Bir santrfor için “en iyi oynadığın maç hangisi?” sorusu çok doğru bir soru. Çünkü genellikle santrforlar gol atınca iyi oynuyor diye bilinir. Oysa bana soracak olursanız, hatırladığım en iyi maçlarımda golüm yoktu.
Hugo Almeida’nın birkaç ay önceki bu demeci için “kaçırdığı
gollere kılıf buluyor” denilebilir. Ancak Beşiktaş’ta somut bir gerçek var.
Almeida varken takımın gol atma şansı daha fazla. Aynı zamanda, gol yememe şansı da… Bir yeri fetih etmek isterseniz,
işe önce gözetleme kulesinden başlarsınız. Sonrası çok daha rahattır. Hugo
Almeida’nın Beşiktaş için anlamı tam da böyle…
Beşiktaş, son saniyeye üç farkla girse dahi yiyeceği bir
basket faulle maçı uzatmaya götürecek ve kimseye de “n’oluyor, futbol maçı
değil mi bu?” dedirtmeyecek bir takım. Ama bunun daha belirgin nedenleri var. Almeida’nın yokluğunda, Beşiktaş’ın ön
alanda top tutamıyor ve rakipleri de daha cesurca atağa çıkıyor. Mustafa
Pektemek en formda zamanında dahi Almeida’nın alternatifi olamadı, Almeida en
formsuz zamanında dahi bu anlamda fark yarattı.
“Hakikaten iyi vurmuşsun!”
Fernandes, bugün çok daha basit oynamaya çalıştı. Galiba
onun isteksiz hali böyle oluyor, ama böylesi takıma daha faydalı… Attığı golde
doğru yere koşu attı, forvet arkası oynadığı zamanlar bunu gelenek haline
getirmesi gerekiyor. Gökhan Töre’ye asist öncesi pası atan Olcay ise vekaletini Fernandes’e vermiş golün asıl sahibi. Çok
hızlı düşündü, döndü ve attığı pasla tüm savunma dengesini dağıttı. Gökhan Töre’nın
ilk goldeki asisti, ikinci golde kararlı
şekilde kaleye gidişi… Uzun zaman sonra çabukluğunu direkt olarak tabelaya
yansıttı.
Şöyle hafızada bir arama yapıyorum ve eğer yanılmıyorsam, Beşiktaş’ta ceza sahası dışından atılan son
5 golün 3’ü Oğuzhan’dan geldi. Ordu deplasmanı, Konyaspor ve maç sonrasında
izlediğinde “İyi vurmuşum ağbi!” dediği son golü. Onu büyük oyuncu yapacak
alametlerinden biri bu, önünü boşalttığı anda kaleye net şutlar çıkarabilmek.
Diğeri ise fiziki temposunu, orta sahanın ortasında oynayacak kadar
güçlendirmek ve bunu devamlı kılmak. İşte
o zaman kapıya 15-20 milyonla dayanırlar.
Kayseri Erciyesspor muhtemelen ligin en kötü takımı. Ve buna
rağmen Beşiktaş, ilerisindeki üçlüyü değiştirdiği anda rakibini maça ortak
edebiliyor. Kenardan gelenlerin etki anlamında siyah-beyaz yaşatması, özellikle Muhammed’in “19 yaşında fırsat
bulan çocuk” değil de “39 yaşındaki maç başını alayım, keyfime bakayım diyen
adam” ruh halini yansıtması Beşiktaş adına can sıkıcı detaylar. Bundan
sonra Slaven Bilic de oyuncu değişimlerinde bu kadar bonkör davranmayacak , en
azından “Gözetleme Kulesi Almeida’yı” seferberlik ilanında dahi yerinden
oynatmayacaktır diye umuyoruz.
7 yorum:
Sene başında takımı önceki senelerden biraz farklı kılan bir unsur Atiba ve Gökhan Töre'nin top yapma yeteneklerinin takıma eklenmesiydi. Holosko-Töre değişikliği Töre rakip yarı sahada top yapmayınca takımın kalan bozukluklarının ne kadar öne çıkabileceğini gösterdi. Korner bölgesini pek kullanamayıp, bayağı eksik bir kanat oyuncusu olsa da Töre bu takımın ite kaka performansının en önemli unsurlarından. Sene sonunda çok zor bir karar bizi bekliyor. 7 milyon Euro'luk hiç görünmüyor ama baştan bir takım yaratılmayacaksa en önemli adamlardan biri.
Fernandezin sol kanat, Oğuzhan'ın merkez orta saha olması gibi konularda %100 sana katılıyorum. Pektemek'den de tek santrafor hayatta olmaz o da tamam. Ama Almeida çok şüpheli bir konu. Savunma arkasını hiç zorlamaması ve her yan top pozisyonunda deve gibi boyu ile arka direğe kaçıp beleş beklemesi takımın gücünü inanılmaz düşürüyor. Takımın şu an alıştığı berbat futbolda fizik gücü, iyi niyeti ve kaleye uzakken iyi kabul edilebilecek tekniği ile vazgeçilmez halde. Ama kazanan bir takım olacaksak fernandez ve almeida bağımlılıkları bitmeli.
Biliç'in oyuncu ve şans verme tercihlerinin portekizliler artı iştahlı, "iyi adam"lardan olduğu çok belli. Ancak hakkaniyet mutlak olarak bu yoldan geçmez. Hazırlık kampının en iyi adamı Kerim Frei idi. ilk maç kadroda yok, bugün Holosko oyuna girdi. Pektemek gene yedeklikten bitti, en golcü oyuncumuz Ömer listelerde yok.
Holosko, Sivok, Veli artı portekizliler ile 4-5 hoca başarısız olmuş, insan bir şüphelenir, hepsi mi kötü hocaydı diye. Bu gidişle işi kıvıramayacak.
Bence de iyi bir şey değil, ama bağımlılık var. Fernandes'e pek değil de Almeida'ya fena halde var. Aslında o üçlüye komple bağımlılık var galiba: Olcay Hugo Gökhan
İşte bu 3lü ile 34 maçlık sezon için beklenen gol değerlerine Olcay-hugo-töre = 8+12+5 dersek potansiyel 25 gol ile tıkanıp kalıyoruz. Bu sezon Almeida hayatının performansında gene de toplamları ancak sezon sonu 30-35 olur.
Fb ileri üçlüsü olan değişmeli oynayan 4 adam şu anda 9,8,7,7 skorlarındalar yani 31, beklenene bakarsak Sow, Emenike, Webo, Kuyt için 60'ın üzerindedir.
Beklenen değer formülü işi çok basite indirgeyen bir bakış gibi görünür ama çoğunlukla çalışır çünkü kazanan tabelada yazar. Yeterli beklentide bir kadro kurduktan sonra detayları çözmeye odaklanmak gerekir. (Her "rule of thumb" gibi mantıklı kullanmak da şarttır. 11 santrafor koydum ne oldu gibi bir yaklaşım olmasın :) )
O yüzden Almeida arkasındaki adamın da skorer olması gerekmekte.
Bir de şu var. Fenerbahçe o dörtlüdeki 2 adama toplamda 30 milyon euroya yakın verdi. Bir diğeri senelik 3 milyon alıyor. Ayrıca sağ - sol bekleri Türk, hücumda bol keseden yabancı oynatma lüksü var. Bu dengelere de bakmak lazım.
Sene başından beri aslen isteksizliği ve vurdum duymazlığından , takımın yıldızı psikolojisini anlamlandıramadığından(atamadığı çok basit goller vs) ötürü şikayetimi yazdım.Ama Almeida'nın yedekleri gerçekten o kadar kötü ki adama muhtacız , zaten o da iştahlı olunca bu seviye için fazlasıyla yeterli oluyor.
Yani ben ki gözüm kapalı savunuyorum Pektemek'i ama artık onda böyle bir çaba göremiyorum .Hala değerliyken birşeyler alıp gönderelim.
Olcan-Pektemek+para takası deniyordu.Selçuk İnan gibi Beşiktaş'ın kaderini etkileyebilecek bir iş olur o.
Günlük performanslar yanıltıcı olabilir, ancak oyuncuların genel futbol kültürlerini yansıtması açısından fikir verebilir.
1) Töre yine hiç bir hava topuna çıkmadı. Bırakın almayı, denemedi bile. Birilerinin bu çocuğa topun bomba olmadığını, topa kafa vurmakla beyin hücrelerinin hasar görebileceğini ancak kalıcı bir zarar vermeyeceğini anlatması gerek. Ligimizde topun oyunda kalış süresi ortalama 50-52 dk. bu sürenin ortalama 7/1 top havada. 52/6 = 7.4 dk. oyunun 2. bölgesinde bu hava toplarını alma becerisi olan tek oyuncun ise Almeida. Bu topları alamazsan oyunu tutamazsın, kuramazsın. Yerden oynamaya mecbur kalırsın ki bu da seni daha tahmin edilebilir bir takım yapar.
2) Bir Futbol takımında en zeki olması gereken futbolcuların hangi mevkide olması gerekir diye sorulsa hiç kuşkusuz stoper derim. Alanı paylaşıcan, ofside çizgisini kurucan, kaleyi ezberine alıcan, alan daraltacan, 1. toplarda oyun kurucan vb....bütün bunlar için futbol IQ sunun yüksek olması kaçınılmaz. Savunduğun bölgende 2 rakip oyuncu demarke durumdayken top sekip havuza düşünce kale çizgisine koşulmaz, rakibe koşulur. 2. golde ersanın pozisyonuna bir bakın. 1 mt yakınındaki rakibin pozisyonunu bozmak yerine 3 mt. uzaktaki kale çizgisine koşuyor.
Kaleye 40 mt. mesafede, 2-5 savunma yaparken arkası dönük oyuncuya faul YAPILMAZ. Ersan bunu sürekli yapıyor. Sadece dünkü mesele değil bu. Çünkü Ersan o pozisyonda nerede olduğundan, etrafındaki takım ve rakip oyuncuların durumunu, sayısını, oyunun hangi dakikasında olunduğundan bi haber. Oyunu tamamen spontane gelişiyor. Böyle bir oyuncuyla bu şartlarda istikrarlı bir defans kurgusu SAĞLANAMAZ.
Bu olimpiyat stadinin tek iyi yani zeminiydi, artik o da yok.
Oguzhan sut calisiyorum filan demis ama attigi golde top sekti bilegiyle vurdu topa. Yine bi gelisim var tabi.
Franco bu takimda daimi oynarsa dunyanin kafa vurmayi bilmeyen ilk stoperi olacak. Her vurdugu topu ya rakibe indirdi ya kornere atti.
Bilic'i anlayamiyorum. Gokhan Tore cikip yerine Holosko giriyorsa taktik bi degisiklik olmasi lazim. Ayni oyunu beklemek akilsizlik. Cok farkli oyuncular bunlar.
Aynisi Olcay degisikliginde de oldu. Mami illa kenarda oynayacaksa saga atarsin iceri girer sut atar filan.
Yani Bilic'in dedigi gibi genetik filan degil 70ten sonraki dusus. Kendi eseri, sacma sapan degisiklikler yapip oynadigimiz oyunu bozdu. Isin kotusu Bilic mac icerisinde oyuna simdiye kadar hic olumlu etki edemedi.
Bir de Dany'yi almak nedir ya? Besiktas'ta oynarsa her hareketine faul calinacak, sacma sapan penaltilar verdirecek. Ya o kadar kotu bi adam ki elestirmeye nereden baslayacagimi bilemiyorum.
Aldigi toplari geri kaybeden, surekli olarak pozisyonunu kaybeden, nizami sarj yapmayi beceremeyen garip bi adam Dany.
Futbol bilgisi bu kadar geride, IQ'su bu kadar dusuk bi adami alip defansi toparlamasini beklemek kabul edilir gibi degil.
Yorum Gönder