Şampiyonlar Ligi maçları öyle bir yerdir ki, hele de Türk
takımları için, oyuncuların hemen hepsinin kariyer zirvesine yakın performans
göstermeleri gerekir. Eğer amaç “güzel oldu, tecrübe kazandık, havayı soluduk”
demek değil de direkt olarak gruplardan çıkmak ve hatta daha ileriye gitmekse…
Özellikle iki mevki “sıradan bir performans”ı bile kabullenmez. Bunlardan biri
stoper bölgesi diğeri ise santrfor. Beşiktaş şu ana kadar Şampiyonlar Ligi’nde
ikide iki yapıp bir ilki başardıysa, bunda en az geriye katılan Pepe kalitesi
kadar en uçtaki Cenk Tosun’un da rolü büyük. Çünkü o gerçek anlamda bir “Şampiyonlar
Ligi 9 numarası”na dönüşmüş durumda.
Şampiyonlar Ligi 9 numarası, ayağına aldığı her topu maaştan
kalan son 50 lirayı harcar gibi kullanır. Yani o an durum neyi gerektiriyorsa,
onu yapar. Şut, rakip stoperi sırtına alıp takımına zaman kazandırma, topla
dönüp dripling yapma, kanada açıldığında adam eksiltip ceza sahasına koşu atan
takım arkadaşına asist yapma, topsuz oyunda rakip stoperlere baskı kurma, eğer
baskı kırıldıysa daha da geriye koşup yapılan alan savunmasına katkıda bulunma
gibi şeyler… “Eee geceleri de taksiye çıksın? Böyle santrfor 30 milyon…” dediğinizi
duyar gibiyim. Evet haklısınız, çünkü Cenk Tosun da iki Şampiyonlar Ligi
maçında da 30 milyonluk santrfor gibi oynadı. Ve evet, özellikle RB Leipzig
maçının gecesinde bir taksiye çıkmadığı kaldı.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, Cenk Tosun Türkiye futbol
tarihinde yabancı forvetlerle en sert rekabete girmiş yerli santrfor. Belki
Semih Şentürk için de geçerli olabilir ama Cenk Tosun’un tarafında söz konusu
olan rakipler: Demba Ba, Mario Gomez, Aboubakar, şimdi de Negredo. Geçen sezon
en azından lig tarafında formayı almış gibiydi, ancak bu sezon her kulvarda
birinci santrforluğu kapmış gözüküyor ve bu tesadüf değil.
Geçtiğimiz sezon Beşiktaş Avrupa maçlarında Aboubakar’ı çok
fazla arıyordu. Çünkü onun yokluğunda Cenk, “takımına zaman kazandırma” konusunda
baya eksikti. Sadece iyi gol vuruşu yapabiliyor olmak, bu arena pek işlemiyor.
Çünkü güçlü değilsen, sana gol vuruşu yapma fırsatı da pek doğmuyor. Daha topu
alamadan basıp, sindiriyorlar. Cenk’in o kolay sindirilen santrfor oluşu
Beşiktaş’ı zaman zaman baskı altına alıyordu. RB Leipzig ancak Cenk aşırı
yorulunca savunmasını iyice öne çıkarıp, klasik oyununu sergilemeyi başarabildi.
Cenk Tosun, aynı zamanda eğer bir futbolcunun içinde “büyük
futbolcu” olmak varsa, kaliteli yabancılarla rekabetin nasıl sonuçlar
çıkaracağının çok iyi bir örneği. Mustafa Pektemek 6 yabancı sınırlı ve
bazılarına göre “Türk futbolcuların hayrına olan” sistemde ancak Başakşehir’in
yedek forveti kıvamına gelebildi. Yaz tatiline bile bireysel koçuyla giden Cenk
Tosun gibileri demek ki 12 milyon pound’u bile (ki piyasaya göre gerçekten ucuz
rakam) beğendiremeyecek bir noktaya yükselebiliyor.
2 yorum:
Cok iyi tespitler... Demirkol da benzer sey soyledi ama ben seni ondan daha objetif buluyorum..
Keske sizleri TV ekranlarinda gorsek..
bence ayakta kalma(denge) konusunda ciddi sikintilari var, o yuzden rakibe dayanip faul almaya ugrasiyor uygun pas aramak yerine. sola kacmadigi zaman, (caner tosic baskidan uzun cikiyorlar) top almada da ciddi problemleri var. Hizi ve zamanlamasi pres icin hic uygun degil, yorgun dusuyor ve mac icinde cok dinleniyor. dripling yapmaya son iki macta basladi desek abarti olmaz:) beklenmedik oldu yani rakibin cenk analizi acisindan, rakibin solundan ice dogru calim. rakibin sagindan cok zor bu hiziyla gecebilmesi. son macta golden once gerci bunu yapabildi ama genel profiline uymuyor(fiziksel olarak) bence cenk diyince elimizde son vurus disinda bisey yok aslinda, negredo cok daha oyunu bilen bir oyuncu, extra ozellikleri olan
Yorum Gönder