Futbol dilinde her şey: Luiz Suarez

Olayları, sıklıkla abarttığı agresif halleri sebebiyle sevmeyeni fazladır elbet… Ancak Luis Suarez’in futbol topuyla buluşan hali, bu oyunu çok güzelleştiren emarelerin başını çekiyor son günlerde. Özellikle de o telaşı, ‘çok şey yapmak isteyen’ heyecanı… Hani futbol oyununda, joystickin başında işi bilmeyen birinin yönettiği sanal oyuncu sanırsınız en başta… Ama çok geçmeden de sanki bir usta tarafından yönlendirildiğini anlarsınız!
Doğru tarafa çalım, doğru şekilde ve doğru yere şut… Heyecanın, büyük bir yetenekle karıştığı Luis Suarez’in Liverpool’daki özet şöyledir aslında; “ver topu şu 7 numaralı çocuğa, gerisini o halleder…”

    Eğer Luis Suarez bu sezon herhangi bir ödül kazanamazsa, tarihin ödül kazanamamış en iyi oyuncusu olur. -Steven Gerrard

Her iki ayağıyla net gol vuruşları ve o açıyı sağlamak için bolca teknik… Arada bir kafa şutu, konusundaki uzmanları bile kıskandıracak frikikler… En önemlisi de hırsı, enerjisi ve bitmeyen arzusu… Luis Suarez’i Premier Lig’in krallığına götürecek birçok sebebi var. Ancak onun meselesi sadece gol atmak değil. O, hiç gol atamadığı maçlarda bile yine Liverpool’un her şeyi… Zaten yukarıdaki sözü sarf eden Gerrard da, galiba bunu farkında.
“Gol uğuruna her şey yapmak, yapabilmek”… İşte Suarez’i net şekilde tanımlayacak deyim, hatta ‘Zlatanera’ gibi adını deyimler sözlüğüne kazıtsa da yeridir; “suareze bağlamak”… Newcastle United maçında, uzun gelen topu önce omzuyla kontrol edip, hemen ardından kaleciyi çalımlayışı; “suareze bağlamaktı” mesela… Kurbanlardan biri olmasına rağmen Coloccini’nin yerinde olup, o gole daha yakından tanık olmayı kim istemezdi ki?


Çok özel bir yetenek, hatta Barcelona, Real Madrid seviyesine çoktan ulaşan, zaten oralarda olduğu vakit Messi ve Cristiano’yu “en iyiler” klasmanında pek de yalnız bırakmayacak bir yetenek… Ama olsun, böylesi daha iyi… Luis Suarez gibi oyuncuları, çok iyi takımın bir parçası olarak görmektense, ‘bir takımın her şeyi’ olarak izlemeye devam etmek, çok daha keyifli…

3 yorum:

Övünç Şentürk dedi ki...

Ehehh özelinde bir Liverpool kritiğim vardı zaten.

Liverpool niye Bayern'e veya Barca'ya versin ki bu adamı , Andy Carroll gibi bir meşe odununa 40 milyon sterlin veren takım neden adam gibi transfer yapmayıp hala başarısız olduğu için oyuncularını elden kaçırıyor anlamıyorum.

Yani düşün Zlatan+Thiago Silva parasına Andy Carrol+Stewart Downing aldılar.

Her ne kadar 8 muhabbetinden ötürü aramız bozulsa da her daim İngiltere'de en sempati ile yaklaştığım takımdır Liverpool.Walla Beşiktaş kadar için acıyor şu hallerine.

Brendan Rogers'tan hala ümitliyim de o da gelir gelmez Borini isimli bir başka meşe odununu döşedi bir güzel ...

Cartalete dedi ki...

Rogers'tan ben de ümitliyim. Epey genç oyuncuya da sarmış. Bir de Alcantara söylentisi var, olursa çok şey değişir Liverpool'da.

O Carroll meselesini de hala çözmüş değilim zaten. Yüz yılın kazığı.

lamhaltas dedi ki...

Carroll-downing-henderson meselesi bir politikaydi aslinda. dalglish doneminde adali oyuncularla juventus gibi milli takimin ana kaynagi ve ligin zirve ekibi olma plani vardi sanirim. sonucu yaklasik 70 m pound oldu o ayri mesele.

suarez ise yetenegine hayran olsam da karakteri sebebiyle cok sevdigim liverpool'a asla yakistiramadigim bir adam.