Devam Filmi

“Bazı kadrolar, insanı maça psikolojik olarak 1-0 mağlup başlattırıyor” gibi bir cümle kurmuştum daha önce. Yine öyle bir durum oldu; sahadaki 11, yine insanı “hissizleştiren” bir 11’di. Çünkü bu takım kaybederse sadece “kaybedecekti”. Ne sahada olmayan genç oyuncular kazanacaktı, ne de 31 yaş ortalamalı takımla oynanan 4-4-2 sistemi geleceğe ışık saçacaktı…

Bu kez 1-0’lık skor sadece psikolojik olarak hayata geçmiyordu; Serdar’ın volesi tabelada da Beşiktaş’ı 1-0 geriye düşürmüştü henüz maçın başında. Bu gol de tanıdıktı aslında; yerini kaybeden bir sol bek ve ters kademede topu karşılamaya boyu yetmeyen bir sağ bek… Beklerde Ekrem – Üzülmez ve de ortasında Toraman’ı barındıran bir savunmanın, bu tip bir gol yeme olasılığı her zaman yüksektir zaten, tecrübeyle sabit…

Sonrası ise bir devam filmi gibiydi… Aslında devam filmleri, genelde beğeni üzerine yapılır; buradaki fark ise kötüde ısrardı. Yine Almeida’nın, Nobre’nin kafasına şişen toplar; yaşına hürmeten otobüste görsem kalkıp yer vereceğim, fakat iş Beşiktaş futbol takımına gelince gün geçtikçe can sıkıcı olan İbrahim Üzülmez’in “iki yönlü” etkisiz oyunu; Simao’nun heba olan çabası, hem sol iç hem sol kanat hatta sol bek gibi oynamak zorunda kalması vesaire… Tekrar tekrar neyin yanlış olduğunu yazmaya gerek yok, kafanızı şişirmeyeyim.Zamanla Schuster ideal 11’ini buldu ama dakikalar 74’ü gösteriyordu. Bu andan itibaren Beşiktaş daha sağlıklı top çevirmeye ve takım oyununun getirisi olan pozisyonları bulmaya başladı. Bobo’nun “bol pas” sonrası çizgiye inip, Ernst’e çıkarttığı pozisyon; yine Ernst’in paslaşmalar sonunda önünde bulduğu topu şutlaması; karambolda Simao’nun kale önünde vuramaması gibi…

Hakem uzatmalarda; bir oyuncunun sakatlanıp tedavi görmesine, sonrasında hava atışında tartışma çıkmasına rağmen, süreye sadece “3 saniye” eklemeseydi; muhtemelen yine ahlar vahlar yaşatan bir pozisyonla maç daha doğrusu “devam filmi” son bulacaktı… Ama olmadı, son uzun topun oynanmasına müsaade edilmedi ve Beşiktaş ilk golü yediği bir maçı daha kaybetti. Daha da sıkıcı olan; denenmiş kurgularla bir kaybın daha gelmesiydi… Ve daha da sıkıcı olan ise “son olur bu!” diyemiyor oluşumuzdur sanırım…

Ligde artık 17 maçta, 17 puan toplamak bile zor olacak bu gidişle. Nitekim; 4 haftadır alınan puan, bu sistemin barındırdığı forvet sayısını geçemedi henüz... Artık net bir şekilde hedefsiz kalındı. Sadece aradaki büyük maçlar prestij açısından önemli… Dikkatler tamamen kupaya ve Avrupa Ligi’ne verilecektir. Geriye kalan maçlarda ise artık “geleceği olan” bir sitem ve oyuncularla “denemeler” yapılması ümidiyle esen kalınız…

1 saat önce soğuduğum futbola, İtalya Derbisi ile tekrar ısınmaya çalışacağım.

19 yorum:

albayrak dedi ki...

İbrahim Üzülmez ve Ekrem, BJK onbirinde forma bulmalarına tek sebep olan fizik kalitenin çok uzağındalar ve bu durumun farkında olmayan tek kişi Schuster.Maçı anlatan spikerlerin dahi 10. dakikada gördüğü bu yetersizliği
bunca yıl futbol oynamış ve teknik direktörlük yapmış Schusterin ve yardımcılarının görememesi gerçekten inanılmaz. Futbol hataları asla affetmeyen bir oyun, 1. golde de senin belirttiğin gibi
hatanın İbo ve Ekremde olması Allahın ilahi adaleti galiba. Sonuçta futbol sadece hücumculardan ibaret değil; eğer sizin kalenizde Hakan, stoperde de Sivok ve Toraman gibi sıradan oyuncularınız varsa; sağbek solbekiniz de şu anda tek yetileri olan fizik kaliteye de sahip değilse siz zaten çok kaliteli bir kadroya sahip olamıyorsunuz doğal olarak. İstediğiniz kadar da topu rakip yarı sahada oynamak isteyin,istediğiniz kadar alanı daraltmaya çalışın, bu defans dörtlüsü bu anlayışınıza set olacaktır.Hep söylediğim şu; BJK eğer Schuster'in kafasındaki ve bizlerin de tasvip ettiği modern futbolu oynayacaksa bu takımda Q7 ve Guti'ye mecburiyetin yanında sağbekte Hilbert, solbekte İsoya
bir bağımlılık söz konusu. Bu dört oyuncudan herhangi birinin oynamaması sistemde hemen arızaya yol açmaktadır. O zaman ben de diyorum ki bu nasıl bir kadro zenginliğidir ki bu 4 oyuncudan birinin dahi alternatifi yok

menderes mete dedi ki...

ben açıkcası başarısızlığın nedenini schustere bağlıyorum.kesinlikle adil bir teknik direktör değil.önce necip'i sonra ernsti sonra boboyu şimdide ismaili haksız yere yedek bıraktı.hatta birara cenki bile harcıyordu.adil olmayan bir hoca oyuncular tarafından sevilmez diye düşünüyorum.yaptığı hatalar saymakla bitmez.bence acil gönderilmeli...

BJK4EVER dedi ki...

Schuster'in takima verdigi zararlar artik inanilmaz boyutlara geldi. Artik sezon sonuna kadar mecburen sabredecegiz, baska bir cozum yok, ama gelecek sene bu inadini birakmasinin ve sacmalamamasinin garantisi var mi? Yok. Sene sonunda Schuster ile yollar ayrilmali, hicbir isik vermiyor, ne kendisi ne kurdugu takim. Hata yapsin, yapacak elbette, tanimadigi bir ulkeye ve takima geldi, ama uzerinden 8 ay gecmesine ragmen hala ayni hatalari yapiyorsa, ligdeki 20. macta sacmaliklara devam ediyorsa zorlamamak lazim artik. Bu is olmayacak.

Adsız dedi ki...

cartalete devam filmi demiş..Ben "deja vu" diyeyim çeşit olsun...Ben bu filmi bir yerlerden hatırlıyorum sanki...İlk yarı cetvelde geri düşmeler, ardından yönetimin maskeleme harekatı olarak yapılan flaş transferler, ilk yenilgi sonrası herkesi geri zekalı sanan Başkanının zırvalamaları ve çöküş...ha bir de teknik adamın bir anda dağılması....Kaçıncı kez aynı filmi izliyoruz...Kaçıncı kez faturayı hakemlere, ota boka kesip ferahlıyoruz...Ben artık saymaktan vazgeçtim...İşin kötüsü biz bir takım yaratmayı değil, flaş transferleri gündem yaptıkça bu filmin gösterimde kalacağı...Schuster in dengesi biraz da bu devre arası paniğinden, oyuncu trafiğinden bozulmadı mı?Ne olursa olsun futbolun inat kaldırmadığını bilmesi gerekiyordu...

Bu maçta Fernandez in sene sonu gideceğini öğrenmmiş olduk...bu gün, üst düzel bir orta saha oyuncusu nasıl oynar konulu kısa filmde oynadı...Ne yazık ki kiralık ve bu takıma çok bol geliyor ve genç...Almeida ise Guiza ya rahmet okutacak gibi görünüyor...Schuster ise fazlasıyla bıkkın ve mutsuz görünüyor...Kiev maçından sora kendisi bırakırsa şaşırmayacağım...Demirören mi ? Yok, o, kulubü hesabına geçirmeden gitmez....Ben sıkıldım artık...Ya siz? siyah beyaz ölüm yaşam....

Adsız dedi ki...

her maçtan sonra aşağı yukarı aynı şeyleri yazmak zorunda kaldığım için artık sistem hakkındaki eleştirileri geçiyorum. Sadece ekleme yapıcam:

Takımda tek playmaker varsa, alternatifi de yoksa 60ların futbolunu oynayan rakipleri nasıl çözeceksin ki? bu takıma bir harbi sağbek ile Guti'ye alternatif transferi şarttı. hatta fernandes transferi lükstü.

Ayrıca Bobo ile sözleşme yenilenmeli. 9-10 milyon değerindeki 5 senedir formamızı terleten Bobomuz bu dummkopf'a yem edilmemeli!

Toprak

Adsız dedi ki...

Bunca puan kaybının bir çok sebebi var,ama hepsi Schuster'in inadına yetişemiyor.Yok yani elinde kumaş olmasa,mecburiyet diyeceğim.İsmail niye oynamaz ?,Nobre'den insan ne bekler ?.Biraz düz mantık olacak ama sağbek Hilbert olmalı.En azından gol yeme riski düşer.Önünde Fernandez bile oynayabilir.Ama Schuster inatsa bende inadım.Hala Schuster diyorum.Bu inadı kıracağına mantık olarak inanmasam da, kalben inanıyorum.Ben istemiyorum artık her yıl hoca değiştirmeyi.Gelecek hoca ne kadar iyi olur ki.Ama derlerse ki Metin Tekin gelecek, Süreyya Abi bile gönderilebilir.
Neyse ki Juve yendi de 0 olan moral,bir nebze yerini buldu.

Adsız dedi ki...

yine geriye düştüğümüz bir maçı kazanamadık. schuster e olan inancım bu maçla beraber tamamıyla sona ermiştir. sistem vb. şeyler bahsetmek istemiyorum. ancak belkide lig tarihinin en iyi kadrosu sunulan bir teknik direktör hala bazı şeylerde olmazları diretiyorsa gerçekten büyük sorun var demektir. Kiev ve fener maçlarından da hiç ama hiç ümidim yok. tek kelimeyle yazık... saygılar...

shuffy

selo dedi ki...

Schuster neden inat yapıyor anlamak mümkün değil. Sağ bekte Ekrem Dağ her seferinde aynı golü bize yedirtiyor topa gitmek yerine kafa vurmaya çalışıyor ve gol yiyoruz. Bu hatayı benim bildiğim net 5 6 kere yapmıştır. Geçen hafta Necip oyuna girip orta saha 3lendiğinde nasıl oynadığımız ortadayken bu maçta neden aurelio fernandes şeklinde neden başladı anlamadım. Ayrıca biraz önce kendi blogumdada yazdım Hugo Almeida çok iyi futbolcu ama Bobo gerçekten başka topu alışı verişi pozisyonu koklaması başka. O girdikten sonra girdiğimiz pozisyonlardan belli oluyor. Dinamo Kiev maçına umutla bakamıyorum inşallah yanılırım takım bütün gücünü buraya verir.

kakashev dedi ki...

Bir takım kurmak bu kadar mı zor.Golle birlikte maçı izlemeye başladım. İlk gördüğüm i.üzülmez di. Sırasıyla Nobre ve Almeidayı görünce sinir katsayım iyice arttı. Sinirden maçı izleyemez oldum. Bir takımda üzülmez yerine ismail, nobre yerine necip, Almeida yerine Bobo yu koymak bu kadar mı zor. Ümidim bu oyuncuların kiev maçına saklanmış olması.Kendimi ancak böyle teselli edebildim. Kiev maçında üzülmez ve nobre'yi 11de görüp ismail, Bobo ve Necip'i yine yedek kulübesinde görürsek Barbaros bulvarında çadırları kurup Schuster gidene kadar eylem yapalım. Mübarek bile utandı gitti bu da gider herhalde.

Uğur B. dedi ki...

Aurelio ve Nobre'ye tahammül edemiyorum artık.

Adsız dedi ki...

Cartalete,

Schuster de taktik varyasyon işlerini bize bıraktı. Filozof olacağız valla..Aklıma şöyle bir soru geldi. Nobre'nin pozisyonunda Onur oynasa nasıl olur? Bence paslaşma, yaratıcılık anlamında çok daha öndedir. Kendine güveni yerine gelirse, uzak forvetleri de çok rahat gol pozisyonuna sokabilir. Kaldı ki bu işi dakika aldığında Necip bile yapmıştır her maçta en az 1 defa..Yorumunu merak ediyorum doğrusu..selamlar..

Cartalete dedi ki...

Onur aslında buna benzer bir görevde oynadı Kayserispor maçında. Ancak çok verim alınamadı; stoperlerle, rakip defansif ortasaha arasında sıkıştı.

Onur fizik olarak kendini buluna kadar; ya sol forvet ya da 3'lü ortasahadan biri olarak oynamalı düşüncesindeyim.

Çünkü o pozisyonda Nobre kadar fiziki kavga veremez. Yaratıcılığı vardır ama o bölgede rahat top aldırmazlar kanaatindeyim...

Mesela dünkü şablonda Nobre yerine takımda olsa; takım 4-3-3'e dönebilirdi, illa Nobre'nin görevinde oynamasına gerek kalmazdı. Onur, Aurelio'ya yakın oynayan, ortasahada pas organizasyonunu sağlayan iç oyuncusu olurdu; Fernandes de hücuma daha sık katkı verirdi, Antep BLD maçındaki gibi...

Bence 4-2-4 kırması sistemde Nobre'nin yerine kim olsa daha iyi olur sorusunu sormaktan ziyade; Schuster'in bu sistemden vazgeçmesini sağlamamız gerekiyor. Inception hesabı, rüyasına girip aklına fikir mi koyarız ne yaparız bilemiyorum artık :)

RyhiaNN dedi ki...

HAHAHA... valla gerekirse kendisini matrix a bağlayıp gökdelenlerden aşağıya atalım inandırmak için ama vazgeçsin yeter ki

stormfire dedi ki...

Yönetım ve teknık heyetın raporu dogrultusunda İbrahim Üzülmez ile sözlesmesı fesedılmıs bıraz duygusal olcak belkı ama keske bu sekılde ayrılmasaydı yollarımız uzuldum ya kadro dısı bırakıp sene sonuna kadar A2'ye gonderılıp sene sonuda sozlesmesı fesedılseydı yada uzulmez ıle gorusup futbolu bırakması ıstenebılır ve jubıle ıle yollar ayrılsaydı hem kaldıgı sure ıcerısınde A2 oyuncularıda onun tecrubelerınden yararlanırdı belkı ama her seyın hayırlısı olsun demekten baska care yok schuster boyle olayları affetmıyor malesef malum tekkedede aynısı olmustu keske uzulmez toramana degılde ekreme vursaydı belkı nerde durması gerektıgını ogrenırdı :D:D

Adsız dedi ki...

Abi bu Üzülmez konusunda bir yazı yazarsın sanırım.Ama benim merak ettiğim Caner Turp.Acaba profesyonel sözleşmesi var mı ? Şans bulabilir mi.Bulursa değerlendirecek bir yetenek mi ?

Cartalete dedi ki...

İbrahim Üzülmez konusu, net belirginleşene kadar birşey yazmak istemiyorum aslında. Bir de kendisi çıksın anlatsın, bakalım durum neymiş.

Caner Turp'un dizi sakattı ve halen profesyonel olmadı.
Muhtemelen İsmail'in alternatifi Doğukan olacaktır. Schuster kampta, Oğuz Ceylan'ı da solbekte görmek istemişti bir müddet.

Hayırlısı olmuştur umarım.

Kakashev dedi ki...

cartelete kardeş iyi bir takipçin olarak sana özenip ben de blog yazmaya başladım. O konudaki tecrübenden yararlanmak isterim.Kalem sahası kısmındaki blog linklerini vermek senin elinde mi bilmiyorum ama öyle bir imkanın varsa beni de oraya ekleyebilirsen sevinirim.ekleyemezsen de canın sağolsun. Adresim kakashev.blogspot.com.. İyi geceler..

Cartalete dedi ki...

Hayırlı olsun Kakashev. Aslında www.bjkbloglar.com adresi amaca daha uygun. Ben de oraya başvurmuştum ilk olarak nitekim : )
Firefox tabiriyle yer imlerine ekledim adresini, açılış yazın da çok güzel. Zamanla sürekli takibim ve blogunun özellikle içerik olarak daha şekillenmesi durumunda, kalem sahası’na düşmesi muhtemeldir. Daha iyi emsal oluşturur, aksi halde diğer taleplere farklı cevap verme lüksüm kalmaz.

Cartalete dedi ki...

Yorum katkılarınız için teşekkürler arkadaşlar.

Uzun zaman sonra takım bize "tartışılacak" doneler vermedi. "Tartışılmaz" birşey vardı, ortak bir sitem...

Bu noktaya gelmemiz üzücü gerçekten. Kiev maçında yeniden neşelenmek ümidiyle diyelim, ne diyelim...