Maradona'nın Arjantin'i ve Messi


Messi için tek soru işareti bu kaldı haralde; Dünya Kupası'nı kazandırabilir mi? İnsan olup olmadığını ya da Maradona kıyaslamalarını bir kenara bırakıp, Dünya Kupası'nı kaldırmanın nasıl mümkün olacağını düşünmek istedim. Kaldı ki, Messi'nin iyi bir performansından sonra neden direkt Maradona kıyaslaması olur anlamıyorum... Maradona büyük bir futolcuydu, benim kuşağım O'na yetişemedi. Maradona denince aklıma gelen tek şey, tek canlı izleyebildiğim ve gol attığı maç olan Yunanistan karşılaşmasında "kafasını sallayarak" kameraya koşmasıydı...

"Bir 100. yıl daha böyle topçu gelmez" kanısı varken ortaya Messi'nin çıkması, Allah'ın futbolseverlere bir hediyesi oldu. O nedenle artık Maradona'dan iyi mi kuşkusunu bırakıp, soru sormadan Messi'yi izlemenin tadını çıkartmak lazım... "Maradona mı? Messi mi?" tartışmasında diyebileceğim tek şey var; en azından artık "yeni Maradona" klişesinden kurtulduk. Artık gelecek vaadeden bir yıldız için "yeni Messi" moda olacak. E bu da, Messi'nin Maradona'ya ne kadar yaklaştığını kanılıyor aslında.

Messi'nin Arjantin Milli Takımı'nda neler yapacağını görmemiz için de iki ayımız kaldı. Messi, bir önceki Dünya Kupası'nda da vardı fakat sakatlıktan çıkmıştı ve henüz tecrübesiz, fizik olarak gelişme evresini tamamlamamıştı. Şimdi herşeyiyle hazır bir futbolcu olarak gidecek. Bireysel performans olarak damga vuracağına eminim, fakat Dünya Kupası'nı kaldırmalarında yeterli olacağı konusunda şüphelerim var. O şüphelerimi ortaya çıkaran nokta ise; Arjantin'in oyun şablonunun, Messi'ye Barcelona'daki rahatlığını verememesi.

2006-2007 dönemlerinde Arjantin, klasik bir 4-3-1-2 sistemiyle oynuyordu. Cambiasso - Veron - Mascherano gibi bir 3'lü ortasaha, önlerinde Riquelme serbest oyuncu pozisyonunda, Messi ise ileri ikiliden birisi olarak sahada oluyordu. Bu da Messi'yi çoğu kez sırtı dönük top almaya zorluyor, ve rakip stoperlerin kucağına düşmesini sağlıyordu. Oysaki; Messi topu aldığı anda çevre kontrolünü yapabilecek kadar kaleden uzak olmayı seviyor. Kalenin yakınlarında attığı gollerde ise, forvetlerin boşalttığı alanlara gizli koşular yaptığını görürüz. Yani her iki olayı da gerçekleştire bilmesi için, Barcelona 4-3-3'ünde serbest oynayan bir kenar forveti pozisyonu tam bir biçilmiş kaftan oluyor...

Maradona, son dönemde Arjantin'i 4-3-3'e benzeyen bir formata sokmaya çalışıyor. Ama yaptığı oyuncu seçimleriyle yine "kabız bir takım" olmaktan öteye geçemiyor malesef. Son oynadığı hazırlık maçı olan Almanya karşısında sürdüğü 11, Maradona'nın Dünya Kupası'nda da nasıl bir şablon düşündüğünü de ortaya koyuyordu aslında... O 11'e bakacak olursak;

Burada işin topsuz tarafını gayet başarılı yapabilecek bir takım görüyoruz. Ama olay topla oynamaya dönünce kabızlık ortaya çıkıyor. Ortasahada; kanat-bek stilinden devşirme Gutierrez, her ne kadar hala formunu korusa da, hareketli oyuna ayak uyduramayan Veron, ortasahayı statik kılıyor. Burada tek doğru seçimi Mascherano olarak görüyorum. Olaya bir de stoper özellikli ve hücuma katkı yapamayan bekler eklenince, ileride 3 Messi olsa da ortaya çok farklı birşey çıkarmak mümkün olmuyor... Messi'nin performasını "skora katkı" açısından da katlaması, Daniel Alves'in transferiyle de paralel bana göre... Alves olmayıp, Puyol'un sağ beke çekildiği maçlarda Messi'nin nasıl da ortalıktan kaybolduğunu hatırlarsınız. Çünkü sağ tarafta, Alves'in bindirme yaparak bir "ortasaha gibi" atak oluşumlarına katkıda bulunması, Messi'nin topu daha "tehlikeli" bölgelerde almasını sağlıyor. O'nun yokluğunda ise, Messi topu çok daha geriden alma durumunda, aksi taktirde hiç topla buluşamama tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor... Tıpkı Delgado ve Beşiktaş'ın kaleden uzak kalan oyunu konusuna benziyor bu da. Delgado'nun da aynı derten müzdarip olduğundan defalarca bahsetmiştim. Böyle oyuncular "kaleye yakınken" güzel...

Aşağıda youtube'a eklenmiş, Messi'nin Almanya'ya karşı oyunundan kesitler olan bir video paylaşacağım. Esasında "görsel zevk" adına eklenilmiş bir video olsa gerek. Fakat aynı zamanda Messi'nin nasıl da çaresizce geriden top aldığını, Barcelona'da Maxwell-Alves gibi oyuncuların bile halledebildiği "defans bloğundan - ofans bloğuna top taşıma" işlerini yaptığını görürüz... ;


Elbette Barcelona olmak kolay değil. Ama en azından o mentale takımı yaklaştırabilecek oyuncuların Arjantin'de olduğunu savunuyorum... Ama bu oyunculardan çoğu Maradona tarafından afaroz edilmiş durumda. Örneğin, Schiavi, Palermo gibi 37'liklerin şans bulduğu bir takımda, 10 senedir Inter'in bankosu Zanetti neden çağrılmaz? Milli takımı mı bıraktı, Maradona ile problem mi var bilemiyorum... Fakat Zanetti, ortasahada sağiçde olsun, sağbekte olsun 4-3-3'e uygun bir oyuncu. Otamendi, Burdisso gibi stoperlerden sağbek yaratmak yerine Zanetti'yi orada oynatıp, Alves'in Barcelona'daki "gizli sağiç ortasaha" modelinde bir bek rolünü üstlenebilir rahatlıkla... Zabaleta da, ofansif sağbek açısından farklı bir alternatif...

Solbekte Insua, Monzon gibi ofansif beklerin takımı daha farklı kılacağının yanında, maçına göre Heinze'yi orada tutup, topsuz oyunda en azından sağbekin ofansif çıkışlarına olanak sağlanmasına da karşı çıkmam. Ortasahada ise, Gutierrez ve Veron'un yerine iki alternatifim var. Birincisi, 2006 Dünya Kupası'nda sakatlanana kadar takımının bankosu olan Lucho Gonzales. Lucho, oyunun iki yönünü oynayan, Porto gibi 4-3-3 müdavimi bir takımda bu sistemin her türlü "puştluğunu" öğrenmiş komple bir ortasahadır. Bir diğer adayım ise Javier Pastore. Pastore, 1 yıllık Serie A tecrübesiyle, ofansif sanatına bir de "topsuz oyun ortasahası" eklemiştir. Uzun pas, kısa pas, hareketli oyun konularında usta olan bu oyuncunun, Messi ile çok iyi anlaşacaklarına eminim. Zaten kendisi Almanya hazırlık maçı kadrosuna çağrılmıştı, fakat forma şansı bulamadı. Dünya Kupası kadrosunda olacağını tahmin ediyorum...
Daha çok sonradan oyuna giren bir forvet olarak değerlendirlen Tevez'in ise, bu takımda "sol forvet" bölgesinde banko oynaması taraftarıyım. Ferguson'un elinde, "kenar forvetin topsuz oyunda ne yapmasıyla alakalı" çok fazlaca gelişme kaydeden Tevez, bir çok Şampiyonlar Ligi maçında klasik İngiliz kanat oyuncusu bile oldu... Onun Premier League temposundan ve "winner" özelliğinden sapına kadar faydalanmak gerekiyor. Orta forvette Milito - Higuain seçiminde kararsızım. Ama burada Maradona'yla beraber olup, Higuain diyebilirim...

"Messi'nin katkılarıyla Dünya Kupası'nı alan Arjantin" tezimde ortaya çıkan takım bu oluyor. Elbette maçına göre bir kaç hamle yapılabilir. Dişli maçlarda Pastore'nin yerine biraz daha "topsuz oyuncu" ortasaha kullanılabilir. Ama genel hatlarıyla bu mantıkta bir Arjantin hayal ediyorum. Arjantin, rakibi "sürklase" edebilecek bir oyun tarzıyla başarılı olur. Defansif özelliklerle takımı doldurup, "uyutan futbolla kupa alma" işi Arjantin'e ters... En başta genlerine ters....

Bakalım, bakalım...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ben Ronaldinhonun en iyisi olduğunu düşünüyorum cartalete.