Bebeto'nun gol sevinci
Bebeto, grup maçlarında bir gol atıyor ve böyle seviniyordu... Amacı, bir kaç gün öncesinde doğum yapan eşine armağan etmekti golü... Acaba aklından "efsane olacak bir gol sevinci yaratmak" geçiyor muydu? Çünkü bu gol sevinci fazlasıyla efsane olacaktı... Hatta mahalle maçlarına kadar bile taşındı diyebilirim... Artık, yıllar sürecek bir alışkanlık başlayacaktı. Gol atan takımın sahadaki oyunculardan birinin çocuğu olduysa, yan yana dizilip kundak sallamak bir gelenek olacaktı...Kendi "hayatına" gol atan adam
Kolombiya, ev sahibi Amerika'ya 2-1 yenişmiş, evine dönmüştü... Amerika'nın gollerinden biri Andres Escobar'a aitti. Sol kanattan derinlemesine bir paralel pas geliyor, Escobar can havliyle topa atlatıp, Oscar Cordoba'yı terse yatıyordu... Aslında sıradan bir "k.k." golüydü bu... Ama bir kaç gün sonra gelen kötü haber, bu golü sıradanlıktan çıkardı. Bir bar çıkışı sözlü sataşma, kanlı bitmiş, Escobar kurşun yağmuruna tutulmuştu. Aslında Escobar o golü kendi kalesine değil, kendi hayatına atmıştı...Maradona'nın veda golü
Batistuta, Canigga, Maradona nefis bir üçgen kuruyor, kısa paslaşmalar ve Maradona'nın son vuruşuyla Yunanistan ağları bir kez daha havalanıyordu... Kameraya "çılgın bir sevinçle" koşan Maradona'nın, Arjantin milli formasıyla son golü olacaktı bu... Sonrasında doping kullandığı saptanıp, turnuvadan men edilecekti. Maradona'nın son sahne alışıydı bu futbol tiyatrosunda. Benim de kendisini canlı yayınla izlediğim ilk ve son maçı oluyordu...Oleg Salenko ve Roger Milla
Rusya, iddiası kalmadığı grupta Kamerun'a gol olup yağıyor ve maçı 6-1 kazanıyordu. Bu maçta Oleg Salenko tam 5 gol atarak "dünya kupalarında bir maçta en çok gol atan oyuncu" rekorunu ele geçiriyordu. Maç sonunda birlikte poz verdiği isim ise Roger Milla'ydı... Milla, o maçta Kamerun'un tek golünü kaydetmişti... Roger Milla bu golü atarken tam 42 yaşındaydı. Ve o da "dünya kupalarında gol atan en yaşlı oyuncu" ünvanını kazanıyordu. Futbolseverler, anlamsız gözüken bir maçta, iki rekora birden şahit oluyordu...Roberto Baggio bile penaltı kaçırıyor!
Ve final... Romario Brezilya'yı, Baggio ise İtalya'yı golleriyle finale kadar taşımıştı. Final maçı son derece kısır bir maça sahne oluyordu. Oyunculardaki stres hat safhadaydı. Penaltılara kalan maçta ise İtalya çok kötü vuruşlar yapıyordu. Önce Baressi, sonra da Massaro penaltıyı kaçırmış, iş yine Baggio'nun ayağına kalmıştı. Baggio golü atacak olsa bile, Brezilya'nın bir vuruş hakkı daha vardı... Ancak Baggio, topu üstten auta göndererek herşeyi orada bitiriyordu. Kendisinden başka 2 oyuncunun daha penaltı kaçırmasına rağmen, o penaltıyı atsa dahi, bir penaltı hakkı daha olan Brezilya'nın büyük avantajını sürecek olmasına rağmen ihale Roberto'ya kalmıştı... Bu kaçan penaltı, yıllarca dillere pelesenk oluyordu. Bugün halen, kendi ligimizde de penaltı kaçıran bir oyuncuya mikrofon uzatıldığında şu konuşmayı yapar: "Penaltıdır bu kaçabilir... Dünya'nın en iyi oyuncuları da kaçırıyor... Baggio bile kaçırıyor!!"...Ancak yine de, bu turnuvadan sonra "tez canlı İtalyanlar için bile" Baggio efsane olacaktı... Çünkü, Azzurri'yi o noktaya getiren, kötü takımın bataklık gülüydü Baggio... Serie A'da çıktığı ilk deplasman maçında tribünlerden açılan bir pankart, O'na bu durumu anlatıyordu: "Penaltının canı cehenneme! Sen olmasaydın, finalde olamazdık..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder