Hasan Türk

Biliyorum, yeni Portekizlilerle alakalı konu bekleniyor… Fakat hala Türkiye Ligi’nde 5 Türk oynatma zorunluluğunun ve halen Beşiktaş’ın önünde 3 resmi maç olduğunun farkındayım. Fernandes’i konuştuk, konuşacağız. Almeida, Simao için de önümüzde uzunca bir zaman var. Lakin bu transferlerin daha da anlamlı olabilmesi için, Beşiktaş’ın artık Antep maçını bir şekilde kayıpsız atlatması gerekiyor.

Sakat listesi uzun, bunların çoğunluğunu hücum oyuncuları oluşturuyor. Quaresma düzelse bile, direkt 90 dakika oynatmak ne kadar mantıklı olur bilemiyorum. Elde kalan tek forvet Ali Kuçik’in ise, muhtemelen hem Rapid Wien hem de Gaziantep maçında üzerinde tonla yük olacak. O nedenle, bu dar günde Ali Kuçikler’i arttırmak gerekiyor. Onlardan birisi, bu konunun sebebidir: Hasan Türk.

16 yaşındayken Bolton’a transferi söz konusu olmuş fakat son anda aile & yerleşim gibi sebeplerle Türkiye’de kalmıştı. U15’den itibaren, alt yaş kategorisinde devamlı milli olan bir oyuncudur kendisi. Sanıyorum Bolton scoutlarının gözüne de, bu turnuvalarda takılmıştır vakti zamanında. İki sezondur Beşiktaş A2 takımında forma giymektedir. Geçen sezon daha çok bench oyuncusu iken, bu sezon Erkan Kaş’ın Rize’ye kiralanması sebebiyle daha fazla 11 şansı yakalamaktadır. Hem kanat, hem de ortasahada oynayabilen, yaşına göre oldukça kuvvetli gözüken bir oyuncudur Hasan Türk.

Kendisini her iki bölgede de oynarken izleme şansını bulmuştum. Gayet iyi bir tekniğe sahip olmasına rağmen, takım oyununu birinci planda tutan; oyun içinde devamlılık gösteren, belli bir standardı koruyan; topla süratlice kaleye inebilen ve sol ayağına da oldukça hâkim olan bir yetenektir kendisi. Öyle ki; Caner Turp’un sakatlığı sonrası duran topları da o kullanmaya başlamıştır A2 takımında.

Hasan Türk; Tabata gibi “ortasahadan, kenara devşirme” bir oyuncudan ziyade; orijini “kanat” olmasına rağmen ortasaha da oynayabilen bir oyuncudur. Yani şu sıralar A Takım’da eksik bir bölge olarak gözüken, rakibin bıraktığı boş alanlarda topla cirit atabilecek bir kenar hücumcusudur. Bursaspor maçının son anlarında, İsmail kullanılmıştı ön alanda hatırlanacağı üzere. Hem defansif, hem de ofansif bir hamleydi o Ali Kuçik – İsmail değişikliği. Ancak İsmail’de, rakibin yarattığı boş alana hızlıca inme özelliği yok henüz, mental olarak o düzeyde değil. Bazı oyuncular hücumlara geriden destek vermeyi sever, topu en son alan oyuncu olmak istemezler. İsmail bende bu izlenimi uyandırıyor... Hasan Türk ise "hücumcu kanat oyuncusu" profiline daha yatkındır. Fiziki devamlılığı ile de, varolduğu takıma topsuz oyunda da oldukça katkı sağlayabilir. Yani, eksiklerin baş ağrıttığı şu dönemde; kenarda oturan çok iyi bir taktik oyuncusuna sahip olabilir Beşiktaş. Üstelik sadece bir profesyonel sözleşme ile…

Geçen sezon böyle bir ortamda Atınç Nukan profesyonel yapılmış, Manisaspor maçında da sahaya çıkmıştı. Aynı fırsatla; Hasan Türk gibi bir oyuncuyu hem profesyonel yapıp, kendine bağlamış; hem de kadro anlamında bir seçenek kazanmış olur Beşiktaş. Zaten Orhan Gülle gibi, her an başka kulüplerin de dikkatini çekebilecek ve elden yok pahasına kayıp gidebilecek bir oyuncudur… Bu aralar Orhan Gülle’nin performansı yeterince can sıkıyordur herhalde değil mi?

Ernst’in sakatlığıyla beraber, geçen sezon Necip için bir cümle kurmuştum; “Necip geleceğin değil, artık bugünün bir ihtiyacıdır.” diye. Aynı şeyi şu sıralar Hasan Türk ve Oğuz Ceylan için söyleyebilirim. Zapo gönderilecekse Furkan Şeker için de…

Erhan Güven’e giydiği 44 numara sebebiyle, memleket kıyakçığı yapıp “ama defansif olarak…” diye söze başlayabilirdim. Ama maalesef onu da göremiyoruz artık… Topla yeteneksizliğine, savrukça alınan pozisyon hatalarını da ekledi. Taktiksel olarak Hilbert’i ön tarafa atmak için, sağ bekte topla oldukça yetenekli ve sürekli hücum bindirmesi yapan, kendine güvenli bir çocuğu (Oğuz Ceylan) görmek istiyorum artık. Hatta Portekiz 4'lüsünü aynı anda sahada görebilmek için, sağbeki yerlileştirmek gerekebilir bazı bazı...

Valencia, Werder Bremen, Atletico Madrid… Gayet güzel. Ama arada şu Beşiktaş A2 ile de “görüşmelere başlanılsa” hiç fena olmayacak. Yazının başında da dediğim gibi; ligde hala 5 Türk oynatma zorunluluğu var…


Fotoğraflar: SonBarikat, DayLife

16 yorum:

julian-kerem dedi ki...

Bir dakka ya, sen Malatyali misin? Hemseri ciktik...

Adsız dedi ki...

Ben artık bu kaçıp gitmelerin olacağını pek düşünmüyorum.Bu yıl pek çok oyuncu ya a takımla çalıştı ya da kadroya alındı.Hatta Ali kuçik gibi kritik maçlarda oynayan biri de var.Bu a2 oyuncularının a takım umudunu arttıran bir etken olmuştur.

fztmurat dedi ki...

Cartalete'ye HASAN TÜRK konusunda tamamen katılıyorum...17 yaşında olmasına rağmen fizik anlamında çok güçlü bir oyuncu..Her iki kanattan topu sürerek içeri katederek pozisyona girebilecek bir oyuncu..Sert şutlarda atabiliyor...Küçük yaşlardan itibaren A2 takımında oynamaya başladı..Profesyonel söleşme imzalanması gerek yoksa elden kaçacak..Aynı şeyleri SAMET BÜLBÜL içinde söylemek istiyorum,topla ilişkiler konusunda altyapılarda onun gibi hızlı bir oyuncu değil..GUTİ ile yanyana oynasa orta sahada top kaybetmezler..ama fizik açıdan güçlenmesi lazım

Adsız dedi ki...

Merhaba
Blognuzu bir süredir bjk bloglar ağında görünmüyor.Belli bir süre göründü galiba.Ben ordan takip ediyorum da genelde blogları.Bir süredir güncellemediğinizi zannediyordum.

Adsız dedi ki...

bu arada furkan yarın rapid maçında kadroda diye bir haber okudum.zaten demirören de geçen gün furkan'la oğuz'un profesyonel yapılacağını söylemişti.Koray

Forza dedi ki...

Bizim Ridvan gelmeyecek mi 2. yari sag bek'e?
Ben cok umuyluydum o cocuktan, hatta sakatlandigi mac agzimizla nazar degdirmistik.

Affetsin bizi, donsun alsin formayi. Ne guzel de yakisiyordu top Ridvan'in ayagina..

Adsız dedi ki...

Aynen ben de hep Erhan'ı savunacak bi şeyler bulmaya çalışıyorum ama nafile. Çok sevindim Malatyalı olmanıza :)

Cartalete dedi ki...

Teşekkürler arkadaşlar, baya hemşerim varmış :) Nedense bizim memleketten de hep savunmacı çıkıyor yahu.

Neyse, buradaki sorulara madde madde cevap vermek gerekirse;

-Bjkbloglar'da bir ara yine gözükmüyordum bir hatadan dolayı, sonra düzelmişti fakat yine aynı durum olmuş sanırım. Bilmiyorum teknik nedenini.

-Oğuz ve Furkan zaten profesyoneller. Rapid Wien maçında B List'ten Necip'in yerine birinin adı verilebilir. Ben Cumali diyordum ama Furkan da olabilir.

-Rıdvan eski formunu yakalayamamış, biraz zamanı var. Şuan form durumu olarak Oğuz daha önde ve uzun zamandır bir şansı hakediyor.


-Samet Bülbül'ün tekniği çok iyi fakat bunun kayda değer olması için; ya hız ya da güçle süslemesi lazım. Ancak ikisi de yok şuanda maalesef.

Cartalete dedi ki...

Bu arada Pclionfc blogun yazarı Uğur Karakullukçu da, A2 derbisinde Hasan Türk'e dikkat çekmiş.
O maçı kaçırmıştım, sanırım kanatta oynamış ve hemen kendini belli etmiş.

Hasan Türk: Yeni nesil 11 numara

Birkaç hafta önce köşede Beşiktaş’ı tanımlarken “A2 Ligi’nin en nitelikli oyuncu topluluğu onlarda” demiştim. Ali Kuçik’i A takıma verdikten sonra dahi dar alanda iş yapabilen, fizik olarak diri ve top taşıyabilen bir oyuncuları var: Hasan Türk. Özellikle ilk yarıda Galatasaray’ın ümit milli sağ beki Onur Arıkan’ı epey uğraştıran Hasan, bu karşılaşmayı çevirememiş olsa da ne kadar kaliteli bir solak olduğunu izleyenlere göstermeyi bildi. Fenerbahçe derbisinde de kendisini belli eden 1993 doğumlu sol açık, kestiği iki enfes ortayla işi bitirmişti. Hoş, bu maçta sinirlerine hâkim olamayıp gerginliğin tam ortasında yer aldığını ve sarardığını belirtelim. Takibe devam...

matiasemilio dedi ki...

ikinci yarı ben de furkana sans verilmesi gerektiğini düşünüyorum mevcut yabancı problemi söz konusuyken üstelik,kullanılması gereken bir kart..
*umarım adı geçen oyuncularımızda orhan gülle olayına benzer bir durum yaşamayız..
*siz daha iyi bilirsiniz fakat son zamanlarda özkaynağın başarısız olduğunu düşünüyorum..

Cartalete dedi ki...

Ben de aksine; son dönemde Beşiktaş alt yapısını olduça başarılı buluyorum. Çünkü artık topla yetenek, yeterli bir arguman değil. Fiziğe ve oyun zekasına da dikkat ediliyor. Avrupai bir bakış açısı oluştu artık bu konuda.

Basar dedi ki...

Şu maçlar tam bu gençlerin maçı aslında.

Bahsettiğin arkadaşı al Rapid maçında oynat. Bu maçta başarı baskısı yok, seyirci baskısı yok... Koy çocuğu kendini göstersin (veya gösteremesin)

Kaybedilecek birşey yok.

Birde şu İsmail olayını anlıyamıyorum. Çocuk 3 derbi ve Porto maçında ilk 11 çıktı. Bu kadar iyiyse neden devamı gelmiyor. Artık İbo'ya şık bir jübile hediye edilsin istiyorum!

Adsız dedi ki...

Nobre yedek, Ali 11 de.Alinin son şansları olabilir bunlar iyi oynamalı bu maçlarda.

maui dedi ki...

Blogun sahibi başta olmak üzere yorum yazanlar kadar A2'yi çok iyi takip edemiyorum dolayısıyla biraz geriden gelirim isim konusunda. Ama bununla birlikte futbol ve beşiktaş konusunda biraz tecrübem vardır.
Bunların ışığında baktığımız zaman ilk yarının da bittiğini varsayarsak (antep maçı hariç) yaklaşık 35 resmi maç yapıldı.
Bunların arasında giren çıkan genç çocuklar içinde sadece ve sadece Cenk ve Ersan'a sevindim.
Maalesef enseyi karartmayalım ama bizim A takımda oynattığımız gençler beşiktaş'ın aradığı kan olamayacaktır.
Benim inandığım/anladığım genç oyuncu, sahaya çıktığı anda top ayağına geldiğinde ben büyük takım oyuncusuyum diye bağırmalı eğer üç büyüklerden birinde oynamak istiyorsa.
Bugün bunu bizde yapan sadece Cenk ve Ersan var transfer ettiğimiz ve bence iyi bir kadro/tamamlayıcı olabilecek Necip var.
Ali Kuçik'i ben beğenmedim. Özellikle Cartalete'nin bahsettiği çocuklar arasında birkaç kez izlediğim adını yanlış bilmiyorsam Sezer'in (kel) bence mutlaka takıma monte edilmesi gerekiyor.
Gönlümüz gözümüz, Metin, Ali, Feyyaz'lı dönemleri arıyor belki ama hatırlayın en azından ben yaş itibariyle hatırlıyorum Metin ve Feyyaz altyapı değil transferdi. Altyapıdan o dönem gelen Gökhan ve Rıza takımın sürükleyici elemanlarıydı. Fakat Kadir Baba'ya kaldığımız için alttan bir solbek çıkmadığı için çok sorun yaşamıştık.
Benim buradaki önerim alt yapı düzeninde eksik yerleri hemen doldurabilecek tarzda scouting yapılması. Mesela Onur buna iyi bir örnek. İsmail çok para ödenmeseydi yine iyi bir örnek diyebilirdim. Rıdvan ha keza öyle.
Muhammed'e yaptığımızı Terim'in çemkirme kralı şahsiyetsiz ama iyi topçu olan Emre'ye yaptığını yapabilmek çok önemli.
Sezon başında bir fırtına koptu Orhan Gülle için. Ne oldu. Ya da İbrahim Kaş için.
Sırf altyapıdan diye oynaması gerekmiyor. Yetiştir kirala para kazan. Geri almana gerek yok ki.
Bizim çok acil olarak artık A2'den mi olur başka yerlerden mi bilmiyorum sol ve sağa hakiki bek bulmamız gerekiyor.
Gökhan Gönül misali...
Ver Ali Kuçik'i ve birkaç kişiyi daha al atıyorum Serdar Kesimal'ı...

Cartalete dedi ki...

maui;

Zaten takımda "direkt" oynayacak şekilde bir genç bulmak, çok büyük olay ve avantajdır esasında.
Cenk ve Ersan bu kategoriye girdiler, İsmail ve Necip yoldalar...
Zaten 5 Türk oynatma kontenjanı var, bunların 4'ü "genç oyuncular" arasında yakalanınca çok önemli bir avantaj söz konusu oluyor. Yani 8-9 sene kafanız rahat bir şekilde kadro kurabiliyorsunuz.

Onun haricinde, gençlerden kadro oyuncusu çıkması da çok önemli kazançtır. Ali Kuçik, Onur güçlendikleri taktirde çok önemli birer taktik oyuncusu olabilirleri Keza Hasan da öyle...

Ntvspor'da haber dönerken, Beşiktaş antrenmanından görüntüler vardı ve Hasan Türk A Takım'la çalışıyordu. Ancak görüntü eskiydi, Tabata uzun saçlı-quaresma da üç numaraydı...
Demek ki hesaplarda var Hasan, güzel...

Bu arada adamlardan Serdar'ı alıyorsan, senden sağbek yani Rıdvan'ı isterler, haberin olsun :)

maui dedi ki...

@Cartalete
Baba benim hakikaten inandığım gözlerimle seyretme şansı bulduğum ve halen özlemle andığım Metin-Ali-Feyyaz'lı dönemin en büyük eksiği muhteşem Türkler'in yanına Büyük Başkan'ın yabancı alamayışıydı. Bilmiyorum Wilson-McDonald ikilisini hatırlıyor musun?
Bununla birlikte papazın çayırında Wilson'un kelinden şaaap diye bir ses gelerek Fener'e çaktığı bir maç vardır 5-1 kazandığımız o ayrı...
Neyse, bugün gelinen noktada ise bence iyi yabancılara sahip fakat tersine kötü yerlilerle oynayan bir takımız.
Cenk ve Ersan, kaleci ve stoperde yabancı sorununu çözecek iki isim. Rıdvan'ı verip Kesimal'ı almak iyi bir seçenek olur zira, ben Alman fundementalini bizimkilerden daha çok tutuyorum.
Bu çerçeveden bakınca Rıdvana-Kesimal bence mantıklı olur.
Diğer çocuklara sen çok güveniyorsun, ben de senin yaptığın ve hiçbir şekilde yüzyüze konuşmadığımız halde isabetli olduğun yorumlara (ama itiraf et gençlere yönelik biraz pozitif ayrımcılığın var ben burada biraz daha pragmatik yaklaşıyorum) katılmak istiyor, hatta inşallah olur diyorum.
Lakin, Ali Kuçik ben de biraz hayalkırıklığı oldu.
Ama Onur öyle değil....
İnşallah bir maç günü öncesi de buluşur yüzyüze konuşuruz.
Bu arada, A2'den bir de kondisyoner yetiştirsek fena olmaz derim ben