Bir Marvel Karakteri: Cenk Tosun


Demba Ba’nın yokluğunda kendisi yerine Mustafa Pektemek’in tercih edilmesinin üzerinden üç yıl geçti. Hatta Crystal Palace’ın 10 milyon pound civarındaki teklifine genel kanı olarak “Yoktur öyle bir şey, doğruysa hemen satılsın!” denilmesinin arkasında ise sadece 4 ay yatıyor… Yani günümüzde Everton’a 22 milyon Euro karşılığında imza atan –ve hatta ucuza gitmiş gibi görülen- Cenk Tosun’un kendisini kabullendirmesinin üzerinden tarih geçmedi. Her şey çok hızlı gelişti. Ya da onun gelişiminin yanında, dünyanın dönme hızı yavaş kaldı. Fantastik çizgi romanlardan, filmlerden aşina olduğumuz kahramanların birçoğu, yaşadığı bir kırılma anı sonrasında mutanta dönüşür. Cenk Tosun’un kısa zamanda bu denli “başka” oyuncuya dönüşmesi de ancak böyle açıklanabilir: Marvel Evreni’nin santrforu.

Ancak biz, fantastik bir dünyada değiliz. O nedenle Cenk Tosun’un bu sıçrayışında çok önemli eşikleri, onu süper kahraman dönüştüren kırılma anları var.


Komple forvet


Hani her semtte milyoncu dükkanları olur ya, hani çöp poşeti almak için girersin gece lambasıyla çıkarsın… İşte Cenk Tosun da o milyoncu dükkanları gibi. Bir santrfordan beklenecek her özelliğe cevap veriyor. “Şurası eksik” denilecek hiçbir tarafı yok. İki ayağıyla da şutör. Hatta çift ayak konusunda o kadar iddialı ki, oynayacağı ligde bir tek Harry Kane rakip olabilir. Üstelik ceza sahasında bitirici olduğu kadar, ceza sahası dışından da şut atabiliyor. Boyu ideal, sıçrama özelliği iyi, kafa vuruş kalitesi şahaneye yakın. “Biraz” olan ama tam olarak olduramayan bazı özelliklerini de bu son dönemde geliştirdi: Dripling, kilit pas ve kuvvet.


Büyük maç oyuncusu


Everton seviyesindeki kulüpler, yeteneklerinden emin olduğu ancak lig seviyesi bakımından şüpheyle yaklaştıkları oyuncuların büyük maç performanslarına bakarlar. Cenk Tosun’un bu dönemde milli takımda da Beşiktaş’ta da oynadığı her büyük maç, vasatın üzerindeydi. Asıl önemlisi Şampiyonlar Ligi maçlarında gol katkısının dışında “oyuna katkısı” çok büyüktü. Algıları açık, topa sahip olduğu anda pas kararını verene kadar topu kendisinde saklayacak kuvvete artık sahip. Eskiden o kadar güçlü değildi ve sadece gol vuruşu anlarında fark yaratıyordu. Buradaki gelişimi Everton kapılarını açan en büyük etken. Çünkü orada Cenk’in arkasında oynayacak Rooney, soldaki Sigurdsson, sağdaki Lennon (belki de Cenk’in gelişiyle sağ forvete geçecek Calvert-Lewin) sadece ayağına değil önüne de top isteyen oyuncular. RB Leipzig, Porto, Monaco maçlarında Babel’i, Talisca’yı, sahadayken Oğuzhan’nı, nadir gelişen hücum koşularında Quaresma’yı attığı kilit paslarla her zaman ödüllendirdi. Cenk Tosun, yeni takımında o koşuları daha etkili yapacak oyuncularla bir arada olacak.


Hayalperest golcü


İnsan, izlediği her hangi bir şeyde mutlaka küçük bir “sürpriz” arar. En basitinden, 120 dakika boyunca durağan geçen bir film, final sahnesinde yapacağı bir trick’le her şeyi değiştirebilir. O hayalgücünü futbol sahasına taşıyabilen, maçı izleyen seyircinin yapacağı bir “sürprizli” hareketle gözlerini açtıran oyuncular özel olmuştur her zaman. Cenk Tosun da öylesine hayalperest bir golcü. Beklenmedik bir anda, sadece kendisinin beklediği bir vuruş çıkarabilir. En az skor kadar, göze de hitap eder.



22 milyon Euro ucuz mu?


Evet. Ama Süper Lig için tavan fiyata yakın. Cenk Tosun, Serie A, La Liga falan bile değil, Portekiz Ligi’nde bile oynuyor olsa Everton’a transferi en az 40 milyon euro’yla gerçekleşirdi. Ancak Portekiz Ligi kendisini kanıtlamış bir lig. Oradan çıkan biri, dünya yıldızı olabilir. Süper Lig bu konuda hala açılmamış bir harita, neyle karşılaşacaklarına dair emin değiller. İşte bu sebeple Cenk Tosun’un oradaki performansı, ligin geleceği adına da çok değerli. Şayet Everton’ın beklediği performansa cevap verecek olursa, ligimiz daha yatırım yapılabilir bir lig olacak, haliyle bu fiyatlar güncelliğini koruyup, 20 milyonları sıradan hale getirecek.

Her şey bir yana, Cenk Tosun’un başarısı sadece futbola indirgenmeyecek bir hayat dersi. Sadece genç futbolculara değil, genç grafikerlere bile ilham vermesi gereken bir sıçrama hikayesi. Yetenek varsa ve o yeteneğin üzerine titrersen, kapılar ardı ardına açılır. Hiç şaşmaz. 

2 yorum:

Nejaz dedi ki...

Güzel bir uğurlama yazısı olmuş. Ligimizin tanınırlığını ve değerini yükseltme konusunda yüklendiği misyon da bu transferi ayrıca önemli kılıyor. Umarım bizi iyi bir şekilde temsil eder.

İlk cümledeki anlam kaymasına da benden başka kimse takılmamıştır sanırım. Çünkü herkes biliyor ki Demba Ba yokken Cenk değil, Pektemek tercih edilmişti.

Cartalete dedi ki...

Evet aslında benim de vurgu yapmak istediğim şey oldu, dediğin gibi anlam kayması olmuş.