Onların hatırına, oynadığı oyuna “vasat” bile denemeyecek Ümit Milli Takımımıza katlanıyorduk açıkçası... Rıdvan ve Necip’i izlerken, arada diğer genç oyunculara da gözümüz kayıyordu tabi… Benim için bu isimlerin başını Serdar Kesimal çekiyordu. Her ne kadar adaşı Serdar Aziz, “cengâver” yapısıyla daha çok göze batsa da, benim ilgimi Kesimal çekmişti. Belki de ilgimi çeken noktası tam da buydu; göze batmadan savunma yapıyor oluşuydu…
Sakinliği, topa güdümlü olmaması, pozisyonunu iyi alarak; rakiplerini demarke vaziyette bırakmama arzusu, topu oyuna iyi sokuşu vesaire… Hepsi birer “modern stoper” belirtisiydi. Zaten o dönemler Tam Saha Dergisi’ne verdiği röportajda da, bunların birer rastlantı olmadığını belirtmiş aslında… Futbola forvet başlamasının, kendisine “önsezi” konusunda avantaj olduğunu; artık günümüz futbolda “topa müdahale etmeden” ziyade, oyunu okumanın ve iyi pozisyon almanın daha önem arz ettiğinden bahsetmiş. Zaten Alman Alt Yapılı bir oyuncudan, böyle bir “futbol görüşü” beklenirdi… Bilindiği üzere kendisi Köln II’den yetişme ve Kayserispor’un “gurbetçi taarruzuna” maruz kalmış gençlerden sadece biri…Almanya'nın U19 Milli Takımı'na davet edilmesine karşın, aynı dönem Türkiye Ümit Milli Takım seçmelerinde de beğenilince, Türkiye'de karar kılmış. Halen Ümit Milli Takımımızın formasını giymektedir...
Uzun lafın kısası; 6 yabancı sınırlamasının uzun bir müddet daha devam edeceği bir yerde, kolay kolay “stoperin” yetişmediği bir ülkede Serdar Kesimal, çok önemli bir değerdir bana göre. Bir önceki hafta Fenerbahçe karşısında stoper, bugün ise Trabzonspor karşısında “full back” tadında izledik kendisini. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, tam bir görev adamı edâsı var. Her iki maçta da oldukça başarılıydı ve Akdeniz Oyunları’ndan bugüne üstüne bir şeyler koymuş gibi görünüyordu.
Her ne kadar; Süleyman Hurma’nın kapısı çalındığında, sanki Pique’yi istiyormuşuz gibi bir tavırla karşılaşılması çok muhtemel olsa da, “Serdar’ı alan çok akıllılık” eder diyerek sözlerimi tamamlıyor, ah Koray Şanlı ah diyorum bir kez daha…
9 yorum:
Kayseri - Trabizon macinin ikinci yarisinin cok az bir bolumunu seyrettim. Sag kanattan bir cocuk topla gayet guzel, hizli ve akici bir sekilde cikti. Onder'e stil olarak hic benzemiyor gibime geldi ama sagbekte o oynar diye dusunurken, yakin cekim sonrasi o olmadigini anladim; Serdar Kesimal'mis. Diger ozelliklerini sen cok daha iyi bilirsin ama o topla cikisi etkileyiciydi.
Simdi talip olsan Hurma Guti'yi ister, 1 milyon euro teklif etmak lazim, Eminonu pazarligi :)
TR'de genclere sans verilmeyen yapinin farkindayim ama sonradan is yapani da pek yok, acaba biz mi cok abartiyoruz bazi seyleri. Mesela Koray Adana'da oynuyor mu? Gecen haftaki maca soyle bir baktim, oynamiyordu...
TR Kupasi ne zaman basliyor? Schuster'den o turnuvada genclere, 18'e giremeyenlere, 18'e pek giremeyenlere oncelikli olarak sans vermesini bekliyorum.
Ersan, Ridvan ve Onur kesinlikle ilk 11'de sans bulmali. Hatta Ali Kucik, mevkisinden dolayi Caner Turp; daha dusuk ihtimalle Furkan, Emir vs. en azindan ilk 18'e girmeliler.
Su kadro fena degil gibi: Rustu; Ridvan, Ferrari / Furkan, Ersan, Caner; Aurelio, Fink, Onur; Ali Kucik, Fatih Tekke, Yusuf.
Koray'ı bu sene bir maçta izledim 90 dakika, gayet iyiydi. Ama takım kötü tabii. Kötü bir takımda böyle oyuncuların sivrilmesi zor; defansların, defansif ortasahaların falan...
Koray küçük bir takımda iken dikkat çekebileceği özellikleri çok fazla yok. O yüzden artık yükselmesi biraz şansa kalmış durumda, O'nunla alakalı bir durum değil.
Mesela, Busquets'i Ezel misali, suratını değiştirelim, adını da Burak koyup, Adanaspor ortasahasına koyalım. Kimse suratına bakmaz. 3 maç sonra "sizi kandırdık, bu adam Barcelona'dan geldi" desek kimse inanmaz mesela :)
Koray büyük bir takımın içinde kendini gösterebielcek bir stoperdi. Önde basıyordu Lugano modeli, top aldırmıyordu. Fiziği ve özellikle ayağı yok iyiydi. Bir çok gol öncesi pası var, birine de İnönü'de canlı izlediğim bir maçta şahit olmuştum. Derin pas vermişti resmen...
Yazık oldu.
TR Kupası, şu sezon arasında üst üste oynanıyor galiba. Dediğin kadro gayet iyi. Hatta Aurelio'yu da oturtup: Onur - Fink - Emir de oynatılabilir.
Koray da bayagi gencmis. 90 dogumlu sanirim. Bonservisi ile mi verdiler? Yoksa Ersan'a karsilik kiralik mi?
Koray'i Furkan ve Sezer ile karsilastirdiginda nasil buluyorsun?
İkisinden daha iyi geleceği vardı bence. İkisinin karışımı gibiydi; Furkan mesela mental olarak iyi, pozisyon bilgisi vesaire. Sezer de fizik olarak sağlam.
Koray'da ikisi de vardı, 1.90 civarı boya da sahipti.
2009 yılında sözleşmesi bitince, ya ilgi görmediği için kendisini gitti, ya da bizimkiler uzatmadı. Adanaspor'a imzaladı O da. Bu sene 2014'e kadar sözleşme uzatmışlar.
Yazik olmus...
O zaman takimin basinda Denizli vardi. O yuzden bunlari normal karsiliyorum. Genc oyuncularla calismayi sevmiyor, TV'daki yorumlarindan da acikca belli oluyor zaten. Arti cok calismaya niyeti yok, caliskan da degil, yas kemale ermis, keyif adami modunda :)
Eger gecen sene basinda baska bir hoca gelseydi veya sezona dogru duzgun baslasaydik bugun belki sampiyon olmustuk, en kotu sampiyonun 1, 2 puan gerisinde kalirdik...
Bu arada Milliyet'in haberine gore Braga Furkan'i az daha transfer ediyormus. Belki gitse kendisi icin daha iyi olurdu.
Su takimda Ibrahim Kas gibi bir kazma, Serdar Ozkan gibi helva kivaminda oyuncular sans buluyor, gercekten bulmasi gerekenler bulamiyor. Ilginc. Bu ikisi gencken acaba takim kotu oldugu icin ve/veya kadroda yeterli oyuncu olmadigindan A takimla idmana cikma sansini daha mi cok yakaladilar ki yetkililerin gozune girdiler. Nedir bu isin sirri merak ediyorum! Bu takimin teknik direktoru butun A2 maclarini canli olmazsa banttan hatta hem canli hem banttan seyretmeli.
Genç oyuncular için teknik direktör ve A Takımı kadrosu çok önemli anektodlar.
İbrahim Kaş şanslıydı. Genç oyuncuları seven bir Tigana vardı başta ve A Takımı'nda da ciddi bir savunma sorunu vardı rotasyon anlamında. O yüzden A Takıma çıkmıştı o dönem.
Serdar da hatırlanacağı üzere; ilk A Takım formasını Luce zamanında bulsa da (Sergen'in ortasahadan yardırdığı Rize maçı) asıl A Takım çıkışını Ertuğrul Sağlam'la yapmıştı. O'nun da şansı; A Takımı Teknik Direktörü'nün hızlı kanat oyuncusu fetişizmiydi...
E. Sağlam gittiği her yerde bir kanat oyuncusu parlatmıştır. Kayseri'de Topuz, Beşiktaş'ta Serdar, Bursa'da Volkan...
Şans önemli yani; Koray tam E. Sağlam'ın gözüne girmişti, A Takım'la kampa da gitti yanılmıyorsam, ama o yıl Sağlam gitti, Denizli geldi. Boşluk bir dönemde parladı yani. O yüzden üzerinde duran olmadı.
Mesela şimdi bu mantıkla, Onur Bayramoğlu ciddi şekilde şanslı. Tam stiline göre bir teknik direktör var A Takım'da ve o bölgede rotasyonda kendisine ihtiyaç da var. İyi kullanmalı.
O zaman Onur icin soyledigimizi Koray icin de soyleyebilirdik tabii eger hala burada olsaydi... Defanstan iyi top cikarilmasi icin 3 tane yabanci savunmacisi oldugu halde yeniden defans oyuncusu isteyen bir teknik direktor var...
Tabi ki, ayrıca Koray çizgi savunma için de uygundu. Tipik Sivok modeli, önde basıp top aldırmayan bir stoperdi. Her yönüyle Schuster'in tutacağı bir çocuktu yani.
Ayrıca, bence Serdar Kurtuluşu da kullanırdı Schuster. Oynadığımız sistemde, orta 3'lünün ortası tam O'nun tarzına göre aslında. İyi bir alternatif olurdu, Aurelio'ya gerek kalmayabilirdi.
Neyse belki Koray ilerleyen zamanda yeniden takima kazandirilir. Umarim emegi ile bir yerlere gelmeyi basarir...
Serdar Kurtulus icimde hala bir ahh olarak kalmistir. Saglam resmen cocugu bitirdi, Besiktas'a verdigi en buyuk zarar diyebilirim. Uclunun iki yan kenari icin supheliyim ama holding midfielder pozisyonu icin cok onemli bir potansiyeldi. Hatta bende onun oldukca iyi bir stoper olabilecegi seklinde kanaat de vardi... Zaten bu sene basinda Antep'in oyuncu kadrolarini inceledigimde gorev yaptigi mevkiden dolayi cikis yapacagini dusunuyordum, hala da oyle olacaktir diye tahmin ediyorum. Belki onumuzdeki yil kardesinden dolayi GS'ye gidebilir. Onlarin o pozisyonda cokta onemli oyunculari yok. Umarim bir gun performansiyla tekrar takima kazandirilir. Dedigin gibi merkezde dusunulen bir Serdar olsaydi bence Aurelio'ya hic gerek olmazdi...
Bir diger hala kabullenemedigim gidis Orhan Gulle'dir. Bunu da Denizli yapti. 17. oyuncu olarak 3. kaleciyi al, Orhan'i veya baska bir A2 oyuncusunu alma. Ben de olsam ben de ayrilmak isterim. Burada biraz dikine giden bir karakter seziyorum. Bu da bence bizim adimiza bu durum ozelinde kotu ama kendi adina iyi bir ozellik olarak adledilebilir fakat yine de bu yaslarda tavsiyeleri dinlemek iyidir. Kendini hicbir zaman bulutlarin uzerinde gormeyeceksin. Sadece U17 DK ceyrek final macinda seyrettim ama kendisini cok begenmistim. Necip'in onunde goruyordum. Umarim onu da ilerleyen donemde oturmus karakteri ve performansiyla tekrar takima kazandiririz...
Yorum Gönder