"Buyrun: Ölüm Grubu" İsviçre 1 - İspanya 0

H Grubu'nu sevdim açıkcası... Önce Şili'nin yenilikçi futbolu, sonra da "Şampiyonlar Ligi Finali" tadında bir maç. İsviçre, karşısına İspanya gibi bir takım aldığında güzeldir... Aynı şekilde İspanya'nın da, "4 mü olur, 5 mi?" sorusunu sordurtmayacak, onları durdurmaya çalışan ve "Roger Federer" sakinliğini koruyan bir takımın karşısında olması, kendilerini daha bir "izlenebilir" kılıyor... "Tek ihtimalli maçlar" beni hiç bir zaman cezbetmemiştir açıkcası... Sadece güzel hareket, güzel paslaşma, bol gol görmek için bir maç izlenmez, bunun için artık "youtube" denen bir şey var. İspanya, Brezilya, Almanya, Arjantin gibi "oynamaya" çalışan takımlara karşı; ya kendileri kadar güçlü ve "oynamaya" çalışan bir takımın geçmesi gerek, ya da gücü yetmeyen bir takımın "oynatmamak" için direnç göstermesi gerek... İsviçre bunlardan ikincisiydi. Barcelona - Inter eşleşmesinin dejavusunu yaşadık...
İspanya, pek üstüne gelmeye yeltenmeyen rakibine karşı, Iniesta'yı, Busquets'in yerine ortasaha rolünde değerlendirmeli, Navas ya da Pedro'yu sağ forvet olarak maçın başında oynatmalıydı bana göre... Busquets, Xabi'nin "derin ortasaha" pozisyonunda alternatif olarak düşünülebilir en fazla. İspanya'nın oyun yapısında eksik kalan bir oyuncu. İspanya, Barcelona'nın "gezgin forvet 3'lüsü" modeline bir türlü erişemedi. Silva, bu modele biraz ters düşen, genellikle sol kanattan akmayı seven, serbest rolde oynamak istemeyen bir oyuncu gibi geldi bana... İspanya, nasıl-nereyi değiştirir bilmem, ama "yeni bir şeyler" ortaya koyması gerekecek artık...
Şili, bugün aldığı galibiyet ve sergilediği futbolla, bu gruptan ikinci çıkacak gibi dursa da, İsviçre'nin "çok çok ekstra 3 puanı" herşeyi değiştirdi. Hep o söylenen "ölüm grubu" artık tam karşımızda. Honduras'ın bile çok etkisi olacak bu grubun ilk ikisini belirlemede... İspanya ve Şili'den biri elenip, "çok yazık" olabilir... İspanya'yı yenen İsviçre, ne olduğunu anlamadan 3. kalabilir... Çünkü, İsviçre Şili'ye kaybederse, Honduras karşısına "kazanmak" için çıkacak, ve başka bir rolde sahne alacak... Hani Nuri Alço'nun, bir evliyayı canlandırması kadar ters bir rol... Kaldı ki, Honduras savunma olarak "sert" bir takım ve puan almadan evlerine dönmek istemeyeceklerdir... Aynı şekilde, grubun son maçında; "İspanya'yı, İspanya gibi oynayarak" geçmeye çalışacak bir takım izleyeceğiz: Şili... Bakalım Şili, İspanya gibilerini, kendi silahlarıyla yok edilebileceğini gösterecek mi? Aksi bir skorda, 2004 muhabbetleri geri dönecektir...
Yavaş yavaş "yeni İtalya" olma yolundaki İsviçre, 2006'da İtalya'nın yaptığını yaparsa şaşırmayacağım. Ama gruplardan çıkamamasına da şaşırmam, öyle tuhaf bir durum ortada... İsviçre'deki 2 Türk, turnuva sonrası kademe atlayabilir... Hani hep denir ya "Bobo'dan iyisini bulmak lazım" diye, beni çileden çıkartan bir söz... Ama işte, Eren Derdiyok gibi yerli bir santrafor olsa elde, hem "Bobo'dan iyisi" bulunur, hem de büyük kontenjan avantajı ele geçerdi... Kaldi ki; 2008'den sonra alınabilir düzeydeydi ve sadece 5 milyon Euro'ya transfer oldu...