formu da düşünülürse doğrudan şans bulabileceğini düşünmüyorum; halihazırdaki karar verme eksiklerini kulübede ve antrenmanlarda tam anlamıyla giderebileceğini de. Ki sol bekte ofansif olarak oynayacağı düşünülürse, orjinal pozisyonu olan sol açık için çok zararlı alışkanlıklar da edinmeyecektir. Olası bir Uğur'dan da kötü performans durumunda moralmen çok kötü etkilenir mi, oyuncuyu kaybeder miyiz; bu tabi ki bir risk, ama çok yüksek yüzdeli bir risk değil bence. Bu riskin yüzdesi biraz oyuncunun karakterine ve mevcut durumu iyi anlayabilmesine bağlı aslında. 21 yaşındaki bir oyuncudan ümitleneceksem bu tür bir testten olumlu geçmesini beklerim şahsen.

İlla ki yanıldığım noktalar vardır, bunların nereler olduğunu bilmek beni de mutlu eder. Abi sen olayı komple yanlış anlamışsın derseniz onu da anlarım :)

Bu arada Erkan'ın bek oynadığı Klagenfurt maçının ilk yarısını izledim şimdi tekrar. Stoperden top alacağı yerlerde ileriye fazla kaçıyor(oyun kurucudan top bekleyen sol açık gibi :)), stoperden garanti pas almayı tercih etmiyor pek fazla. En olumsuz yanı olarak bunu gördüm. Onun dışında bir de kritik bir ters kademe atlıyor. Onun dışında fiziğini savunmadan beklenecek dirilikte kullanabiliyor ve geri dönüşleri orjinal sağbek Rıdvan'a göre daha yerinde mesela.

2. bir bu arada, matchstudy.com'u yeni keşfettim. Google da bu blogda daha önce hiç değinilmemiş olduğunu söyleyince, düşük de olsa gözden kaçmış olma ihtimaline karşı ilgililere duyurayım istedim.

beagle dedi ki...

Üstad, Selçuk Gs'den, Alex'in de FB'den düşmesini epey arzuluyordum ama inan onların çıkışı takımı %75 durdurmaz. FB ortada. GS'de Emre Çolak, Engin, Yekta, Hamit gibi opsiyonlarla iş bir nebze düzelir. Amrabat, Riera yetersiz kalıyor adamlarda, biz Holosko'ya Veli'ye talim ediyoruz. Bizdeki Oğuzhan durumu 0-1 switch gibi. Acilen Muhammed Demirci'den bir randıman almak ve opsiyon oluşturmak gerekiyor. Hemfikir olduğumuz üzere Fernandez takımı oynatan veya ileriye yeterince taşıyan bir opsiyon değil.
Emre Özkan ve Erkan Kaş konuları çok ilginç. Son performansları hepimizin ağzında bir parmak bal bıraktı ve nereden devam edeceklerini merak ediyoruz. Bence hoca Emre'ye hala biraz takık, Erkan'a ise beklediği etkiyi yaratmadığından kırgın. Aslında omuz genişliklerine bakınca kavgaya giderken alınacak yanımıza alınacak ilk 5 içinde yer alırlar.(Ben önce McGregoru alırım :)) Ligdeki fiziksel mücadele düşünülürse sanki bu yapılarından mutlak yararlanmak gerekli gibi. Uğur'un bu kadar döküldüğü günlerde Emre Özkan'ı gerçekten biraz zorlamak lazım. Ayrıca Ümit Karaal madem o kadar etkiledi hocayı, gün bugündür. Yaz kampından beri 4-5 ay daha gelişti çocuk. (o yaşlarda 4-5 cm boy ve 3-4 kg anlamına gelebilir.)

Atakanus dedi ki...

Bu yil sağbek olarak Muhammed Himmet Ertürk'ü , solbek olarak Koray Yıldız'ı , stoper olarak Veysel Gökcan'ı övüyorlar. Ümit Karaal'den ziyade Koray dikkat çekti galiba.