Şu maç belli etti ki; artık ikinci maçlar hemen her takım için "tur" atlamak anlamını taşıyacak, galip gelmek birinci tercih olacaktır... Bugün, Forlan ile Suarez'in arasına Cavani'yi sokan Tabarez, "işi bitirmek için" sahaya çıkmıştı. Suarez'in resitali ve Forlan'ın yolladığı bir "havan" şutuyla öyle de oldu... Büyük ihtimalle Uruguay'ı son 16'da göreceğiz... Palemo'nun büyük keşiflerinden ve Juventus'un üzerindeki baskısını hisseden Cavani, bugün son vuruşlarda etkili olamasa da, sırf Forlan'ı daha serbest bir rolde, "9.5 numara gibi" oynamasına olanak sağlayarak, çok büyük katkı yapmıştır... Zaten topsuz koşularıyla, topu alışıyla-verişiyle "kötü gününde bile" iyi futbolcu olduğunu göstermiştir aslında. Bence, Tabarez'in Cavani ısrarı sürmelidir... 2002 Dünya Kupası ve goller denince, aklıma Forlan'ın "göğüs kontrol - sağ üst&dış vuruş" birleşik hareketiyle attığı müthiş gol gelir... Bugün de, akla kazınacak bir gol atmıştır. Figo'nun da, Euro 2000'de İngiltere'ye attığı gol, rakibin bacak arasından sekerek doksana gitmiş, fakat golün "efsane" olmasında engel bir şey ortaya çıkmamıştı... Bazen, top defansa çarpsa dahi, o vuruşun bir parçasıymış gibi görünür...
Şüphesiz Suarez günün yıldızıdır ve artık Avrupa'nın büyüklerine göz kırpmıştır... Hem; gol vuruşuyla, fiziğiyle, topsuz koşularıyla "net bir santrafor", hem de; yaratıcılığıyla, çizgiye inmesiyle, rakibin iki tarafından çalım yapabiliyor olmasıyla "çok iyi bir kenar forvet" izlenimini uyandırıyor. Böylesini bulmak zordur... Ben, Barcelona'nın oyun yapısına çok iyi uyum sağlar kanaatindeyim...Bir de şöyle bir durum var tabi: Ömer Üründül'ün bir futbolcu hakkında fazla "olumlu yorum" yapması, o oyuncu hakkında ister istemez antipatiklik uyandırıyor, bu konuda yanlız değilimdir sanıyorum.. Nitekim; geçtiğimiz sezon neredeyse Altın Ayakkabı alacak bir oyuncuya, maç içinde "iyi adam" dedi diye, yaptığı son müthiş asist sonrası "ben keşfettim" havasına girip, nemalanmaya çalışmıştır...
Güney Afrika, vuvuzela desteğini alarak golü yiyene kadar "eşit bir oyun" ortaya koydu aslında. Özellikle "kelepir bir Xavi" tadı veren Letsholonyane, kendisini ortasahada sürekli boşa çıkartarak, pas opsiyonları oluşturan, aldığı topları olumlu ve çoğunlukla dikine oynayan bir görüntü çizdi. Güney Afrika'nın sağlıklı atak girişimlerinin hemen hepsinde imzası var. Ama nedense 57. dakikada oyundan alındı ve o andan itibaren Afrika, ilk yarıdaki pas trafiğini bir türlü sağlayamadı... Penaltı ve kırmızı kart sonrası da, maç 80 dakika sürmüş oldu.
1950 finalinde Ghiggia, Uruguay'ın 2. golünü atarak "Maracana'yı susturan" 3 adamdan biri olmuştur söylenene göre... Diğerleri: Papa ve Frank Sinatra... Bugün de, Forlan ve arkadaşları kısaca: "Ghiggia'nın çocukları", vuvuzelanın "kovanını" zehirlemiş, 10 dakika da olsa susmasını sağlamışlardır. Kim bilir? Belki de Uruguay, 1950'den bu yana en başarılı turnuvasını geçirecek, Ghiggia ile "belgesel arkadaşı" olacaklardır gelecek yıllar içinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder