Beşiktaş 2 - İBB 0
Beşiktaş sonunda bir Belediye maçını "rahat" kazandı. Belediye takımının bu lige yükselmesiyle paralel olarak, Beşiktaş'ın da "yumuşakça" ortasaha hastalığının başlamasıyla "potansiyel puan kaybı" gözüyle bakılmıştır bu maçlara hep. Ancak bu kez farklı olan birşey vardı; Beşiktaş, İBB'nin hep oynayamaya çalıştığı oyun tarzını, kendilerinden daha iyi oynamıştı. Önde basan defans, sert ve kalabalık ortasaha, hücum oyuncuların topun gerisine geçmesi başlıca konularıdır bu oyun tarzının. Aslında bu oyun tarzıydı yine Kayserispor maçında maçı Beşiktaş'a getiren ve şampiyonluk iddiasında tutan. Mustafa Denizli'nin "tavşan" fetişizmi ayyuka çıkmazsa, yine bu oyun tarzı olacaktır belki de Beşiktaş'ı şampiyon yapacak neden.
Beşiktaş için "bir iki gömlek üstün" diyeceksek şu son haftalarda, o gömleklerden biri Bobo diğeri de Ferrari'dir. Adını kendi isimleriyle yazdırmış, futbol eylemleri vardır ya... Bobo sık sık yaptığı bu gollerle artık "Bobo dönüşü" ismini kazandırmıştır, bizim zihnimizdeki futbol litaratürüne. Ferrari'li bir savunma hattı; bırakın pozisyonu, hele bir de önde kurulursa şut bile yedirtmiyor... Tello kıpırdandı, Holosko'ya moral oldu, Fink'in yükselişi sürüyor, İbrahimler, Ekrem, Sivok standardını bozmadan yürüşüylerini sürdürüyor...
Ernst'in yerine "ortasaha direnişçisi" olarak konan Necip ise önemli katkı yaptı bu maçta. Necip, maça aslında ofansif olarak da katkı yapacağı bir dizilişin içinde oynadı. Toraman'ın sarkık gibi oynadığı 3'lü ortasahanın soliçinde. Lakin, kısa bir süre sonra Ekrem'in sol forvete, Tello'nun 10.5 numaraya, Toraman'ın da sağbeke geçmesiyle, statik bir ortasaha olarak kaldı. Çok dikkat çekici nüanslar sergilemese de, iyi pozisyonlar alarak rakibin pas yollarını tıkadı, hucüm prese tıpkı Ernst'in yaptığı gibi forvet tarzında bir önde basmayla destek verdi, İBB'ye karşı ortasahada direnç kapışmasında önemli katkıları oldu takımı adına.
Topla yapacağı işleri ise şimdilik saklı tutuyor... Ama yine de, topu her alışında "emanet teslim alır gibi" ayağı titrek şekilde değil, bir sonraki hamleyi düşünürerek, kararlı bir biçimde sahipleniyor. Ve çoğu kez, bir sonraki hamlesi kendisine pres yapan ortasahayı geçmek oluyor ve başarıyor..
Mustafa Denizli, gerçek bir 4-3-3 oynamak istiyorsa, Ernst'in dönüşüne rağmen Necip'le devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Necip oynadıkça, sorumluluk almaktan da kaçmayacak, ofansif olarak da ne kadar katkılar sağlayabilecek bir oyuncu olduğunu gün geçtikçe kanıtlayacaktır.
Beşiktaş, sahada kendisini "daha güçlü" gösteren doğru bir oyun tarzını, formuyla beraber buldu. Nihat dışında, kayıp oyuncular ortaya çıkmaya başladı, zaten formda olanlar da üstüne koymuş durumda. Tek formsuz olması gereken de Denizli'nin tavşanı...
1 yorum:
Takım tam zamanında formunu yakaladı. Fenerbahçe derbisine kadar önümüz açık. Necipe de helal olsun. Uzun zaman sonra bir futbolcuyu içten alkışladım
Yorum Gönder