Oğuzhan’ı yeniden keşfetmek


Uzatma dakikaları oynanırken, Beşiktaş’ın sol kanadından, en sağ tarafa uzun bir pas uzandı. O pas, beraberlik golünü arayan Antalyaspor presini kırmış hatta Beşiktaş’a net bir pozisyon imkânı sağlamıştı. Sadece yetenekle atılacak bir pas değildi o… Öyle olsaydı, aynısı birkaç saniye önce Fernandes’in de ayağından çıkar, Beşiktaş kontraya çıkacakken kendi kalesinde bir kontra görmezdi…
Oğuzhan’ı yeniden keşfetmeye gerek yok… Bu sezon bazı dönemler farklı ve iyi bir Beşiktaş gördüysek, o sahnelerin başrolünde o vardı, bu akşam da öyle… O oyuna girdi, Beşiktaş tribünüyle, oyunu karşı alanda oynamasıyla ve “tesadüfler dışında” bir ara pasla golü aramasıyla yeniden Beşiktaş oldu. Asisti de dahil olmak üzere her şey bir kenara; sadece o 90+3’deki uzun paralel pası bile “neden Oğuzhan?” sorusuna bir sayfa dolusu cevap niteliğinde. 

Oyunun bir bölümünde Olcay, Oğuzhan ve Mustafa Pektemek’ten oluşan üçlüyle, nefis bir hücum aksiyonu izledik. Herkes nereye koşacağını ve nereye pas atacağını biliyordu… En genci 21, en yaşlısı 26 yaşında olan o üçlü; son beş maçta Beşiktaş’ı daha lezzetli kılmasının ötesinde, gelecek senelere devredilecek bir artı olabilir. Özellikle Mustafa Pektemek, o ağır sakatlıktan fazlasıyla diri dönmüş. Ancak sadece top şişirmeye odaklı bir takım, Pektemek’in yüzde 20’sinden faydalanır. Ancak o üçlü, bu oranı yüzde 70’lere çekebilir…
Daha ayağına top değmeden tribünlere “haydieaa!” hareketi çeken ve 1.5 yılın sonunda, bavulunu alıp giderken Beşiktaş’a 2.8 milyon Euro’luk gider yaratacak Dentinho ise, FEDA sezonunda “haftalığını cebinden düşüren öğrenci” kıvamında bir ekonomik trajedidir… Kayserispor Pablo Mouche’yi 2.5 milyona bonservisiyle aldı; kenar forvetin tanımını yapıyor şu haftalar.

23 yorum:

Övünç Şentürk dedi ki...

Gerçekten Oğuzhan ile Pektemek arasındaki uyum dikkat çekici geldi bana da .

Webo'yla Sow'da böyle mesela çıkıp oynadılar direk sanki 15 yıldır takım arkadaşı gibi.

Bu sabah Mehmet Demirkol , formayı sana vermezler öyle bir 15 dakika oynarsınki sen çıkar alırsın demişti Oğzuhan için , sanırım o 15'ten fazlasını biz 1 senedir görüyoruz da bizden başka gören pek yok.

madgoat dedi ki...

Merhaba bu maç özelinde Necip ile ilgili fikirlerinizi merak ediyorum. Bu konuda bir iki kelam ederseniz sevinirim.

Cartalete dedi ki...

Bence Necip'in genetiğiyle oynamadan, artık hangi mevkinin adamı olduğuna karar vermek gerek. Bence hala net bir damga vuramayışının sebeplerinden biri, daha tam olarak bir mevkinin adamı olamadan her yere gezdirilmesi.

emreyetisirr dedi ki...

Sırf kendi ego tatmini için oğuzhanı oynatmadı ya da ouzan mı diyelim ona neyse oğuzhanı hepimiz tekrardan gördük daha doğrusu oğuzhan gözümüze soktu bunu. Oğuzhanı al artık diye bağırmaktan boğazım yırtıldı. Niye oynatmadı oğuzhanı, niye bu kadar korkak oynuyoruz , emre özkana 30 dakikada çıkartıp gökhan süzene kaç maçtır niye dayanıyo , haftalardır holoskonun düsen formunu görmüyo mu bu adam. Erkan kaş bu kadar kötü müde hiç sans verilmıyo bu adama. Muhammedi hasanı oynat artık hocam gözünü seveyim ya yıllardır izliyorum kötü oldugumuz dönemler oldu ama bu takım insanda istek bırakmıyo artık. Yazık bu taraftara artık. Şu yürümekten aciz escude yerine atınç kötü oynasa kim bu kadar kahrolur merak ediyorum

planck dedi ki...

Maaçı izleyemedim, savunma anlamında bir gelişme var mı merak ediyorum. Ersan - Escude nasıldılar mesela hangisi sağda oynadı?

Cartalete dedi ki...

Escude sağda oynadı. Pek açık alanda yakalanmayınca, dengeli oldu savunma. Pozisyon bilgisiyle kotardı orayı epey.

Unknown dedi ki...

hocanın 4-3-3 den vazgeçip bugün yaptığı gibi pektemek-olcay-oğuzhanı biribirne yakın oynatıp oğuzhanın arapas özelliğinden olcayın araya kaçma özelliğinden daha çok yararlanması lazım, önümüzdeki yıl holmen ve necip arkalarına melo tarzı tam önlibero bir oyuncunun katılmasıyla takımın çok daha başarılı olacağına inanıyorum.

nkonrat dedi ki...

Anlaşılan o ki, Oğuzhan kendisini 100 kere de ispatlasa SA'nın ona karşı tavrı değişmeyecek. Bu takımın başında kalmasını sağlayabilecek yegane futbolcunun Oğuzhan olduğunu şimdiye kadar görememiş birinden başka türlü davranmasını beklemek boşuna. Umarım olmaz ama eğer SA seneye de kalırsa orta sahaya Veli tipinde, bir kaç oyuncu daha aldırır, Oğuzhan'ı da kulübeye mahkum eder.

Bu geceki galibiyet kırmızı forma olmadan da maç kazanılabileceğini ve totem yapmak adı altında renkli takımlara özenmenin gereksiz olduğunu göstermesi bakımından önemliydi.

Unknown dedi ki...

İkinci yarının belli bölümlerini neredeyse tamamını Oğuzhan'a yazacağımız bir çıkışla iyi oynadık. Ancak bu galibiyetten Samet Aybaba'ya hiç pay düşmez. Oğuzhan sağlıklıysa her koşulda ilk 11'de oynar. Bilinçli olarak oynatmadığının da ayyuka çıkması nedeniyle konuşulan diğer öğeleri de katarsak ilk dönemki oyun stilinin geliştirilmek bir yana kaybedilmesinin baş aktörü olması sonucu artık değişmez. Bu seneyi 3.bitirmeliyiz, kalan maçlardan ne sonuç çıkarsa çıksın yönetim sene sonunda da diğer başlıkta konuştuğumuz Britanyalılara yönelmeli, makul başka bir yabancı alternatifte kabul edilebilir.

Yapısal gelişim anlamında kötü geçen sezonun yine de kazandırdıkları oldu. Oğuzhan elbette ilk sivrilen. Gelecek sezon daha makul bir teknik ekibin elinde orta sahanın en kritik oyuncusu olacaktır. Olcayda 10 gole ulaştı. Maliyetine oranlarsak iyi bir kazanım. Bugünkü hareketleri ile sempati toplamadıysa da maç sonunda pişman olmuşa benziyordu. M.Pektemek, olumlu sinyaller verdi. Seneye Oğuzhan ve Olcayla birlikte uzun erimli bir hücum ekibinin asli öğelerinden olabilir. Potansiyeline eriştiğinde çok özellikli bir hücum oyuncusu olduğu malum. Holosko ise ilk yarı görüntüsünün çok uzağında. Kadroda kalsa da güvenilmez bir görüntü çiziyor. Orta sahaya defansif katkı sunacak oyuncu eksiği de elbette sırıtıyor.

McGregor ligin en çok gol yiyen kalecilerinden biri fakat tüm günah onda değil. 20 üzerinden 13-14'lük bir kaleci denebilir. İyi bir defans hattıyla oynasaydı belki şimdi güvenilir kaleci gibi yorumlar alıyor da olabilirdi. Bir çok yönden şanssız bir sezon geçirdi. Cenk'in ileri gitmemesinden de açıkça görünen kaleci antrenörü sorunu da diğer nokta. Bugün bir kaç pozisyondan gördüğüm diğer sorunsa açıkça özgüvenini ve defansına yönelik güvenini tamamen kaybettiği sonucuydu. Son dakikalarda faul-korner vs. olduğunda gol yemiş kadar üzgün, kızgın ve tedirgindi.

Ersan'ı toparlanma sezonu olarak değerlendirdiğimiz bu senede fena bulmadım. Bugünde iyiydi. Önde baskı temelinde inşa edilecek bir oyun stilinin önemli stoperi olabilir.

Hilbert'i bugün dahil son dönemde çok kötü görüyorum. Kontrat meselesinin etkisi olabilir. Ortalama bir sağ bek şu halinden fazlasını verebilir. Toparlanacaksa güvendiğim bir oyuncu ancak alternatiflere yönelmekte mümkün.

Gökhan Süzen artık net olarak söyleyebiliriz ki sol beki doldurabilecek kapasiteye sahip değil.

Fernandes'te de uzatmaları oynuyor havası var. İyi bir teklifle gitmesinde hayır olabilir. Ya da kontratını uzatmak lazım.

Esasen iskelete dahil edilebilecek kayda değer parçalar çıkartabiliyoruz. Yönetim kritik bir virajda. Teknik ekip konusunda atacağı doğru bir adım son kredisinden olumlu çıkış almasını sağlayabilir. Burada yapılacak bir yanlış ise bir sene sonra kaosu çok daha ağırlaştırabilir.

gundelikci dedi ki...

oğuzhan'ı artık yazmaya gerek dahi görmüyorum, tek isteğim forvet arkasına doğru evrilmesindense tam bir mc olarak kalması olabilir.
ben de necip'i yazacaktım bu maçla ilgili, veli yanında olmayıp tek kalırsa kesinlikle daha efektif oynuyor. artık bir mevkide ısrar edilirse kendinde çok iyi olur, dün bir kritik pas hatası dışında genelde olması gereken yerdeydi, hem ofansta, hem defansta. golden önce oğuzhan'a pası aktaran da, ozi-olcay-pektemek üçgenine topu getiren de kendisiydi ve yapabilmesinin sebebi de doğru yerde olmasıydı. oğuzhan oyunda yokken ters kanada top da attı, topla dripling yapıp ara pası da denedi.

aslında kendini dinamitlemeden elindekine gere oynatırsan takımı veli bile 6 asist yapabiliyor. yok takımı topun arkasına çekip veli-necip çift önlibero yaparsan veli alan boşalttıkça necip de batıyor, ekstra performanslara kalıyor sonuç. keşke galibiyet sonrası takımın önünü açmak için gidiyorum deseydi hoca, bir hoş seda bıraksaydı.

yilmaz dedi ki...

nacizane fikrim, seneye kadro planlaması yapılırken, yabancı oyuncu kontenjanı ağırlıklı olarak beklere ayrılmalı. hilbert'in durumunu bilmiyorum, eğer ismail eski formunda dönemeyecekse mutlaka iyi bir bek almalıyız. şaşalı bir forvet ya da ortasaha oyuncusundan çok daha elzem konu bekler.

Olcay'ı ben Bobo'ya benzetiyorum bi özelliğiyle. Özellikle portekizliler geldikten sonra Bobo tam olarak taraftarın önüne atıldı. En ufak hatasında bizim tribün komple bobo'nun üstüne çullanacaktı. Fakat bobo buna izin vermedi ve gollerini sıralamaya devam etti. Beşiktaş taraftarı her nedense yıllardır gol problemi çekerken bobo'ya hiç kredi tanımadı. o, attıkça yaşayabildi. Şimdi aynı durum olcay için de geçerli. Büyük bir ihtimal, ilk iç saha maçında bu çocuğu göndertecek bu tribün. Adamın gol atmasının bir önemi yok zira. bizim taraftara isim olacak. q7'nin bilmem kaç senede attığı golü ilk senesinde ve kelle koltukta atması bile onu kurtaramayacak. bizim taraftarımız şimdiden onun biletini kesti bile. Maalesef kendisi de o güruha gerekli malzemeyi verdi dün akşam.

Övünç Şentürk dedi ki...

@yunus

Burada net bir yanılgı var , Beşiktaş hiç bir zaman 4-3-3 oynamadı.

Büyük orada Real Madrid'e benzer bir 4-2-3-1 oynuyor.Orta ikili hep yanyana oynuyorlar.Bir tek İbrahim Toraman girdiğinde ön liberolu bir anlayış oluyor ki o da her zaman değil.Toraman bile 2'liden biri olarak oynamışlığı var , hatta o ikilide Veli ve Necip'ten daha etkin olmuşluğu bile var.

Zaten en büyük problemlerden biri bu.Topu ileri taşımasını beklediğimiz Fernandes forvet oyuncusu kanatlara deplase olduğunda takımın en ilerisindeki adam oluyor bu sistemde ön 3'lünün ortasındaki adam olarak.

Bu problem Fenerbahçe'de de fazlasıyla mevcut ki Fernandes gibi bir adamları olmadığı için ısrarla Caner'i kullanıyorlar.Biz ise elimizdekini kullanamayıp üstüne puan kaybediyoruz.

Fernandes'in istatistiklerinin mevkisiyle direkt alakası yok gibi.Zira Oğuzhan daha geride oynamasına rağmen ondan çok daha fazla pozisyona giriyor doğru zamanda doğru koşuları yapabildiği için.

gundelikci dedi ki...

elbette tek maçla fazla hayale kapılmadan, bu takımın yerli oyuncu anlamında çok da geride olmadığı ortada bence. hep söylediğim gibi sıkıntı takıma seviye atlatacak yabancı olmamasında ve seneye de aynı problem var olacak. sivok belki defans anlamında takımın en iyisi olarak görünüyor ama bence ne toparlayıcı ne de göğüs göğüse çarpışan stoper sitilini tam olarak temsil edemiyor, bu bocalamaları bizi çok kez yaktı. hilbert de genel ortalama itibariyle vasat, takımı zaman zaman içe kat ederek ileri götürüyor ama fazla tercih hatası yapıyor ilerideyken ve orta açmak için o kadar geveliyor ki topu, onun ayağında gelecek ortayla atılacak ön direk golü neredeyse mucize. holosko'yu ligi 3 senedir takip eden herkes biliyor aslında, ne kadar az dripling o kadar iyi, o yüzden karşı takımı şok baskıyla boğup, rakibini koşuyla ekarte etmesini sağlamalısınız. soyadı şişmanoğlu olsaydı kalsın derdim ama yabancı kontenjan sorunu ortadayken zor. almeida oynadığı dönemde ne kadar verimli olsa da, çok iyi yaptığı bir çok işin yanında, ön direk koşusu olmaması ve bitiricilik sorunuyla yine takıma seviye atlatamayanlardan.

EC dedi ki...

Maci izleyemedim..
ama Samet Aybaba nin kafasindan neler gectigini anlamakta zorluk cekiyorum.
Aykut Kocaman Salih oynatarak parlatirken, UEFA da onu bugun gelecek vaadeden 4 futbolcu arasinda gosterdi.

Oguzhan ondan daha iyi bir altyapiya sahip ve daha etkileyici bolgelerde daha bitirici isler yapabileceginin sinyallerini verirken, onunuzdeki Hoca sizi sanki yoketmek istercesine, ya yanlis yerde oynatarak yada gizleyerek hem Takimi negatif yonde etkiliyor, hemde Oguzhan i kaybediyoruz..

icimden bir ses eger degerlendirmezsek, birileri gelir onu elimizden calar ( GS ve FB filan..) ondan sonra BJK li taraftarlar olarakda biz hep beraber Oguzhana soveriz bize karsi oynadigi maclarda..
o yasta bir oyuncu futbol oynamak ister.. 15 dk 35 dk degil 150 dakika..

gercekten anlamakta zorluk cekiyorum... bu Feda yilinda gencleri daha fazla kullanip gelecegi planlamak varken.. Samet Aybaba beni husrana ugratti..

hep cantadan tavsan cikartmaya calisiyor..ama canta da tavsan yok..

o bunun farkinda bile degil..

ECO - Kavala, GR.

planck dedi ki...

Aslında çanta da yok..

beagle dedi ki...

@planck - cartalete

Daha önce sanırım Mustafa da belirtmişti, Escude oynadığında savunmadan topun çıkış kalitesi çok artıyor. O farkı Oğuzhan girdikten sonra paslaşılabilen hal alan orta sahaya yerden doğru şiddette Escude'den gelen topları Mustafa ve Olcay'ın sırtı dönük tek paslarla yanlara akatarabilmelerinde görebiliriz. Escude biraz ağır olmakla beraber eldeki en iyi stoper ve çok daha iyi bir oyun başlatıcı. Ayrıca Ersan'ın eksiklerini kapatıp bir sınıf ileri gidebilmesi için de doğru bir model.

Daha çok uzun yazılabilir ama haftaya nasılsa Sivok'u oynatıp Escude'yi keser Samet.

lamhaltas dedi ki...

Necip konusunda bir-iki gözlemimi aktarayım.

Öncelikle pozisyon alma konusunda hala ben bir gelişme göremiyorum. Olcay'da da gördüğümüz kontrolsüz pres anlayışı onda da var ve savunma önünde oynadığında sorun yaratıyor. Nitekim maçın ikinci yarısında gereksiz bir pres için kanada açıldı ve bir tehlike yaşadık.

Ona bir pozisyon bulacaksak bence 4-3-3'ün sağ-sol iç pozisyonu veya 4-2-3-1'de 2'nin enerjik ve öne doğru oynayan versiyonu diyebiliriz (meireles,ramires,khedira örnekleri gibi)

hücum anlamında da takımın hala belli hücum setleri olmaması ve dolayısıyla biraz doğaçlama hücum ediyor oluşumuz onun kaleye yaklaştıkça etkisinin azalmasına neden oluyor.

neverlong dedi ki...

@EC
UEFA'nın Salih'i gelecek vadeden 4 oyuncu arasında göstermesi gayet normal. Avrupa Ligi'nde son 4'e kalan her takımdan birer parlayan oyuncu seçmişler, Salih'in o konuda Fenerbahçe içinde rakibi çok az. Hasan Ali, Stoch, Caner ve Salih'ten birini seçmek durumundaydılar. Hasan ve Stoch son aşamalarda pek oynamadığı için ya Caner ya Salih durumu oldu.

Salih'in parlaması, Oğuzhan'ın umduğumuz kadar parlamamasında teknik direktörden ziyade oyuncunun içine girdiği takımın etkisi olduğunu düşünüyorum ( teknik direktörün takıma taktiksel anlamda verdikleriyle dolaylı bir katkısı söz konusu olabilir).
Bu tarz kaliteli oyuncular, iyi takımın içinde daha net parlıyor, daha özgüvenli oynuyor vs. Beşiktaş'ta taktiksel anlamda hiçbir oluşumdan söz edemeyeceğimiz için Oğuzhan'ın oyununu tartışmak anlamsız kaçıyor. Yoksa çocuk çıkıp oynuyor. Ama takım bu olursa, bu teknik direktör bu oyunu oynatırsa, Oğuzhan da ancak belli bir seviyeye kadar gelebilir. Dahası çok ekstra olur.

Övünç Şentürk dedi ki...

başkanımız fikret orman, beşiktaş gelişim grubu'nda söylediği sözlere açıklık getirdi:
beşiktaşımız ile ilgili düzenlenen beşiktaş gelişim grubu toplantısında söylediğim bazı sözlerin, bugün basındaki yansıtılma tarzından rahatsızlık duydum.

beşiktaşımızda önemli başarılara imza atan, camiamıza şerefli bir şampiyonluk armağan eden, türkiye kupası kazandıran kıymetli dostum ve spor adamı sayın mustafa denizli'ye sezon öncesi teklif götürdüğüm doğrudur.

beşiktaş başkanı olarak göreve gelmemin ardından ilk sezonumda sayın mustafa denizli'yi tekrar beşiktaşımıza kazandırma çabam; kendisine olan yüksek inancımı ve güvenimi de sergilemektedir. elbette ki kendisine olan güven ve inancımın karşılık bulmamış olması, aynı zamanda beşiktaşımız için de belkide kaçan başarılar anlamı taşımaktadır.

eleştirilerimin bu bağlamda değerlendirilmesini arzu eder, değerli hocamız sayın denizli'ye sevgi ve saygılarımı sunarım. "

fikret orman
beşiktaş jk yönetim kurulu başkanı

bu sözlerle Başkan kafasında bitirimiş Samet Aybaba'yı bence resmen idareten mecburiyetten getirdik demek gibi olmuş.

Ne olursa olsun pek şık olmamış "kaçan başarılar" denilmesi.

Bu bağlamda Başkan'ın takımı başarılık bulmadığı izlenimi de alıyorum ben.

helldoradotcom dedi ki...

@ovunc
Ben Baskan'in Denizli ile ilgili aciklamasini yerinde ve seviyeli buldum aslinda. Bir yandan ovgulerini gonderirken diger yandan Denizli'ye 'sen korktun ve kactin, bu da takimin basarili olamamasinin dolayli sebebi oldu' diyerek basarisizlik halinde kendine de pay bicmesi gerektigi yonunde mesaj vermis. "Cok konusma bu takim basarisiz ise bunda senin de tuzun var" demeye getirmis ovgu kisvesi altinda. Ayrica Samet'in, Batuhan'in ve nicelerinin ilk tercih olarak takima getirilmediklerini hepimiz tahmin edebiliyoruz.

Benim bu sezon icin kalan dilimde en onemli beklentim tuzuk degisikligi sonrasinda yapilacak olan secim ile yonetim ve teknik kadronun Ibrahim Altinsay catisi altinda tekrardan yapilandirilmasidir. Seneye transfer yapmasak da olur o zaman. En azindan bilirim ki gelecegi dusunerek adimlar atan bir yonetici var!

beagle dedi ki...

Ben transfer moduna geçtim. Yeni bir yaz, yeni bir umut... Çeşitli kampanya önerilerim var:

Az olsun öz olsun - ismi geçen sezer öztürk, serdar kurtuluş, kesimal, arjantinli ahmet gibi oyuncular, yeni transfer kontenjanından 10 maçlık garantileri ile takımın başına bela oluyor, gençlerin alışması için gerekli ortamı bozuyorlar. Çok iyi değilse almayın...

Gelirse Onur kıvrak'a yatırın bütçenin çoğunu, bir de kariyerli stopere. 10-15 Milyon Euro bu dönemde bile Beşiktaş için imkansız
değil. Zaten Dentinho 3, Mehmet Akgün 2, Sinan kurumuş 2 derken gidiyor o paralar.

A2, U18 ve U 17 takımlarımız gayet güçlü. Boyu uzun adam da var, top yapan da, sağ bek de, sol bek de, gol atan da. Aralarına gerçek tecrübeli 1-2 yıldız, olcay, necip gibi birkaç adam koyarsanız bu iş olur. Muhammed'den daha yetenekli bir adamı brezilya'dan 20 milyon Euro'dan aşağı getiremezsiniz. Avrupa'dan hiç alamasınız. Sıkıysa Goetze veya Shaqiri'yi getirin. Furkan Yaman'ı zaten başka takımda olsa para ile satın alamazdık.

Benim örnek listem:

- Onur veya Tolga + R. Ferdinand veya R. Carvalho (15 milyon)

- 1-2 kontrat sonu stoper ve önlibero (Yiğit İ.,Ceyhun G. vb)

- Veysel, Ömer, Mertcanlar, Recep, Furkan Y., Tayfun A., Himmet, Ümit K. A takıma

Başlarında da bu durumu anlamış bir yabancı mesela Steve Mclaren ve Süper Lig çakallıklarına direnebilecek bir Sportif Direktör.

Geçen gün Ünal Aysal Beyaz Tv'de futbolu direk paraya bağladı ya iyice midem bulandı. Niye kimse eski Trabzon ve Beşiktaş'ı, Ajax'ı suratına çarpmaz bu adamların? Futbol takım oyunudur. Ya para ile kurarsın ya da zeka, karakter ve sabır ile. Bizim paramız olmadığına göre, önce zeki ve karakterli bir teknik adam bulacağız sonra da sabredeceğiz...

oguzk dedi ki...

@beagle

Tamamına yakınına katılıyorum yazdıklarının-sadece Yiğit İncedemir ve Ceyhun Gülselam haricinde :) -

Gençler üzerine gözle görülür şekilde etki eden bir hoca gerektiğine inanıyorum. Şenol Güneşin oyuncunun güçlü taraflarını ortaya çıkaran yapısı olsun. Yabancı bir hocadan yanayım varsın tanımasın bu ligi. Kendi takımını tanısın, potansiyelini gösterip başarısız olsun, Schuster gibi. Genç oynatmak demek takımın gol yükünü kritik maçta Sinan'a yüklemek olduğunu sanmayan bir hoca.
Stoperden çok sistem sorunumuz olduğunu düşünüyorum. Yerli kalitemiz bence kötü değil, yabancılarımız fark yaratmıyor. Mcgregor bence kötü bir kaleci değil fakat fark yaratamadı. Hilbert elimizdeki en iyi sağbek. Maç başına 10 kez bindiriyor fakat faydalı birşey çıkacağını hissettiremiyor.Fernandes'in satılması gerektiğini düşünüyorum. Almeida ve Sivok kalabilir ve gerisi satılabilir.

beagle dedi ki...

@oguzk

:) Sivok hariç ben de senin tespitlerine tam katılım gösteriyorum.

Yabancılarımızın fark yaratmadığı çok önemli konu. Yerlilerin kalitesi artabilir de yabancılar keskin olmadığı için yerli yetiştiremiyoruz. En önemlisi Fernandez bir 10 numara değildir. Beşiktaş'a kadar 150 maçta 10 gol atmış bir adam bu. Bizde de 5-6 maçta 1 gol ile gidiyor. Sergen,Şifo gibi adamların yarısı bu. Üstelik tek forvet oynuyoruz, bu durumda daha fazla atıyor olmalıydı. Bkz. Alex. Yıldız havası inmeden acilen paraya çevrilmeli.

Yiğit, Ceyhun gibi örnekleri en azından defans ve fizik açısından Veli, Mehmet Akgün gibi oyunculardan iyi oldukları için verdim. Beleşlerse, çok ucuzlarsa alınabilirler. Israrlı değilim ama Mehmet Akgün mü?, Yiğit mi? dersek seçmek hiç zor değil.

İbrahim Altınsaya F.Orman'dan davet, Levent Erdoğan'dan kurtulma amaçlı seçim, Samet'in yavaştan gidici olduğunu anlaması falan çok güzel haberler gelmeye başladı.