Şimdi, genellikle futbolun dışından gelen bizlere, futbolun
iç meselelerini eleştirdiğimiz vakit söylenen bir söz vardır: “Kardeşim
Football Manager oynanmıyor burada!” Aynı cümleyi kullanıp, bu kez ben
kontratak yapayım; hayat bu, bilgisayar oyunu değil “şu adamı alırız, buraya
koyarız çatır çatır oynar”la bitmiyor olay maalesef.
Bir transfer yapılırken, sadece onun saha için etkilerine
odaklanılmaz. Camiaya hava olarak yaratacağı olumlu-olumsuz etki, çok daha
fazla öne çıkabiliyor. Bir örnek vereyim. Beşiktaş’ı 100. yılında şampiyon
yapan adamlar Sergen’di, Zago’ydu, Kaan Dobra’ydı, Pancu’ydu… Ancak Sergen hariç
(ki o da sakat gelmişti, biraz soru işaretleriyle) hiçbiri camiayı havaya
sokacak transferler değildi, neredeyse tüm ilk yarıyı kaçıracak kadar futboldan
uzak kalmış Pascal Nouma, her şeye yetecekti… Pascal, sahada olmadığı
Kocaelispor maçını bile uzatmalarda getiren adamdı aslında. Çünkü camiayı dolu
dolu, heyecanla o sezonu yaşatmıştı, bunun için adı bile yetmişti.
Son şampiyonlukta Beşiktaş’ın yıldızı kimdi biliyor musunuz?
Sonu “gel bu sene son verelim dertlere” sözleriyle biten, kolay söylenişi,
insanı içine çeken nağmesi ve tüm stadyuma hızlıca etki etmesiyle son yılların
en iyi Beşiktaş tezahüratıydı. Takımı zorla şampiyonluğa oynatmıştı…
Zirveye oynamak, her şeyden evvel hava yakalama işidir.
Yapılan geçiş transferleri gösteriyor ki Beşiktaş bu sezonun ikinci yarısında
zirveye oynamaya çalışacak. Ancak Jones’la yakalanan olumlu hava, Dany ile
birlikte aynı hızla kaybedildi, hatta eksiğe çekildi. Değer miydi?
Oysa daha birkaç yıl önce Tabata ile yaşanmıştı benzer
şeyler. Etiketinde yazan bonservisle, daha kafadan 1-0 mağlup başlamıştı. İyi
oynayacağı varsa da oynayamıyordu, iyi oynadığı maç olsa da fark edilmiyordu. O
sezon askerdim, tam hâkim değildim olaya. Ama tek bir transferle yayılan
olumsuz hava, Çukurca’dan bile hissediliyordu.
“Ama bunlar yanlış, aşmamız gereken şeyler” diyecek
olursanız. Evet, belki yanlış… Ama böyle bir şey var, bu bir gerçek. “Hırsızlık
yapmak hiç etik değil, o yüzden kapımı kilitlemeden memlekete gidiyorum” demek
gibi bir şey bu. Ortada bir gerçek var ve hamle yapılırken o gerçeği göz ardı
edemezsin. Edersen, büyük risk alırsın. Bilic & Özen resmini sadece bu yıl
değil, gelecek birkaç yıl sonrada görmek isteyen bizlerin elini zayıflatır,
hayal kırıklığına uğratırsın. “Koca futbol aklının planı, Galatasaray’ın
kontenjan açtığı stoper miymiş?” dedirtirsin…
Neyse, artık Dany transferinin saha içindeki mantıklı
tarafına gelelim. Dany’nin en önemli özelliği çabuk bir stoper olması. Beşiktaş
eğer önde baskı yapan bir takım olacaksa, arkaya seken topları çabukluğuyla geri
alabilir. Evet, Dany transferinin mantıklı açılması için ayırdığımız cümlelerin
sonuna geldik.
Bilic ve Önder Özen ikilisine inancımı sürdürüyorum, hayal
kırıklığına uğramış olsam da. Umarım Dany, her şeye rağmen bu kadar kalkan
olunacak kadar bir performans sergiler ki aksi ihtimali oldukça can sıkacak bir
risk. Hayırlısı olsun.
Not: Fotoğraf resmi siteden. Dany’nin siyah-beyaz eşofmanlı
fotoğrafını bulan çocuk kadar stoper arayışında özverili olunsa, Lescott
dışında alternatifler de bulunurdu herhalde.
Not2: Dany, epey tartışılacak bir kırmızı kart aldıktan sonra (Mersin maçı) takımda hakeme itiraz etmeyen tek isim olarak kenara doğru yürümüştü. Topçuluğuna kefil olunmaz elbet, ancak o sahne karakteriyle ilgili fikir verir. Twitterdan adama küfür edecek kadar ruhu hastalığa teslim etmeyin lütfen.
Not2: Dany, epey tartışılacak bir kırmızı kart aldıktan sonra (Mersin maçı) takımda hakeme itiraz etmeyen tek isim olarak kenara doğru yürümüştü. Topçuluğuna kefil olunmaz elbet, ancak o sahne karakteriyle ilgili fikir verir. Twitterdan adama küfür edecek kadar ruhu hastalığa teslim etmeyin lütfen.
28 yorum:
Hava olayına kesinlikle katılıyorum. Ki +Jones-Dany konusunda benzer düşünceler içindeyim transfer açıklandığından beri. Bir de Dany'nin nasıl bir saatli bomba, bizim de nasıl kırılgan bir takım olduğumuz düşünüldüğünde sadece şimdi değil sezonun devamında da iyi havayı dağıtma şansı var sanki.
Sadece bende mi böyle bilmiyorum ama Serdar Kurtuluş'un Galatasaray maçında kaptırdığı top travmatik denebilecek bir an oldu mesela. Hızlıdır güçlüdür falan tamam da maç başına saçmasapan hata yapma oranı yüksek oyuncular hiç lazım değildi şu aralar bence.
Yani atıyorum Selim Ay'ın alınıp tutmaması ile Dany'nin alınıp tutmaması arasındaki farkı hoca çok fazla düşünüş belli ki .Gerçekten profesyonel bir yaklaşım , fayda sağlayacağına inanıyor besbelli , sağlayabilirde ,Antep döneminde her kesimin beğendiği bir oyuncuydu zira lakin gerçekten değecek bir risk değil.
Burada problem Dany'nin ıskaladığı her top , kaçırdığı her adam Önder Özen'e bir yumruk olarak geri dönecek olması.Yıpranacak sonunda geri adım atacak olan bizim umutlarımıza olacak.
Aslında bir nevi çok şikayet ettiğimiz Önder Özen'e serbestlik konusunda yönetimden aşşağı kalır yanımız olmadığını da gösteriyoruz bu kadar karşı çıkarak.
Tepkiler gerçekten çok üzücü, her ne kadar temelinde yatan neden olumsuz eleştiriyi hak etse de. Rakibin çıkarına hizmet eden şeyleri yapmak taraftarın korkulu rüyası haline geldi son yıllarda, başarısız oldukça "biz büyük takkım değiliz" paranoyası başladı, insanlar bundan korkar oldu.
Ne olursa olsun bu tepkiler oldukça olumsuz bir başlangıç anlamına geliyor Dany için. Dany'nin motivasyonu düşmez umarım çünkü her hatayı "istifa"ya çeviren Beşiktaş taraftarı bunu affetmeyecektir, kelle peşine düşecektir. Önder Özen, Bilic ve Fikret Orman darağacına yürütülebilirler. Ayrıca iyi oynasa bile bu tepkilerin büyüklüğü Dany konusunu sürekli gündemde tutacaktır.
Bir umutla yaklaşırsak temeli haklı da olsa bu transfere bu denli tepkiler birkaç maç sonra bitebilir, ne de olsa balık hafızalı bir taraftar kitlesi var Türkiye'de. Bir şeyleri bilinçli irdeleyemiyorsak, unutmak, bilmemek daha iyi. Nasıl olaylar unutuldu, nelerin üstü örtüldü, Dany iyi oynarsa neden sesler kesilmesin? Gerçi o zaman da hatasını hırsla bekleyen bir taraftar grubu oluşacaktır, malum haklı olmayı Beşiktaş'ın başarısından çok seven bir kitle var.
Sonuca bağlamak gerekirse nedenleriyle ve sonuçlarıyla irdelendiğinde insan Dany transferindeki olumsuzluklardan çok taraftar profilinin değişimine üzlüyor. Bir şeyleri eleştirmek için ortam uygun bile kolay değil. Duracağımız yeri ne hareket anlamında ne de düşünce anlamında bilmiyoruz.
Futbolla bitirmek gerekirse Dany'i bu kadar riske rağmen transfer ettilerse bir şeyleri değiştirmeye olan inançlarını görebiliriz Özen ve Bilic'in. Umarım alınan risklere değer Dany.
Bu transferi beğenmedim ancak bunun nedeni G.Sarayın beğenmediği oyuncuyu almak bizi küçük düşürür düşüncesi değil.Bizim aradığımız nitelikte bir stoper olmamasından kaynaklı.Beşiktaş'ın lider,sakin,tecrübeli,sert bir stoper transfer etmesi gerekirdi.Dany hızlıdır ,ayağıda fena değildir ancak tercihleri hatalıdır,aşırı riskli oynar ve siz bu adamı Ersan'ın yanına alıyorsunuz.İki el bombası yan yana oynar artık.
Geçen konuda Mustafa güzel bir örnekleme yapmıştı. Fb'nin forvet üstünlüğünün bütçe ve kadronun diğer kısımlarındaki üstünlükler gibi bir sürü boyuttan kaynaklandığı ile ilgili.
Dany transferi bu konu ile ilgili. Emenike kısmı dışındaki bütçe bizde hala mevcut ve sağa sola çarçur ediliyor. Şu anki haliyle Mayısa kadar top oynaması için Dany'e 2 milyon TL gömdük. Üstelik 6-7 milyon TL bonservisli Pedro işini garantili olarak bitirdik. Dany'ye birinci maçından itibaren çok başarılı olmazsa büyük olasılıkla küfür edilecek. Tabi bundan nasibini teknik yönetim ve başkan da alacak. Bile bile lades.
Şöyle bir hafıza yokladığımda geçmiş dönemde bedava iken almadığımız ve ya da kelepir fiyata satılıkken topa girmediğimiz oyuncular var. Mesela ben olsam bütçe yokluğunda şu arkadaşları toplardım: Turgut Doğan Şahin, Furkan Özçal, Yiğit İncedemir, Adem Koçak, Özgür Çek, Bilal Kısa, Ceyhun Gülselam, Bekir İrtegün, Caner Erkin vb. Bu işle profesyonel olarak ilgilenen kişiler 1.lig ve avrupayı da katarlarsa 3-5 milyon Euro bonservisle 2-3 sezonda fizik ve teknik olarak yeterli oyunculardan bir takım omurgası kurulur. Üzerinde de 5-10 milyonluk 2-3 nitelikli adam ekleyince de winner takım oluşur. Bir de tabi kadrodan niye gönderildiği belli olmayan, görev yapabilecek adamlar var Koray Avcı, Adem Büyük, Erkan Zengin, Furkan Şeker, Sezer Öztürk, Berat Çetinkaya, Erkan Kaş, Ekrem Dağ...
BJK'nin başında 2-3 transfer sezonu geçirip ağlamak, aciz göstergesidir. Tolga gibi doğru bir adamı hedeflediğinizde adamı çekecek bir forma ve camiadır Beşiktaş.
Sevgili teknik yönetim, panik içindesiniz, uyumsuzsunuz, çok işle uğraşıyor olabilirsiniz ancak şunu inkar etmeyin, geçirdiğiniz 2 tranfer dönemi sonunda korkunç derecede başarısızsınız. Transfer dönemlerine hazırlıklı gelmiyorsunuz. Networkünüz berbat, basına palyaço gibi konuşmayı seven bir de yöneticimiz olduğu için de size her kapı çok pahalı açılıyor.
Anadolu takımları malum ikinci devre sallantısına girdiler. Kasımpaşa maçını beraberlikle bile bitirsek 60-62 puana lig 3.lüğü ve şampiyonlar ligi eleme bileti alınabilir gibi görünüyor. 16 maçta 27-30 puan tam Biliç potansiyeline uygun. Fazla birşey beklemeden sezona bakacağız ama düzgün bir takım için hala 6-7 tane ilk 11 oyuncusuna ihtiyacımız var. Şimdiden başlayın yoksa aynı hava bir kez daha yaşanırsa 4. transfer sezonunu göremezsiniz. Buna iddiaya girerim.
yazıya tamamen katılmakla birlikte şöyle de bir olay var, neden çok dar bir havuzdan transfer yapıyoruz? neden eneramo? neden dany? dünya 10 üzerinden 6'lık 7'lik futbolcu kaynarken ve bu transferin de ciddi tepki çekeceği belliyken niye bu riskin altına girersin ki? jones'u alabilen ekip aynı standartlarda almanya'dan, italya'dan bir stoper bulamaz mıydı? ya hepsini geç, 6 sene hırvatistan teknik direktörlüğü yapmış, yani hırvatistan futboluna en hakim isim bilic değil mi? yok mu oralarda potansiyelli bir genç. genç de olmasın, takıma ciddi katkı verebilecek bir adam getirilemez miydi? bahsettiğimiz ülke de hırvatistan hani, avrupa'nın en verimli topraklarından...
dany'ye de yazık bir yandan. dün bir sürü küfür yemiş falan. sahaya çıktığı an bacakları titreyecek, hata yaparsam biterim korkusuyla daha çok hata yapacak. ne yalan söyliyeyim, stadımızın olmaması belki de bu konuda fayda sağlayacak dany'ye.
ne diyeyim ya, büyük fiyasko bu transfer.
Bu kadar riskli bir transfer için Önder Özeni cesaretinden dolayı kutlasam mı yoksa (başarılı olsa bile)kredisinden ciddi bir kısmını gereksiz yere kullandığı için eleştirsem mi? bilemedim şimdi.
Daha birkaç sene önce Galatasaray bizden Gökhan Zan, Serdar Özkan gibi bitik adamları almamış mıydı. Fenerbahçe'den neredeyse kovulan Stjepan Tomas ve Servet Çetin'in Galatasaray performanslarını da hatırlıyoruz. 'yok efendim galatasarayın beğenmeyip yedek oturttuğu adamı biz nasıl alırız' falan bırakalım bu işleri. Buradaki sorun Galatasaray'da yedek olan bir oyuncuyu almamız değil, Beşiktaş taraftarında yeni yeni oluşmaya başlayan aşağılık kompleksi bence. Dany transferi benim de pek hoşuma gitmedi, Manchester City'nin Mangala transferinde başarısız olmasından dolayı Lescott'u bırakmamaları sebebiyle yapıldı muhtemelen. Yapılan eleştiriler de Ronaldinho ve Lescott başarısızlıkları yüzünden hayal kırıklığına uğramış diyebileceğimiz taraftarın bir bakıma patlaması oldu, ama taraftarın geneline yayılan bu tepkinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Yani Sneijder Galatasaray'da 6 aydır yedek beklese, biz de devre arasında transfer etsek kötü transfer mi olacaktı, yine 'galatasarayın yedeğini alıyorlar ya' diyebilecek miydik? Burada önemli olan oyuncunun kalitesi ve takıma uygun olup olmadığı. Bu konuları da Bilic ve Önder Özen'in benden daha iyi değerlendirebildiğini düşünüyorum. Oluşan bu abartılı tepkinin önceden söylediğim gibi hiç de hoş olmayan bir kompleks( Ronaldinho, Lodeiro ve Lescott transferlerindeki başarısızlığın etkisini de dikkate alarak) ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. Yani fazla uzatmadan şunu söyleyeyim, Dany transferi mükemmel bir transfer olabilir, rezalet bir transfer olabilir bahsettiğim o değil(ki ben gerçekten 'teknik ekip' kararıyla yapılmış bir transferse başarısız olmayacağını düşünüyorum, en azından başarısız olsa bile paralı yönetici transferinden teknik direktör transferi dönemine evrilebiliriz) bir futbolcu transferinde dikkat edilecek birçok belki onlarca husustan sadece rakip takımda yedek olmasını göz önüne alıp acımasızca hatta istifaya davet etmeye kadar ileri gidebilen eleştirileri anlamsız ve yanlış buluyorum.
Belki biraz uç bir örnek olacak ama durumlar benzediği için hatırlatmak istiyorum, Inter'in elden çıkardığı Andrea Pirlo ve Clarence Seedorf Milan'ı yaklaşık on sene başarıdan başarıya taşımıştı.
@Köfteci
Hocam bence mesele bu değil. Bu işin arası yok mu? Ya Ronaldinyo Lecsott ya da Dany (kötü oyuncu gördüğümden değil, işte mesele de bu değil zaten). Ara transfer dönemlerinin sakat olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama klişe laflardan kurtularak, neden sakat? Çünkü takımlarının istemedikleri adamları alacaksın diye.
Şimdi ara transferde iki tane olay var: 1) Takımlarının istemedikleri adamları alırsın. 2) Ya da sözleşmesi bu yaz bitecek olup da boşa çıkması muhtemel adamları. Biz 2. sini yeterince denedik veya elimizde böyle bir envanter vardı diye kim diyebilir? Hem madem ara transfer dönemleri istenmeyen oyuncular içindi ise, biz ne yaptık?
Maalesef kendisine izin verilmeyen Altınsay'la bu teknik ekip arasındaki en önemli fark işte bu. Özen-Bilic ikilisine hala güvendiğimden bu kadar yazıyorum. Yoksa yazacak çok şey var ama..
@james sneijder
Ekşibeşiktaşta da burada da bir Altınsay fetişisliğidir gidiyor.
Kimse de demiyor ki; haci bu adam neredeydi 2 sene önce diye. Kimler ne diller döktü forumlarda, tvlerde aday olması için. Sen o gün sorumluluk almıyacaksın, sineceksin, sonra yeni yönetime dışarıdan gireceksin.İşte benim için zaten o gün kapanmıştı Altınsay defteri. Vizyonu bu kadar eksik, karakteri bu kadar zayıf birinden Beşiktaş klübüne yönetici değil hiç bir halt olmaz haci.
Fiko öyledir böyledir ama bütün farelerin gemiyi terk ettiği bir ortamda o gemiyi sakin sulara yüzdürmeyi başarmıştır.
Kimse bana bu saatten sonra altınsay'ın yeniden yapılanma için planlarını anlatmasın. Adam olsaydı kimseden icazet almadan Beşiktaş Klübü Başkanı olarak yapsaydı o yapılanmayı. Zira elinde öyle bir fırsat vardı.
Katılmıyorum,
Galasaray ile bütünleşmiş, 18 de sürekli olan bir adamı inadına almak, hatta almaya çalışmak başka, hesapsızlıkları sayesinde kariyerine bulaştığı onca adam olan, parasını sokağa atmaktan çekinmeyen bir klubun bu duruma düşmüş oyuncusunu almak başka . Yani Fernanades'in aklını karıştırmak başka Dany'i almak başka.
Bonservis verip aldığın her adam için planların olmalı. Ufukta 8 yabancı var diye ara transferde panik içinde olan bir Galasaray izledik !...
Gaziantep Dönemi: Dany Başta Beşiktaşlı ve Fenerbahçeli taraftarların daha Gaziantep'teyken en çok istediği, forumlarda-bloglarda-ekşi de işi bilen olaya hakim sektörü takip eden taraftarların ligteki en iyi defans oyuncularından biri seçildi. Hepimiz o Gaziantepteyken takımlarımızda görmek istedik. İkili mücadelede, sahada hele ki biz BJK lıların görmek istediği mücadeleyi yansıtacak. Kart konusunda titizlik isteyen ki asıl bomba Jermaine Jones gözüküyor.
Ligdeki atak oyuncularını gayet tanıyan, önünde 32 yaşında ön libero, ne yaptığı bazen belli olmayan ve artık koşmayan Fernandes varken. Yanında Fransızca konuştuğu ve koşmayan Escude olabilicekken. 2 eski takım arkadaşı ile ( Tosun - Kurtuluş )aynı takımda olması, uyumu duşların yerini öğrenmesi ile bitecek bir oyuncudan da bahsediyoruz.
Klupte çok kiralık var güzel gözükmüyor diyenler var. Mahkemelere gidin dikkatlice okunmamış sözleşmeler ile ilgili bir sürü dava görürsünüz.
Ne yazıyor: satış şartlı, yani adam iyi ise satış şartını kabul edip alıyorsun. Dany muazzam işler yapsa Galasaray süper seneye bedavadan gene bizde diyemez. BJK 1.8 verip alır GS de onu BJK dan satın almak zorunda kalır. Adam 28 yaşında ve bu ligte 4. senesi. Satış şartlı kiralama kafalarda soru işareti varsa ve karşı tarafta kabul ediyorsa yabancı futbolcu için en iyi transfer yöntemidir. Denersin bakarsın beğenirsin alırsın. Her maç Dardanelde oynayan Atınç ın da umutlarını öldürmezsin.
Dany transferini neredeyse her Beşiktaşlı gibi ben de beğenmedim. Esas kızdığım konu ise bu değil. Şartlar bunu gerektirmiştir, elindeki para buna denkleştiği için Dany’i alırsın ve bu fena olmayan bir transfer olur. Gel gör ki durum farklı. Bu sezon yine paraların sokağa saçıldığı bir sezon oldu. Aşağıda bir 11 çıkartabileceğiniz futbolcuların çoğu rotasyona bile giremiyor:
1)Sezer’e bonservis + bizde yatması için yıllık ücret
2) Franco’ya ilk 18’e bile alınmaması için bonservis + yıllık ücret
3) Kerim Frei ilk 18’e bile alınmaması için (çoğu maç) bonservis + yıllık ücret
4) Eneramo’ya devre arasında kiralık gidene kadar kadroda durması için yıllık ücret
5) Ömer’e kadroda durması için yıllık ücret
6) Escude’ye kadroda durması için yıllık ücret
7) Toraman’a bizde yatması için yıllık ücret
8) Gitti mi kaldımı bilmiyorum ama Dentinho’ya bizde yatması için yıllık ücret
9) Gökhan Süzen’e bizde yatması için yıllık ücret (bonservisi geçen sezonda kaldı)
10) Aynı mevkide yine kadroya bile zor giren İsmail ve Uğur Boral’a yıllık ücret ödeniyor.
Öyle ya da böyle bu oyuncuların birkaçı hariç hepsi kadroda şişkinlik ve kasadaki parada azalma etkisi yaratıyor. Hem transfer stratejisinde, hem kadro mühendisliğinde hem de eldeki kaynağı doğru kullanmakta büyük hatalar yapıldı…
Bütün bunun üstüne bir de Dany geldi. Yakın tarihte Tabata ve geçen yıl kalemizi koruyan (şu an adını bile hatırlayamadığım) kaleciden bile beter baskı görecek bir transfer Dany. Yaptığı ilk hatada hem kendisi hem de futbolun başındakileri ipe götürecek bir adam. Hiç istenilmeyen bir forvet ya da orta saha alsa koşar didinir bir şekilde saygı kazanır, bu kadar istenilmeyen savunma oyuncusu bunu yapsa bile yaptığı ilk ıskada olay biter. Ben hiçbir futbolcuya küfürlerle hoş geldin karşılaması yapıldığını hatırlamıyorum bu camiada. Taraftarın bu kadar dengesini bozacak bir transfer dünyanın hiçbir yerinde tutunamaz, hele ki savunmada oynuyorsa!
Bana kalırsa daha iyisi gelebilirdi fakat muhtemelen yukarıdaki paraları ödediğimiz ve ödemek zorunda olduğumuz için elimizdeki bütçe Dany’den iyisine yetmedi. Yazının ilk bölümünde de yazdığım gibi arka arkaya Beşiktaş’ın paraları sokağa atılmaya devam ediyor ve bunun sonucu olarak Dany’e mahkum kaldık.
Yakında en sağduyulu taraftarı bile kelle istemeye doğru iteceksiniz.
Son söz: Önder Özen’e hiçbir şekilde ne saygım ne de inancım kaldı. Dört nala NTV’ye doğru koşturuyor.
Ya işte bunlar hep Önder hocaya tecrübe olsun, bir daha her sene çift kupa alan takımın başına direktör olarak geçmeye kalkarsa iki kere düşünür. Dany kim ya, yeter artık, ben de artık özene inanmıyorum, çağırın Klopp'u yarın gelsin imzalayalım sözleşmeyi.
Ekşi'de biri yazmış, Önder Özen'le kız istemeye gitsen kızı almadan dönmene imkan yok diye. Dany açıklamalarıyla yine yumuşadım ama ikna olmadım.
Dışarıdan bakınca beklentimiz çok bir şey değil, aslında beklentim Lescott gibi isimler de değil. Beklentim "fark" görmek.
Lescott olmayınca Dany'i almakla, kıçını açan Drpic'in yerine Gordon Schildenfield'i almak arasında bence pek fark yok. Plansızlık açısından. Çünkü aynı düzeyi bırak, aynı modelde adam değiller.
Tabi içerden bakınca mantıklı açıklamaları vardır elbet, var da. Bilic , onu alınması gerekenler listesinde ikinci sıraya koymuş denildiğine göre.
Neyse. Zaten taraftar tepkisi yüzünden adamın üstüne gidilmeye başlandı, basında onun ağzından "Kendimi Beşiktaş'ta gösterip Galatasaray'a dönmek istiyorum" gibi açıklamalar yayınlanmış.
Şu saatten sonra eleştiri sesimi askıya alıyorum. Stoperin dibi Dany, Antep'te uçanı kaçanı yakalar inşallah.
@planck
Bu tip ortamlarda karşılıklı münakaşalara girmekten hoşlanmam ama tanımadığım birinin de alaycı yanıtına kayıtsız kalamayacağım.
Sevgili arkadaşım çok güzel kinaye yapmışsın! Kinayenin yanında da demogoji yapıp konudan bir hayli uzaklaşmışsın. Koca yazıya cevap vermemiş, Önder Özen'e yazdığım dipnota tepki göstermişsin. Lütfen eleştirin varsa yazının tamamına getir ki benimle hangi fikri paylaşmadığını anlayabileyim.
Konunun her sene çift kupa almak ile, Kloop ile ne alakası var? Yapılan yanlışları eleştiremeyecek miyiz? Her yapılana gözlerimiz kapalı helal olsun mu diyeceğiz?
Kinayene anlam veremiyorum çünkü bu yöntem de bizi başarıya götürecek bir yöntem değil. Del Bosque sezonunda olduğu gibi takımın kadrosu şişkin ve verimsiz!
Üşenmedim madde madde yazdım kadrodaki şişkinliği ve yapılan hataları. Bunun sorumlusu sen ben değiliz herhalde, birinin üstlenmesi gerekecek. 10 tane oynamayan adama yaptığın yatırım ile 3 tane oynayacak adama yatırım yaparsın, çok daha faydalı olur. Veya kimsenin kabul edemediği Dany yerine kimsenin hayır diyemeyeceği bir adama yatırım yapma şansın olur. Ben asgari olarak bu kadarını bekliyorum Önder Özen'den. Takıma geldiğinden beri bu yönde herhangi bir ışık alamadım. Scout ekibi ona bağlı, yok mu koca dünyada scoutların önerebileceği bir adam Dany yerine?
Bu kadarını beklemeyi Kloop'u istemeye eş tutuyorsan gerçekten işimiz çok zor. Her sene çift kupa almasakta bunu zorlayacak bir takımı sahada görmek senin de benim de tüm Beşiktaşlıların da hakkı.
İşin sindirim kısmını atlattıktan sonra baktığımda , Transfer sebepleri içerisinde katıldığım en kritik nokta Önder Hoca'nın " biz takip eden takımız , bekleyip skor alma lüksümüz yok , baskı yapmamız gereken zamanlar olacak ve bunun için hızlı bir stopere ihtiyacımız var "
Şimdi baz olarak neyi alırız bilmiyorum fakat Dany bu ligdeki en hızlı 2-3 stoperden biridir büyük ihtimalle.
Önder Hoca bir başka açıklamasında 2 transferin birbirinden ayrı olduğunu Lescott alınmış olsa da Dany'i alabileceklerini söyledi.
Commanding CenterBack tabir edilen Alves , Ujfa gibi bir adama ihtiyacımız var bu kesin.Zaten Lescott için bu kadar beklenmesinin sebebi de bu.Hedef maçları çok fazla yaşamış , görmüş , bu kadar ucuza kapatabileceğiniz bu seviye bir stoper daha yok .Heitinga bile Everton'dan eski sözleşmesinin gereği senelik 4.2 m € alıyordu.
Neyse sonuç itibariyle önümüzdeki sene güven duyulmadığı aşikar stoperler , sağ bek , gidici Ferdi+Almeida'yı düşünürsek , CL'ye gidip gitmememiz takımın nasıl kurulacağı yönünde çok net bir yol çizecek.
İşte bizi en başa götüren durum bu aslında . Bizi CL'Ye hangi stoper götürebilirdi ?
Şu saatten sonra umarız Dany'dir .
Arkadaşlar olaya uzun bir yol olarak da bakmak gerekiyor. Geçen sezon kadro da bırak derinliği sakatlık olması halinde ne olacağı büyük soru işareti idi. Tabi ki yatırım yapılacak ve bunun için Fulham dan Kerim Frei alınacak tabi ki 18 için Ömer alınacak. Eneramo Avrupaya gitmeyecek Beşiktaşta Sivasta 12 gol atmış bir adam olarak 1.2k € ödenebilir. Riskler var ama hareketler normal Eneramo Tabata gibi alınmadı.
Bonserivisi olmayan kaç yıldız geldi Türkiye'ye. Her sene Fotomaç çıkartır o listeyi bizler kızarız. Al işte Ronaldinho peşine düşüldü para teklif edildi olmadı. İsim yapmış bonservisiz adamlarda kolay gelmiyor. Sana da gelmez önce GS ye giderler. 32 yaşındaysa eğlenmeye gelirler.
Brezilya liginde kimsenin fazla tanımadığı bu ligde ne yaparı bilmeden 1.2K vereceğime Webo işine bakar gözün gördüğü Eneramo ya sıkarım tutarsa "ala" tutmaz sa ara transferde gönderirim. Al işte medya ne dedi dün BJK pişman oldu nası oynadı Eneramo goy goy u da yaparlar yerin dibine batırırlar. İsterse 20 gol atsın Karabükte orda ısındırılması gerekiyordu. Adam Toroman gibi boş değil Dünya kupasına milli takıma gitmem gerekiyor sürekli oynamam lazım gönderin beni dedi. Orda biraz sırıtsa satarsın Fransa Ligi ne. yada bir şans daha verirsin.
Beşiktaşın Olcay, Oğuzhan, Veli kaç paraya alındı değerleri kaça çıktı buna bakmıyor negatife yoruyorsunuz. İçimiz çok karanlık arkadaşlar çıkın burdan. Nerelersende nerelere gelindi. Mehmet Akyüz yerine Ömer oturuyor, saha Mehmet girince öööf Ömer girince artık belki dedirtiyor bunları da görmek lazım.
Franco Kerim gibi. Bazen bu yatırımları yapıcaksın. Büyük klupte olur bunlar. Neden oynamıyor e var bi zamanı. Yoksa topla Escudeleri hepsi bir zaman yıldızdı tecrübe yükselirse risk azalır kağıt üstünde. Neticede iş Moneyball, pazardan bazen 1 tane alıp evde 5 olmasını dilersin ama buda sabırla olur.
Gokhan Suzen zamanında herkesin listesinde olan mental yönü basın açıklamalarında ortaya çıkan zayıf ve hala nerede olduğunun farkında olmayan bir adam. Listelere koyarsın iş de yapabilir ama buna bakmadılar. Mesele burda mental yön.
Toraman bu takım için zarar bir adamdır, zarar ama potansiyeli olacak başka bir adamla Sezer çarpışmış Sezerin belki ikinci bahar fırsatını elinden almıştır. Neden tutuluyor bende anlamadım. Ama adamın derdi futbol olsa hayatına dair hedefi olsa 5 dakka durmaz.
Beşiktaşın medyası ve taraftarının büyük bir kısmı negatiftir bunların en kötü yanı içlerine atmaz ortalığa yayarlar. Bunlar ın önerisi de yoktur sadece konuşurlar. Basitçe Önder Özen in tezleri var doğru - yanlış adam diyorki 15-16 sezonu 7 yabancı ya kardeşim bunu bu ülkede bir tane konuşan adam yok !... Tesislerde Spor Mimarisi dedi konuyu sakatlıklara bağladı. Ama biz diyoruz ki doktorları kovuuuun !...
Fenerbahçeli Önder Özen kadar Bazı Beşiktaşlı medyacıların ve Beşiktaşlı taraftarların faydası olmacaktır Beşiktaşa...
@ başar
Ben olaylara isimler, transferler, yanlış seçimler, hatalı taktikler, kaybedilen puanlar olarak bakmıyorum. Benim birinci önceliğim futbolun profesyonelleşmesi, yöneticilerin işleri profesyonellere bırakıp sadece denetim yapmaları. Dany gelmiş 10 puan kaybettirmiş, kerim gelmiş 90 dk süre alamamış umrumda değil. Çünkü bunlar daha önce de yaşanmış olaylar. Önemli olan profesyonelleşmenin arkasında durabilmek, bunu klübün ve taraftarın mantalitesi haline getirebilmek, herkese özümsetmek. Özen'i ancak ve ancak o gideceği zaman aynı göreve, en az onun kalibresinde, aynı veya belki daha fazla sorumlulukla başkası geleceğini bildiğim zaman eleştiririm. 10 senede 2 kere şampiyon olabilmiş, yd'den kurtulup biraz mantıklı bir sistem oturtmaya çalışan bir klübün taraftarı olarak çok fazla bugünü düşünerek duygusal hareket ediliyor, basının onun bunun şuursuzca gazına geliniyor ve bular beni sinirlendiriyor. Klübün ve ülkenin gerçeklerini görüp, büyük resme bakıp ona göre tavır koyun. Daha önce de yazmıştım, cebinde bin lira maaşla son çıkan ayfonun kuyruğuna giren insanlardan farkı yok taraftarın şu anda. Sportif olarak eleştirin eyvallah ama asıp kesmeden önce 3-4 adım sonrasını da hesap edin.
@sadrazam
Hocam elmalarla armutlar biraz karışmış sanki. Kulüp yönetimine aday olmak/Kulüpte yönetici olmak/Futbol koordinatörü olmak vs.
Altınsay seçimden önce yönetime girmeyeceğini açıklamıştı ki zaten; aday da olmamıştı. Seçim süreci ve sonrasında da şu anda kulüp yönetiminde olmayan ex-yöneticilerin teklifiyle futbol koordinatörü oldu, hem de “tam yetkiyle”. Sonra ne yaptı peki? Çıktı özetle planlarını ve bunları nasıl yapacağını anlattı. Elbette her detayı vermedi ama şunların altını özellikle çizdi:
“Beşiktaş’ın içinde bulunduğu zor durumdan söz etmeye gerek yok. Başkanımız ve Yönetim Kurulu üyelerimiz insanüstü bir çabayla kulübü düzlüğe çıkarmaya çalışıyorlar. Değer verdiler, beni de göreve çağırdılar. Her Beşiktaşlı’nın yapacağı gibi ve Beşiktaş terbiyesi gereği hiçbir karşılık beklemeden bu çağrıyı emir saydım.”
“İçinde bulunduğumuz nşartlar aslında tutulacak yolu da belirliyor. Bu yol Beşiktaş’a yabancı değil. 1970’lerin sonlarında Mehmet Üstünkaya ve Serpil Hamdi Tüzün önderliğinde gerçekleştirilen devrimi 2010’lar koşullarında yenilemek gerek. Yakın zamanda maddi krizden başarıyla çıkmış dünya kulüpleri de bize örnek oluyor.”
Peki niye istifa etti? Açıklaması:
“Beşiktaş dengeli, gelişmeye açık, dinamik, mücadeleci ve çağdaş bir takım olacaktı. Bunun için, şimdiye kadar Beşiktaş'ta verdiğinden çok alanların tasfiye edilmesi, edilemiyorlarsa 'Fulya'da Düz Koşu'ya yollanmaları gerekiyordu. Teknik direktör bu stratejiye göre seçilecek, Ümraniye ve Özkaynak Düzeni buna göre yapılandırılacaktı. Projeyi uygulamaya başlayınca başkanımızdan ve futbol komitesi başkanımızdan yeterli desteği göremedim. Projeye ilişkin kuşkular ve kararsızlıklar doğmaya başladı. Son olarak teknik direktör konusunda bilgim ve onayım dışında adımlar atılınca, görevde kalmama artık gerek duyulmadığını anladım. Artık bir işlevi kalmayan bu görevden ayrılmak zorunda kaldım. Üzülerek aldığım bu kararda, komite üyesi öteki arkadaşlarımla ya da bazı yönetim kurulu üyeleri ile olan anlaşmazlıkların etkili olduğu tamamen asılsızdır. Böyle anlaşmazlıkların olduğu tamamen uydurulmuş haberlerdir.
'Yeniden Yapılanma Projesi'nin Beşiktaş ve ülke futbolu için tek çare olduğuna inancım tam. Bu yolda atılacak her adımda, istek olursa, elimden gelen her türlü desteği göstermeye devam edeceğim. Konunun böyle kapanmasını diler, saygılar sunarım.”
Kısacası; şimdi seni bir göreve getiriyorlar, o göreve bir amaç için geliyorsun ve bu amaç öyle kısa vadeli bir iş değil, kulüp yönetimince tam adanmışlık ve uyum gerekiyor. Oysa daha 2. ayda olay su kaynatıyor. Ne yapacaktı peki? İş olsun torba dolsun, futbol koordinatörü olarak her gün basın açıklaması yapayım, mı diyecekti?
Bence bazı konuları Rambo serisi hamaseti formatından kurtarıp daha objektif bakmak gerekiyor.
Aslında birçoğumuza göre hata olan bir transfer bile arkasında bir çok doğru barındırıyorsa iyi yoldayız demektir. Ben de transferi duyunca taraftar refleksimle ne ki bu şimdi dedim. Hatta direk Erman Güraçar geldi aklıma. Neyse konuya döneyim.
Doğru 1: Bu transfere taraftar tepkisinin geleceği çok açıktı. Gerek yönetim gerekse teknik kadro bunun bilincindeydi. Hatta yönetimin teknik kadroyu uyardığı söyleniyor. Buna rağmen teknik kadro diretince yönetim gidip bu transferi sonlandırıyor. Bu aynı zamanda yönetimin Önder Hoca'ya olan saygısını da gösterir.
Doğru 2: Teknik kadro ve futbol direktörümüzün cesareti takdir edilmeli. Şahsen ben böyle bir hamle yapamazdım. Ama onlar kulaklarını tıkayıp doğru düşündüklerini yaptılar.
Doğru 3: Genelde insanların görüşü şu yönde. "Madem scout ekibin var ve Lesscot'u alamadın git başka birini bul." Bu bir düşünce şekli. Doğruluk payı da var. Yalnız Önder Hoca'nın söyledikleri de kontra düşünce tarzı ve onun da doğruluk payı var. "Dany bu ülkeyi ve ligi tanıyor. 4 ay için alınan futbolcunun alışma süresi olmamalı".
Neyse çok uzamasın bu şekilde negatif çıkarımları da alt alta yazabiliriz. Yalnız şu var doğru futbol yapılanması için Önder Hoca'nın Türkiye standartlarında alternatifi yok. Dolayısı ile iş adamlarının şan şöhret için yaptığı tutmuş ve pahalı transferlere Önder Hoca'nın herhangi bir transferini tercih ederim şahsen. Bence Hoca'nın yaptığı yanlışlar bile kendi içinde farklı doğruları içeriyor. Zaten hatalarından ders alacağını söylüyor.
Bu transferi bir kenara koyarsak o Lesscot olayı neydi öyle. İşte budur dedim. Bir futbolcuyu ikna etmek için sen bu projenin 3 yıl boyunca şu parçası olacaksını tam anlamıyla ortaya koyabilmek. Bu akıl bizi bir noktaya götürecektir.
Birkaç gün önce Bajramovic'i aldık. Bugün Basket takımı GS'yi yendi. üstelik doğru yere bajramovici koyunca basketin Pedro Franco'su Broekhoff bile 13 sayı attı.
Çarşaf çarşaf isyanların altında bu var. Başar'ın saydığı 10 kalem, benim saydığım alınmayan, boşa gönderilenler, Mustafa'nın 4 yıl önceki Caner bugünlerde alınabilir tespiti (aslında potansiyelleri hep buluyor da Caner'i bayağı net yazmış)...
Şu takıma Kerim, Sezer, Dentinho, Dany vs vs yerine Önder Özen'in her oturuşta saydığı "şunu istedik ama pahalıydı"lardan 1-2 tane alsaydık, Pektemek'le Şişmanoğlu gol atıyor, Muhammed top yapıyor olurdu.
Cenk Tosun'u Beşiktaşlı Tosun olarak sevmekle beraber, hiç bizim işimizi çözecek biri değil. Kenar adamı değil. Merkezde Pektemek'den fiziği iyi, santrafor tekniği kötü. 11. yanlış koptu geliyor.
Şu Nijeryalı çocuk iyi gibiydi, az daha netleşmezse kaçar, ah vah yaparız. 4 yabancı stoper sayımızın 1-2 ye düşeceğini ve ismail'in sağlam döneceğini ve Uğur Boral'la yedekleneceğini umarak tren bir sağbek'e kontenjan ayrılabilir.
@james sneijder
Hocam elma,armut,ananas falan karışmadı bende. Yazının ilk paragrafında da belirtmişsin;
''Altınsay seçimden önce yönetime girmeyeceğini açıklamıştı ki zaten; aday da olmamıştı.''
Yazının kalanı zaten malumumuz. Hoca seçimi ile başlayan, kısa vadede yeniden yapılanma ile birlikte rekabetçi bir takım oluşturma isteği ile gerilen, transfer politikalarının bu düzlemde gelişmeye başlamasıyla son bulan bir süreç. Bu süreçteki Altınsay'ın tutumu ile ilgili bir sorun yok.
Tekrar ilk paragrafa gelecek olursak, vizyonsuz olarak değerlendirmemin sebebi de tam olarak bu. Çünkü camianın kendisinden beklentisi Futbol şubesinden sorumlu yönetici olması değildi. Beklenti Başkanlığa aday olması, taşın altına elini sokması, bu süreçte en üst düzeyde mücadele etmesi idi. Altınsayın cv si, backraund'u, misyonu bunu gerektirirdi. Klüpdeki hesapları inceledikten sonra aday olmayacağını, yönetimde yer almayacağını açıklaması senelerce Camianın kurtarıcı olarak, lider olarak beklediği altınsay efsanesinin bitişi oldu. Hele ki kendinden liderlik etmesi beklenen Altınsay'ın DIŞARIDAN sanki profesyonel bir yönetici izlenimiyle futbol şubesinin başına geçmeyi kabullenmesi tam bir hayal kırıklığı yarattı.
İşte o gün Altınsay'ın kendini düşürdüğü durum ile dany transferi yapan bugünkü Beşiktaş Klübünün durumu arasında sinir bozucu bir ironi var maalesef.
Fikret Orman'a karşı kongrede belkide kaybedebilirdi. Ama kongrede kaybederdi.. Bizim gönlümüzde değil.
aga, bence lig daha da ilerlemeden bir zeki önder özen incelemesinin tam zamanıdır. ikinci yarı kadrosu da bugün itibariyle ortaya çıktı. direktörümüzün iki transfer dönemi planlamasını ve bunun geleceğe dair ne gibi referanslar verdiğini analiz eden bir yazı olamaz mı?
beagle iyi hatırlattın.
Dün sen Caner Erkin diyince "ben yazmış mıydım ona?" diye merak edip eski kayıtlara baktım, buldum. Orada ne yaptıysam artık direkt ana sayfaya taşındı. Sanki ben demiştim dermiş gibi oldu, bilinçli bir şey değildi. Farkına varınca kaldırdım hemen :)
Yanlış yönlendirmeyle yazıya çektiğim arkadaşlar kusura bakmasın.
tannhauser
Olabilir. Gerçi ilk yarı değerlendirmesi + beklentiler gibi genişçe bir yazı gelmişti geçenlerde. Şimdi biraz takımı izlemek gerekiyor sanki, Bilic'in nasıl bir format düşündüğüne bakmak gerek.
@planck
İlk önce sinirlenmeni gerektirecek birşey yok. Basının şuursuzca gazına gelmiyorum çünkü köşe yazarları haricinde basını takip etmem. Futbol ile ilgili yazan köşe yazarlarına da uğramıyorum.
Gaza da gelmiyorum zira Dany transferinden önce de benzer şeyleri yazdım. Hatta Dany ile ilgili birkaç satır yazıp konuyu geçtim. Önemli olan Dany değil, yanlış gidişat. Hatta ben gidişatı YD yönetiminin Del Bosqueli sezonuna benzetiyorum. Aynı Demirören dönemi gibi kulübün gereksiz adamlara gereksiz paralar harcayarak parasını sokağa attığını düşünüyorum.
Ben de senin gibi profesyonel bir kulüpten yanayım fakat yapılan işleri profesyonel bulmuyorum. İlk önce benim neden profesyonel bir yapı istediğimizi yazayım:
1) Elde edilen kaynağı ve gelirleri verimli kullanmak için;
a) İyi bir kadro mühendisliği ile rekabetçi bir takım yaratmak.
b) İyi bir scouting sistemi ile takımı beslemek.
c) Alt yapıdan oyuncu yetiştirerek dışarıya ödenecek kaynağı azaltmak.
2) Beşiktaş'ın gelirlerini arttırması için;
a) Modern bir stadyum ile daha geniş kitlelere hitap etmesi ve stadyumda farklı etkinliklere ev sahibi olması gerekiyor.
b) Rekabetçi bir takım kurarak TV, sponsorluk, maç günü, vb. gelirlerini arttırması gerekiyor.
c) Takımın oynama kurgusu bozulmadan gelen futbolcunun değerini arttırarak satmak
3) En nihayetinde sürekli olarak zirveye oynayan bir takım olmak için (her sene şampiyonlar ligi)
Bunların üçüde birbirini besliyor fakat 1. Maddeyi yani elindeki kaynağı verimli hale getiremezsen profesyonelliği başından tıkamış oluyorsun. Sen çalıştığın veya sahip olduğun şirkette 10 tane adam alayım, 4-5’i hiç çalışmasın ama parasını alsın mı diyorsun? Ben “şuursuz” biri olduğum için bunu diyemiyorum! Sen istediğin kadar teknolojik binaya geç, eğitime para harca eğer doğru ve verimli çalışanları bünyende barındırmazsan ve insan kaynağını şişirirsen başarısız olursun. Bir yapı kurarken parçaların tamamını düzgün yapmak zorundasın, bu yıl ilk parçadan aksadık...
Karşıt görüşünü veya yazımda katılmadığın noktaları yazabilirsen sevinirim.
@ basar
olayı netleştirelim:
ayrıldığımız nokta şu, bana göre problem "beşiktaş bundan sonra profesyonellerin elinde yönetilecektir." gibi bir cümlenin dillendirilmemesi, kesinlik kazanmaması ve aslında (malesef) Özen'in başarısı ile orantılı olması. Sana göre ise problem profesyonel sıfatı ile işin başında bulunan insanın işinde hatalar yapması, verimli olamaması. (Buraya kadar doğru mu?)
Ben de diyorum ki bu adamı yerseniz klüpte zaten profesyonelleşme namına birşey kalmayacak, zira yönetimde bu işi destekleyecek cem bilge, dalgakıran, urgancılar, hacıgüzeller hep istifa ettiler. Ya altınsayın keyfi gelip diğer seçimde başkan adayı olmasını bekleyinceye kadar (o da olursa) nur çebinin eline kalıcaz, veyahut bu son dala tutunacağız, basının Özen'in altını kazma çalışmalarına destek vermeyeceğiz.
Bu çıkarımları yapmak maçtan maça takımla ilgilenen adamlar için zor olabilir belki ama bloglara girip yorum yapabilen insanların kolayca bunları görebilmesi lazım diye düşünüyorum.
Senin Özen hakkındaki yorumların eleştirilerin doğrudur/yanlıştır gibi bir yorumda bulunmuyorum, tekrar dikkatini çekerim. Bana biri gelsin desin ki Özen giderse yerine, aynı sorumluluklarla şu şu şu insanlar görev alabilirler, o makam ve sorumlulukları beşiktaşta artık kalıcıdır." o zaman senin eleştirilerinin birçoğuna zaten katılırım. Umarım anlatabilmişimdir.
dany yi tanımlarken sadece hızından bahsetmişsin.bence top yeteneğide oldukça yüksek.kazma stoperlerden değil.eksik yönü ise kontrolsüz hızından dolayı arada basit hatalar yapabilmesi.hatasız stoper henüz icat edilmiş değil.onunçün artıları eksilerinden çok fazla olduğundan olumlu bir transfer olarak görüyorum.büyük takım oyuncusu.yanında oynayacağı stoper dany nin performansına etki eder.olumlu yada olumsuz.dany hızından dolayı her topa yetişiyor.sorumluluk almaktan kaçmıyor.bazen yanında başka stoper yok mu dedirtiyor bu hızıyla ve sorumluluğu almasıyla.onun yanındaki stoperle pozisyon paylaşımları ve anlaşmaları önem kazanıyor.
Yorum Gönder