Hayır, Chamberlain’in yerine Gibbs’i oyundan atan hakem değil bu başlığı atan, o duruma sonra geleceğim.
Beşiktaş’ın 11’ine baktığımızda, Vedat abinin (Okyar) meşhur
sözü kulaklarda çınlıyordu: “Öyle bir hücum hattı ki, topu kucaklarına versen
beş metre götüremezler!” Aslında ikinci devredeki bir çok maçta aynı sorun
yaşandı. Beşiktaş’ın çözüm üreten oyuncu zaten sınırlıyken, eldekiler de
sakattı. Ayrıca Jermaine Jones’un iyi oyuncu olduğu kesin, şu sıralar pek hazır
gözükmese de. Ancak forma giydiği maçlarda çoğunlukla “zorunluluktan” forvet
arkasında oynaması, Beşiktaş’ın transferde bir öncelik hatası yaptığına işaret
ediyor. Hali hazırda, Oğuzhan da tam olarak o mevkinin adamı değilken; ikinci
devreyi kurtaracak transfer bir Pablo Batalla modelinden geçiyordu. Hatta Aaron
Hunt devre arası, Jones gelecek sezonki ortasahayı derinleştirmek adına yazın
gelseydi, daha ideal bir sıralama olurdu.
Uzaktan şut, kenar orta ve serseri topları kovalama…
Pozisyon kısırlığı çeken takımların sarılması gereken üç etken. İlk gol, üçüncü
seçenekle geldi. Ki Olcay Şahan, olmadık zamanda gol atma uzmanıdır zaten. Hele
de Sinan Bolat’ın yaptığı gibi “tek vuruşla gol atma” imkânı verilirse… Ancak
Olcay’ın diğer golü daha güzeldi. Hani tabelada Oğuzhan’ın golü gibi gözüken…
Orada Olcay’ın yaptıkları, kelimenin tam anlamıyla “derslik”. Yetenekli sınırlı
olanların özel oyuncu olma rehberi gibi. Faydalı koşmak! Şekillerle anlatalım…
Atağın başlangıç noktasında pası Oğuzhan’a veren Olcay durmayacak…
Oğuzhan’ın normal şartlarda şut açısı kapalı, çünkü önünde Kayserisporlu
bir savunmacı var. Ancak bekliyor, çünkü Olcay durmuyor…
Olcay, yaptığı koşuyla Oğuzhan’ın önündeki savunmacıyı yanına çekti.
Böylelikle Oğuzhan çok net bir şut açısı buldu. Yani, gizliden gizliyi
bu golü de aslınca Olcay attı!
Ve İsmail Köybaşı… Yine gol atan adamı ilk tebrik eden olmak için coşkuyla depara kalktı, tıpkı eski günlerindeki gibi… Ama sadece o değildi eski günlerini andıran. Ani refleksleriyle atakları başlamadan durdurduğu oldu, hatta onları karşı atağa çeviren… Bazen de topla çıktı, hani Mustafa Denizli’nin o yeteneğine istinaden kendisini sol forvet oynattığı günlerindeki gibi. Harika bir performans mıydı? Hayır. Ama solda bir “sol bek” vardı. Zaten Beşiktaş’ın asıl ihtiyacı olan sağ beke bir yabancı yazabilmesi için, soluna işini yapan birini atması yeterli. İsmail de o umudu verdi. Hoş geldin çocuk…
5 Nisan 2014 / Beşiktaş 2-1 Kayserispor
7 yorum:
Mustafa abi özel mesaj atacak yer bulamadığım için, konudan bağımsız buradan yazma ihtiyacı duydum. Blogu okuyan genelde yorum kısmına yazmayan biri olarak. Senden Adam Lallana incelemesi, bize nasıl katkı sağlar gibi, düşüncelerini paylaştığın bir yazı yazarsan çok sevinirim. Teşekkürler şimdiden.
Benim de çok beğendiğim bir oyuncu ama Beşiktaş için imkansız. Hatta United 30 milyon euro önermiş diye haberler dolanıyordu.
Sanırım haklısın. Biraz hayal perest olur. Ama böyle oyuncuları championship'den çıkmadan, premier lige geçmeden kapabilmek lazım. Umarım Beşiktaş'ımıza böyle transferleri bir gün görürüz. İsimden çok iş yapacak adamları.
Mustafa kardeş, ben de Jones geldiğinde çok şaşırdım. Önceliğin böyle bir mevkiye verilmesi ilginçti. Merakla bekledim, hatta hala bekliyorum Önder Özen ve Biliç'in planladıklarını görmeyi. Ama 2 haftadır gördüğümüz şu. İhtiyacımız olan kesinlikle yaratıcı bir atakçı orta saha. Sezon başı Sezer (her ne kadar Önder Özen transferi olmasa da) transfer edilip, kadro dışı kalıyorsa, Fernandes'den faydalanılamayacağı aşikarken neden alınmadı öyle bir futbolcu anlamadım. Bu kadar iyi savunma yapabilen bir takımın hücum gücünü arttırmak şarttı.
Gelecek sene başına stadın hazır olmayacağı, antrenman zemini değişimi, sağlık/rejenerasyon merkezinin faydasını falan göremeyeceğimizi, pilot takımlardan yetişmiş gençler gelemeyeceğini, sağbek adayımızın kasımda duyurulup şubatta oynayacağı gibi bir sürü konu var.
Şampiyonlar ligi'nde şu anki gidişat ile başarılı olmamız mümkün değil, madara olmamız olası iken, oradan gelecek milyonları zaten daha gelmeden "10" numara gibi faydasız pozisyonlara gömeceğimizi, Lescott gibi stoperlere bakmaktan vazgeçmeyeceğimizi düşününce ben 3. olalım istiyorum.
Hainlik falan değil, gelecek parayı çarçur edeceğimize eminim, artı o ligde 6 maç oynayıp da yerel ligde duman olmayan da pek Türk takımı görmedim. Bu sene ile ilgili beklentim: Fener'i yenelim. Son 7 maçta 4-5 galibiyet 2-3 beraberlik ile sezonu kapatıp gerçekçi ve şampiyonluk iddialı bir yeni sezon başlangıcı yapalım. Mümkünse artık Kerim,İsmail ve Muhammed'i oynatalım. Seneye bir kaç tur UEFA heyecanı bize yakışır ve takımın yarısını oluşturacak 23 yaş yaş altı adamlara güzel güven ve tecrübe verir. Ama yıpratıp, bitirmez.
Sözün özü, Özen ve vasat hoca iyi adam Biliç'le ulaşılabilir hedeflerle başlayalım ve ligin son maçına kadar şampiyonluk şansımız olsun. Erken bitmiş sezonlarda "asiye nasıl kurtulur" akıl idmanı yapmaktan çoooook sıkıldım.
Kerim Frei Beşiktaş'ta asla oynayamayacak sanırım. Sağda Gökhan ve Holosko sakat, onların yerine Olcay geçerken sola bekten devşirme Motta geçiyorsa ve 3 oyuncu değiştirme hakkının sadece 2sini kullanıp Kerim'i düşünmüyorsak... Kerim asla Beşiktaş'ta oynamayacak demektir.
Olabilir ama o zaman neden lig başladıktan bir ay sonra böyle bir transfer yaptınız? Üstüne de 3 milyon € para döktünüz...
Anlayamıyorum!
bu maca ilgi yok galiba, yorumlar neden böyle az acaba?
Yorum Gönder