Bazen çok beğendiğin bir futbolcuyu övmek için, geçmişten
bir yıldıza benzeştirme yapmak istersin. RB Leipzig’in yükselen değeri, bu yazının
yazıldığı dönemde oynadığı son 20 maçın 13’ünü boş geçemeyen “gol makinesi”
Timo Werner için de öyle bir benzetme yaparak girmek isterdim yazıya. Tam “Yeni
Jürgen Klinsmann” diyecektim ki Jürgen’in dripling özelliğinin golcülüğü kadar
ön planda olmadığını hatırladım. O yüzden Timo Werner’e şöyle diyelim: Yakın
gelecekte Almanya tarihinin en iyi golcüsü olma adayı.
Artık günümüz golcülerde daha çok topsuz oyunda gezginlik,
stoperlere baskı, sadece şutlarda değil paslarda da çabuk karar verebilme
yetenekleri aranıyor. Çünkü takımlar artık çok kısa mesafede oynuyor ve haliyle
atakların golle sonuçlanması daha fazla matematik istiyor.
Timo Werner, ceza sahası içinde bir golcüden beklenen her
şeye sahip bir oyuncu. Boyu aşırı uzun değil (181) ancak iyi zamanlaması ve
topun düşeceği yeri iyi sezmeleriyle kafa toplarında etkili. Almanya milli
takımında attığı gollerin çoğu kafasıyla geldi nitekim. Ayakla gol vuruşu
konusunda çeşitliliğe sahip. Bazen Inzaghi modeli bir tek dokunuşla, bazen de
Henry gibi “eksiltmesi gereken stoperi geçtikten sonra uzak direğe gönderilen
plaseyle” golü bulabiliyor. Şu an için bu özellikleri, örnekte geçen efsaneler
kadar mükemmel değil. Onlar 10 üzerinden en az 9’sa, Werner’de bu rakamlar 7-8
arasında. Ama hiçbir özelliği 6 değil…
Werner’in bu çeşitliliği ceza sahası dışında da geçerli.
Sırtı dönük topu aldığında, yüzünü tekrar rakip kaleye dönebiliyor. Bu bir
santrfor için çok değerli bir özellik. Çünkü her zaman topu kontrol ettiğinde
etrafında pas verecek birini bulamayabilirsin, topla dönüp, boş alanı kat
ederek hücuma koşu yapacak arkadaşlarına zaman kazandırabilir ya da bizzat
kendin rakip kaleye gidebilirsin. Timo Werner, geçen haftalarda oynanan Hamburg maçında böyle bir pozisyonda (yukarıda) direkt olarak kaleye gitti ve golünü yaptı. Aynı
şekilde, kanada doğru açıldığında ceza sahasına servis de yapabiliyor.
1996 doğumlu ve şimdiden Alman milli takımının birinci
santrforu ve hala potansiyelinin ucu açık ve gerçekten her şeyi yapıyor. GORA'nın meşhur Matrix sahnesindeki gibi, sandalyeye oturmuş ve "karışık golcü kasedi" yüklenmiş. Yapabildiklerini görünce,
oynayamayacağı ve gelişimini sürdüremeyeceği top class kulüp yok gibi. Bundan
yıllar sonra “Werner ne topçuydu be!” övgüleriyle anlatılacak bir golcünün
kariyerini baştan sona izlemek güzel olacak.
1 yorum:
bugun yapmasin bu yazdiklarini yeter..
Yorum Gönder