Görünen o ki; Beşiktaşlı "tavşansız" bir sezon geçirecek... Halı saha maçında bile; rakip takım oyuncularından biri olarak gördüğünde, arkadaşını dürtüp "bu kim yahu" denecek, futbol adına hor görülesi bir fiziğe sahip olan Horvath'ı; "durdurulması gereken oyuncu" mertebesine yükselten bir Beşiktaş vardı ilk Plazen maçında. O maçın ikinci yarısına başlanırken yapılan Necip hamlesi, sonraki Plazen ve bu geceki Bucaspor maçıyla devam etti. Schuster'in bana bıraktığı ikinci "olumlu" izlenim oldu bu. Birincisi elbette önde kurmaya çalıştığı savunma hattı...
Ernst, Beşiktaş'taki 1.5 yılına nazaran çok daha değişik bir görev yapıyor, her ne kadar pozisyonu aynı gibi görünse de... Buna İspanya ve Busquets örneğini verebiliriz... Stoperlerden ilk pası alan, ortasahada seken topları "toplayan" bir görüntü içerisinde. O nedenle, an gelir "nerede eski Ernst?" diye hayıflanırsak, haksızlık etmiş oluruz... Çünkü O'nu, Beşiktaş'ın gördüğü diğer ortasahalardan farklı kılan "oyunun iki yönünü" oynama çabasıydı, şimdilerde öyle bir lüksü yok...
Direkt olarak "ortasaha" oyununu üstlenen iki oyuncu vardı Beşiktaş'ın 4-3-3'ünde. O ikili "alacaksan kaliteli yabancı al ve öz kaynağa önem ver!" arzularını şelaleye dönüştüren bir görüntü oluşturuyordu sanki: Guti ve Necip... Maçın ilk dakikalarında "cezasahasına daha yakın oynama" görevini üstlenen Guti; 15. dk'da Quaresma'nın sol ayağıyla yaptığı ortayı, iyi bir yardımcı forvet koşuşuyla neredeyse gole çeviriyordu. Ama bu dakikadan sonra; ortasahanın daha bir arkasında, Ernst'in yakınlarında görmeye başladık kendisini. Yine o anlarda, Beşiktaş'ın ilk yarıda yakaladığı yegane pozisyonlardan birini hazırladı; Quaresma'nın devam ettirdiği ve "yeterli destek" bulunamayınca heder olan atakta, önemli bir derin top attı...
Beşiktaşlı oyuncuların Guti'yi anlaması uzun sürmez umarım... Çünkü ne yapacağına önceden karar vererek topu alıyor ve öyle yönlendiriyor atakları... Top Guti'ye geldiğinde Bobo'dan tutun da, yanındaki ortasahalar, hatta bindirme eğilimindeki beklerin bile "beklenti" içerisinde olması gerekiyor. Hatta ben bile ekran başında uyanık oluyorum bazen "ne olur ne olmaz, adam bana da salabilir" diyerekten... Ortasahadaki dikine pas fukaralığını bitirecek gibi gözüküyor Guti... Öyle bir şey ki; vasat oyuncuların 20 isabetli pasla bile "bulamayacağı" net pozisyonları, tek bir topla hazırlayabiliyor... Zaten ikinci yarıya henüz başlanılmışken, Bobo'ya attığı lob ve derin topla; Bucaspor'un kalabalık ortasahasını ve sert savunmasını bir anda yalan etmiştir... Ama orada en az pas kadar, Bobo'nun son vuruşu da değerli. Topun geçebileceği tek bir nokta vardı, oraya vurdu...
Beşiktaş'ın şuanda en önemli "yerli" oyuncusu Necip'tir desem, hiç de öyle "pozitif ayrımcılık" yapmış olmam... Yerli, genç ve alt yapıdan geldiğini umursamadan; sanki River Plate'den gelen bir Arjantinli'ymiş gibi bir gözle baktım... Çok iyi transfer derdim... Nihat, uzak forvet oyununda biraz sırıttı, ama gerekli mücadeleyi vermiştir.. Buna beklerin her zamanki gibi "ofansif yetersizliği" de eklenince, Quaresma'ya fazlasıyla yük biniyor çoğunlukla. An geliyor, Beşiktaş sadece Quaresma'nın ve Guti'nin ayağına bakıyor diyebilirim... İlla bir yabancı transferi yapılacaksa, bence bu sağbek olmalıdır. Erhan, ayağında top olmadığı zaman -fiziki görüntüsünden de olacak ki- net bir Serie A beki gibi duruyor. Ama topla buluşunca gerçeklerle karşılaşıyoruz... Bobo'nun 10 üzerinden 7 puanlık oynadığı forvet oyununu, 8 hata 9'a çıkartabilecek bir santrafor yerine; Erhan'ın 4 puanlık bek oyununu, 8-9'a çıkartabilecek kaliteli bir sağbek, takımın çehresini çok önemli ölçüde değiştirebilir... Hele ki, sakatlıktan dönecek Toraman, ille de stoper olarak düşünülüyorsa...
Bülent Uygun, forvetinden bile "bir ortasaha savunması" beklediği, takım olarak topun arkasına "orta çizgiden" geçildiği bir 4-5-1 ile sahadaydı. Buna, savunmanın da ortasahaya yakın oynarak alanı iyice daraltması ve bozuk zemin de eklenince, Beşiktaş'ın işi zor gözüküyordu açıkcası... Takım yeni bir takımdı, ama kademe anlayışında gayet uyumluydu Bucaspor. Eğer her dişli rakibine karşı böyle oynarlarsa, çok zor puan verirler. Ama zor da puan alırlar, öyle ilginç bir durum... Bugün Mendy yerine, Emre Aktaş tercihi yapılmıştı. İlk bakışta "acaba topsuz oyunu için mi O tercih edildi?" diye düşünsem de; Mendy oyuna girdikten sonra, kendi cezasahası önünden önemli kademeler yapıp, bir de oluşan karşı ataklarda bu kez "rakip cezasahası yakınlarında" görülünce, buna gönül rahatlığıyla "yanlış bir tercihmiş" diyebildim...
Kısa-kısa maçın özeti: Beşiktaş, gol yemesi güç olan fakat mağlup duruma düştüğü takdirde, geri dönüşüyle karşılaşmayacağı bir rakiple oynadı. İkinci yarının başında attığı golle, aslında bir nebze maçı bitirdi de diyebiliriz Beşiktaş için. Bülent Uygun'un bir B planı yoktu, bu açıkca ortadaydı... Zemin çok bozuktu, sadece 5 metre boyunca yerden giden bir top bile, 3-4 kere sekebiliyordu... Delgado'nun ayağı ısınıyor, bugün her pası olumluydu. Hem Guti'ye, hem Quaresma'ya önemli bir alternatif olacaktır. Fink, acilen "çözülmelidir"... Ernst'in sorumluluğu ağırdır ve 50 maç boyunca bunu kaldıramayacaktır. Golden sonra, takım olarak Guti'ye sarılmalarını sevdim... Hep "mecazi anlamda" sarılmak olmaz tabi, arada göstermek lazım... Son olarak da; "Iniesta yeni yeni Ronaldinho'yu kesmeye başladığı dönemlerde, uzaya vurduğu toplarda bile "inieesstaaa" reaksiyonuyla karşılaştığı için Iniesta olmuştur." hatırlatmasını yaparak, Helsinki maçı ve Necip diyor, ve sahura doğru geçiş yapıyorum...
8 yorum:
Sivok bu takımın en önemli stoperi bunu bugün daha net anladım.Sivok olmayınca, yetmez gibi Toraman'da olmayınca..O bölgede sıkıntı yaşayacağız sanki.Ferrari-Zapo bana pek uyumlu gelmedi.Maçın başındaki pozisyon aklıma geldikce eyvahhh diyorum, hele bide Erhan'ın sağ bekte olması buna eklenince 10 kişi kalmış takıma bile pozisyonlar verdik.Sağbek için Erhan'da fazla ısrarcı olmamak lazım.Transfer yapılmayacaksa bile kadro içinden başka bi alternatif bulunabilir.Ekrem-Hilbert..Ters ayaklı olmasına rağmen İsmail düşünülmeli sol dışla bile Erhan'dan daha iyi ortalar yapar, hatta Fink bile düşünüle bilir..
Transfer için hedef forvette Bobo'nun alternatifi olmadığını düşünüyorum.Nobre,Nihat,Holosko Bobo kadar etkili değiller..O yüzden buraya yapılacak bir transferi yanlış bulmam.
Necip için ise eskiden top ayağına gelince aman hata yapasın derdim tedirgin bi gözle izlerdim.Şimdi ise topu her alışında heycanlanıyorum en az GutiHaz. kadar heycanlandırıyor beni.Gözümüzün önünde bir yıldız doğuyor ve bizlerde buna tanıklık ediyoruz.
Sivok çok önemliydi kesinlike, hele de bu düzende. Zapo - Ferrari ikilisinin gömülü kalacağı şüphelerim vardı, bugün bazı anlarda körüklendi bu düşüncem... Herşeye rağmen Zapo iyi durumda, Toraman döndüğünde Ferrari oturacak gibi duruyor...
Necip'i uzun zamandır takip ederim, paf takımı dönemlerinden beri. Orada takımı geriye düştüğünde, sol forvet tadında bile oynuyordu. Hızıyla, tekniğiyle maçı çevirmeye çalışıyordu.
Aslında ilk tanımlamada "defansif ortasaha" olarak ortaya atıldı, ama aslında gayet net iki yönlü bir oyuncudur. Bunu da zamanla gösteriyor güveni geldikçe...
ilk fotoda necip'i guti ile quaresma arasında görmek paha biçilemez.
Kesinlike. Zaten böyle giderse kalite olarak onların arasına girecek, 5 sene sonra (burada kalırsa) her hangi bir genç için "vay be, Necip'le yan yana oynuyor çocuk" dedirtecektir :) -maşallah-
Guti'ye çalınmayan faul öncesi getirdiği top, rakibe gösterdiği 3 kart falan yani...
Bu arada takımın Guti'ye ilgisi de önemli. Bu ülkeye gelip de, tek başına gol sevincini yaşıyan çok yıldız gördük.
Hem Guti'nin hem de Quaresma'nın, takım olarak sevilmesi, kabul görmesi sevindirici...
Benim kaç zamandır aklımda olan bir şey var.Acaba gelecek sene Sandro isimli defansif orta saha oyuncusunu alsak ernstin yerine o bölgede 50 maç çıkarabilecek bir oyuncu ve Beşiktaşımızı şampiyonlar liginde bir yerlere getirebilecek bir orta saha elde etmiş olmaz mıyız ? Guti+Sandro+Necip ?
Deniz ATAY
Sandro tam o yerin adamı ancak fazlasıyla göz önünde olan bir oyuncu. Tottenham'ın 15 milyon Euro falan önerdiği söyleniyordu...
Oraya yerli bir alternatif bulmak çok önemli. 3 sene önceki Serdar Kurtuluş gibi mesela...
Ben Schuster'in elinde görmek isterdim O'nu, bir de Koray Şanlı'yı...
Ernstin bölgesi için olan oyuncular genelde çok koşan ,iyi top kapan, 90 dakika yüksek tempolu oyuncular.Ama ernst bir çoğundan daha farklı bence.Mesela fink ernstden dahamücadeleci olmasına rağmen, daha çok koşmasına rağmen göze pek batmıyor.Çünkü ernst oyun zekası,hisleri ve pozisyon bilgisi ile fink çok üzerinde.Mesela altyapıdaki cumali finkin bulunduğu katagoride üst seviyeye çıkabilecek bir oyuncu.Güçlü, hızlı,hırslı ve kendi tabiriyle kaç ciğeri lduğunu kendisi bile bilmiyor.Ama böyle bir oyuncu necip-guti gibi öne oynayan iki yaratıcı oyuncuya korabilir.Onun yerine mesela necip-moussa sissokko gibi bir ikili sadece 2 oyuncuyla ortasahayı ele geçirmenizi sağlar.Üstelik Dünyanın potansiyeli en yüksek ortasahası olur bence. O yüzden sandro yerine moussa sissokkoyu tercih ederim.Cumali de 2 sene sonra sandrodan farksız olur.Ama o bölgedeki oyuncuda oyun zekasıda ernst gibi yüksek olmalı bence.
Cumali'yi pek fazla izleme şansım olmadı. Ama anlatıldığı kadarıyla kafamda Amaral, Makalele tarzı bir şey beliriyor. Dediğin gibi, sadece mücadele etmekle olmaz, pozisyon bilgisi de önemli. Hatta daha önemli...
Kleberson'u bu sebepten "yere yatmadan maçı bitiriyor" laflarıyla çok eleştirmişlerdi. Halbuki öyle bir pozisyon savunması yapıyordu ki, yaptığı pas araları, rakibin pas hatasıymış gibi gözüküyordu...
Ernst bu sene götürür, ama seneye o bölgeye birini bulmak gerek... Fransa Ligi'nde o tarz insan yiyen defansif ortasahalar çok, yeterki takip edilsin.
Yorum Gönder