İç Transfer : Emir Alagöz

Cumali'nin yolu sık sık genç milli takımlara, A Takım antrenmanlarına düşerken; A2 takımının ortasahası için bir ihtiyaç doğuyordu Nisan ortalarında. Ve bu eksikliğe hitaben ve de "idareten" bir isim alınıyordu B Genç takımdan :Abdurrahman Emir Alagöz... Sezer Özmen'in benzer durumlar yaşaması sebebiyle, bir kaç ay önce aynı fırsat B Genç'ten takım arkadaşı Atınç Nukan için doğmuştu. Bu fırsatı iyi değerlendiren Atınç; A Takım antremanlarına çıkıyor, sonrasında resmi bir A Takım maçında 18'e alınıyor, halilye "profesyonel sözleşme" imzalamasına olanak sağlanıyordu...
Bu aşamada; ilk kez Kocaeli deplasmanında A2 forması giyen Emir'in, takip eden iki İstanbul maçına çıplak gözlerle şahit oluyordum. İlkinde, Batuhan'dan sebep olarak "baklava ortasahalı" bir 4-4-2 karşımızdaydı. Bu şablonda Emir; oyun kurucu pozisyonunda oynayan Onur Bayramoğlu'nun hemen arkasında, tipik "defansif ortasaha" rolünde gözüküyordu... Normal şartlarda ortasahada "yalnızları oynaması" gerekirken; Furkan-Atınç savunmasının defans çizgisini önde tutması, Oğuz-Caner gibi beklerin gerekli zamanda pres seçeneklerini ileride de kullanmaları ve hücum oyuncularının bu prese destek vermeleriyle birlikte, Emir'in "zor görevi" beklenenden daha az zor oluyordu. Ama asla kolay değildi...

Emir, gerek "pozisyon bilgisi" gerekse de, enerjisiyle o zor bölgenin hakkını veriyordu. Topla buluşunca da asla telaş yapmıyor, genellikle "en yakınına" oynamayı tercih ediyordu. Zaten, 4-4-2 ortasahasının "defansif" oyuncusu, genellikle bunu yapmalıdır. Çünkü bir stoper kadar az risk alınacak bölgedir... İzlediğim 2. maçında ise, kendisinin "topla oyunu" hakkında da fikir edinebileceğimiz bir ortam oluşmuştu. Çünkü, Batuhan Eskişehir'e imzalamış, Ali Kuçik A Takım'la 18'e girmeye başlamış ve haliyle, A2 takımı mecburen bir B Planı'na geçmiş yapmıştı...

Bu B Plan'ı; 4-6-0 diye tabir edilen, takımda net bir santrafor olmayan, fakat ortasaha ve kenar oyuncularıyla birlikte hücumda çoğalmaya çalışılan, topsuz oyunda ise 6 ortasahalı düzene dönülen bir şablon olarak karşımıza çıkıyordu. Emir bu düzen içersinde, ilk maça göre daha hareketli gözüktü, "pas" konusunda daha fazla insiyatif aldı ve sol ayağıyla attığı nefis uzun bir pasla Ömer Karancı'ya asist yaptı..
Nerden esti? Diyeceksiniz.. Bir arkadaşımızdan bilgi & müjde karşımı bir yorum düşülmüştü, bu blogta yazılmış bir makalenin altına... Emir Alagöz'le profesyonel sözleşme imzalatılmış, fakat TFF'de gözükmüyormuş. Hakikaten de, özellikle genç oyuncuların profesyonel sözleşme bilgileri, o sitede epey bir geç güncelleniyor. Bir de Schuster'in, son A2 maçlarını 90 dakika izlediğini ve de bu tip ortasahaları sevdiğini düşününce; bu gelişme gayet mantık çerçevesi içindedir... 4-3-3 ortasahasının derininde (Ernst) ya da soliçinde (Guti) alternatif olabilecek bir oyuncu. Tabi zamanı var, 92 doğumlu ve fizik olarak biraz cılız. Boyu da, göz kararıyla söylüyorum; 1.77 falan olsa gerek... Hayırlı(sı) olsun... Oğuz'dan "kiralık verilmesi" hakkında söylenti çıkmıştı sene başında, demek ki o da prof olmuş. Umarım sırada Furkan ve Caner vardır... Ben "iç transfer" diye bunlara derim. %90 ihtimalle "alacakları karşılığı" Anadolu'ya geri yollanacak, dönemi geçmiş, "varsın bulunsun" mantığıyla imzalanan yerlilere değil...

Bu arada son fotodaki isimleri sayalım soldan sağa: Ali Kuçik (yarısı gözüken), 11 Hasan Türk, 9 Volkan Ekici, 2 Cebrail, 6 Emir Alagöz... Özellikle bu yıl B. Dortmund'tan getirilen Volkan; tipiyle, duruşuyla, fiziğiyle direkt "ben futbolcuyum" diyor.. Gökhan Töre tarzında, yardıray bir kanat adamı çıkmasını bekliyorum. Henüz izlemedim; sadece vucut dili, his falan...

10 yorum:

serkan dedi ki...

bu tarz yazıların için seni tebrik ediyorum...ellerine sağlık..umarım bu arkadaşlardan maksimum verimi alırız..

vts dedi ki...

Bu yazılardan çıkan sonuç şudur ki, özkaynak ölmemiş hakikaten yaşıyor. Öz Beşiktaş yazıları çok keyifli oluyor. Bu oyuncuların A takımda oynama ihtimalini düşünmek, Q7'nin golünden Guti'nin arapasından daha heyecan verici.
Transfer dönemi sona ermeden herkes bir öneride bulunuyordu. Sağ bek alınsın, Quaresma'nın ters kanadına oyuncu alınsın vb... Benim de aklıma bir soru takılıyordu. En azından içerdeki kolay maçlarda genç oyuncular oynatılamaz mı. Guti çıktığında Tabata değil de Onur girsin mesela. Q7 yerine Ali Kuçik oynasın son 10 dk. Defansta rotasyona girmeleri zor muhakkak. Ama orta alan ve ileri uçta forma giyseler, biz de mest olsak izlerken.
Sezon başındaki maçlarda bu dediğim olabilirdi aslında. Ama yabancı sıkıntısı nedeniyle öncelik yabancılara verildi. Artık kontenjan denk ve takımın en azından kupada kolay maçları olacaktır. A2'nin yıldızları da bu maçlarda süre alır umarım.

Cartalete dedi ki...

serkan;
Teşekkürler..

vts;
Kesinlike haklısın. Hatta Necip oynatılmadığı zaman söylediğim sözü söyleyeyim "bazı genç oyuncuları oynatmak, yarın için değil; bugünün ihtiyacı olduğu için de gerekiyor..."

Necip'te durum aynen böyleydi. Bence şuan için Onur ve Ali Kuçik için de geçerli.
Ben Ali'yi ciddi ciddi, "şuanki form durumlarına göre" sağforvette Hilbert'ten sonra tutarım.
Holosko'nun bu formuna nazaran daha iyi iş yapar, Tabata'dan zaten kesinlike daha net bir uzak forvettir. Quaresma'nın ters taraftan getirdiği toplara "forvet koşuşu" yapacak ve yetişecek bir isimdir.

Keza Onur da, bana göre oyun zekası ve pas becerisiyle Tabata'dan daha uygun bir ortasahadır. Fiziği şuanlık zayıf olmasına rağmen, bazı maçlarda Guti'nin yerine girdiği vakit, takımın "pas ortalamasını" aynı olumlu oranda tutacaktır..

Schuster, henüz A Plan'ında tam karar veremediği için, şimdiden gençlere fırsat vermesini beklemem, ama ileriki dönemde bekliyorum açıkcası... Zaten Onur'a ve Ali'ye bolca kiralık teklifi gelmesine rağmen göndermediler. Bu da, bu sezonun uzun vadesinde düşünüldüklerini gösteriyor.

ozan dedi ki...

hocam, ben bu gençler hakkında sizden doyurucu bilgi veren bir yer bulamadım çok teşekkür ederim, yalnız nasıl takip ediyorsunuz, bjk tv de yok ki izleyelim şu takımı...

Cartalete dedi ki...

ozan;
BJK TV varken güzeldi tabii, hemen her maçı izliyorduk. Şimdi zor oluyor. Geçen sene canlı 2 maçlarını izleyebildim. Ancak orada izlemek,amatör kamerayla çekilen 40 maça bedel oluyor. Oyuncuların sahada nasıl pozisyon aldığını, saha görüşünü, temposunu, tekniğini, sınırlarını, ne kadar daha ileri gidebileceğini görüyorsun.

O nedenle izlediğim oyuncuları yazabiliyorum. İzleyemediğim oyuncular var mesela onlara çok değinemedim; Cumali, Hasan Türk gibi...

anilton dedi ki...

Abi Oğuz prof oldu ama Emir olmuyo,yanlış anons yani :)

Zaten Cumali'yi bi izlesen Aurelio niye alındı aynısı var diyeceksin.

Bu arada Hasan ve Samet'i de iki ay içinde prof yapacaklarmış.

Ama onlar umutsuz aynı Orhan ve Ömer gibi.Furkan'da keza aynı.

Cartalete dedi ki...

Valla, A2 formasını aldığından beridir, yeri değişmeyen bir O var bir de Furkan.

O kadar da kayıtsız kalamazlar heralde. Emir prof olmadıysa ilerde olur umarım 92'li henüz. Furkan da, genç milli takımlarda Sezer'le birlikte vazgeçilmez stoper.

Ha Orhan'ın durumu farksız değildi ama son dakika da olsa, sözleşme önerilmişti. Gitmeyi tercih etti.

Adsız dedi ki...

Emir ile ilgili sson a2 maçında 1903radyoda profesyonel oldu demişlerdi.Oğuzun olması ise bence ihtiyaç olduğu içindir.Çünkü furkan.samet ve caner oğuza nazaran daha göze batan oyuncular.Umarım sağbek ihtiyacı buna neden olmuştur ve sağbekte değerlendirilir.Bakalım önümüzdeki maçta bir süpriz olacak mı?

ian dedi ki...

ertuğrul döneminde oynayan emir gökçe ne oldu? tff sitesinde beşiktaş'ta gözüküyor. geçen sezon bir istanbul takımında kiralıktı sanırım. 20 yaşında, rezerv lig için uygun bir oyuncu olabilir.

Cartalete dedi ki...

A Takım antrenmanlarına da çıkmış Oğuz ve Caner. O zaman yakında Caner de prof olur. Güzel güzel..

ian;
Emir Gökçe'nin 2012 yılına kadar sözleşmesi var gözüküyor. Kartal BLD'ye kiralanmış bu sezon. Biraz savruktu ama çok iyi fiziği vardı o çocuğun ve hareketliydi. Hani top çarpsa 10 gol atar bir sezon, öyle ters bir oyuncuydu aslında.