Yine, Yeni Juventus

90’lı yıllarda çocuk olup, bir de üstüne futbolsever ve özellikle de Beşiktaşlıysan, içinde bir yerlerde Juventus sevgisi saklıyorsun demektir. Benim için durum böyle açıkçası ve yalnız olmadığımı da biliyorum. Sebepleri malum; siyah-beyaz çubuklu forma, kupalara ambargo koyan büyük takım, ilahi atkuyruğu ve Del Piero…

Hele ki o siyah-beyaz çubuklu meselesi… O zaman storelar yok tabii, korsan olarak da en fazla bayrak ve siyah-beyaz ip satılırdı. Ama Sony reklamlı, çubuklu Juventus formasını bulmak zor değildi. O nedenle İnönü’nün etrafı, bildiğiniz Della Alpi’ydi bir dönem. Belki de manevi olarak telif haklarını teslim ediyoruzdur adamların, halen ağzımızdan Juventus’u düşürmeyerek…Şike olayından sonra La Grande Juve’nin , günden güne “Siena görünümlü Juventus’a” doğru döndüğü bir gerçek. Ama bu durum Serie A’ya da hiç yaramadı… Büyük bir takımın kayboluşu, hem ligin rekabetini hem de ülke puanını (artık Serie A’dan 3, Bundesliga’dan 4 takım Şampiyonlar Ligi’ne gidecek) etkiledi. Ve Juventus kendine gelene kadar da, bu durum böyle devam edecek gibi görünüyor. Asıl soru da bu zaten, Juventus eski Juventus olacak mı?

Serie A’ya dönüşlerinden itibaren sadece bir kez şampiyonluğa oynayabildiler. 2008/2009 sezonu, kadroları çok şaşalı olmasa da ikinci olmuşlardı. O dönemde Mourinho, “Bizim halen şampiyonluğu ilan etmemiş olmamız, bizim başarısızlığımız değil; Juventus’un başarısı…” gibi bir laf etmişti. Her zamanki ukala açıklamalarından biri gibi bakıldı ama haklıydı. Cidden Juventus, kadrosuna göre çok iyi yarışmıştı. Nedved’in “son şakasını” yaptığı, Serie B’ye düşen takımlarını bırakmayan oyuncuların, kadro çekirdeğini oluşturdukları sezon… Aynı yıl Şampiyonlar Ligi’ne de Juventus gibi dönmüşlerdi aslında. Chelsea’ye elenmelerine rağmen çok iyi maçlar çıkarmışlardı, özellikle Della Alpi’deki 2-2’lik rövanş tadından yenmemişti…

Ne olduysa bir sonraki yıl, çok gereksiz harcamalarla takım yapısını bozdu Juventus. Üstelik o harcamaların büyük kısmını oluşturan Diego transferiyle, geçen yıl kendilerini ikinci yapan 4-4-2 sistemi de rafa kalkacaktı. O sezonu 7. bitiren Juventus, geçen yıl “yine yenilendi” ve bu kez de Avrupa dışında kaldı. Şimdi yeni sezon ve yine bir yenilenme…Aslında “büyüklüğünü kaybediyorlar” demeye getirdik ama harcanan paralar halen büyük bir takım gibi. Ancak o paralar sadece harcanmakla kalıyor maalesef… Klasik, benliğini bulmayan ve sürekli futbolcu öğüten bir takım halini aldı Juventus. O nedenle, bence öncelikle “anahtar teslim” yapılacak ve kariyeri tartışılmayacak bir teknik direktör getirmeleri gerekiyordu. Transferleri, taktiği, her şeyi teslim edecekleri bir isim… Ama yine sıradan bir isme yöneldiler: Juventus’un çocuğu Antonio Conte. Kendisi Juventus’un büyük günlerinde takımın önemli dişlilerindendi. Futbolculuk zamanlarını hatırlarsak, Euro 2000’de bize attığı röveşata da gözler önüne gelebilir… Conte planı tutmayabilir, ama tutabilir de… Bekleyip görmek lazım. Düşük profilli bir teknik direktörün, yine profili düşmüş bir takımla şahlandığı görülmüştür futbol tarihinde...

Artık maçlarını, Della Alpi'ye göre daha bir futbol stadyumu olan Juventus Arena’da oynayacaklar. Sanırım en büyük yenilik bu... Bu stada Aguero ile gelmek istediler, ama olmadı. Şuan elde heyecan verici denecek iki transfer var: Pirlo ve Vucinic. İkisi de tam anlamıyla winner adamlar… Sahiplik hissederlerse, sahiplenirler. Ve Juventus’u kesinlikle eskisinden daha iyi yerlere taşırlar… Geçenlerde İtalya – İspanya maçını izledim. Pirlo’ya bu yeni heyecan yaramış, 5 yaş gençleşmişti. Dün Milan’la oynanan Berlusconi Kupası’nda ise kesinlikle anladım: Pirlo Juventus’ta fark yaratacak… 5 yıldan beridir göremedikleri ara pasını, bir maçta gördüler diyebilirim.Conte, asimetrik 4-4-2 oynatıyor takımını. Sağbekini (Lichtsteiner) pek çıkarmayarak, önündeki Krasic’e özgürlük tanıyor. Solbekte ise (Ziegler ya da De Ceglie, hatta Grosso) hücum serbest… Hemen önünde oynayacak olan sol ortasaha da, bir kanat oyuncusundan ziyade, içe kat eden bir ortasahadan seçilecek (büyük ihtimalle Marchisio). Bazı durumlarda, bu bölgeye bir forvet de çekilebilir. Quagliarella, Matri, Martinez hatta Del Piero gibi topla haşır neşir olabilen isimler, skor gerektirirse sol kanat oynayabilirler. Özellikle şut atma konusunda, şuanda İtalya’nın en iyisi olan Quagliarella, yedek oturtulacağına maçına göre burada oynatılabilir…

Orta ikilide Pirlo’nun yeri garanti. Yanında Vidal ya da Pazienza’dan biri olur. Vidal’e ciddi yatırım yaptılar ama, fiziki denge açısından Pazienza tercih edilebilir. Hazırlık maçlarında da bu isim ağırlık basıyordu çünkü… Sağda ise, geçen yıl iyi başlayıp kötü bitiren Krasic olacaktır. Gerek Sırbistan, gerekse de kulüp takımlarında; formasyonun 4-4-2’den, 4-3-3’e geçtiği anlarda etkili olmuştu Krasic. Yeni sistemle yine kaleden uzak, yani başka anlamda formundan uzak gözükebilir…Forvette de varlık içinde yokluk söz konusu. Hiç biri kolay yedek bırakılacak isim değil, ama yine hiç biri gözü kapalı yazılacak büyük isim de değil… Kalite olarak birbirine yakın oyuncular. Ya da "oyunculardı" demek gerekiyor sanırım, Vucinic başka... Farkedilmiyor ama çok büyük futbolcu aslında. Roma'da doğru dürüst forma verilmemesine rağmen, her kritik maçta vardı. Bir de adam havalı, takımı değiştiren bir isim her yönüyle. Sözün özü, burada öncelikli tercihin Matri – Vucinic olmasını bekliyorum. Bu ikiliden biri direk santrafor oynarken, diğeri ortasaha ile bağlantı kuruyor. Yani tam anlamıyla “iyi bir Del Piero” bu bölgede değişilmez olurdu. Muhtemelen Vucinic bir arkada, Matri en önde olacaktır.

Aslında Beşiktaş’taki durum Juventus’ta da söz konusu. Kadro kalabalık mı yoksa derin mi? Bunu ancak sezonun akışı içersinde göreceğiz… Pirlo dışında herkesin alternatifi var. Olay sadece sistemi oturtmakta bitiyor, bu konuda da Conte’nin sırtındaki yük ağır. Önümüzdeki hafta Udinese deplasmanıyla “yine” yeni Juventus sahne alıyor, film başlıyor. Bakalım neler olacak? Kadroya bakıyorum, Milan'dan iyi değil. Üstelik Milan'da hali hazırda oturmuş bir takım ve özgüven var. Şampiyonluk zor, ama en azından kıpırdanma başlasın diye umut edebiliriz sanırım... Beklentimiz düşük yani: "Bu sene sensin üçüncü!"

20 yorum:

Adsız dedi ki...

Öncelikle elinize sağlık.

Açıkçası Juventus'un yeni sezonda hiç bir maçını izleyemedim ama Vidal'in büyük bir ihtimalle ilk 11 oynayacağını düşünüyorum. Çünkü bu transfer için baya uğraşmışlardı. Ortasahanın ortasında Marchisio-Vidal ikilisi de düşünülebilir bence. Solda da Quagliarella dışında Pepe de iyi bir alternatif olabilir.

Şu 4-4-2 sistemi de artık hiç hoşuma gitmiyor yahu! Ama Juve'nin bu kadro yapısı da 4-3-3'e pek uygun değil gibi... Bence eli mahkum 4-4-2 (detaya girecek olursak 4-2-2-1-1) sistemi ile oynayacaklardır. Zaten benim takip ettiğim kadarıyla senelerdir de böyle oynuyorlar... Hatta Zidane gittiğinden beri genellikle bu sistemle oynuyorlar diyebilirim.

Sonuç olarak, şahsi fikrim: baya kalabalık bir kadro yaptılar ama derinlik yok. Korkutucu bir takım gibi de gözükmüyorlar, ne yalan söyliyim...

BJK kadar takip edemesem de İtalya'da sempati duyduğum renktaş takımımız hakkında birkaç cümle yazmak istedim, hatam varsa affola..

balticman

The Eagle Abroad dedi ki...

Her Besiktasli cocugun sempatisini kazanmistir bu klup, sadece renklerinden mi? sanirim oyle... benim hikayemde ise siyah beyaz ekranlarda hayel meyal Platinili Juventusla baslar, siyah beyaza olan askda sonra Besiktasla devam eder...

Bu sene ciplak gozle Juveyi izleme sansina sahip oldum. Burada Club America ile bir hazirlik maci yaptilar, ve ilk yarinin ortalarina dogru firtinadan dolayi macin duraklamasi haric gozumuzun pasi silndi diyebilirim.

Kadro derinliklerini yada siskinliklerini tartisamam ama, benim gordugum Juve halen Krasicin ayaklarina bakar halde. En az onun kadar etkili bir sol acik bulamazlarsa isleri zor gibi. Evet ileri uc oyunculari etkili gibi gozukebilir, ama sizinde belirttiginiz gibi bazen cok kolay olab poziyonlarida harcamakta ustlerine yok gibi. Luca Toni'nin takimdan ayri artist bir havalari vardi, ama ayagina gelen her topuda bir sekilde harcayip durmusu kisa sureli oyununda. Buffon yine bildiginiz gibi ve America seyircisinin tabiki tek aski Del Piero'ydu... Turunun son kalan ornegi diyebilecegimiz Del Piero'yu halen su yesil cimlerde gordukce, bizim Sergen'e ettigim laflar hep biraz daha kalinlasiyor nedense...

Hoca konusunda hem fikirim, bence o kadar paraya kiymisken capello gibi bir iki senede basariyi garanti edebilcek kapasitede bir hocayi getirip oncelikle bir scudetto kazanmalari lazim diye dusunuyorum. Buyuk olduklarini hatirlamalilar, zira Del piero ve Buffon'da ayrilinca sonradan monte Pirlo ile bir yere kadar gider bu takim...

Köfteci dedi ki...

Conte hücum ağırlıklı 4-2-4 diyebileceğimiz bir sistemi deniyor. Özellikle iç saha maçlarında bu sistemi göreceğiz. Pepe'nin oldukça vasat performansı içe yönelen sol ön olarak belirttiğiniz Marchisio'nun orada oynamasına sebep oluyor ama Juve'nin gündeminde hala bir sol kanat ve bir stoper var. Muhtemelen bu iki transfer bu hafta içinde lig başlamadan bitecektir. Conte kanatlara oldukça önem veriyor, o yüzden Krasic gibi taktiğe uygun bir oyuncu sol kanatta mevcut değil. Geçen seneki Del Neri'nin klasik 4-4-2sinde Marchisio belirtilen yerde oynuyordu ama bu sene pek mümkün olacağını sanmıyorum. Berlusconi Kupası maçında Vidal'i solda denedi, genç Pascuato'ya da hazırlık maçlarında sürekli şans verdi. Dediğim gibi bir sol kanat(Vargas) ve bir stoper(Alex) transferi bu hafta içinde gerçekleşirse kafasındaki sistemi sahaya yansıtmak için müsait oyunculara ve ligde rahat ilk 4'e girebilecek, seneye yapılacak birkaç transferle de Avrupa ve ligde iddialı olacak bir kadroya sahip olacaktır.

martin mystere dedi ki...

sevgili cartalete, galiba her kuşaktan beşiktaşlı'nın yüreğinde bir yerlere dokunmuş juventus. ben senden bir onyıl önce seksenlerde çocukluğumu yaşadım ve platini'li,boniek'li juventus sevgimi beşiktaş aşkımın bir ucuna iliştirdim. küçük bir çocukkken renkli televizyonumuzda rahmetli dedemle birlikte izlediğim porto'yla oynanan avrupa finalini anımsadım bu güzel analizini okurken.sevgiler..

fitbol dedi ki...

giovinco'yu sanirim sattilar ama onsuz juventus'tan hic bir sey olmaz, tabii ki de tahta ya yazilan taktiksel rakamsal dizilisler cok onemli ama oyunu cok hizli oynamaniz gerekn yerlerde oynayamiyorsaniz isiniz cok zor senelerdir Juventus'un bu sorunu var.

Cartalete dedi ki...

balticman,

Vidal, Bielsa'nın Şili'sinde içe kat eden bek olarak oynamıştı solda. Belki Köfteci'nin dediği gibi, ortasahanın solunda bu şekilde oynatılabilir. Ben de Pirlo - Vidal ortasahasını merak ediyorum fakat Pazienza öncelikli gibi duruyor.

Dediğiniz gibi, Juve Zidane sonrası hep 4-4-2 oynadı. Diego'yla birlikte bir ara 4-2-3-1 gibi göründüler fakat oturmayınca, Diego'yu gezgin forvet yaptıkları 4-4-2'ye geçtiler tekrar.
Şampiyonluğa oynadıkları sezonda Iaquinta da, Amauri de, Trezeguet de formdaydı. Böylelikle 4-4-2 oldukça iyi yürümüştü. Bu sistemi taşıyan şey kanat olduğu kadar forvetlerin de formu aslında. Önümüzdeki sezon da böyle olacak, Vucinic'in durumu belirleyici olacaktır.

Ne hatası yahu, estağfrullah. Yorum katkınız için teşekkürler.

Köfteci,

Aslında bir ara nasıl 4-3-3 birden moda oluysa, şu dönemde de 4-2-4'ün yayılmasını bekliyorum. Mourinho da bu sistem üzerinde çalışıyor. Bahsettiğiniz gibi Conte de bu yolda gidecekse (ki bu forvet bolluğu ancak bu şekilde anlam kazanır) önümüzdeki sene heyecan verici bir Juventus izleyeceğiz demektir.

Maçına göre soldaki oyuncu bir ortasaha yada forvet olabilir. Sert takımlara karşı Marchisio ya da Vidal oynar mesela. Juventus Arena'da Pepe, Quagliarella, Martinez gibi oyuncular çekilir, bir anda sistem 4-2-4'e döner.

Juventus'ta hiç anlamadığım bir durum vardır zaten, stoper transferinde ülke dışına çıkmazlar. Hep italyan stoperlere büyük paralar harcarlar. Bence artık tartışılmaz bir stoper bulmak durumundalar ve bunun için ülke sınırlarını aşmak gerek. Alex gayet iyi olur. Hele de solbeke Vargas gelirse, takımın çehresi çok çok değişir...

martin mystere,

Evet, Platini de vardır her ne kadar onu ancak belgesellerden izleyebilsem de. Bir dönem, büyük yıldızlar Juventus formasını giymeden kariyerini noktalamazdı. Keşke yeniden zirvede görsek Juve'yi, ya da tekrar oraya yaklaşsalar... Ben teşekkür ederim.

fitbol,

Giovinco da, kaos ortamında araya kaynayan yeteneklerdendi. Juve'nin alt yapıdan çıkarttığı, Del Piero'ya yetenek olarak en yakın isimdi gerçekten. O da sistemsizlikten kayboldu.
Nitekim, Parma'da sol kenar forvet oynayınca benliğini buldu. Mesela bu sistemde, Juve'nin solunda da iş yapabilirdi...

gökhan dedi ki...

kariyeri tartışılmayacak teknik direktörün yanı sıra takıma (az dilenmedim benitez için) sınıf atlatacak, tüm kulübü havaya sokacak bir yıldız da gerekliydi bence. iaquinta, toni, amauri, matri, quagliarella, martinez gibi benzer standartta bi ton adama para harcayıp kadroya şişireceklerine aguero yada tevez gibi çılgınlara gitseler herşey daha farklı olurdu sanki. teker teker baktığımızda hepsi iyi oyuncular elbette ama elit futbolcu eksikliği bariz. del piero 30'unda olsa hiç tartışmayacaktık aslında :)

bakalım conte ferrera mı olacak yoksa guardiola mı? ortasının olması pek mümkün değil gibi görünüyor. abimiz baya karizmatik, serie b kariyeri ne olursa olsun umut veriyor insana. vidal gibi ilginç futbolcularda mevcut. yeni stadyumunda hazır. play off falanda yok ligde(!), heyecanla bekliyorum yeni sezonu.

Cartalete dedi ki...

Haklısın, ama işte o bahsettiğin yıldızlar için de korkutucu bir takım oldu Juve. Kariyerinde gerileme olmayan bir oyuncu, kolay kolay gelmez şu durumda. Ancak böyle idealist, batan gemiyi kurtarayım modunda olan bir oyuncu çıkması lazım.

O yüzden, bir gömlek altı oyuncularla yeniden Juventus'un büyük takım olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Sonraki aşamada yeniden büyük isimlere yönelinebilir. Ancak şu durumda, adı geçen Vargas bile çok büyük bir isim bana göre Juve için.

Adsız dedi ki...

Aslında 4-3-3 için gayet uygun bir kadro var elde. Ama , Köfteci'nin dediği gibi Conte'nin kafasında 4-2-4 var. Eğer Vargas'ı alıp sol öne koyarlarsa, Vargas'ın bek özelliğinden dolayı, daha dengeli bir 4-2-4 olabilir.

Mustafa abi sende iyi bir noktaya parmak bastın. 4-3-3 ün hücuma katılan, sık sık öne çıkan beklerinin önüne birer adam koyup, beklerin arkalarına atılan direkt toplarla öne çıkışlardan dolayı oluşan alandan vurulabilir, ortadaki 3lü orta sahayı 4-2-4 ün getirdiği doğal genişlikle açabilirsin. 4-3-3 ün iç oyuncuları ister istemez beklere yanaşacak biraz yoksa rakip kenar forvetler sürekli beklerle birebir kalır. En kötü ihtimal, rakip bekleri çıkartmayarak 4-3-3 ün ana genişlik katma yoluna taş koyarsın. Ama tabi kenar forvetlerin topsuz oyunda gerekli defansif rolleri de üstlenmesi lazım.

Neyse, Juve'ye dönecek olursak. 4-3-3 diyordum, Vargas'ı da aldıklarını varsayarsak:

Licht-Bonucci-Chiellini-Vargas
Pirlo-Pazienza-Vidal
Krasic-Matri-Vucinic

4-2-4'den daha sağlıklı oldu gibi. Vargas olmazsa da Ziegler var. Conte'nin kafasının bir köşesinde 4-3-3 varsa eğer, bu sistemde Vidal'ın da en az bir Vucinic, Pirlo kadar fark yaratacağını düşünüyorum şahsen. Özellikle şu yazdığım 11 de sol kanat fazlasıyla tehlikeli gözüküyor. Bide ters topları atacak kişi Andrea Pirlo reyis olunca...

Ama ne olursa olsun, 4-2-4 veya 4-3-3, bu sezon geçen sezondan çok daha iyi bir Juve izlememiz kuvvetle muhtemel. Ben ayrıca Luis Enrique'li, İspanyol soslu AS Roma'yı da merak ediyorum. Bakalım Serie A için modifiyeli tiki-taka nasıl işleyecek?

Kerem

Cartalete dedi ki...

Kerem,

Aslında 4-2-4'ün ideali, Vargas gibi oyuncuları önde kullanmaktır haklısın. Zaten Alex Ferguson da bu sistemi oynarken, beklerini pek hücuma çıkarmıyordu.
Ancak şu sıralar Mourinho bunun daha da ofansif versiyonunu oynatıyor, Marcelo gibi bir bek kullanarak. Bana öyle geliyor ki, Conte de Vargas'ı Marcelo gibi bekte oynatacak, dengeyi de öndeki 4'lünün soluna ortasaha vasıflı birini (Vidal, Marchisio) koyarak sağlayacaktır. Çünkü haberlere göre Vargas'ın alternatifi Bastos.

Bu durum aslında kolayca yazdığın 4-3-3'e de geçiş demek olur saha içinde. Ama her iki sistemin de iyi işlemesi ve Litchsteiner'in sigorta vasfının değer görebilmesi için, Vargas transferi elzem gibi.

Adsız dedi ki...

Aslında o, 4-2-4 den daha çok asimetrik bir 4-3-3 gibi olur gibime geliyor. Krasic daha çizgiye yakın, Vucinic daha içe yakın, Vidal sahte 7. Soldaki genişlik Vargas, sağdaki Krasic tarafından sağlanıyor.

Mourinho Real'de ofansif sol bekin önünde hep ofansif bir kenar forvet, Ronaldo veya Di Maria, oynatıyor. Ters kanatta da bu durum geçerli. (İkisi de work rateleri ile topsuz oyunda da etkili oluyor)

Hani ne kadar doğru bir tabir olur bilemem ama, Realinki 4-2-3-1 kaynaklı bir 4-2-4 iken , Juveninki 4-3-3 kaynaklı bir 4-2-4 gibi olur gibi gözüküyor.

Hani, "ne fark ederki?" gibi bir soru canlanırsa: Juve'nin durumunda Vargas'a
(Real'in durumuyla karşılaştırırsak) çok daha fazla hücum özgürlüğü verilebilir. Ki Vargas gibi uçan bir beke başka türlü bir bek rolü biçmek de tam randıman vermeyebilir. Önünde net bir kenar forvet olsa, bu özgülüğün sağlanması defansif olarak ciddi sorunlar oluşturabilirdi. O yüzden "Marcelo gibi" den daha çok, Dani Alves'in sol versiyonu gibi (sistemde anahtar olması bakımından) gibi tanımlamak daha doğru olur.

Ayrıca dediğin gibi, maç içinde 4-3-3 e geçiş çok daha kolay, hatta doğal bir şekilde, gerçekleşir.

Ayrıyeten, Milan'ın Aquilani'den sonraki hedefinin de Kaka'yı geri getirmek olduğu söyleniliyor. Ben Kaka'nın yedek kalmaktan memnun olduğunu hiç sanmıyorum ve evine dönmesinin muhtemel olduğunu düşüyorum. Ve olsura, Milan İtalya'yı domine edebilir.

Kerem

Cartalete dedi ki...

Aslında fark şurada yatıyor sanırım; Real Madrid 4-2-3-1'le değişkenli oynayan hücum hattını oturttu ve ligden koptuktan sonraki dönemlerinde ise, bunu daha da ileriye taşıyıp 4-2-4'e çevirebildiler. Ortasahaları ve hücumcuları buna göre savunma almaya ve ön pres yapmaya alıştılar.

Juve'de ise yeni bir takım var, üstelik kalite düzeyleri de farklı tabi. O yüzden şimdilik serbestlik yerine, herkese bireysel taktik verilmesi daha doğal. Bu yüzden Vargas'ın önü açık olması adına, sol önde içe kat edecek ve alan açacak bir isim şart gözüküyor. Bu maçına göre ortasaha olur, dediğin gibi sistem 4-3-3'e de dönebilir asimetrik hariyle. Maçına göre de forvetlerden, daha hücumculardan biri olur.

Aksi halde Vargas yine kendisi gibi bir kanat oyuncusuyla oynarsa "çakışma" yaşanabilir. Bakalım, hele bir Vargas'ı alsınlar da gerisi kolay :)

ihsan dedi ki...

Juventus her Beşiktaş'lı gibi benimde gönlümde apayrıdır. Avrupa'da tuttuğum takımdır. Ha birde yanına Mourinho'nun takımları ekleniyor. Ama bir adam var ki Juventus benim için o demek. Del Piero. Onu izlerken futbol değilde bir sanat gösterisi izliyor hissine kapılıyorum. Yedekse tüm maç oyuna girsin diye bekliyorum.Zidane, Nedved, Schools gibi bayrak adamlar futbolu bırakınca elde bir Del Piero birde Giggs kaldı. Hala sırf onlar için bile futbol takip edilir. Cartalete acaba Del Piero ile ilgili bir yazın var mıydı geçmişte ?

Cartalete dedi ki...

Ayrı bir Del Piero yazısı yok, ondan hep Juventus konularının içinde bahsettim. Ama haklısın, ayrı bir sayfa açmak gerek Del Piero'ya. Benim için de yeri çok ayrıdır.

gökhan dedi ki...

@Cartalete

hocam iyi diyorsun da şu son 2-3 senedir olan biten transferlere bakıyorum, ortada bilinçli bir hareket yok. futbolcuların şu takımda kesin oynarım, şu takıma faydam olur, şu teknik direktörle kendimi geliştiririm diye düşündükleri hiç sanmıyorum. istisnalar elbet vardır ama geneli bundan çok uzak.

misal aguero, a'dan z'ye tüm kulüplerde oynayabilecek bir yetenek ama tercih ettiği takım city. hangi city? elinde 350 tane forvet bulunan(aguero hepsinden iyi olabilir, o ayrı mevzu) ve teknik direktörü mancini(düşman başına) olan city. neredeyse juve'den daha korkutucu bir durumdalar. buna benzer tonlarca örnek varken, futbolcuların juve'den kaçacağına pek inanamıyorum. iş bitirici yönetici eksikliği midir, vizyonsuzluk mudur bilemiyorum ama problem bana kalırsa juve'nin içinde.

sanırım juve'nin asıl eksiği ne teknik direktörde, ne de yıldız futbolcular. hazır girdiği davaların hemen hepsinden aklanmışken moggi'yi geri getirsek?

M.A.F dedi ki...

Juve'nin kadrosunda hazır bu kadar forvet fazlalığı varken, şu Quagliarella yı biz alsak ne iyi olurdu demi..

Cartalete dedi ki...

Gökhan,

Evet haklısın, zaten yönetimin de büyük zaafiyeti var bu konuda. Hadi büyük yıldızları geçtim de, o aşamaya henüz gelmemiş olsa da büyük katkı sağlayacağı aşikar oyuncular da var piyasada.

Misal geçen yıl Cavani'yi neden Napoli'ye bırakırsın? Cavani kendisi Napoli'yi tercih ettiğini söyledi ama bence Juventus gerçek bir teklig sunsa hayır demezdi.

Sonra yukarıda bahsettiğim gibi, stoperde de bir türlü net oyuncu alamıyorlar, İtalya dışına çıkmıyorlar. Chiellini bile çok güvenilir bir stoper değil bana göre. Hani Lugano bile fark yaratır yani...

M.A.F,

Kesinlikle Quagliarella tam Beşiktaş'ın sistemine uygun bir forvet. Geriye gelip top alır, şut atar, bütünleşik yapıya uyumluluk gösterir. Ama 10 milyon Euro verip opsiyonu kullandılar, oynatmasalar bile planda var sanırım.

rivaldo dedi ki...

Agüero çok iyi digerdi aslında, eldeki fazla oyuncularıda satıp gelir elde ederlerdi.Şimdi ciddi bir şişkinlik var forvette.Aslında juventus geçen yılki ibra-milan transferine benzer olarak kaka, higuain,lass gibi 1-2 üst düzey oyuncu kiralasa kadrosuna düşük maliyetle derinlik kazandırabilir.Mesela Pirlonun yanına lassda iyi bir transfer olabilirdi.Birde iyi bir stoper almaları gerek.Sakho, hummels,subotic,kjaer gibi nispeten genç bir oyuncuyla bu açığıda kapayabilirler.Milanda ki havayı yakalamaları 1-2 iyi transferle mümkün.

Cartalete dedi ki...

rivaldo,

Evet Laas çok iyi olurdu. Şayet böyle bir sistem oynanacaksa, Pirlo'nun yanına agresif bir isim şart aslında. Bakmayın, Pazienza da vasat. Napoli Pazienza'yı gönderip, oraya Inler'i alırken, Juve direk Pazienza'yı monte ediyor...

balticman,

Sabırlı olalım, konulardan sapmayalım lütfen. :)

Cartalete dedi ki...

The Eagle Abroad , ben yorumunuzu onayladım sanıyordum, bir hata olmuş yayımlanmamış.
Geç oldu epey ama farkedip yeniden gönderdim. Kusura bakmayın lütfen...

Bu arada Del Piero aşırma golü o maçta attı sanırım, çok şanslısınız o gole canlı tanık olmakla. :)