Bu maçtan tempolu oyun bekleyerek fena yanıldık... Hollanda, Robben'in olmayışıyla hazırlık maçlarındaki "ısıran" mentalini değiştirmiş şekilde, kendine güvensiz bir futbolla oyuna başladı. Danimarka da, Hollanda'nın "Robben'li günlerini" izleyerek bu maça hazırlandığından, bu psikoloji altında gömülü bir defans bloğuna mahkum kaldı... Robben, sadece zevk açısından değil, manevi olarak dolaylı yoldan da bu maçın futbolsuz geçmesini sağladı bana göre... 4 gol yiyen Avustralya dahil olmak üzere, şuana kadar en "kişiliksiz savunmayı" Danimarka yapmıştır... Maç boyunca defans hattını kendi cezasahası içinde kurdular, takımın boyunu uzattılar. Nefis bir santrafor oyunu sergileyen ve sakat sakat oynayan Bendtner'in çabası heba oldu... Takımın hücumu düşünen tek adamın da, ancak ortasaha topla buluşabiliyor olmasıyla, Danimarka santrayla birlikte bu mağlubiyeti haketmiştir aslında...
Yenilen gol, bu mentaldeki takımların hazin sonudur... Gömülü oynayan savunma elbet golü yiyecektir ve bu yenen gol "kötü gol olacak", izleyenlere "şanssızlık" gibi görünecektir. Aslında bu bir kaderdir... Bu "derin" defans anlayışının baş sorumlularından biri, Palermo'nun "piyasa stoperi" Kjaer'di... Lakayıt bir futbol ortaya koydu, top rakipteyken devamlı kendini geriye attı. Bu kafasını değiştirmezse, Palermo'dan gideceği yer yine Serie A'nın ortasıra takımlarından biri olur... Danimarka'da kendi kalesini bulan sol bek Simon Poulsen benim en beğendiğim oyuncu oldu, yeterince çabaladı en azından... Çizgiden çıkarttığı top ise insanlık dışıydı...
Danimarka, Bendtner'i rahatlatacak hücumu düşünen bir kaç oyuncu daha bulmak zorunda, Rommedahl de bir yere kadar yetiyor... Aslında en mantıklısı, Rommedahl'in sağ, Bendtner'in orta forvet olduğu bir 4-3-3 olurdu... Ancak, kenardaki diğer ofans oyuncuları tıpkı Bendtner gibi ancak "merkez forvet" rolünü üstlenebilecek adamlar: Larsen ve Tomasson... Gronkjaer kalıyor elde bir tek sol forvet olarak, o da eski günlerinden uzak olsa da yine de en iyi seçim olur bana göre... İşleri zor, bu defans anlayışıyla Kamerun ve Japonya'ya da bol pozisyon verirler...
Hollanda'da Robben olmayışıyla ortaya çıkan "yaratıcı eksikiği", geriye kalan bir çok oyuncuyu da sıradanlaştırdı... Bunların başında da Kuyt geliyor... Ne zaman ki, sol tarafa Elia girdi, işte o zaman Hollanda atakları tat vermeye, vuvuzelalar ötmeye başladı... Robben yoksa alternatif yine bu Elia denen çocuk olmalıdır... Ama Robben yoksa, süpriz adayı denilen Hollanda, süpriz bir şekilde Avrupa'ya doğru yol alır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder