 Şüphesiz Suarez günün yıldızıdır ve artık Avrupa'nın büyüklerine göz kırpmıştır... Hem; gol vuruşuyla, fiziğiyle, topsuz koşularıyla "net bir santrafor", hem de; yaratıcılığıyla, çizgiye inmesiyle, rakibin iki tarafından çalım yapabiliyor olmasıyla "çok iyi bir kenar forvet" izlenimini uyandırıyor. Böylesini bulmak zordur... Ben, Barcelona'nın oyun yapısına çok iyi uyum sağlar kanaatindeyim...Bir de şöyle bir durum var tabi: Ömer Üründül'ün bir futbolcu hakkında fazla "olumlu yorum" yapması, o oyuncu hakkında ister istemez antipatiklik uyandırıyor, bu konuda yanlız değilimdir sanıyorum.. Nitekim; geçtiğimiz sezon neredeyse Altın Ayakkabı alacak bir oyuncuya, maç içinde "iyi adam" dedi diye, yaptığı son müthiş asist sonrası "ben keşfettim" havasına girip, nemalanmaya çalışmıştır...
Şüphesiz Suarez günün yıldızıdır ve artık Avrupa'nın büyüklerine göz kırpmıştır... Hem; gol vuruşuyla, fiziğiyle, topsuz koşularıyla "net bir santrafor", hem de; yaratıcılığıyla, çizgiye inmesiyle, rakibin iki tarafından çalım yapabiliyor olmasıyla "çok iyi bir kenar forvet" izlenimini uyandırıyor. Böylesini bulmak zordur... Ben, Barcelona'nın oyun yapısına çok iyi uyum sağlar kanaatindeyim...Bir de şöyle bir durum var tabi: Ömer Üründül'ün bir futbolcu hakkında fazla "olumlu yorum" yapması, o oyuncu hakkında ister istemez antipatiklik uyandırıyor, bu konuda yanlız değilimdir sanıyorum.. Nitekim; geçtiğimiz sezon neredeyse Altın Ayakkabı alacak bir oyuncuya, maç içinde "iyi adam" dedi diye, yaptığı son müthiş asist sonrası "ben keşfettim" havasına girip, nemalanmaya çalışmıştır... Güney Afrika, vuvuzela desteğini alarak golü yiyene kadar "eşit bir oyun" ortaya koydu aslında. Özellikle "kelepir bir Xavi" tadı veren Letsholonyane, kendisini ortasahada sürekli boşa çıkartarak, pas opsiyonları oluşturan, aldığı topları olumlu ve çoğunlukla dikine oynayan bir görüntü çizdi. Güney Afrika'nın sağlıklı atak girişimlerinin hemen hepsinde imzası var. Ama nedense 57. dakikada oyundan alındı ve o andan itibaren Afrika, ilk yarıdaki pas trafiğini bir türlü sağlayamadı... Penaltı ve kırmızı kart sonrası da, maç 80 dakika sürmüş oldu.
Güney Afrika, vuvuzela desteğini alarak golü yiyene kadar "eşit bir oyun" ortaya koydu aslında. Özellikle "kelepir bir Xavi" tadı veren Letsholonyane, kendisini ortasahada sürekli boşa çıkartarak, pas opsiyonları oluşturan, aldığı topları olumlu ve çoğunlukla dikine oynayan bir görüntü çizdi. Güney Afrika'nın sağlıklı atak girişimlerinin hemen hepsinde imzası var. Ama nedense 57. dakikada oyundan alındı ve o andan itibaren Afrika, ilk yarıdaki pas trafiğini bir türlü sağlayamadı... Penaltı ve kırmızı kart sonrası da, maç 80 dakika sürmüş oldu.1950 finalinde Ghiggia, Uruguay'ın 2. golünü atarak "Maracana'yı susturan" 3 adamdan biri olmuştur söylenene göre... Diğerleri: Papa ve Frank Sinatra... Bugün de, Forlan ve arkadaşları kısaca: "Ghiggia'nın çocukları", vuvuzelanın "kovanını" zehirlemiş, 10 dakika da olsa susmasını sağlamışlardır. Kim bilir? Belki de Uruguay, 1950'den bu yana en başarılı turnuvasını geçirecek, Ghiggia ile "belgesel arkadaşı" olacaklardır gelecek yıllar içinde...
 
 
 
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder