Büyük Oyuncu Mayası


İnönü’de maçlardan önce Carnaval de Paris’in çaldığı dönemlerdi, çok da severdim o parçayı. Daha sonra nefis bir tezahürata uyarlanmıştı zaten… Toshack’la başlanan bir sezondu, baya da iyi başlanan… Ta ki Ali Uluyol’un halüsinasyon görerek iki Beşiktaşlı’yı oyundan attığı ve sonra bir taraftardan zılgıtı yediği Gaziantep maçına kadar.

Uzatmayalım… İşlerin kötü gitmeye başladığı, Toshack’ın Real Madrid’e kaçtığı (ki adamların ne durumda olduğunu siz düşünün) ve Fuat Yaman’la devam edilen bir sezon olacaktı. Daha doğrusu “kötü gidiyor” gibi gözükecek ama Feldkamp’ın 10 maçlığına göreve gelmesiyle Beşiktaş yine de şampiyonluğa oynayacaktı! Kadro kalitesi ve derinliği, Galatasaray’ın çok gerisindeydi oysa. Ama yine de şampiyon olabilirdi, Samsunspor maçında Ercan’ın çizgiden elle çıkarttığı topa penaltı verilseydi…
O maçta Beşiktaşlı oyuncuların, rakip kaleye hücum etmekten çamurlaşmış formalarını hatırlıyorum… Belki hepsi yetenekli değildi ama çoğunda “büyük oyuncu mayası” vardı, o sebeple yine de şampiyonluğa oynamıştı o takım. Şifo Mehmet’i vardı zaten en başta…

Yine o maçta Samsun’da sonradan giren bir genç vardı: İlhan Mansız. Rüzgardan uçuşuyordu, çok güçsüzdü ama sürekli arayış içindeydi. Pres yapıyor, sırtı dönük top almaya çalışıyor, topu verdikten sonra bir daha hareketleniyordu vesaire… Kendi yarı sahasına gömülen takımına zaman kazandırmak için çabalıyordu en azından. Yeteneğini bilemezdik ama sanki onda da büyük oyuncu mayası vardı, biraz güçlenirse çok başka bir oyuncu olabilirdi...
Şimdi hikâyede günümüze dönüp, dünkü maçın kasetini takalım… 2 Ağustos 1994 doğumlu bir çocuk, şöyle ki Roberto Baggio o efsane penaltıyı kaçırdığında daha doğmamış bile… Beşiktaş’ta alınabilecek en ağır görevi üstlenerek oyuna giriyor: Almeida’nın hedef santrafor rolü. Zira takım, ileride Hugo’nun değil 18 yaşında, ilk kez Süper Lig maçına çıkan bir çocuk olduğunu umursamadan top şişirmeye devam ediyor.

O çocuk, yani Sinan Kurumuş; o şişen topların çoğunu karşılıyordu. Hatta imkansız bir topu çevirip, neredeyse asist de yapıyordu (dışarıdan çevrildi diye kesilen pozisyon). En önemlisi, sahada sürekli arayış içinde olacaktı. Gol de kaçıracaktı Sinan, o sebeple ilk kez sahne aldığı İnönü’de ufaktan homurdanmalar, uğultular yükselecekti. Ama ona rağmen yine hep oyunun içindeydi…

Fernandes’in yerine girmesine rağmen, süre aldığı 20 dakika boyunca sadece 1 pas yapan, Corinthians, Shaktar görmüş Dentinho bile saklanacak ama Sinan, takımın “savunmacılar – hücumcular” olarak bölündüğü zamanda yine top almaktan kaçınmayacaktı. Çünkü galiba onda da “büyük oyuncu mayası” vardı! Büyük oyuncu "yeteneğinin" olup olmadığını, zaman gösterecekti...

Sinan Kurumuş, belki ileride o eksiklerini giderip büyük oyuncu olacak belki de ondan hiçbir şey çıkmayacak… Ama mesele şu ki; böyle bir performanstan sonra sadece kaçırdığı gollere takılıp, bu çocuğun ne taraftar ne de hocası tarafından sahiplenilmemesi… Evet, belki kaçırdığı golleri içeriye atacak 750 futbolcu vardır memlekette. Ama onların 740’ı, dün akşam yaşanan atmosferde topa dokunamadan maçı noktalayabilirdi…
Derdim Sinan Kurumuş değil aslında, onun özelinde toplum olarak genç oyunculara bakış açısı. Ortaya koyulan özgüvenin ödüllendirilememesi, hatta yerin dibine sokulması… Bu mantıkla FEDA da boş, “geleceğin Beşiktaş’ı” söylemleri de… O yüzden, bir genç oyuncu yakalamak için 50 senede bir gelen Sergen’i bekleyeceğiz, çünkü ancak öyleleri daha ilk maçından “bu da kim?” dedirtecektir… Ve yine o yüzden, Dentinho gibi 20 dakikada iki kez top alan yabancılar “sırf alternatif olsun diye” milyon Euro’larla kiralanmaya devam edilecek.

Cuma gecesi Sinan’a gösterilen tutum; 2-2’yi de hoca tartışmalarını da anlamsız kılıyordu, başka hiçbir şeyi dert edemedim…

14 yorum:

rivaldo dedi ki...

Maç sonu kendiside maça ısınmakta sorun yaşadığını ama daha sonra toparladığını belirtti.O pozisyonlara belki maç sonuna doğru girse daha iyi kararlar verebilirdi.Özellikle son bölümde ortasahaya gelip sürekli top kullanmaya çalıştı.Cezasahasına yapılan 3 isabetli ortaya da kafa vurdu.Biri asist oldu, diğer ikisi de gol olabilirdi.Sinan genç bir oyuncunun ilk maçı için oldukça iyi oynadı.
Ancak Samet Aybaba nın maç sonu yaptığı açıklamalar oldukça sinir bozucuydu.Resmen forvette Sinan'a kaldık , durumumuz bu dedi.Sezon başında Ernst yerine Hasan koşsun söyleminden buralara gelmemiz bence yükselen beklentiyle alakalı birazda.Şampiyonluk söylemleri, Dentinho gibi pahalı ve gereksiz transferler yapılmadan gidilseydi çok daha yararlı olurdu bizim için.

babilazizi dedi ki...

sinan, oyuna girdikten 10 dakika sonra maçı beraber izlediğim 4 arkadaşımla notunu vermiştik; "bu çocuk olacak".
topu saklaması, sürekli boşa kaçmaya çalışması, takım oyununun bir parçası olma hevesi dikkat çekici.
kaçırdığı ilk gol tam bir tecrübesizlik ve heyacan örneğidir... oynadıkça topu biraz daha sürmesi gerektiğini öğrenecek, kontratağa çıktıklarında nereye koşacağını öğrenecek. öğrenecek işte ıslıklana ıslıklana, acılar çeke çeke öğrenecek... bugün onu ıslıklayanların yarın kahraman yapacağını bilerek öğrenecek...
şimdi sorumluluk samet aybabada; elazığ maçında bu çocuk ilk 11 oynarsa geleceğimizin kemik kadrosunun 4. sağlam oyuncusunu kazanmış oluruz. olcay, oğuzhan ve 2 maçlık performansıyla ben buranın sahibiyim diyen gökhan, 4. olarak da sinan... ersan ve necip maalesef bana güven vermiyor.

rivaldo dedi ki...

Bu arada izlemek isterseniz Batuhan Bilgiç çok güzel 2, Fevzican 1 gol attı.Dakika 50 http://www.kanals.com.tr/

planck dedi ki...

sinan daha amatör, dentinho gibi profesyonel değil. herkes sinanın kaçırdığı golleri konuşuyor, onu "kötülüyor". ama dentinho hakkında konuşulacak bişey yok, çünkü kendisini kimse göremedi oyunda. şöyle de birşey var, sinanın yerine dentinho girseydi oyuna ve aynı sinan gibi oynayıp golleri kaçırsaydı ne hoca dentinhoya kaldık derdi ne de taraftar ve basın bu çocuğun burda işi ne derdi, daha ilk maçı olduğundan kaçırmasının doğal olduğu, oyuna hareketlilik kattığı, toptan korkmadıgı yerinde transfer olduğu ilerisi için umut verdiği falan konuşulurdu. nasıl kafalar bunlar ben anlamıyorum.

nkonrat dedi ki...

Sinan iyi bir kumaş olduğunu açıkça gösterdi ve bence Almeida’dan daha yararlıydı. Kaçırdığı gollerin çok daha kolaylarını Almeida da kaçırıyor zaten. Yeteri kadar ön plana çıkarılmamasının nedenleri arasında Samet Aybaba’nın kendi koltuğunu kaybetme korkusuna girmiş olmasını ve diğer yandan da sadece skora ve etikete endeksli olarak yorum yapan futbol yorumcularının Sinan hakkında erkenden olumlu görüş belirtip sonradan yanılmış duruma düşmekten korkmalarını sayabiliriz. Yani herkesin kendince bir hesabı var. Ayrıca maçtaki atmosferden sadece futbolcular etkilenmiyor, bazen taraftar da mantıklı düşünemiyor. Bu nedenle Sinan sadece futboluna odaklanmalı ve eline geçen şansı kullanmaya çalışmalıdır.

Clamoroso78 dedi ki...


Yetenekli olduğunu gözlemlediğimiz türk ya da transferi hiçbir işe yaramaz diyebileceğimiz yabancı oyuncular hakkında fikirlerimizi belirtirken şu gerçeği mutlaka en üste koymamız lazım:

20 hafta itibariyle Samet hocanın oynatmaya çalıştığı hücum aksiyonları 1.

Evet evet hem yazıyla hem rakamla 1 ( bir )

Almeida'ya topu at onun boşalttığı alanlara pres yap, orada konumlan ve topu alan ya direkt olarak ya da ikili oyunlarla rakip kaleye gitsin.

O zaman bu anlayışa göre "Almeida yok hücum yok." teziyle karşı karşıyayız ki bence genç Türk ya da yabancı kiralık kim olursa olsun orada oynayacak forvet türünün Almeida özelliklerine hafiften de olsa benzemesi lazım.

Sadece Almeida üstüne kurulmuş bir sistem mahalledeki tek topa sahip çocugun o gün hafta ailesi ile tatile gidip 1 ay dönmemesi gibi.

Sinan fizik gücü iyi ama daha da gelişecek bir oyuncu. Oyunun içinde de evet. Atar, atamaz o önemli değil. Ama en azından "Ben buradayım!" diyor. Bunlar bir genç oyuncu için çok önemli meziyetler. Ama onu oyuncu yapısına uygun bir sistemde de görmek lazım. Tıpkı Muhammed gibi sen de yazmışsın eski postlarda.

Gençlerle alakalı irdelenmesi gereken başka bir nokta da şudur:

Niang: " Temel gol vuruşlarımı Papin'den ( Tanju, Van Basten, Lacatus ile birlikte 90'lı yılların en bitirici golcülerinden biriydi.) aldım." demiş bir röportajında. Mesela bu yönetimin aklında bütçeden bir kısım parayla şu anki birçok yetenekli oyuncuyu yetiştirmiş bir defans bir orta saha bir de hücum koçu ( hatta bir de kaleci ) tutarak gençlerin hizmetine vermek gelişimlerini hızlandırmak akıllarında var mıdır?

İnşallah vardır. Papin'in Furkan'ı, Sinan'ı ve hatta Pektemek'i, Hierro'nun Muhammedi, Necip'i, Koeman'ın Atınc'ı, Veysel'i ve hatta Berat'ı ve hatta Ersan'a vereceği eğitimler bu oyuncuları nerelere getirirdi kim bilir..


Ne zaman ki Samet hoca farklı atak uygulamalarına kafa yoran bir sisteme döner ya da buna uygun bir hoca gelir o zaman gençlerimizin asıl kimlikleri de ortaya çıkar diye düşünüyorum. Çünkü bir genç ancak takır takır işleyen bir sistemde gerçek rolünü bulur. Çok özel yetenekler bile bozuk bir sistemde paslanır.

Oyun içinde sistem değiştirebilen Beşiktaş'ı en son ne zaman gördük? Bunu da gerçekleştirmek için şu prensipler mutlaka olmalıdır:

Bir takımın atak çeşitliliğe reaksiyon gösterebilecek futbol zeka ve bilgisine sahip futbolculardan oluşması ve elbette bunları harmanlayacak bir TD zorunluluğu.

Bizde bunlardan hiçbiri yok. Hepsinden az az. Elbise yamalı. Oralardan buralardan çekiştiriyoruz ki ayıp görünmesin.

Saha içi ve dışında yapılacak çoook işimiz var çooook.

Biraz sabır ama doğru yerlere kafa yorarak..


Basar dedi ki...

Sinan'ın nesi kötü anlayamadım. Bu kadar baskılı maçta, kafasız bir seyirci onunde her pozisyonun içindeydi. Bir de asist yaptı ama hakeme takıldı. Daha ne olsun?

Basar dedi ki...

Ayrıca Almeida'nın kaçırdığı pozisyonlar çok uzakta değil. Tarihi farka gideceğimiz 2-4lük fener maçındaki karşı karşıya pozisyon, dün gecekinden daha barizdi. Bu gözler en sevdiğimiz forvet Amokachi'nin Avrupa maçında 6 pastan boş kaleye kaçırdığı golü de gördü...

Bu yüzden kaçan gole takılmamak lazım. Sinan hem pozisyone girmede hem de hucumların içinde olmakta çok başarılıydı. Bu performansı gol kaçırdıktan sonra gösterdi, kendini ıslıklayan ve kafası çalışmayan seyircinin önünde verdi. Asist bile yaptı ki çok zor bir pozisyondu. Hakem düzgün maç yönetse skor basını ve skor taraftarının gözünde bugün kahramandı!

Bu çocuğun tek şanssızlığı Tigana veya Schustere değilde hoca demeye bin şahit, futbolcu düşmanı Samet Aybaba'ya denk gelmesidir.

Ben kendi adıma Sinan'ı çok beğendim. Yoklukta da forma bulursa çok mutlu olurum.

Jig§aW dedi ki...

samet hoca nın bize yaşattıklarından sonra tanju kayhan,rıdvan şimşek ve burak kaplan'ın düştükleri durumun tek başına sorumluları kendileri olmadığı ortaya çıkmadı mı sizce de.

Övünç Şentürk dedi ki...

Fabregas'ta böyle girmişti Arsenal'e .Vieira sakatlandıydı , ardından Edu sonra Gilberto Silva derken bütün orta saha Fabregas'a kalmıştı.Şimdi Pektemek sakat , Almeida sakat , Dentinho sakat , Niang hazır değil iş Sinan'a kaldı ama kendisine bu olanağı verecek ne bir teknik direktör ne de takım arkadaşlarına sahip.

Bu sezonun en önemli adamı Holosko ve daha yeni gelmiş Gökhan Süzen bile baya baya fırçaladılar çocuğu.Ben bir kere Dentinho'ya kızdıklarını görmedim.

Samet hoca zaten attı topu üstüne.Ağzından Dentinho çok saklandı lafı çıkmadı hiç.

Hey gidi Patrick Vieira nasıl da sahiplendiydi Fabregas'ı.Koskoca Van Persie hala arayıp tebrik ediyor Oğzuhan'ı.

Bizimkileri bıraksan saha içinde boğacaklar Sinan'ı.

Basar dedi ki...

Basında şimdi Fernandes'i yeme savaşı başladı! Bu takım ilk yarıda dirildiyse bunda Trabzonspor maçından sonra moral yemeği veren Fernandes'in etkisi büyüktür.

Sen takımın kaptanı pozisyonundaki adamı, rakip takımdan bile teşekkür alacak şekilde 10 gün önce takıma gelmiş adam ile değiştirirsen elini sıkmaz! Hele hele kaptanının yüzüne bile bakmadan, bir elin cebinde bir elin aşağıda onu kutlarmış gibi yapıyorsan, o eli hiç sıkmaz. Helal olsun Fernandes'e, çok karakterli çocukmuş!

1 maç ile Almeida'nın tekrar sakatlanmasına sebep oldun, Fernandes'i bitirdin, Ersan'ı bitirdin, Sinan'ı tebrik etmeyerek bitirdin... Takıma ve camiaya verdiğin zarar, malesef her hafta katlanarak artıyor.

*******

Bu hafta bunun dışında konuşmamız gereken husus, sağlık ekibi ve fizyoterapisttir! Evet biz futbolu, futbolcuların gelişimini konuşmak istiyoruz ama sakatlıktan konuşacak futbolcu kalmadı!

Bu arkadaşlar yemiyor içmiyor, sağ olsunlar iyileşen oyuncuyu bile tekrar sakatlığına kavuşturuyorlar! Bu kadar oyuncunun sakatlanması, bu kadar oyuncunun tekrar tekrar aynı sebepten sakatlanması, sırasıyla sağlık ekibi, kondüsyoner ve teknik ekibin suçudur.

Sene sonunda, teknik ekibin, kondüsyonerlerin ve sağlık ekibinin baştan aşağıya değişmesi lazım. Şu an iyi dışarıdan iyi ekipler bulunabiliyorsa, hiç mahsuru yok hemen de değişebilirler!

helldoradotcom dedi ki...

Belki de bir musibet sonucu zorunlu olarak kadroya dahil ettigi Oguzhan gibi bu maglubiyet sonrasi da Escude'yi kullanmaya baslar Samet Hoca. Kendisinin taktisyen olmadigini bu macla tasdiklemis oldu. Eger ki roportajinda belirttigin bigi Fernandes'in oyunundan memnun degildin (ben de kaptirdigi toplardan, ve oyunu yavaslatmasindan cok sikayetciydim bu arada) o zaman skor avantaji bizdeyken, yani gole ihtiyacin yokken degistireceksin! Mac 2-2'ye geldikten sonra lise takimi antrenoru gibi oyuncu degisikligi icin cirpinmayacaksin.. Almeida'ya top sisirmekten baska oyun planin olacak. Forvet uzerine forvet transferi yapacagina bir adet adam gibi stoper alacaksin.. Samet Hoca falan degil de babamiz iflas ettigi icin bir sureligine patlak pabucla geziyoruz. Yoksa Altinsay kalsaydi da VAn Gaal gelseydi, belki siralamada gerilede olurduk ama en azindan her turlu planimiz olurdu.. Ozet: Kaybedilen plansiz bir yil daha!

utaman dedi ki...

Yok etmeye yönelik futbol ortamından gına geldi artık. Bence Sinan ilk maçında beklediğimin çok üzerinde futbol oynadı. Tebrik ediyorum kendisini. Bu şekilde devam etsin. Gol kaçıra kaçıra kaleciyi avlamayı öğrenecektir. Aslında şu maçtan sonra herkesin hayran olacağını düşünmüştüm Sinan'a. Ama beklenti gol bulup takımı sırtlamasıymış. Çocuk 18 yaşında neredeyse tüm hava toplarına dokundu. Senin de vurguladığın gibi saklanmadı oyun içinde. Elazığ maçında 11'de başlar umarım.

Basar dedi ki...

Samet Hoca bize bir iyilik yap, Moneyball filmini izle! Kaldığımız yerden devam edelim!