Q7 Bizi Şarampole Yuvarla : Karabük 1 - Beşiktaş 4

Schuster; Helsinki maçı ile birlikte "geri döndüğü", ortasaha kavramını elinde tutan 4-3-3 şablonunu değiştirmeden, bir kaç oyuncu değişikliğine gitmişti Karabük maçı öncesi. Yine maç öncesi değerlendirmesinde bahsettiğim gibi; ortasaha kurgusunu, iyi işleyen sistemi bozmadıktan sonra, bir kaç farklı isim denenebilir...

Bugün farklı isimlerden biri olarak, aslında sakatlanmadan önce A planında düşünülen "stoper Toraman" vardı sahada. Toraman, bugün iki kritik pozisyonun içersindeydi. Birinde, "neden ideal bir stoper olmadığını" gösterdi, bir diğerinde ise; "herşeye rağmen neden stoperde düşünüldüğü"... İlki mâlum, yenilen gol... Orada ideal bir stoperin, topu direkt olarak karşılaması gerekiyorken, Toraman Emenike'ye doğru aşırdı. Aslında Toraman, "sabitken sıçramak" zorunda kaldığı pozisyonlarda bu tip hataları daha önce de yapmışlığı vardır. İlk aklıma gelen, bir Kadıköy deplasmanında Selçuk'a vurdurduğu kafa... Koşu halindeyken çok iyi sıçrıyor, attığı kafa golleri de hep bu tiptedir. Ancak, "olduğu yerden" sıçrama konusunda sıkıntısı var. Ve bu sıkıntı, mevzu bahis stoper olunca "büyük sıkıntıya" dönüşebiliyor zaman zaman. Sivok, bu "olduğu yerden sıçrama" konusunda çok iyiydi..

Guti'nin paralel pas atma düşüncesindeyken, Emenike'ye asist olacak bir top bırakmasıyla gelişen atakta; Toraman hızla dönüyor, Emenike'yi "zayıf ayağıyla" dengesiz bir şut çıkartmaya zorluyordu. İşte burada da, önde basan savunmalar için yine de stoper olarak vazgeçilememe nedeni yatıyor... Yine de "artıları ve eksileri" topladığım vakit, sağbek Toraman'dan daha iyi verim alınacağı kanısına varıyorum. Yerli stoper olarak da; Ersan'ın üzerine gidilmesi taraftarıyım... Zaten bi' Zapo-Ersan'ı görmedik sanırım.
Sağbek demişken; Ekrem iyice Schuster'in gözüne girmiş gözüküyor... Kaldı ki; geçmiş zamana nazaran, kademe ve pozisyon alma sıkıntısını ufak ufak gidermiş. Ters kademelerde doğacak "kısalık" sorunu da, takımın önde basması neticesinde daha aza indirgenecektir. Önde pres yaparak karşıladığı bir top, Tabata'nın ayağına ulaşıp "serbest atışa" dönüştü. Devamında, top Beşiktaş'ta kaldı ve Quaresma'nın penaltısı geldi... Bazen gereksiz şekilde kaybedilen top, 5 dakika boyunca rakipte kalır, üst üste kornerlere döner falan... Kezâ, ekstra kazanılan bir top da, gol olana kadar kendi takımında kalacağı anlar olur. Aslında bu işleri en iyi Necip yapıyor. Harika bir "önsezisi" var ve rakip için çok ters yerlerde top kapabiliyor... İlerleyen zamanda, takım organizasyon sorununu hallettikçe, bu topları daha iyi değerlendirecektir.
Tekrar Ekrem'e dönecek olursak, bahsedilen golde "fazla dolaylı gözükse de" önemli bir katkısı vardı. Onun dışında, bir kaç kere iyi toplar taşıdı... Avusturya Milli Takımı'nda da banko olarak sağbek oynamaya başladı, hayırlısı bakalım... Zayıf ve kapanana rakiplere göre daha iyi bir sağbek seçeneği. Sert maçlarda ise Toraman'a yönelmek gerek...
Bir de Nobre-Bobo tercihi var tabii... Geçen hafta Nobre tercihi yapılsaydı anlardım. Çünkü, ortasahasını terketmiş bir takımın fazlasıyla topu yerden kaldıracağı belliydi... Ancak, ideal 4-3-3 oynamaya çalışan bir takımda, Bobo her zaman öncelikli olmalıdır. Schuster, herkezi hazır tutmak, motivasyon kaybının önüne geçmek, dinlendirmek gibi sebeplerle bu tercihlerde bulunmuş olabilir, bilemeyiz... Dediğimiz gibi; ortasahayı rakibe teslim etmediği sürece arayışlarına devam edebilir Schuster Başkan, sorun yok... Bugün bol pozisyon verilmiş gibi gözükse de; bunların bir çoğunu duran top ve pas hataları oluşturuyor. Yani, takım savunmasında geçen haftaya nazaran ciddi bir zaaf yaşanmadı. Burada da direkt olarak ortasaha farkı var tabii... Ortasaha dirençli olduktan sonra; Guti ve Quaresma da zaten sahadaysa, skor bir şekilde Beşiktaş'a dönecektir... Burada da, Yılmaz Hoca haklı çıkıyor açıkcası. Hani "getir Guti'yi, getir Quaresma'yı; babam da şampiyon olur!" meselesi...

Bugün özellikle 2. yarıda, direksiyonu eline alıp, takımı sürükleyen bir Quaresma vardı... Aldı, çekti, vurdu, sürdü, içeriyi zorladı; farkın Beşiktaş lehine açılması adına herşeyi yaptı... Attığı golde; topu kaptığı noktadan - vuruşu yaptığı bölgeye kadar olan mesafeyi, 5 ila 6 saniyede katetmiş, izledim hesapladım... Üstelik zemin kötü, çimler büyük ve topla gidiyor... O mesafe de 40 metreden az değildir, büyük ihtimalle fazladır. Yani şunu vurgulamak istiyorum; standard bir kanat oyuncusu o mesafeyi, rahmetli Vedat Ağabey'in tabiriyle "topu kucağına versen de" o kadar kısa sürede katedemez... Diyeceğim o dur ki; bu adam çok büyük bir nimettir... An gelir; top ezer, tribüne şut atar, hakemle duvar pası yapar, trivelayla penaltı atar, rabonayla Süreyya Abi'sine ortalar kısacası; bireysel oyunu sebebiyle, takım disiplini dışına çıkabilir. Ama bu durumlarda da O'na ses etmeyeceğim, çünkü Quaresma'yı Quaresma yapan, Beşiktaş'a bir çok maçı döndürecek özelliği de budur... Sürüklemek anlamında takımın kaptanıdır bir yerde... Bazen adrese götürür, bazen şarampole yuvarlar. "Takla atacaksak da, Quaresma'yla atalım be abi" diyesim gelmiyor değil... Kendimi bi' an, her maçına ayrı "klip" yapıp youtubea süren kardeşlerimiz gibi hissettim. Ama öyle... Aynı şeyler, bugün yine Bobo'nun ağzına harika bir pas atıp, beni benden alan Guti içinde geçerlidir...
İyi haftalar...

22 yorum:

Ömer dedi ki...

Quaresma adamın tüylerini diken diken ediyor bir kere böyle bir topçuyu izliyoruz dahası var mı? diye düşünürken. Varsın olsun çıldırtsın, delirtsin bizi.

Onunla hayata çok daha güzel...

Adsız dedi ki...

rodrinin opsiyonunu real madrid vermemiş.Alsak ya emenikeyi.3 ay önce 300 bin dolar vererek bonservisini aldılar.22 yaşında.Bence bu adam yeni bir geremi olacak.Gerçekten anelka, drogba olmadı yakubu ayarına çıkabilecek birr oyuncu.

Batistuta35 dedi ki...

Nobre 2 tane atıp bizi ve nartalloyu yanılttı sanırım:D

o değilde tabatayı spiekrler falan maçın yıldızı yaptılar ama sağ kanatta hilbert veya holoskoyu tercih ederim ben,Tabatanın yere düşmekten başka nuumarasını göremedim ben

ubih dedi ki...

Sanirim 4-3-3 sadece bizim hayallerimizi susluyor.Shusterin Besiktasi 4-3-3 sablonunda oynamiyor.Hatta 4-2-3-1 dizilisi bile degil.Sahaya cikan ilk onbirin verileri ve yetileri bu sisteme uygun gibi gozuksede Necibin, Tabatanin yada Gutinin Ernsten uzak olusu rakip yari alan icinde dizilisin 4-1-4-1 oldugunu ispatliyor.Shusterin orta saha ozellikli oyuncularinin daha ilerde kurgusu defansin ve hucumun rakip alanda yapilmasini isteyen bir sistem.Takim oyuna yuksek konsantrasyon ve motivede basladiginda rakip yari alanda yapilan preste bu kurguda sorun yok.Ama mucadele eden ve ilk kaptirilan toplara basan Necip yerine Delgadonun veya Tabatanin kullanilisi Shusterin cizgi savunmasini zor durumda birakiyor.Fiziksel verileri ve mucadele gucu zayif Delgadonun takimdan ayrilmasi Aurelionun gelisi aslinda Besiktasi 4-3-3 sistemine daha yakin kiliyor..Orta sahada rakipten iyi top saklayan,kaptirilan ilk toplara daha cabuk basan,pozisyon bilgisi yuksek,tek ve dikene top kullanan ERNST-AURELIO-NECIP uclusu aslinda benim ideal orta saham.Aurelionun bu ikiliye katiliyor olusu creativ ozellikleri yuksek olan Gutiyi rakip kaleye daha cok yaklastirki bu cocuk 2000-2001 sezonu Real Madridte salt ofansif oynadigi pozisyonda onlarca asist yapmis bircok penalti kazandirmis ve su anda sirtindaki forma numarisini tasiyan 14 golu bulmustu.Quaresmanin rakibin icinden disindan gecen calimlari ve driplingleri Besiktasi rakip ceza alanina daha cabuk yanastirip gol aksiyonlarinin cogalmasini saglayarak oyuna heycan katiyor.Isteyerek futbol oynamasi bizim icin buyuk bir sans!Bobonun ileri uclude olusuna itiraz etmesemde yerine oyunun icine daha bir dahil olan son hamlelerinin iyi olmasi haricinde ayaklarina hakim oynatan bir forvet alinmasini daha cok isterim.Robinho burada ideal dururdu ama bonservisinin ve alacagi paranin cok ucuk olusu alina bilse bile itiraz edecigim bir transfer olur.CSKA nin Wagner Lowe i ve Mnchester City nin Tevezi bir stil Quaresmanin ve Gutinin arasina mukemmel giderlerdi.Tabi bunlarin hepsi hayal gibi duruyor.Ne Shusterin Aurelio-Ernst-Necip uclusuyle orta sahaya cikacagini nede yukarda belirtigim forvet tipinin takima katilacagina inanmiyorum!

M.A.F dedi ki...

Guti'nin o pasından sonra benimde aklıma acaba orda Robinho olsa ne yapardı geldi.Robinho olur olmaz orası ayrı ama bize iyi bir golcü şart.Bobo'nun da morali bozuk, canı sıkkın gibi.Galiba Schuster'i sevmedi...

Cartalete dedi ki...

Ömer;
Düne kadar youtubea girip "iki quaresma izliyim" dediğimiz adam, bu forma altında. İnanılmaz bir duygu gerçekten.

Adsız;
Emenike konusunda kesinlikle haklısın. Herşeyi yapan bir santrafor. Güçlü, hızlı, gol vuruşu var, hava toplarına çıkıyor, tekniği var... Üstüne koyarsa çok yükselecektir. İlla bir santrafor aranıyorsa, bence de çok uzağa gitmesinler.

Batistuta35;
Nobre, kündede de başarısını göstererek, çok yönlü bir santrafor olduğunu gösterdi :)
Schuster, bazen sağ forvette ortasaha özellikli adam tercih ederek; tempoyu elinde tutmak istiyor. Ama Tabata öyle bir oyuncu değil. Bence de Hilbert ya da Holosko. Holosko yavaş yavaş kendini buluyor sanki...

ubih;
İyi bir değerlendirme olmuş. Ama ben, o iki ortasaha şayet "ortasahaysa" (Necip-Guti gibi) yine de 4-3-3 denemeyi daha doğru buluyorum. Sonuçta, topsuz oyunda 433 savunmasını yapıyorlar. Hücumdayken ise gayet bir esneklik hakim, her ikisi de serbest gibi oynuyor. O zaman da senin 4141 tabirini haklı çıkarıyor.

Avrupa'da, daha önce de belirttiğim gibi; Ernst-Aurelio-Necip ortasahasının önünde, forvet arkası pozisyonunda Guti, ikinci forvet pozisyonda Quaresma şahane olur sanki...

Guti'nin forvet oynadığını ben de hatırlıyorum. Del Bosque dönemiydi sanırım, 2001 dönemleri. McManaman ve Figo'nun kanatları paylaştığı dönem, Raul'a yakın oynayarak forvet gibiydi.
Hatta bir Roma deplasmanı var forvet oynadığı, direkt maçı almıştı. Harika bir golü vardı.

Ernst..Aurelio..Necip
......Guti..Quaresma
...........Bobo

denenmeli...

Cartalete dedi ki...

M.A.F;
Schuster de eldeki forvetlerden memnun değil galiba. O, santraforlarından çok şey beklemiyor, sadece biraz çabuk olmasını ve bitirici olmasını istiyor sanırım.

Emenike'yi beğenmiş. Belki son dakika O'nu alırız. ben hayır demem açıkcası :)

Gökhan dedi ki...

emenike'yi ben de çok beğendim, alınmasını da isterim. aslında nihat biraz oynasa tam da schuster'in istediği gibi bir forvetimiz olurdu ama artık nihat'tan çok fazla bir şey beklememek lazım heralde.

2.yarı oynadığımız oyunu beğendim, biraz daha zaman geçtikten sonra hem guti'yle takım arasındaki uyum artar ve guti'nin pasları daha rahat anlaşılabilir hem de quaresma kanattan top taşırken, diğer oyuncular da doğru koşular yapmaya başlar.

2.yarı 2 kez quaresma topla giderken topsuz oyuncular hızına yetişemedi ve bence o yüzden orta açılacak yerden kaleyi düşündü quaresma.

Cartalete dedi ki...

Gökhan;
Emenike geçen seneden de sinyaller vermişsi esasında. Youtubeda videosu dönüyor, izleyin.
Her şekil gol yapmış; adam geçerek, kontra atakta fırlayarak, kafayla, şutla vesaire. Fizik gücü de cabası.
Bir de İskender Alın, uzak forvette iyi bir alternatif olurdu. Quaresma'nın toplarını değerlendirebilecek bir isim.

Quaresma ve Guti konusunda haklısın. Quaresma'nın hızına yetişememe, Guti'nin paslarına "uyanamama" sorunu devam ediyor. Zamanla organizasyon sorunu çözülecektir.

Gökhan dedi ki...

ibb'li iskender zaten fantezi futbol'da favori adamlarımdan biridir :)

hem yaptığı koşularla savunmanın arkasına sarkması hem de son vuruşları gerçekten başarılı.

ederlezi12 dedi ki...

İşin teknik - taktik kısmı gayet bilgilendirici şekilde değerlendirilmiş. Güzel bir taraf da Beşiktaş'ın son maçlarda '' futbol keyfi '' vermesi .

Geçen sene bariz bir kabızlık üstümüzdeydi sanki.

Sanırım rakiplere pozisyon vermemiz futbol keyfini biraz daha arttırıyor bence. Daha az pozisyon vereceğimiz keyifli maçlarımız devam eder umarım.

Schuster'in de dediği gibi defansımız daha fazla agresif olmalı .Ayrıca Aurellio gibi defansif ortasaha oyuncumuz da hali hazırda mevcut.

Cartalete dedi ki...

ederlezi12 ;
Elde hiç yaratıcı oyuncu olmadan 433 oynamak, samanlıkta iğne aramak gibiydi zaten.
O nedenle zamanında "solfovete Delgado" diye ağladık. Quaresma transferi de bu bakımdan çok önemliydi.

Adsız dedi ki...

Ali kuçik 2 gol daha atmış bugün.Rakip sağlam altyapısı olan bucaspor.Ali 16 yaşından beri 3 senedir a2 takımında ve artık a2 ye fazla geliyor.Ya a takımda değerlendirilmeli ya da fırsat bulacağı bir yere gitmeli bence.Geçenlerde ben de izlemiştim.Son vuruşlarını geliştirmiş ve daha az savruk, takım oyununa daha uygun oynuyor.Hem ara toplara kaçan forvet olabilir.Hemde q7 nin ters kanadında hilbert tarzı ama daha teknik görevini görebilir.Sonuçta daha teknik, daha hızlı ve gole yakın bir oyuncu.

Cartalete dedi ki...

Tabata'ya gelene kadar, neden Ali kenar forvette denenmez şaşarım zaten.

http://cartalete.blogspot.com/2010/06/kenar-forvet-kavram-ve-ali-kucik.html

Bukan dedi ki...

Bence dünkü maçtan sonra şu geldi aklıma. 4 3 3 sisteminde takımın oynaması gereken kadro

Cenk

Toraman-Zapo-Ferrari-Üzülmez

Ernst-Necip-Mehmet Aurelio

Q7-Bobo-Guti

Şeklinde olmalı derbilerde ve daha güçlü takımlara karşı çünkü bu sistemde 2 ön libero oynadığımızda çok pozisyon veriyoruz Guti ve Q7 savunma yapmamalarından dolayı. Bu tarz bir orta saha ile oynarsak hem top daha çok bizde olur hemde önde bile kursak savunmayı rakip orta sahayı geçemeden topu kaparız araya kaçacak Necip Mehmet Aurelio ile bile süpriz goller atabiliriz.

Serkan İncekara dedi ki...

Herkes Schuster'den denenmesini istediği bir dizilişi ortaya atıyor.Ben de ilk kez Hilbert'i sağ bekte oynadığı bir maçta görmek isterim..

Unknown dedi ki...

derbilerde ve avrupa maçlarında orta üçlüyü ernst-aurelio- necip şeklinde oluşturmak gerekir.. aurelio kademe anlayışı iyi olan bir önlibero. kenar bekleri orta sahada prese katıldığı zaman arkalarına adam kaçırıyor ve stoperler onların mevkilerine kayıyor. defansta oluşan boşluğu doldurur bence. ayrıca orta sahada sadece necip pres yapıyor şu anda. aurelio'yu defansın önüne koyarak ernst'i de orta sahadaki prese eklemiş oluruz.. açıkçası bu kadroyla çıkarsak bizi kolay kolay türkiye'de yenecek takım olmaz.

birde konudan alakasız olarak dün gece tv'de sergen bu ferrari beşiktaşın stoperi değil dedi. kendisini osman baydemir'in sözleri ile andım..:)

Cartalete dedi ki...

Bukan ve ometeci;
Kesinlikle sıkı Avrupa maçlarında (Porto yani) bu 11'i denemek gerekiyor. Quaresma çok daha önde top alır bu düzende. Aslında böyle bir şablonda, Schuster'in istediği tarz santrafor daha önem arzediyor sanki.

Serkan;
Ben de O'nu merak etmekteyim. Ama pek ihtimal dahilinde değil sanki şuanlık.

Adsız dedi ki...

Biabiany, Robbie Keane , webo ...
Schuster olsanız hangisini seçerdiniz?

Cartalete dedi ki...

Oynadığımız sistemde, ben Keane'nin çok fark yaratacağını zannetmiyorum. Kendisi ne tam bir orta forvet olur, ne de kanat forvet...
Tipik, santrafor yanında ikinci forvet rolüyle ün yapmış bir isim.

Biabiany söylentisi var diye mi bu listeye girdi? Daha yeni Inter'e transfer yaptı da.
Bu 3'lüden kesinlikle Biabiany'i isterdim. Quaresma'nın diğer kanadında inanılmaz bir güç daha olur.

Adsız dedi ki...

Keane baya bir gündem oldu boş değildir herhalde.3 oyuncuya onay vermiş schuster biri la ligadan siyahi bir oyuncu biride fransa dışından bir fransızmış.İkincisi evertondan saha dır büyük ihtimal.Fakat daha önce q7 transferinde ilk teklifi kabul etmeyince q7 inter onun yerine biabiany i önermişti.Fransız olunca bir de bir ihtimal olabilir.Gerçi forvet değil ama.İntere transferi herhalde opsiyon kulanma gibi bir şeydi.İnter parmaya sattı fakat 4.5 milyon euroya geri aldı.Belk oynatmak için değilde 4.5 dan fazlaya satarak gelir sağlamak için yapmıştır bunu.

Cartalete dedi ki...

Biabiany, bir santrafordan daha fazla değiştirir takımı. Sadece Quaresma'nın ayağına bakmaz Beşiktaş, iki kenardan da çok etkili olur. Ayırca Biabiany, tersten Quaresma'nın getirdiği topları değerlendirebilecek bir oyuncu, uzak forvet koşularıyla...

Üstelik genç. Doğru; Benitez'in pek yapısına uymuyor bu oyuncu. Satın alma opsiyonuyla birlikte kiralayabilirler. Zaten Beşiktaşlı yöneticiler de, en son bu tarzda "satın alma opsiyonuyla" genç bir oyuncuyu hedef almışlardı.

Fransa dışında oynayan fransız "forvet" olarak da, Cisse geliyor aklıma...