Juventus’un Çocuğu: Ciro Immobile

Büyüklerin kiraladığı yetenekli çocuklarla, düşüşe geçmiş zamanın yıldızlarını ve de her zaman “underrated” kalmış saklı güzel futbolcuları harmanlayan bir ligdir Serie B. O nedenle, her zaman renkli takımlar barındırmıştır bünyesinde; mesela bu seneki Zeman’ın Pescara’sı gibi…Santrayla birlikte 7’li prese başlayan çılgın takımın, üçlü forvetinden biri Juventus’un çocuğu Ciro Immobile… Sağına aldığı Serie B golcülerinden Sansovini ve solundaki Napoli’den gelme “Miccoli vari” kenar forvet Insigne ile birlikte lezzetli bir hücum hattı oluşturmuş durumdalar…Zaten bu, istatistiklere de yanısımış durumda: bahsi geçen üçlünün 20 maçta attığı gol sayısı 29... Diğer iki oyuncudan da ileriki zamanda bahsedeceğiz, özellikle Insigne; sadece bize değil, yakında her futbolsevere bahsettirecektir zaten kendisini… Ama öncelikli olarak söze Immobile ile girelim derim.

90 doğumlu oyuncu; fizik olarak olduğu kadar, stil olarak da oldukça Klinsmann’ı andırıyor… Gol sezileri ve gol vuruşları çok yerinde… Gayet atletik olan vücut yapısı, ona bu özelliklerinden daha fazla faydalanma şansı veriyor. Mesela Torino deplasmanında attığı gol; en az gol vuruşu kadar fiziki güç de gerektiriyordu… Kalenin sol çaprazına doğru açılan topa hızlanıp, vücudu sola atarak; uzak direk dibine net bir plase göndermiş, izleyenler direkt olarak filenin topla buluşma sesini duymuştu…

Paylaştığım video, attığı bazı gollerden oluşmuş küçük bir tanıtım videosu. Ancak kendisini en azından geniş özet şeklinde birçok maçını izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki, Immobile orada görünenden çok daha fazlası… Bir kere her atakta mutlaka olayın içinde; ya sırtı dönük pas alıp servis yapıyor, ya da kanada açılan topa koşuyor… Golcü olduğu kadar, yerinde pek durmayan bir forvet… (Yani soyisminin İngilizce karşılığıyla ancak bu kadar tezat oluşturur, Ciro mu desek sadece?) Tekniği ve süratiyle gerekirse kendi pozisyonunu kendi de yaratabiliyor. Gerekirse; sağdan, soldan, cepheden gelen paslara da "her şekilde" tek vuruşlar yapıp, etkiliyor oluyor. Bu bazen bir plase, bazen bir kafa, bazen de videonun 1.04 dk'sında olduğu gibi mükkemmel bir vole ile olabiliyor..

Juventus onun hakkında ne düşünüyor bilemeyiz. Ama mevzu özellikle de forvetse, gözlerinin pek kendi çocuklarında olacağını sanmıyorum. Ama Immobile, Juventus’da olmasa bile başka forma altında da mutlaka adından söz ettirecek, “komple forvet” denince akla düşecek oyunculardan biri olacaktır… Ben de fırsatım oldukça onu ve Zeman’ın Pescara’sını izlemeye devam edeceğim. Aslında bir TV kanalı sahibi olsam, direk Serie B yayın haklarını satın alırdım. Kimse izlemese, ben kendim izlerdim… O kadar parayla bir de uydu, link falan mı kasacağız?

Yeri gelmişken, Noat Samisa'nın Zeman yazısını hatırlayalım: Zemanlandia

12 yorum:

tannhauser dedi ki...

beşiktaş haricinde futbolla çok ilgim olmasa da noat samisa'nın zeman yazısı çok eğlenceliydi. zeman'ın adı geçer geçmez, onun linkini de koyayım da ilgilenenler okusun istedim:

http://noatsamisa.blogspot.com/2011/02/zemanlandia.html

Cartalete dedi ki...

Evet çok yerinde olmuş bunu paylaşman. Hatta yazının sonunda da vereyim linki.

İşte, Zeman Sergen'i sağ kanat yani 4-3-3'n sağ forvetinde görmek istemiş olabilir. Sansovini de solak bir oyuncu; o bölgede oynuyor ve 31 yaşında, şuana kadar görmediği istatistiği yakalamış durumda.
Keza, Immobile'de geçen sene kiralandığı takımda 1 gol atmış, bu sene şimdiden 11.

rivaldo dedi ki...

Juventus ve Udinesenin kiralık oyuncularıyla herhalde yeni bir lig kurulabilir.İtalyada fena forvetler gelmiyor alttan.Bir de istikrarlı bir şekilde performanslarını sürdürebiliyorlar.Hani denir ya bir kere tutarsa 10 sene o bölgeye adam aramayız.Ama Genoa, Parma gibi kulğpler varken pek İtalya dışına çıkacaklarını tahmin etmiyorum.

Bizim Messi ve Tevezimiz de çok güzel goller atmışlar bugün

ozan dedi ki...

noat samisa'nın yazısını da okuduktan sonra zeman'ın pescara'sını ben de izlemek isterim, ama mümkünse böyle uzaktan izleyelim, zeman'ı kendi takımımda görmek istemem:))

noat samisa zeman'ı anarşist ruhlu diye tanımlamış ama fazla sabit fikirli bir anarşist sanırım.
bu seneki durumuna baktım, yine gol yeme sıralamasında kafaya oynuyorlar, gerçi kariyeri boyunca hemen hemen hiçbir takımı 1 seneden fazla çalıştırmamış, 3 sene sabredilse sonuç değişir mi acaba.
şu anki durumları fena değil ama böyle oynayan takımlar, bir süre kafaya oynar sonra düşüşe geçer, 42 maç yapılan bir lig sürekli aynı kondüsyonu koruyarak biter mi, takipçileriyim:)

d.amokachi dedi ki...

Mükemmel bir blog, mükemmel konular, mükemmel katılımcılar ve bolca futbol. Size teşekkür ederim Mustafa bey, şu ortamda bile, cola kutusunu ilkokul behçesinde tepen, evinde çorapları top yapıp oynayan, sokakta bir plastik şişe görse tek pas yapan benim gibi futbol aşıklarına bunun bir oyun olduğunu hatırlattığınız için. Her ne kadar yorum yapmasamda her gün yeni bir konu var mı diye defalarca blogunuzu tıklıyorum. Eminim benim gibi okuyan herkes zevk alıyordur. Hele birde Beşiktaşlılık varsa daha da doyumsuz oluyor. Lütfen yazmayı bırakmayın. Herkese bol futbollu günler. Forza Juve!!!

d.amokachi dedi ki...

Bu arada sizin çok istediğiniz Alper F.Bahçeye gitti. Şu an ihtiyacımız olmasada bize gelseydi Ernst sonrası Necip ile orta sahamızı sırtalayabilirdi. Sanırım bir 10 numara arıyorlarmış gene paralar gidiyor malum menajerlik şirketine...

Cartalete dedi ki...

rivaldo,

Evet, İtalyanlar gerçekten striker çıkarmayı beceriyorlar ve dediğin gibi istikrarlı da oluyorlar. Hani "İtalyadan defans alınır" klişesi vardır ya, aslında tam tersi; oradan golcü alınır. :)
Çünkü bu kadar savunma öncelikli ligde ve genelde tek forvetken gol atmayı beceren adam, her yerde atar düz mantıkla.

Bizim Messi'yle Tevez'in gollerini hala göremedim. Bu sene BJK TV'im yok. Yerinde izleyemezsem, ıskalıyorum maçları. Tevez Ali, üstelik tek forvet oynarken etkili oluyor. Bir tane merkezi forvet bulamadık şu A2'ye. Mesela şöyle Immobile gibi adamın solunda çok iş yapar Ali İhsan. U18'de bir çocuk varmış; BJK TV'de maçları anlatan Harun Burak Bilgin söyledi: Emirhan Atilla. O merkezi forvet oynarmış ileride dediğine göre.

ozan,

Zeman gibi hocalar da, Denilson gibi futbolcular gibi işte. "Bize gelmesin, ama olsunlar her zaman izleyelim" mantığı. :) İlaç için 1 sezon falan çalışmak lazım yine de bu tip adamlarla. Mesela bu sene ara ara önde baskıyı iyi beceriyorsak, Schuster'den kalma kalıntıların faydası vardır. Ama Noat'ın da yazısının sonunda belirttiği gibi; futbolda tek doğru yok. O yüzden tek doğrucular, takımına çok şey kazandırsa da başarı kazandıramıyorlar. Carvalhal ilk yarıda harman yaptı mesela: Karabük, Galatasaray maçını da yaşadık, Fenerbahçe, Dinamo Kiev'i de, Mersin, Manisa'ya da... Hepsi farklı sistemlerdi.

d.amokachi,

Bir kaç post önce Amokachi'ye atıf yapınca, daha çok sevmeye başlamışsındır sanırım blogu? :) Teşekkürler, sizler okumayı bırakmadıkça, yazma hevesimin kaçacağını pek sanmıyorum.
Alper'i isterdim, ama eğer cidden tasarruf planı yapıldıysa alınmamasına birşey diyemem. Muhammed, son maç yine orta saha oynamış; 1 asist 1 gol. Yavaştan ısındırılıyor... Ama eğer, yine birilerinin pilot takımı gibi kullanılır, alakasız bir isme 3-5 milyon Euro bonservis ödersek; "niye Alper değildi o zaman?" diye sorasım gelir.

d.amokachi dedi ki...

Tabii ki Amokachi'ye atıf olunca daha çok hoşuma gidiyor. Benim kanımca Beşiktaş'a gelmiş geçmiş en iyi yabancıdır. Q7, Guti Ferdinand dahil. Çok eski yabancıları hatırlamıyoruz ama benim sahada gördüğüm en iyi yabancı futbolcumuzdu. Talihsiz sakatlık onu bizden kopardı. Aynı kaderi paylaşmıycaksa Benitez faydalı olur. Ama bence daha öncede üzerinde durduğun Huseklepp hem direk santfor oynayabilmesi hemde kanatlardaki başarısıyla eğer söylendiği gibi Edu ve Holosko gidecekse tam aranan isimdir. Portsmouth taımından onu almak zor olmasa gerek...

Cartalete dedi ki...

Erik Huseklepp'e çok yazık oluyor gerçekten, hiç hakettiği yere yükselemedi. Norveç'ten sonra Bari, Portsmouth gibi takımları gezecek bir adam değildi kesinlikle.

Ben en iyisi yakın zamanda onun için ikinci yazıyı yazayım.

rivaldo dedi ki...

Huseklepp daha düşük seviyeli bir lige gittiği halde Bari transferden kar etmiş.

Emirhan Atilla, Recep Akkemik ve Furkan İydenin ardında bekliyordu.Ama bu iki oyuncu fazla ilerleme kaydedemedi galiba.Fevzi Can bir yaş daha küçük olmasına rağmen bu üç isminde önüne geçebilir.Dördüde tek forvet oynayabilir.Ama tam böyle İtalyan forvet kıvamında Furkan Yaman var.Ceza sahası içinden, dışından,kafayla, topukla, ortasahadan top sürerek, frikikten her türlü gol atabilen bir oyuncu.Resmi sitedeki son videoda iki golü var mesela.Hem tek santrafor hem de Uruguay Cavanisi tarzında oynayabilir.Geçen sene Bülent Uygun baya uğraşmış prof. yapmaya.1-2 seneye çıkar ismi.

Fly like an eagle dedi ki...

Bence Aaron Gunnarsson'u araştır sevgili Mustafa.. :)

Cartalete dedi ki...

Huseklepp kaleyi ufukta gören Portsmouth'ta şu sıralar. Sezon boyunca 10 şut atabilmiş, 3'ü gol. Çok seviliyor sanırım orada...

Furkan Yaman benim de dikkatimi çekti gerçekten. Gilardino model, her şekil gol atabilecek bir tip. Zaten makina gibi, her kategoride 20 gol barajını geçmiş.