Premier Lig geçtiğimiz hafta başladı. Hem takım hem de
oyuncu bazında her sezon yeni bir hikaye demek. Galiba geçtiğimiz sezon hiç de
fena bir görüntü vermeyen Crystal Palace bu sezon da kendisinden bahsettirecek.
Roy Hodgson’ın takımı özellikle hızlı hücum geçişleriyle fark yaratacak gibi.
Geçtiğimiz hafta Michael Seri ile beslenen Fulham orta sahasına karşı bile bunu
sıkça yaptılar. İşte o çabuk hücumların belki de bir numaralı yıldızı aslında
bir sağ bek olan Aaron Wan-Bissaka’ydı. Şimdiden söyleyeyim, oyuncu gerçekten
gelecekte dünyanın bir numaralı sağ bek adayı. Peki neden?
“Senin hücumun aslında benim kontratağım!”
Wan-Bissaka 1997 doğumlu ve takımının alt yapısından
yetişmiş bir oyuncu. Kongo asıllı hatta ülkesinin U20 takımında da bir kez
forma giydikten sonra İngiltere’yi seçti ve şu sıralar İngiltere U20’de aktif
olarak rol alıyor. Geçtiğimiz sezon ligin sonlarına doğru bir aylık sürede şans
bulmuş ve o kısacık zamanda gösterdiği performansla kulübünde “ayın oyuncusu”
seçilmişti. Yani, aslında gelişinin ayak sesleri o zamanlardan belliydi.
Onun en büyük özelliği maç içinde inanılmaz tempolu oluşu.
Sağ bek bölgesindeki yerini kaybetmeden, top rakibe geçtiğine asla boşluk
bırakmadan hücuma destek veriyor. Çünkü geri dönüşleri çok hızlı. Genellikle
hücumda etkili bekler için savunma tarafı kafalarda soru işareti olur ama Wan-Bissaka
hücumda ortalama bir oyuncu olsaydı bile yine Premier Lig sağ beki olurdu sırf
savunma tarafıyla. Ters kademlerde mutlaka rakibinin bir adım önünde oluyor.
Birebirlerde savruk müdahalelerden kaçınıp, hızına güvenerek rakibinin açısını
kaybetmesine zorluyor.
Daha önce Can Çalışkan, Marcelo için “sol
her şey” tabirini kullanmıştı. Wan-Bissaka’yı da aynı tabirin sağ taraf
versiyonunu kullanarak, yani “sağ her şey” olarak tanımlayabiliriz. Sağ bek görünümlü ama sahada mitoz bölünüp pas oyununda sağ orta saha, hücumlarda da sağ açığa dönüşebiliyor aynı anda.
via GIPHY
Oyun
tarzıyla her zaman rakibine şöyle bir tehdit savuruyor sanki: “Siz bana hücum
ettiğinizi sanıyorsunuz ama aslında bu benim kontratağım!”. Şöyle ki, topu kaptığı anda hiç bekleme
yapmadan hemen boşluğu driplingle değerlendiriyor. Yukarıdaki gif son maçtan ve
bahsettiğim özelliğine harika bir örnek, bunu çok sık yapıyor. Asıl değerli
özelliği ise sadece driplinge bağımlı hücumcu olmayışı, gerekirse merkeze doğru
hareketlenerek basit paslarla da takımının atak başlangıcı olabiliyor.
Sarri ve Guardiola “Kaç para bu Wan-Bissaka” dedi bile
Aaron Wan-Bissaka yaşına göre inanılmaz kuvvetli ve maç
içinde devamlılığı olan bir oyuncu. Genellikle İngiliz alt yapısından yetişen
97’li ve sonrası kuşağı böyle oluyor, alt yaş kategori turnuvalarda da bunu
hissettirmişlerdi. Gerçekten kusursuz bir sağ bek olması adına hiçbir nedeni,
hiçbir eksiği yok. O nedenle gelecekte “dünyanın en iyi sağ beki” gibi iddialı
bir cümle kurmaktan kaçınmadım.
Bu sezon eğer bir sakatlık yaşamazsa sürekli oynayacak ve
gelecek yaz hatta kış transfer döneminde adını daha sıkça duyacağız. Hatta
Dünya Kupası performansını gördükten sonra “Acaba Walker’ı stoper mi yapsam?”
diye düşünmeye başlayan Guardiola ve Chelsea’de oyun formatına tam olarak uygun
bir sağ bek bulamayan Sarri, muhtemelen gözünü şimdiden ona dikmiştir. Bakalım
zaman neler gösterecek. Şansın ve driplinglerin bol olsun Bissaka.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder