Borussia Dortmund ve Futbol…

Koş, koş, koş! Bu ay FFT’de kapak konusu olan Borussia Dortmund yazısının başlığıydı. İçinde bulunan Klopp röportajı ve onun yorumlanışı; indirgenmiş bir “futbolu öğreniyorum” kitabı kıvamında… Özellikle benim de kafayı çokça taktığım o “topun kaybedildiği yerde pres” konusunun işlenişi, muazzam.

“Önde pres yaparak topu kazanmak, en çok biz hücumculara yarıyor. Çünkü kaleye daha kolay şekilde varabiliyoruz” diyor Lewandowski… Aslında bu işin sadece savunma sanatı değil, en önemli hücum silahları oluğunu söylüyordu bir bakıma. Klopp’un “peki bu riskli değil mi?” sorusuna verdiği cevap da muazzam; “hiç de değil! Çünkü zaten rakibi hiç kaleye yaklaştırmamış oluyorsunuz”

Yine Klopp’un dikkat çektiği bir husus daha var, o da bu önde baskının sadece “hadi oğlum, şuraya bas” demekle olmayacağı… Bu konuda oldukça ağır idman yapıyorlar. Hatta bazen hücum dörtlüsü bazı çift kale maçlarında aynı şekilde savunmada oynayıp, pozisyon bilgilerini zenginleştiriyorlar. En önemlisi de bu işe yatkın bir kondisyonerleri var…
Yani Borussia Dortmund da koşuyor ama direkt sonuca yönelik, “öldürücü” şekilde; Arsene Wenger’in dediği gibi “sürekli ileriye giden bir tren gibi” koşuyor… “Haydi beyler, topu kaptırdık savunmaya gelin!” diye bir mantık yok. Atağın bittiği yere basıp, tekrar başlatmak var… 

Antrenörlerin futbola  katısı %7’dir diyen biri vardı, motto oldu… Onu bir bulmak ve Klopp’la, hatta Diego Simeone’yle tanıştırmak lazım. Teknik direktör, hatta ona bağlı yardımcı antrenörler çok önemlidir. Bir kulübün modern düşüncesini, direkt olarak sahaya yansıtacak adamlardır. Onlar olmadıktan sonra, yapılan tüm projeler tam anlamıyla vizyona çıkmayacak demektir.

11 yorum:

planck dedi ki...

O 7'yi de neresinden salladıysa artık :)) Ama tabi ki klüp genetiğiyle td'lerin kafa yapısı uyuşmazsa o katkı %5in bile üstüne çekilemeyebilir. Mesela Klopp'a her zaman genç ve öğrenmeye aç oyuncu gerekiyor bu treni oluşturabilmesi için. Genç olmayan oyuncularla bu kadar koş koş zaten zor, üstüne bir de ağzından çıkan her taktiği, her uyarıyı ciddiye alıp uygulayacak, onu gerçekten "hoca" olarak görecek oyuncu takımı lazım. Mou gittikten sonra Real Klopp'u alsa, uyuşamazlar bence mesela.

BVB Türkiye dedi ki...

Türkiyedeki FFT dergisini okuyamadığımız için Klopp bundanda bahsettimi bilmiyoruz fakat sistemdeki en önemli şeylerden biride temiz oynamak. Klopp pres yaparken oyuncularından faul yapmamalarını istiyor hatta emrediyor. Cünkü oyun durursa topa sahip olamazsınız. İstatisliklere bakıldığında öğrencilerinin Jürgen'nin bu istediğinide gerçekleşti görüyoruz..

Yüzde 7 konusu ise Klopp'un takımları için (Mainz-BVB) asla geçerli değil kesinlikle.. Bu başarı tümüyle Klopp'a ait değil ona bu sistemi sağlayan bir ortam var BVB'de ama Klopp kendi üstüne düşen görevi fazlasıyla yapıyor. Oyuncu gelişimi konusunda harika bir teknik adam. Oyuncuların bu konumunda aynı orantı ile takım gelişimide önemli yer tutuyor. BVB'den bir oyuncu olacak kulüplerin o oyuncuda bir performans kaybı yaşanacağını bilmesi gerek cünkü oyuncunun performansının bir bölümü tamamen Klopp'a ait..

Yazınızı keyifle okudum
sevgiler saygılar

BVB Türkiye

Cartalete dedi ki...

Galiba o detay düşülmemişti, hakikaten çok da önemli bir detay... Bir takımı törpüleyen ve maçtan soğutan en baş belası bir harekettir, özellikle de sırtı dönük adama faul yapmak. Gerçi burada o konuda bir hakem sıkıntısı da var. Hücum presiyle kazanılan toplarda genellikle "ne olur ne olmaz" denerek çok basit faul çalınabiliyor...


Teşekkürler.

yilmaz dedi ki...

simeone diyince tüylerim diken diken oldu :) bizi yendikleri sene ilk yarıda fecaattiler, inşallah bize atletico çıkar dedim. Sonra bu arkadaş geçti teknik direktörlüğe. üstümüzden buldozer gibi geçti :)

helldoradotcom dedi ki...

Olay yine bir onceki posttaki gibi oyucularin kapasitesinde, ogrenmeye acik olmalarinda, egitimlerinde bitiyor diyecegim istemeden bir onceki post'la ayni yere varacagiz. Klopp bizim ulkemize cok buyuk ihtimal ancak gelse 6 ay dayanabilir. Bunu inkar eden olursa ya gercekci degildir, veyahut Turkiye liginden bihaberdir. Olur da Klopp basarili olursa da ben ona buyuk oranda sans derim. Cunku kotu malzeme ile iyi pasta/yemek yapilamaz. Klopp'a ayni Klopp gibi fakat onun Turk versiyonu bir scout ekibi gerekir, iste o zaman gizli kalmis ogrenmeye ve gelisime acik cevher bulunup Klopp'a verilir ve surdurulebilir mikro bir basari saglanabilir. Bu hikaye size tanidik gelmistir zira Ibrahim Altinsay bunu yapmak istedi ama izin vermediler.

Köfteci dedi ki...

Conte, Klopp ve Simeone de diyebiliriz sanırım. Elinize sağlık güzel bir yazı.

gökhan dedi ki...

@helldoradotcom

valla 6 ay dayanabilir iddiana itiraz ediyorum ve türkiye ligi'ni de gayet iyi biliyorum. zaten bu kafayı oldum olası anlamadım. "kim gelirse gelsin 6 ayda yiyoruz kafasını" diyorlar. ben de diyorum ki, yedirtmesin abi o zaman. işinin hakkını versin, uğraşsın, ortaya birşey koysun, kimse yiyemez onu.

beşiktaş özelinde son 10 seneye bakıyorum, luce ve tigana hariç tüm hocalar kovulmayı hak etti. luce zaten futbol üstü olaylar yüzünden gitti. belki tigana'nın başını yediğimiz söylenebilir. ama taraftar iyi kötü hakkını veriyor yine.

bak mesela fatih terim. iki senedir adamı kovmak için fırsat arıyorlar, herif dayandı ve nerelere geldi. seversin sevmezsin ayrı mesele ama büyük hoca. uğraştı didindi ve daha 2. yılında cl çeyrek finali yaptı, ligi de muhtemelen kazanacak. getir böyle hoca, yiyosa yesinler başını.

schuster, rijkaard falan bunlar kötü hocalar. daha çok insan yönetimi ile bir yerlere geldiler geçmişlerinde. zaten başarıları da kısa sürdü. şu an nerede oldukları da belli. bunlara bakıp "bize de kimse dayanmıyor" lafları duymak bana komik geliyor.

ha şu var tabi. ortaya bir proje koyarsın, hocanı da ona göre seçersin. atıyorum hemen başarı istiyorsan mourinho'yu alırsın, geleceğe yönelik bir yapı istiyorsan van gaal'i. mesela altınsay-van gaal birlikteliği çok acayip şeyler çıkarabilirdi, olmadı. şimdi ki yönetim lafa gelince idealist ama uygulamada saçmalıyor. bakalım, önümüzdeki transfer dönemi benim için çok belirleyici olacak.

klopp konusuydu ama saptırdık baya. konuyla ilgili olsun bari, büyük hoca :)

Basar dedi ki...

Arkadaşlar neyi tartışıyoruz, yönetim başımıza kariyerinde 8 takımı sezon oynanırken bırakmış, 3 takımı küme düşürmüş, sadece 1 adet uefa kupası maçı yönetmiş, mağlubiyeti galibiyetinden fazla olan bir hoca getirmiş.

Samet ile ne günü kurtarabilirsiniz ne de yarınlarınızı. Top bile dolaştıramazsınız.

Cartalete yazma kardeşim şu yazıları. Bu hocalar bize ütopik, bize Yılmaz Vural bile çok!

Cartalete dedi ki...

Buraya her yazılan yazı Beşiktaş'la direkt alakalı değil zaten. :)

oguzk dedi ki...

Klopp bütün klüplerin ufkunu açtı.Bir sürü Samet Klopp, Hikmet Klopp, Aykut Klopp çıktı ortaya ve başkanlar da bu örnekleri düşünerek neden olmasın görüşünde.İstikrar benim fikrimce de bu işin en önemli kısmı.Tabi hoca oyun planı, oyun sistemi ya da oyun görüşü olarak değil de "ama çok babacan :)) " olarak beğeniliyorsa bu iş olmaz.
Biz bu sistemle avrupaya gidersek eğer, çıkar bir soğukkanlı basit oynayan bir İskandinav takımı 3 atar yollar bizi. İstikrarı Lucescu'dan sonra aradığım ve gitmesine üzüldüğüm Tigana ve Schuster'e saygılar.

Basar dedi ki...

Sevgili Cartalete,

Gayette güzel bir yazı olmuş fakat hastalık olarak yazılarını bir şekilde Beşiktaş'a bağlıyoruz.

Malesef şu anda Beşiktaş'ın başında hoca filan yok, o yüzden bu tip yazılar beni derinden üzüyor. Olay bundan ibaret.